Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

CİN Çarpar mı..NASIL..? (1 Kullanıcı)

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
32,225
Tepki puanı
7,579
Puanları
163
Yaş
53
Konum
Alanya
F7N9Dr6.jpg


Cinler ve şeytanlar insana zarar verebilirler; ancak istedikleri her insana zarar veremezler.
İbadetten uzak yaşayan, günahlarla çok meşgul olan insanlara şeytan ve cinler zarar verir.

Cinler ve şeytanlar, insanların günahlarıyla açtıkları menfezlerden girer ve insanı çepeçevre kuşatırlar.
Bu menfezler kapanmalıdır ki, onlar içeri giremesinler ve insan da, onların şerrinden korunmuş olsun.

Ehl-i keşfin müşahedesiyle cin ve şeytanların mü'minlere musallat olmaları, daha ziyade onların bazı manevi yönlerden açık ve zayıf olmalarından kaynaklanmaktadır.
Bu da; cünüplük, hayız, nifas halleri, abdestsizlik, su-i edep içinde gafilâne davranışlar sergileme gibi durumlardır ki, ruh bozuklukları ve fizyolojik olmayan cinnetler, ekseriyetle böyle boşlukların ardından insana ârız olurlar.
Eğer bunlarda cin ve şeytanın parmağı varsa -ki vardır- onlar, mü'minin içine mutlaka, onun bir günahından yol bulup girmişlerdir.

Evet, eğer sen bir kale gibi isen, bu kalenin kapıları açık olursa ezeli düşmanın elbette o kapılardan girecek ve senin vücud kaleni teslim almaya çalışacaktır.
Eğer böyle bir akibete düşmek, ma'ruz kalmak istemiyorsan, mutlaka günahlardan kaçınmalı, dikkatli bir hayat yaşamalı ve kalenin içten fethedileceğini de asla unutmamalısın...

Habis cinler ve şeytanlar, her çeşit günahı alet olarak kullanırlar.
İçki, kumar ve fuhuş, onların sıkça kullandıkları aletlerdir.
Bu günahları irtikab edenler, şeytan tuzağına düşmüş sayılırlar.

Cinlerin insanlarla olan ilişkileri ve haddi zatında iç içe yaşamalarından ve istenildiği takdirde temas kurulabilmesi açısından yola çıkarak, bir kısım hastalıklara da sebep olabilecekleri kabul edilmektedir:

Cinler, maddeye nüfuz edebilecek mahiyette varlıklardır.
"Cin şudur" diyemiyorsak da, cinlerin latif, görülmeyen, tesir ve nüfuz kabiliyetine sahip varlıklar olduğu açıktır.
En basit misaliyle, röntgen şuaları insan bedeninde rahatlıkla yol alabiliyor ve belli ışın çeşitleri maddeyi eritip yapısını değiştirebiliyorsa, bu ışınlardan daha latif olan cinler, insan bedenine neden nüfuz edemesin ki!..
Evet cinler, insan fizyolojik yapısına tesir edip, çeşitli zararlara yol açabilirler.

Lazer ışını, 1960'lara kadar bilim-kurgu romanlarının hayal silahı idi. Ancak T. Warman'ın ilk kırmızı lazer ışınını tespitinden sonra geliştirilmiş olup, bugün bilgisayardan haberleşmeye, nükleer silah sanayiinden polisiye araştırmalara, hatta tıbba kadar pek çok sahada kullanılmaktadır.
Mesela, kırk yıl önce işlenmiş bir cinayetteki, hiçbir aletin tespit edemediği parmak izleri lazer ışınlarıyla ortaya çıkarılabilmekte ve çok aletlerin göremediği şeyler görülebilmektedir.
Bundan daha önemlisi de, damarlarımızda adeta kanla beraber akıp gitmekte ve tıkanmış damarların açılmasında da kullanılmaktadır ki, göz ameliyatlarında kullanılması, bunlardan sadece biridir.

Diğer taraftan, ciğerlerimize çektiğimiz havadaki bir miktar oksijen kanı temizlemekte ve damarlarımıza sirayet etmektedir. Tam bu noktada sözü yine Söz Sultanına bırakalım:

"Şeytan, insanların kanının dolaştığı yerde dolaşır!.."...........sanki alyuvarlaşır veya akyuvarlaşırmış gibi...

Şu halde, başta şeytan olmak üzere, bütün cin taifesinin insanlara zarar verebilecek şekilde yaklaşarak, maddi-manevi tahribata yol açabilmeleri mümkün görünmektedir...

ALINTI...

Rabbim bizleri muhafaza etsin inşallah...
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
32,225
Tepki puanı
7,579
Puanları
163
Yaş
53
Konum
Alanya
Geçenlerde bir programda izledim;
Programı yapan sunucu soruyor konuk ilim adamlarına:
- " Bu zamanda da cin çarpar mı...Hâlâ cin çarpıyor mu..? " diye...
Konuk cevap veriyor:
- " Bir kişi namaz kılmıyorsa, oruç tutmuyorsa,....CİN ÇARPMIŞ DEMEKTİR...":a24:
.............
NE DOĞRU TESPİT
:a12:
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
32,225
Tepki puanı
7,579
Puanları
163
Yaş
53
Konum
Alanya
Tarihin derinliklerinde kalan mesaj yüklü bu misal şöyle cereyan eder.
Süleyman aleyhisselamın ümmetinden bir adam, evinin önündeki ulu ağacın başına yuva yapan kuşların kapı önünü kirletmelerinden rahatsızlık duyuyor, bu kirlerden kurtulmak için çareler arıyordu.
Mecbur kalan adam nihayet çareyi, ağaca tırmanıp yuvalardaki yumurtaları yere atmakta buldu, Kuşlar ise hemen uçuşarak gidip Hz. Süleymana şikâyetçi oldular.
- Ev sahibi adam yuvamızdaki yumurtalarımızı alıp yere atıyor.. diye sızlandılar.
Hz. Süleyman adamı çağırtıp bir daha kuşları rahatsız etme tembihinde bulundu.
Ancak adam kapısının önüne dökülen kuş kirletmelerine basarak evine girmek zorunda kalınca tekrar ağaca tırmandı, evinin önünü kirleten kuşların yumurtalarını yine aşağıya fırlattı.
Ancak ağaçtan aşağı indiğinde bir yoksul adamın kendisini beklediğini gördü:
-Ne olur, bana yardım et, kimseye halimi arz edemiyorum, çok muhtacım.. diye sızlanıyordu yoksul adam.
Hiç tereddüt etmedi, hemen yoksulun acil ihtiyacını karşılayacak bir sadakayı adamın avucu içine bıraktı. Muhtaç adam:
- Sen beni acil sıkıntıdan kurtardın, Allah da seni acil bela ve musibetten kurtarsın!.. diye dua ederek ayrıldı.
O gün kuşlar yine Hz. Süleymana gitmiş, yumurtalarını yere atan adamdan yine şikâyetçi olmuşlardı. Bu defa gazaba gelen Hz.Süleyman, yönetimindeki cinlerden ikisini çağırıp emrini verdi:
-Hemen gidin, adamın kapısı önündeki ağaca çıkıp bekleyin. Adam yine kuşların yumurtalarını aşağıya atacağı sırada yakalayıp yere çarpın, cin çarpmışa dönsün, bir daha yerinden kalkamaz, ağaca tırmanamaz hale gelsin! Cinler:
-Emredersiniz efendim! diyerek rüzgâr gibi uçtular, ağacın tepesine çıkıp yuvaların bulunduğu yaprakların arasına gizlenerek gelecek adamı yere çarpmak için beklemeye başladılar. Ne yazık ki, akşam yuvaya dönen kuşlar gelen cinlerin adama mani olamadıklarını, yine yumurtalarının alınıp yerlere fırlatıldığını görünce tekrar gelip şikâyette bulundular. Süleyman aleyhisselam, bu defa görevlendirdiği iki cini çağırttı:
-Ben size, gidin ağaca çıkın, yumurtaları yere atmak için gelen adamı yere çarpın, demedim mi?
-Dediniz efendim.
-O halde neden emrimi yerine getirip adamı yere çarpmadınız?
-Çarpacaktık ama mani oldular.
-Benim emrime kim mani olabilir?
-İki tane melek.. Biz ağaca tırmanan adamın kolundan tutup da yüzü üstü yere çarpacağımız sırada ansızın bizi tutan iki melek, birimizi batıya, birimizi de doğuya doru fırlattı. Neye uğradığımızı bilemez hale geldik, kendimizi zor kurtardık..
-Öyle ise o iki meleği çağırın bakayım!. Hemen melekler gelir huzura.
-Neden mani oldunuz görevlendirdiğim iki cinin adamı yere çarpmasına? Melekler şöyle anlatırlar olayı:
- Adam, ağacın altında sıkıntı içinde olan bir yoksula yardım edip sadaka verdi. Sadakayı alan ihtiyaç sahibi de, Allah seni maruz kalacağın acil belalardan, musibetlerden korusun￾ diye gönülden dua etti. O duadan sonra Rabbimiz bize emretti:
-Tiz gidin, yoksula sadaka veren kulumu koruyun cinlerin çarpmasından!
Biz de yıldırım süratinde uçup sadaka sahibi adamı korumaya aldık, onu yere çarpacak olan iki cinin birini şarka, birini de garba fırlattık, cin çarpmasından sadaka sahibini kurtardık.
Bu açıklamadan sonra Süleyman aleyhisselam kuşları çağırır:
- Adamın verdiği sadaka, kendisini cinlerin çarpmasından korudu. Yuvanızı insanlara zarar vermeyecek yere yapın!.
Bundan dolayı denir ki: Az sadaka çok belayı def eder!.. Bu bela cin çarpması dahi olsa!


ALINTI: Ahmed Şahin
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
32,225
Tepki puanı
7,579
Puanları
163
Yaş
53
Konum
Alanya
Allah'ım!
Ahlakımı ve huyumu güzelleştir,
görüşümü ve bakışımı güzelleştir,
dinimi ve dünyamı güzelleştir,
hayatımı ve yaşantımı güzelleştir...
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
32,225
Tepki puanı
7,579
Puanları
163
Yaş
53
Konum
Alanya
Felâk ve Nâs Sûreleri Kul￾ (söyle) emrinden sonra Eûzü (sığınırım) ile başladığı için bu iki sûreye iki muavviz (iki sığındırıcı) anlamında Muavvizeteyn denir.

Bu sureleri çok okumak tavsiye edilir...
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
32,225
Tepki puanı
7,579
Puanları
163
Yaş
53
Konum
Alanya
Geçenlerde bir programda izledim;
Programı yapan sunucu soruyor konuk ilim adamlarına:
- " Bu zamanda da cin çarpar mı...Hâlâ cin çarpıyor mu..? " diye...
Konuk cevap veriyor:
- " Bir kişi namaz kılmıyorsa, oruç tutmuyorsa,....CİN ÇARPMIŞ DEMEKTİR...??

.............
NE DOĞRU TESPİT ?
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt