Esselamu aleykum,
Değerli kardeşlerim forumda bir yerde cinler hakkında bir konu vardı,oradaki yazılanlara bakınca eskiden bir yerlerde okuduğum cinler hakkındaki bir yazı aklıma geldi araştırdım sizler için buldum biraz uzun ama sabırla okunur.
Malumunuz cinler ahkkında Yüce mevla Yüce Kelamında bir kaç yerde bahseder,hatta Sülayman peygamberi onlara hükmeden bir peygamber olarak söyler bize,peygamber efendimizde (s.a.v) bir rivayete göre taif dönüşü bir yerde konakladığında kur-an okuyunca sesini duyan cinlerle konuşmuştur.
Anlatacağım hikaye türkiyede geçiyor.Burdan sonrasını anlatanın kaleminden yazıyorum.
Yıllar önceydi.Doktor,mühendis ve hukucu bir grup arkadaş,mumların aydınlattığı yarı karanlık bir odada,yuvarlak masanın etrafına dizilmiş,seansımıza katılacak ruhu büyük bir merak ,heyecan,hatta korku ile bekliyorduk.Parmaklarımız,daire teşkil edecek şekilde dizilmiş harfler arasında gidip gelecek fincanın üzerinde titreşip duruyordu.Çevremizdeki ruhlardan birisinin davetimize katılmasını rica ettik boşluğa bakarak.
Biraz sonra fincanın hareket ederek daireler çizmeye başladığını hayretle gördük.Aramızda muzip birisimi var diye birbirimize baktıysakda,bnizlerimizin rengi herşeyi açıklıyordu.
Seansımıza gelen,yıllar önce yaşamış bir doktorun ruhu idi.Üstelik bizleride tanıyordu,emin olmak için arkadaşlardan birini göstererek ismini sorduk,göbek adı ile birlikte cevapladı.Sonra hepimizin doğum tarihlerini,medeni durumlarımızı,hatta içimizden birinin eski nişanlısının ismini bile yazı verdi.Şaşırmıştık,çünkü bunların hepsini biz bile bilmiyorduk.Bu ruh,yoksa içimizdeki bilgilerimi çalıyordu?
Doktor arkadaşları seansdan uzaklaştırdık ve başladık tıpla ilgili suallere...Cevapların içinde hiç bilmediğimiz bir yığın latince kelime vardı.Sonra doktorları çağırıp soru ve cevapları gösterdik.Hepsinin doğru olduğunu hayretle söylediler.İçimize,bugünkü tıbbın bilmediği birtakım tedavi usullerini sorup öğrenmek ve böylece kısa yoldan meşhur olmak arzusu geldi.Birkaç şey sorduksada detay verilmedi.Yalnız kanın pıhtılaşmasına bugünki tıbbın bilmediği 5 faktör daha saydığını hatırlıyorum.
Kendisine,sorularımıza cevap verebilecek başka ruhlarında çağırıp çağıramayacağını sorduğumuzda cevap olumlu idi.Artık çeşitli ihtisas dallarında geçmiş üstadların ruhlarından yararlanabiliyor ve bir yığın orjinal bilgi öğreniyorduk.
Ruh çağırma giderek bizde tam bir tutkuya dönüşmüşdü.Artık onlarsız yapamıyorduk.Fakat sohbetlerimizin yavaş yavaş konu değiştirdiğini ve zaman geçtikce İTİKAD VE İNANCA yöneldiğini epey geç fark etmiştik.
