Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

çiğerleriniz yanacak.... (1 Kullanıcı)

FATMA-ZEHRA

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Ağu 2007
Mesajlar
486
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Şehid Bayram Ali Öztürk Hocamızın, şehadetinden günler önce Rize yaptığı ve şehadetini haber verdiği va'zu nasihatini gönül gözüyle görüp, gönül kulağı ile dinlemeye buyurun:



Bazı sözlerimi yüreğimin yarasıyla söylüyorum, yanlış anlamayın! Bir de böyle bir hastalığımız var: Diyelim meselâ sen veya ben, kim olursa olsun hani kahrıyla konuşuyor, yürek acısıyla konuşuyor, dinleyen ise diyor ki "Aaa! İşte hoca niye o kelimeyi söyledi" vesaire...Sen ne diyorsun ALLAH aşkına ya! Ben sana hasretimi ve ızdırabımı dile getiriyorum sen bana hâlâ diyorsun ki "Bu şiirin vezni ne, kafiyesi ne?" Acem'in dediği gibi "Ben ne söyliyem sazım ne çalıyor." Sözüm bir türlü gidiyor, sazım bir türlü gidiyor...Öyle olmayacaksın.

Şurada birinize ani bir rahatsızlık gelse, ölse, hepimiz ağlarız. Gülerken de beraber güleceğiz, ağlarken beraber ağlayacağız. Biz hâlâ, öbürünün kusurunu araştıracak şekilde birbirimize komplo kuracaksak, o zaman hayat bitti demektir. Karşı tarafa, al bizi ne yaparsan yap demektir bu.

Bak Hızır Efendi rahmetliyi İsmailağa'da vurdular, şehid ettiler. Bana göre İsmailağa'da Muhammed Mustafa şehid edilmiştir. Hoca, Peygamber vekili olan bir insandır; hocanın vurulması peki nedir? Rasul-i Ekrem SallALLAHu Aleyhi ve Sellem'in vurulması yerine geçer.

Bakın, o olaydan sonra yine ciddi bir tedbir alınmış değil. Bu ne demek oluyor, "Ey Hızır Hoca'yı vuranlar bizde çok şehid olacak adamlar var, gelin kimi istiyorsanız; Bayram Hocayı mı al, vurun götürün." Zaten Hızır Efendi hedef değildi bendim hedefte, bendim hedefte.

18 Mayıs tarihli Zaman Gazetesi ve Vakit Gazetesi'ne bakın. Hızır Efendiyi içeride vurdular, ertesi gün gazete aynen şöyle yazıyordu: "İsmi B ile başlayan hoca vurulacaktı, yanlışlıkla adı H ile başlayan hoca vuruldu." Kim o?

İsmailağa'da son yıllarda sürekli Efendi'nin emri ile bu fakirin sesi çıkıyor, dolayısıyla cemaatte uyanma gibi haller berildi; Elhamdülillah. Eee, namlunun ucunda ben! 600 Dolar verdim çelik yelek aldım, ben ölsem kim benim hukukumu arayacak ki; hiç kimse aramayacak. Bu şartlarda çalışıyoruz anla! Bir kişi, bir ALLAH'ın kulu çıkıp da "Ne yapıyorsun, ne ediyorsun, ne oluyor, sıkıntın var mı, derdin var mı?"...soran eden yok. "Bu dava garip geldi garip gidiyor ama bu davaya gönül veren gariplere ne mutlu" diyor Rasul-i Ekrem SallALLAHu Aleyhi ve Sellem.

İmâm-ı Rabbânî'nin bir mektubu var, dava uğruna çekilen çile ve zahmetlerin ne anlama geldiği hakkında. Zaten onu duyduktan sonra, önümde Amerika mı var, yerli düşmanlar mı var, katiller mi var, hiç birisi gözüme gelmiyor, yeter ki ruhun teselli olsun, tatmin olsun. ALLAH'ın izniyle bir başım değil bin başım Muhammed Mustafa SallALLAHu Aleyhi ve Sellem yoluna feda olsun. Ama bu demek değil ki deli olalım yani, tedbirli de olmak gerekiyor. Biz bu canı da yolda bulmadık, tedbir takdire mani değildir. Ehl-i Sünnet vel cemaat öyle söyler. Ben tedbirimi alırım ama takdir eğer bizim vurulmamızı gerektiriyorsa, e ne yapalım orada Mevlâ'nın da bildiği bir şey var demektir, mecburen kaza ve kadere boyun eğeceğiz.

Ben senin için öleceğim, sen benim için bir ah çekmeyeceksin, vefakârlık bu mu? Sana bu kadar kendimizden feda edeceğiz sen yine hâlâ benim hakkımda ileri geri konuşacaksın... Yook, yook, o zaman Bayram hoca gidecek ahirete haberiniz olsun. ALLAH imana, İslâm'a z******* vermesin. ALLAH anadan babadan öksüz ve yetim bırakır ki, bırakıyor da zaman zaman, anneden ve babadan öksüzlük de vermesin ama asıl öksüzlük işte böyle savunmasız kaldığımız andır.

Dünkü sohbetin konusu, "Muhammed Mustafa nasıl savunulacak"...Hep Peygamber Efendimizi işte böyle mübarek günlerde, "İşte Peygamberimiz şöyle, Peygamberimiz böyle" vesaire vesaire. Güzel de, güzel de, şu anki gelişen dünyada Rasul-i Ekrem SallALLAHu Aleyhi ve Sellem'i nasıl savunacağız peki, bunu kim anlıyor ALLAH aşkına! Böyle kıyısından köşesinden, tavanın ucundan, döşemenin bilmem arasından bahseder gibi Rasul-i Ekrem SallALLAHu Aleyhi ve Sellem'i bir iki ezgi, ondan sonra bir iki enstürmantel parça vesaire, ne yaptık; Efendimiz'in doğum gününü kutladık, çüşşş! Ne oldu ya bu? Rasul-i Ekrem SallALLAHu Aleyhi ve Sellem gitarla, davulla, zurnayla kutlanacak ondan sonra gerisi yok! Bu iş mi yani? Asıl gerisi mühim, hadi onu yaptın eyvALLAH; ama Muhammet Mustafa bu kadar değil ki, peki bütün dünya şu an Rasul-i Ekrem SallALLAHu Aleyhi ve Sellem'e çullandı... Danimarkalı ****in birisi kalktı Rasul-i Ekrem SallALLAHu Aleyhi ve Sellem'e terörist dedi, peki miting meydanlarında havlamaktan başka ne yapabildik; hiçbir şey. Hep kadın olduk biz, kadın olduk kadın, dünyada erkek aramayın!

Erkek, aşkının gereği olarak sevdiğine canını feda edendir peki. Abdülhamid Han zamanında Avrupa'da bir tiyatro oynanıyor, tiyatro oyununda Rasul-i Ekrem SallALLAHu Aleyhi ve Sellem'e hakaret sahneleri var. Abdülhamid Han dedi ki, hatta o son dönem çalkantılı bir dönem olmakla birlikte; "Size 24 saat zaman tanıyorum. 24 saat içinde o tiyatroyu oyundan kaldırın. Yoksa bütün ordularımla üzerinize geliyorum!" Ve neticede adamların abdesti kaçtı, biliyor musun?

Şimdi bu adam resmen, affedersiniz ama, gene yüreğimin yarasıyla söylüyorum; Rasul-i Ekrem SallALLAHu Aleyhi ve Sellem'i esir aldılar vicdansızlar, her türlü hakareti yapıyorlar. Peki; hani Muhammed Mustafa'nın erleri ve yiğitleri, hani nerede? Muhammed Mustafa karıların eline kaldı.

