
Cinler ve şeytanlar insana zarar verebilirler; ancak istedikleri her insana zarar veremezler.
İbadetten uzak yaşayan, günahlarla çok meşgul olan insanlara şeytan ve cinler zarar verir.
Cinler ve şeytanlar, insanların günahlarıyla açtıkları menfezlerden girer ve insanı çepeçevre kuşatırlar.
Bu menfezler kapanmalıdır ki, onlar içeri giremesinler ve insan da, onların şerrinden korunmuş olsun.
Ehl-i keşfin müşahedesiyle cin ve şeytanların mü'minlere musallat olmaları, daha ziyade onların bazı manevi yönlerden açık ve zayıf olmalarından kaynaklanmaktadır.
Bu da; cünüplük, hayız, nifas halleri, abdestsizlik, su-i edep içinde gafilâne davranışlar sergileme gibi durumlardır ki, ruh bozuklukları ve fizyolojik olmayan cinnetler, ekseriyetle böyle boşlukların ardından insana ârız olurlar.
Eğer bunlarda cin ve şeytanın parmağı varsa -ki vardır- onlar, mü'minin içine mutlaka, onun bir günahından yol bulup girmişlerdir.
Evet, eğer sen bir kale gibi isen, bu kalenin kapıları açık olursa ezeli düşmanın elbette o kapılardan girecek ve senin vücud kaleni teslim almaya çalışacaktır.
Eğer böyle bir akibete düşmek, ma'ruz kalmak istemiyorsan, mutlaka günahlardan kaçınmalı, dikkatli bir hayat yaşamalı ve kalenin içten fethedileceğini de asla unutmamalısın...
Habis cinler ve şeytanlar, her çeşit günahı alet olarak kullanırlar.
İçki, kumar ve fuhuş, onların sıkça kullandıkları aletlerdir.
Bu günahları irtikab edenler, şeytan tuzağına düşmüş sayılırlar.
Cinlerin insanlarla olan ilişkileri ve haddi zatında iç içe yaşamalarından ve istenildiği takdirde temas kurulabilmesi açısından yola çıkarak, bir kısım hastalıklara da sebep olabilecekleri kabul edilmektedir:
Cinler, maddeye nüfuz edebilecek mahiyette varlıklardır.
"Cin şudur" diyemiyorsak da, cinlerin latif, görülmeyen, tesir ve nüfuz kabiliyetine sahip varlıklar olduğu açıktır.
En basit misaliyle, röntgen şuaları insan bedeninde rahatlıkla yol alabiliyor ve belli ışın çeşitleri maddeyi eritip yapısını değiştirebiliyorsa, bu ışınlardan daha latif olan cinler, insan bedenine neden nüfuz edemesin ki!..
Evet cinler, insan fizyolojik yapısına tesir edip, çeşitli zararlara yol açabilirler.
Lazer ışını, 1960'lara kadar bilim-kurgu romanlarının hayal silahı idi. Ancak T. Warman'ın ilk kırmızı lazer ışınını tespitinden sonra geliştirilmiş olup, bugün bilgisayardan haberleşmeye, nükleer silah sanayiinden polisiye araştırmalara, hatta tıbba kadar pek çok sahada kullanılmaktadır.
Mesela, kırk yıl önce işlenmiş bir cinayetteki, hiçbir aletin tespit edemediği parmak izleri lazer ışınlarıyla ortaya çıkarılabilmekte ve çok aletlerin göremediği şeyler görülebilmektedir.
Bundan daha önemlisi de, damarlarımızda adeta kanla beraber akıp gitmekte ve tıkanmış damarların açılmasında da kullanılmaktadır ki, göz ameliyatlarında kullanılması, bunlardan sadece biridir.
Diğer taraftan, ciğerlerimize çektiğimiz havadaki bir miktar oksijen kanı temizlemekte ve damarlarımıza sirayet etmektedir. Tam bu noktada sözü yine Söz Sultanına bırakalım:
"Şeytan, insanların kanının dolaştığı yerde dolaşır!.."...........sanki alyuvarlaşır veya akyuvarlaşırmış gibi...
Şu halde, başta şeytan olmak üzere, bütün cin taifesinin insanlara zarar verebilecek şekilde yaklaşarak, maddi-manevi tahribata yol açabilmeleri mümkün görünmektedir...
ALINTI...
Rabbim bizleri muhafaza etsin inşallah...
Rabbim bizleri muhafaza etsin inşallah...