Esrarengiz dostlarımız,kendilerini adeta hakikatı tebliğe memur melekler gibi takdim diyorlardı.Öyle ya,onlar RUH!!! du.Bizim göremediğimizi görüyor,duyamadığımızı duyuyor,hiçbir engel onları durduramıyordu,ölüm ötesi hakkında en iyi bilgi,konuşan bir ölüden alınmaz mıydı?Materyalistlerin ahirete inanlara sorukları klasik bir soru vardır:Gidip gördünüzmü?Evet gidip görenler işde karşımızdaydı,bu dünyada herhangi bir uzmandan sorupta öğrenebileceğimiz soruları onlara sorarak aslında vakit kaybediyor,fırsatı iyi değerlendiremiyorduk,kabirde neler oluyordu;münker-nekir in sualleri neydi?Sıratın,mizanın,cennet ve cehennemin hakikatleri nelerdi?Din kitaplarının öğütlediği gibi yaşayanlar gerçekten orada rahat,diğerleri azapta mıydı?Ruhlar aleminde mükafat ve azabın keyfiyeti neydi?Bunları birer gaip olarak bileceğimize bizzat ruhlardan öğrenmek mümkündü.Nasıl olsa her din,itikat ve mezhebden ruh çağırıp sorabiliyorduk.Seanslarımıza katılanlar çoğalmış birçok yerde ismimizden bahsedilir olmuşdu.Bu aradada bize bir medyum bulundu.Artık fincanla zamanda kaybetmiyorduk.
Ruhların söylediği,bizim daha önceki dini bilgilerimize pek uymuyordu.Bedenden çıkan ruhun kabirle bir ilgisi yoktu,münker-nekir gibi meleklrden,kabir azabından hiç bahsedilmiyordu.Anlattılarına göre dünyada iken tabi oldukları inanç siteminin bir öneminin olmadığı,yaşantılarının iyi yada kötülüğüne göre ruhlarının semaya yükseldiği,eğer hayatını sevgi,barış ve iyilikle geçirmişse göğe yükselir,kötü geçirmişse olgunlaşması için tekrar başka bedende dünyaya gönderilir diye söylüyorlardı.Olgubluğun en üst basamağına çıkana kadar bu dünya okuluna devamlı geri döndürülüyorlar deniliyordu.
Bizler bu bilgileri bizlere lutfeden ruhlara teşekkür ederken,kafamı kurcalayan başka bir soru daha vardı,bizim bu yaptığımız deney ile tarihin en eski cinci hocalarının yaptıkları arasında ne fark vardı?onlarda göze gözükmeyen ancak bir medyum ile irtibata geçilcek varlıklarla konuşmuyorlarmıydı?
Suya bakarak bilgiler öğrnmiyorlarmıydı,ancak bunların hiç birisi daha önce yaşamış bir RUH!!! un kendilerine geldiğini iddia etmemişdi.
Meselenin aydınlanması için zamanın en meşhur cinci hocasına gittim.İstanbulun çemberlitaş mevkiinde aradığımız bir üstadı bulduk.Kendisi bu işin uzmanı ehli idi,şimdi rahmetli olan bu zatın yanında 4 sne kadar bulundum.
Hastalarının arasında çok ilginçleri vardı,bazı hastalar içlerine giren RUH lardan bahsediyorlardı.Bu ruhlar,nedense hocayı hiç sevmiyorlar,hastayı hocanın yanına iki kişi zor getiryordu,ruhlar konuştuğu zaman hastanın sesi değişiyor,hatta hocaya küfreden ruh!lara rastlıyorduk.Okumalar sürdükce hasta halden hale geçiyor,ruhlar CİN
olduklarını itiraf ederek hastayı terk edeceklerini vaad ediyorlardı,bu durumda hoca bazen okumayı kesiyor,bazanda devam ederek ruhun ölmesine (yanmasına) sebep oluyordu.Tabii biz bütün bilgiyi hastanın ağzından alıyorduk.Ancak hastaların iyileşme belirtileri tesadüfe yer vermeyecek kadar açıktı.
Bu hocanın tavsiyeleri ile başka hocalarada gittim,onlar geçmişdeen ço net habr verebiliyorlardı,nasıl yaptılarını sorduğumda ise perileri yardımı ile yaptıklarını söylemişlerdi.
Başka bir hocada,istidatlı müştrilerinin gözünü kapatıp onları istdikleri dünyada gezdiriyordu,oda bu işi 3 tane cin vasıtası ile yaptığını çekinmeden söylemişdi.
Bu araştırmalar sürerken bir yandanda islami kaynakları araştırıyordum,İmam Şibli nin CİNLERİN ESRARI isimli eseri çok faydalı olmuşdu.
Bizim seanslarımızda konuştuğumuz ve RUH olduğunu sandığımız CİN ile hocaların irtibat kurduğu cin aynı idi,bizim yaptığımız seanslara spritizm celseleri deniyordu,bizim gibi toy olan bazı medyumları msken tutan bu cinler,her istediklerini yapabiliyorlardı.
Topladığım bilgiler ışığında,şu bizim yalancı ruhlarla tekrar irtibata geçmek için tekrar seans düzenledik.Ben bu sefer onlardan cinler hakkında bilgi istedim.Hayret,cevaplar kaçamak,ifadeler anlaşılır olmaktan uzaktı.Nedense bu konudan bahsetmek istemiyorlardı.Bütün cesaretimi toplayarak,kendilerininde CİN olup olmadılarını sorduğumda,doğrusu bu işin sonuna geldiğimizi tahmin etmiyordum.Seanslarımızı boykota başlamışlardı.Uzun çabalardan sonra bahsettiğim hoca ile bu cinleri bir araya getirmeyi başardık.Biz söyletememiştik ama,hocanın yanında CİN olduklarını itiraf ettiler.Artık seans tertipleyemiyorduk.Son bir kre daha denemek istediğimizde fincanımızın masanın üstünden dışarı fırladığına şahit olmuştuk.Medyum arkadaş rica ettik,temasa geçer geçmez sara nöbetine tutulmuş gibi haller geçirmeye başladı.Drken üzerimize saldırdı yarım saat birkaç kişi zor zaptetdik kendine geldiğinde birşey hatırlamıyordu.
Şüphe yokki CİN tahifsinin şeytanları insan oğlunu kendi kaydı altına almak ve ona küfr dolu bir inanış aşılamak istiyordu,hatta bazanda bunu böyle ruh kılığına bürünerek yapıyorlardı.Nitkim CİN tahifsinin bu hareketi Yüce Kur-an da şöyle anlatılır ''Allah,insan ve cinlerin hepsini bir araya topladığı günde şöyle denilecek:Ey cinler topluluğu,insanlardan bir çoğunu aldatarak kendinize bağladınız...''(ilaahiri) EN'AM 128cin tahifesinin şytanlarının kişiyi küfre sürüklemek için en çok kullandıkları taktik REANKARNASYON dur.Herşeyden önce bilinmelidirki cinlerin ömrü 1000 ila 1500 yıl kadardır,geçmişde yaşanmış bir şeyi bilmektedirler,Resulullah (s.a.v) fendimizin önünde müslüman olan cin hala yaşamaktadır.Kapalı yerlerden geçebilme ve çok hızlı hareket edebilme kabiliyetleride vardır.Reankarnasyon olayını ıspatlama çabasında olan bir cine sorular soruldukca 1500 yıllık ömrü içinde gördüğü tanıdığı bir çok kişinin hayatını sanki dünyaya yeni gelmiş biri gibi medyum vasıtası ile anlatabilir ancak hiç biri 1500 sene evveline gidemez.
Evet kardeşlerim Haklarında varlıklarına kesin inandığımız ancak nasıl bir varlıklar olduğu konusunda net bir bilgi sahibi olamadığımız şeytani CİN ler ve insanlara kurdukları tuzalardan bir kısım anlattım size,kaynağım KÜTÜ-Bİ SİTTE sahife 236-239.
http://forum.islamiyet.gen.tr/sirlar-dunyasi/70331-cinler-hakkinda-yasanmis-bir-olay.html
Değerli kardeşlerim forumda bir yerde cinler hakkında bir konu vardı,oradaki yazılanlara bakınca eskiden bir yerlerde okuduğum cinler hakkındaki bir yazı aklıma geldi araştırdım sizler için buldum biraz uzun ama sabırla okunur.
Malumunuz cinler ahkkında Yüce mevla Yüce Kelamında bir kaç yerde bahseder,hatta Sülayman peygamberi onlara hükmeden bir peygamber olarak söyler bize,peygamber efendimizde (s.a.v) bir rivayete göre taif dönüşü bir yerde konakladığında kur-an okuyunca sesini duyan cinlerle konuşmuştur.
Anlatacağım hikaye türkiyede geçiyor.Burdan sonrasını anlatanın kaleminden yazıyorum.
Yıllar önceydi.Doktor,mühendis ve hukucu bir grup arkadaş,mumların aydınlattığı yarı karanlık bir odada,yuvarlak masanın etrafına dizilmiş,seansımıza katılacak ruhu büyük bir merak ,heyecan,hatta korku ile bekliyorduk.Parmaklarımız,daire teşkil edecek şekilde dizilmiş harfler arasında gidip gelecek fincanın üzerinde titreşip duruyordu.Çevremizdeki ruhlardan birisinin davetimize katılmasını rica ettik boşluğa bakarak.
Biraz sonra fincanın hareket ederek daireler çizmeye başladığını hayretle gördük.Aramızda muzip birisimi var diye birbirimize baktıysakda,bnizlerimizin rengi herşeyi açıklıyordu.
Seansımıza gelen,yıllar önce yaşamış bir doktorun ruhu idi.Üstelik bizleride tanıyordu,emin olmak için arkadaşlardan birini göstererek ismini sorduk,göbek adı ile birlikte cevapladı.Sonra hepimizin doğum tarihlerini,medeni durumlarımızı,hatta içimizden birinin eski nişanlısının ismini bile yazı verdi.Şaşırmıştık,çünkü bunların hepsini biz bile bilmiyorduk.Bu ruh,yoksa içimizdeki bilgilerimi çalıyordu?
Doktor arkadaşları seansdan uzaklaştırdık ve başladık tıpla ilgili suallere...Cevapların içinde hiç bilmediğimiz bir yığın latince kelime vardı.Sonra doktorları çağırıp soru ve cevapları gösterdik.Hepsinin doğru olduğunu hayretle söylediler.İçimize,bugünkü tıbbın bilmediği birtakım tedavi usullerini sorup öğrenmek ve böylece kısa yoldan meşhur olmak arzusu geldi.Birkaç şey sorduksada detay verilmedi.Yalnız kanın pıhtılaşmasına bugünki tıbbın bilmediği 5 faktör daha saydığını hatırlıyorum.
Kendisine,sorularımıza cevap verebilecek başka ruhlarında çağırıp çağıramayacağını sorduğumuzda cevap olumlu idi.Artık çeşitli ihtisas dallarında geçmiş üstadların ruhlarından yararlanabiliyor ve bir yığın orjinal bilgi öğreniyorduk.
Ruh çağırma giderek bizde tam bir tutkuya dönüşmüşdü.Artık onlarsız yapamıyorduk.Fakat sohbetlerimizin yavaş yavaş konu değiştirdiğini ve zaman geçtikce İTİKAD VE İNANCA yöneldiğini epey geç fark etmiştik.
Esrarengiz dostlarımız,kendilerini adeta hakikatı tebliğe memur melekler gibi takdim diyorlardı.Öyle ya,onlar RUH!!! du.Bizim göremediğimizi görüyor,duyamadığımızı duyuyor,hiçbir engel onları durduramıyordu,ölüm ötesi hakkında en iyi bilgi,konuşan bir ölüden alınmaz mıydı?Materyalistlerin ahirete inanlara sorukları klasik bir soru vardır:Gidip gördünüzmü?Evet gidip görenler işde karşımızdaydı,bu dünyada herhangi bir uzmandan sorupta öğrenebileceğimiz soruları onlara sorarak aslında vakit kaybediyor,fırsatı iyi değerlendiremiyorduk,kabirde neler oluyordu;münker-nekir in sualleri neydi?Sıratın,mizanın,cennet ve cehennemin hakikatleri nelerdi?Din kitaplarının öğütlediği gibi yaşayanlar gerçekten orada rahat,diğerleri azapta mıydı?Ruhlar aleminde mükafat ve azabın keyfiyeti neydi?Bunları birer gaip olarak bileceğimize bizzat ruhlardan öğrenmek mümkündü.Nasıl olsa her din,itikat ve mezhebden ruh çağırıp sorabiliyorduk.Seanslarımıza katılanlar çoğalmış birçok yerde ismimizden bahsedilir olmuşdu.Bu aradada bize bir medyum bulundu.Artık fincanla zamanda kaybetmiyorduk.
Ruhların söylediği,bizim daha önceki dini bilgilerimize pek uymuyordu.Bedenden çıkan ruhun kabirle bir ilgisi yoktu,münker-nekir gibi meleklrden,kabir azabından hiç bahsedilmiyordu.Anlattılarına göre dünyada iken tabi oldukları inanç siteminin bir öneminin olmadığı,yaşantılarının iyi yada kötülüğüne göre ruhlarının semaya yükseldiği,eğer hayatını sevgi,barış ve iyilikle geçirmişse göğe yükselir,kötü geçirmişse olgunlaşması için tekrar başka bedende dünyaya gönderilir diye söylüyorlardı.Olgubluğun en üst basamağına çıkana kadar bu dünya okuluna devamlı geri döndürülüyorlar deniliyordu.
Bizler bu bilgileri bizlere lutfeden ruhlara teşekkür ederken,kafamı kurcalayan başka bir soru daha vardı,bizim bu yaptığımız deney ile tarihin en eski cinci hocalarının yaptıkları arasında ne fark vardı?onlarda göze gözükmeyen ancak bir medyum ile irtibata geçilcek varlıklarla konuşmuyorlarmıydı?
Suya bakarak bilgiler öğrnmiyorlarmıydı,ancak bunların hiç birisi daha önce yaşamış bir RUH!!! un kendilerine geldiğini iddia etmemişdi.
Meselenin aydınlanması için zamanın en meşhur cinci hocasına gittim.İstanbulun çemberlitaş mevkiinde aradığımız bir üstadı bulduk.Kendisi bu işin uzmanı ehli idi,şimdi rahmetli olan bu zatın yanında 4 sne kadar bulundum.
Hastalarının arasında çok ilginçleri vardı,bazı hastalar içlerine giren RUH lardan bahsediyorlardı.Bu ruhlar,nedense hocayı hiç sevmiyorlar,hastayı hocanın yanına iki kişi zor getiryordu,ruhlar konuştuğu zaman hastanın sesi değişiyor,hatta hocaya küfreden ruh!lara rastlıyorduk.Okumalar sürdükce hasta halden hale geçiyor,ruhlar CİN
olduklarını itiraf ederek hastayı terk edeceklerini vaad ediyorlardı,bu durumda hoca bazen okumayı kesiyor,bazanda devam ederek ruhun ölmesine (yanmasına) sebep oluyordu.Tabii biz bütün bilgiyi hastanın ağzından alıyorduk.Ancak hastaların iyileşme belirtileri tesadüfe yer vermeyecek kadar açıktı.
Bu hocanın tavsiyeleri ile başka hocalarada gittim,onlar geçmişdeen ço net habr verebiliyorlardı,nasıl yaptılarını sorduğumda ise perileri yardımı ile yaptıklarını söylemişlerdi.
Başka bir hocada,istidatlı müştrilerinin gözünü kapatıp onları istdikleri dünyada gezdiriyordu,oda bu işi 3 tane cin vasıtası ile yaptığını çekinmeden söylemişdi.
Bu araştırmalar sürerken bir yandanda islami kaynakları araştırıyordum,İmam Şibli nin CİNLERİN ESRARI isimli eseri çok faydalı olmuşdu.
Bizim seanslarımızda konuştuğumuz ve RUH olduğunu sandığımız CİN ile hocaların irtibat kurduğu cin aynı idi,bizim yaptığımız seanslara spritizm celseleri deniyordu,bizim gibi toy olan bazı medyumları msken tutan bu cinler,her istediklerini yapabiliyorlardı.
Topladığım bilgiler ışığında,şu bizim yalancı ruhlarla tekrar irtibata geçmek için tekrar seans düzenledik.Ben bu sefer onlardan cinler hakkında bilgi istedim.Hayret,cevaplar kaçamak,ifadeler anlaşılır olmaktan uzaktı.Nedense bu konudan bahsetmek istemiyorlardı.Bütün cesaretimi toplayarak,kendilerininde CİN olup olmadılarını sorduğumda,doğrusu bu işin sonuna geldiğimizi tahmin etmiyordum.Seanslarımızı boykota başlamışlardı.Uzun çabalardan sonra bahsettiğim hoca ile bu cinleri bir araya getirmeyi başardık.Biz söyletememiştik ama,hocanın yanında CİN olduklarını itiraf ettiler.Artık seans tertipleyemiyorduk.Son bir kre daha denemek istediğimizde fincanımızın masanın üstünden dışarı fırladığına şahit olmuştuk.Medyum arkadaş rica ettik,temasa geçer geçmez sara nöbetine tutulmuş gibi haller geçirmeye başladı.Drken üzerimize saldırdı yarım saat birkaç kişi zor zaptetdik kendine geldiğinde birşey hatırlamıyordu.
Şüphe yokki CİN tahifsinin şeytanları insan oğlunu kendi kaydı altına almak ve ona küfr dolu bir inanış aşılamak istiyordu,hatta bazanda bunu böyle ruh kılığına bürünerek yapıyorlardı.Nitkim CİN tahifsinin bu hareketi Yüce Kur-an da şöyle anlatılır ''Allah,insan ve cinlerin hepsini bir araya topladığı günde şöyle denilecek:Ey cinler topluluğu,insanlardan bir çoğunu aldatarak kendinize bağladınız...''(ilaahiri) EN'AM 128cin tahifesinin şytanlarının kişiyi küfre sürüklemek için en çok kullandıkları taktik REANKARNASYON dur.Herşeyden önce bilinmelidirki cinlerin ömrü 1000 ila 1500 yıl kadardır,geçmişde yaşanmış bir şeyi bilmektedirler,Resulullah (s.a.v) fendimizin önünde müslüman olan cin hala yaşamaktadır.Kapalı yerlerden geçebilme ve çok hızlı hareket edebilme kabiliyetleride vardır.Reankarnasyon olayını ıspatlama çabasında olan bir cine sorular soruldukca 1500 yıllık ömrü içinde gördüğü tanıdığı bir çok kişinin hayatını sanki dünyaya yeni gelmiş biri gibi medyum vasıtası ile anlatabilir ancak hiç biri 1500 sene evveline gidemez.
Evet kardeşlerim Haklarında varlıklarına kesin inandığımız ancak nasıl bir varlıklar olduğu konusunda net bir bilgi sahibi olamadığımız şeytani CİN ler ve insanlara kurdukları tuzalardan bir kısım anlattım size,kaynağım KÜTÜ-Bİ SİTTE sahife 236-239.
http://forum.islamiyet.gen.tr/sirlar-dunyasi/70331-cinler-hakkinda-yasanmis-bir-olay.html