İsrail Suriye'ye saldırdı. Golan tepeleri var Suriye'de, ben gittim oraları gördüm, çok güzel, tepeler araziler çok çok verimli, adamlar yer işgal etti vicdansızlar, aynen şunu söylediler; "Muhammed Mustafa öldü, kadınları ve kızları arkada bıraktılar bize." Hadi ye bakalım bu lafı, insansan eğer. "Ben hâlâ gezmeyi düşünüyorum, hâlâ giyinmeyi düşünüyorum, hâlâ eğlenmeyi düşünüyorum" git ya git... Bu laflardan, sizi tenkid anlamayın ha, ona göre... Siz bunlardan olsaydınız eğer, bu kafadan olsaydınız buraya gelmezdiniz; siz dertlisiniz, ben ortamı size tasvir ediyorum, önce teşhis sonra tedavi...

Dağda ağaçlar oluyor, eğer o ağaçlar kendi haline bırakılırsa onun meyvesi acı olur, ama sen eğer o acı ağaca bir aşılama yaparsan o acı elma acı armut ne oluyor; bal oluyor bal, bal oluyor bal! Bak ağaca bile bir ilgi gösterdiğinde ağacın meyvesinin acılığı tada dönüşüyor. Peki çoluk çocuğun, ondan sonra benim kardeşlerim vesaire bunlar odundan daha aşağı gitti ki, oduna veya saksıdaki çiçeğe gösterilen alakayı bunlara göstermiyorsun? İlgi göstermezsen yarın bunlar olur acı meyveli bir ağaç! Ne işe yarayacak bu ağaç? Bir iş görmez keser odun yaparlar, insan ise odun bile olmaz, peki ne olacak bu insan?.. ALLAH-u Teâlâ eğer uyuyorsak uyanmaya bizleri muvaffak eylesin, eğer öldüysek tekrar dirilmeye bizleri muvaffak eylesin!

Burada ben konuşmuyorum, ben burada Cenâb-ı Hakk'ın ve Peygamberimizin vekili gibi konuşuyorum; hani vekili olmaya layık değilim ama konuştuğum sözler âyetin ve hadisin dışında değil, belki bir daha da hayatında böyle bir söz duymayacaksın! Demin dediğim gibi ben toprağın altına gideceğim, o zaman bunları hatırladığın zaman "Ah ben bu kafayı ne yapayım, 9. kattan atlasaydım da yanlış karar almasaydım" diye kafanı şu elinle kayaya vuracaksın ama artık... Hayat, hayat, hayat o kadar acayip ki, dönsen de artık dönemeyeceksin. Artık belki bir itin birisi sana nasip olacak, o it yüzünden de ölünceye kadar belki çekeceksin biliyor musun? ALLAH böyle gafletlere maruz kalmaktan muhafaza eylesin.

... ALLAH doğrudan senin kafana bu tenbihleri sana ilham edebilirdi ama ALLAH-u Teâlâ araya esbab koyuyor. ALLAH güneş olmadan da sıcak verebilirdi, bulut olmadan da yağmur verebilirdi ama ALLAH-u Teâlâ araya sebepler koyuyor. Ağaç olmadan da meyve verebilirdi ALLAH Celle Celâluhu. Baba olmadan da ALLAH-u Teâlâ çocuk verebilir; İsâ Aleyhisselâm'ın babası kim?.. Mevlâ araya ne yaptı, esbab koydu! Demek ki sende bir cevher var... Mevlâ bizden hala vazgeçmedi, vazgeçmedi, vazgeçmedi! "Rabbim baybay! Benden buraya kadar" öyle mi? ALLAH-u Teâlâ iyilikten ve güzellikten ayırmasın, yanlış karar almaktan hepimizi muhafaza eylesin.

Yollar ikiye ayrıldı artık aziz kardeşim, tercihini yap. Cenâb-ı Hakk buyuruyor ki, "Biz doğru yolu gösterdik" diyor, "Dileyen artık cennete gitsin dileyen cehenneme gitsin" diyor. Cenâb-ı Hakk bunu söylerken de, "Yapın tercihinizi gidin. Ben, nasıl giderseniz kabul ediyorum” demiyor ALLAH-u Teâlâ.

"İster cennete gidin ister cehenneme gidin ama burnunuzu sürteceğim" diyor. Başka bir ALLAH bulduysan bana da söyle bende seninle beraber geleyim! Ama bulamayacaksın, bulamayacaksın! Beni darıltabilirsin, beni küstürebilirsin ama Muhammed Mustafa'yı küstürme, Muhammed Mustafa'yı küstürme! Yarın, ahirete imanın varsa ki var, yarın "Tut elimden Ya RasulALLAH!" dediğin zaman, RasulALLAH SallALLAHu Aleyhi ve Sellem, eğer bu yamuklukla ahirete gidersek, sana diyeceği bir kelime var: "Ben seni tanımıyorum, yürü!" Yanında da Hazreti Aişe validemiz olacak. Hazreti Hatice validemiz olacak, "Anacığım, anacığım.." "Benim senin gibi evladım yok, sen kimsin!" diyecek sana icabında.

Neye güveniyorsun peki, ha neye güveniyorsun peki; parana mı, puluna mı, anana mı, babana mı? Bak şu yukarıdaki dağ emir bekliyor haberin olsun, şu deniz beş metre kalksa Çayeli bitti. Bende senin gibiysem, bende icabında bu kafayla gidersek biz, ALLAH göstermesin...

Rize'de bu kadar afetler oluyor, dereler taşıyor, ne bileyim evleri alıp götürüyor... ALLAH-u Teâlâ her adım başında kendisinin neye kadir olduğunu gösteriyor, sen nasıl kalkıyorsun peki şuna tavır koyuyorsun ya, sen nasıl Kur'ân'a kin kusuyorsun ya, sen nasıl kalkıp tefe koyuyorsun, rafa koyuyorsun; şöyle diken üstünde duruyorsun ya. Bak depremler hala kalktı mı; kalkmadı, gidiyor geliyor, gidiyor geliyor. Birkaç kişinin hürmetine Mevlâ tutuyor. Rize'yi var ya, ALLAH Rize'yi çoktan yıkacaktı. Rize çoktan yıkılacak ama işte burada birkaç mazlum kul var Mevlâ onlarla tutuyor Rize'yi. Göreceksiniz, ALLAH göstermesin, yine bunu yüreğimin acısıyla söylüyorum, hadi bir daha kursan da kuramayacaksın haberin olsun, kursan da kuramayacaksın, mümkün değil artık! En büyük musibet nedir bilir misiniz siz, en büyük musibetten ibret almamaktır, musibetten ibret almamaktır! ALLAH bir insanın aklını aldıktan sonra ALLAH-u Teâlâ mucizede gösterse, yook, para etmiyor, para etmiyor. Şuradan Rusya, vicdansız bir kalkışırsa bu tarafa, Türkiye'nin bir ay savunacak gücü yok, bir ay, bir ay Türkiye'nin kendini savunacak gücü yok! Bir hafta 15 gün içerisinde iş bitti, Türkiye gitti! Ondan sonra Rus ****i sana saldırdığı zaman Bayram Hocayı hatırlarsın... ALLAH buralara gelmekten hepimizi muhafaza eylesin.


şehid bayram ali öztürk ve hızır hazretlerinin ruhu şerifleri için
EL-FTİHA

Alimin ölümü alemin ölümü gibidir. ( Hadisi Şerif )
 

FATMA-ZEHRA

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Ağu 2007
Mesajlar
486
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
RE: çiğerleriniz yanacak....

A.S....
ECMAİN....
AMİN..
AMİN...
AMİN...
S.A
 

Kaan Erdem

Yönetici
Katılım
9 Ara 2006
Mesajlar
11,197
Tepki puanı
230
Puanları
63
RE: çiğerleriniz yanacak....

selamünaleyküm ALLAH cc razı olsun.selam ve dua ile kalın.selametle kalın inşALLAH:G:H
 

115544

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 May 2008
Mesajlar
23
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
rabbim efendimiz aleyhissalatü vesselam'la komşu eylesin
kabrini en güzel cennet bahçesi eylesin
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
54
YOLU YOLUMUZ....Allahcc şefaatlerini üzerimizden eksik etmesin...BESMELE...SELAM...DUA...
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt