Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

cennet ve cehennem (1 Kullanıcı)

safiye

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Eki 2006
Mesajlar
1,584
Tepki puanı
0
Puanları
0
Şüphesiz ki, kıyamette yollar ayrılacak insanların bir grubu cennet’e, diğer bir grubu da cehennem’e gidecek cennet ve cehennem yaratılmış olup şu anda mevcutturlar. hazreti adem cennetten kovulmuş, kur’an’daki (viddet lil kafirin - kafirler için hazırlandı” veya “muttakiler için hazırlandı” gibi lafızlar cennet ve cehennem’in halihazırda mevcut olduğunu gösterir. bu noktada mirac hadisinin de ayrı bir yeri vardır.

“cennette yüz derece vardır. her derecenin arası sema ile arzın arası gibidir. firdevs en yüksek derecedir. onda dört cennetin nehirleri fışkırır. (firdevsin) üstünde de rahman’ın arşı bulunur. allah’tan isterken firdevsi isteyiniz.” (tirmizi-2533)

cennetin kapıları:

“cennette sekiz kapı vardır. onlardan birine reyyan denilir. oruçlulardan başkası giremez.” (buhari-2084, müslim-1152)

ahmet bin hanbel, muaz bin cebel’den nakleder: rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem: “cennetin anahtarı allah’tan başka ilah olmadığına şehadet etmektir.” buyuruyor.

gölgeler:

sıcağın alnında yanan bir kişi için rahatlığı ne ile anlatabilirsiniz? ona serin bir gölgelikten bahsedersiniz. Şöyle yüksek bir yerde rüzgarın hafif estiği söğüt ağacının altı gibi kutuplarda titreyen bir müslümana serin bir yerden bahsetsen belki dinlemez bile. rahmetin lapa lapa kar gibi yağdığını bahsetseniz, bizler için bir anlamı olabilir ama afrika’da yaşayanlara rahmet sağanak halde inen bir yağmur gibi anlatılırsa kulaklar kabarır.

“Önceki resullerden sana bahsettiklerimiz olduğu gibi, bahsetmediklerimizde oldu.” (nisa, 164)

kur’an’da bahseden 25 peygaberden önce de peygamberler indi. Çin’e, endenozya’ya, uzaklardaki bir adaya gidip görülme imkanı bulunmayan ülkelerdeki peygamberlerden bahsetmek, belki dinleyenler için bir ütopyadan ileri gitmeyebilirdi. ama bir İbrahim (a.s.), İsmail (a.s.), İshak (a.s.), musa (a.s.), süleyman (a.s.), yakub (a.s.)... ortadoğu’ya gidip bu insanların yaşadıkları yerleri, yaptıkları binaları görmek mümkün. muhatabımıza anlatılan şeylerin umumun ve onun aklına uygun olması, aklından uzak olsa da diğer gerçeklerin varlığı onu inanmaya itecektir.

bizler, türkçe’de güzel ve iri gözü temsil için “sıpa gözlü” tabirini kullanırız. belki de adada yaşayıp balıkçılıkla geçinen bir toplum için “uskumru gibi bir göz” makbuldur velhasıl...

hadislerde: “hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın duymadığı ve hiçbir kalbin (aklın)de tasavvur edemeyeceği” bir cennet insanlara anlatılır. belki de cennette ifade edilen külgeler, meyveler, ırmaklar ve huriler bizlerin bu dünyadaki zevk anlayışımız bunlar olduğu için temsil edilmiştir.

evet cennet vardır.

evet ırmaklar, külgeler, huriler vardır, ama biz bunların keyfiyetini idrak edemeyiz. bekleyip göreceğiz inşaallah.

“kimin kalbinde zerre kadar iman varsa cennete girecektir.” (buhari-ilim)

Şu kesindir ki: “razı oldunuz mu (kullarım)?” diye sual buyurunca, cennet ehli: “hiçbir yarattığına vermediğin şeyleri bize verdin. bizlere ne oluyor da razı olmayalım.” diyecekler. (buhari-6183, müslim-2829)

cennet ehli yiyecek, içecek ama tuvalet ihtiyacı olmayacak. bunlar misk kokusu gibi bir koku ile vücuttan çıkacak. cennet, güzel hurilerinden tek bir tanesi yeryüzüne indirilse yer ve sema onun ışığıyla aydınlanıp, onun güzel kokusuyla dolacak (buhari ve müslim). unutmayın ne kadar güzel düşünürseniz düşünün, hiç bir kalp onu tasavvur edemeyecek.

yedi adet (kat) cennet vardır. firdevs, adn, huld, naim, me’va, darusselam, darulcelal. bazıları ise dört tane olduğunu, bazısının bazısına bağlantısı olduğunu söyledi. emekli ve ihtiyarların cennete giremeyeceğini de unutmayalım. Çünkü kaç yaşında olursanız olun orada otuz yaş civarında, güzel, has, parlak bir cemalde olacağız.

hepimizi alacak mı?

geçmiş insanlara nazaran kıyamete daha yakın olduğumuzu, şu zamanlarda insan, çevresindeki İslam düşmanlarına bakıp, “cehennem bunlar ve bunlardan önceki firavunlar, nemrutlar ve ateşe lâyık olan herkes cehenneme sığacak mı” diye düşünürken, hazreti allah cehenneme sorar: “doldun mu?” (helimtele’ti). cehennem cevaben: “daha var mı ya rab?” (hel min mezid) diyecek.

mustazaflar, üzülmeyiniz cehennem pek geniş.

ateş:

dünya ateşi gibi bir ateş değil. bin sene kızartılmış, bin sene beyazlamış ve bin sene de kararmış bir ateş (hadislerdeki tabir). kafiri sıkıca saracak bir azap. allah’ın, zalimi zulmuyle bırakması makul müdür?

buhari, müslim ve tirmizi rivayetinde numan bin beşir efendimizden şöyle duyduğunu söyler:

“kıyamet gününde ateş ehlinden bir insan için en hafif azap topuklarına konan ufak bir parça ateşten dolayı beyninin kanaması.” İçecek olan irin, kan vesair şeylerden bahsetmeye tahammülüm kalmadı.

cebinde taşıdığı çakmakla bir haram gördüğünde elinin altına tutup pek de sıcakmış diye haramdan imtina eden akıllı insanlar gördüm. İnsan bütün ciddiyetiyle kendini haramlardan muhafaza etmeye çalışmalıdır. zira bu işin şakası yok.

Ölen Çocuklar:

müslümanların büluğa ermeden ölen çocuklarının cennete gireceği, cehennemi görmeyeceği söylenilir. zirâ onlar mükellef değildirler. kafirlerin büluğa ermeden ölen çocukları konusunda ise uzun tartışmalar olmutur. en iyi hüküm veren ise hazreti allah’tır.

arş:

büyük bir cisimdir ve allah’ın yaratması ile var olmuştur. Üzerine oturmak için yaratılmamıştır. “ve o arşı azimin de rabbidir.” keyfiyetini en iyi yaratan bilir.

kürsü:

büyük bir cisimdir. ama arş kadar büyük değildir. kürsi de üzerine oturulmak için yaratılmamıştır. keyfiyetini en iyi yaratan bilir.

kalem:

allah’ın yarattığı diğer bir cisimdir. İbni abbas (allah ondan razı olsun) der ki: “allah ilk önce kalemi yaratmış ve ‘yaz’ demiştir. ‘ne yazayım’ sorusuna ‘kaderi yaz’ denilmiş ve kalem kıyamete kadar olacak şeyleri yazmıştır.” “nun, kaleme ve yazdıklarına yemin olsun.”

levh:

allah’ın yarattığı bir cisimdir ki, kalem ona, allah’ın kudretiyle meleklerin vasıtası olmadan yazar. keyfiyetini en iyi bilen o’dur.

allah azze ve celle, cenneti, cehennemi arşı kürsüyü, kalemi, levhi ihtiyacı olduğu için yaratmamıştır. muhakkak ki, onun hiçbir şeye ihtiyacı olmadığı gibi herşeyin de ona ihtiyacı vardır. bunları yaratmasının sebebini ise en iyi yaratan bilir.

ey kulu olmakla iftihar ettiğimiz rabbim! görmediğimiz halde senin ve elçinin bize bildirmesinden dolayı cennete, cehenneme levh’e, arşa, kürsüye, kaleme tam bir kalp mutmainliği ile iman eyledik. bizler, hakkındaki rahmetinden de ümitvarız. rahmetini bizden eksik eyleme. (amin)
alıntı​
 

salih cingöz

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Ocak 2008
Mesajlar
323
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
RABBİM razı olsun kardeşim güzel bi paylaşım olmuş emeğinize yüreğinize sağlık selam ve dua ile
 

evla

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Şub 2008
Mesajlar
141
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
47
rabbim cennetini tüm ümmeti muhammetle doldursun cehennminide islama düşmanlık eden
islah olmaya kafirlerle doldursun
 

safiye

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Eki 2006
Mesajlar
1,584
Tepki puanı
0
Puanları
0
rabbim Hepimize Dünyada Da Ahirette De Cenneti Nasip Etisin Inşallah​
 

safiye

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Eki 2006
Mesajlar
1,584
Tepki puanı
0
Puanları
0
cennetide cehennemide kazanmak bizim elimizde ne istiyorsak ona göre yaşayalım inşallah
 

safiye

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Eki 2006
Mesajlar
1,584
Tepki puanı
0
Puanları
0
Cehennem


Derin kuyu, ahirette kâfir ve günahkâr kimselerin azap Cekecekleri ceza yeri. Kur'an-ı Kerîm'de inanan ve güzel amel işleyen kimselere Cennet vadedildiği gibi (1); kâfir ve günahkâr kimselere de Cehennem vâdedilmiştir.

Kâfir, münâfık ve müşrikler Cehennem'de ebedî kalırlar, orada ölmezler ve azabları hafifletilmez.

Tövbe etmeden günahkâr olarak ölen ve Allah'ın kendilerini affetmediği mü'minler ise Cehennem'de ebedî kalmazlar. Kendilerine günahları kadar azap edilir. Sonra oradan kurtulup Cennet'e girerler ve orada ebedî kalırlar.

Allah Cehennem'i diğer yaratıklardan önce yaratmıştır ve şu anda mevcuttur, yok olmayacaktır. Nitekim şu ayet bu durumu gayet açık ifade eder:

"Artık o ateşten sakının ki, onun tutuşturucu odun insanlarla taşlardır. O kâfirler için hazırlanmıştır. " (2)


"Kâfirler için hazırlanan ateşten korkun. " (3)

İnsanın eğitimi ve iyi davranışlara yönlendirilmesi açısından Cennet ve Cehennem inancının dünya hayatına etkileri açıktır. Kişi, gizli ve açık yaptığı her şeyin karşılığını, bulacağını ve Cehennem'deki cezânın dehşetini hatırladığında, elbette hareketlerine çeki düzen verme ihtiyacını duyacaktır.
1) Kehf, 107
2) Bakara,24
3) Âli İmrân,131

Kaynak :Cehennem, M. Sait ŞİMŞEK, Şamil İslam Ansiklopedisi
 

safiye

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Eki 2006
Mesajlar
1,584
Tepki puanı
0
Puanları
0
cehennem ateşi ve azabı

cehennem ateşi ve azabı

Ateş, insan cismine çok büyük acı ve ızdırap verdiği için ahirette kâfir ve münâfıkların cezası ateşle verilecektir. Böylelikle Cehennem, Allah'ın tutuşturulmuş ateşinin ismidir,

İşte Cehennem'in en açık vasfı ateş olduğu için bazen, Cehennem yerine ateş manasına "nâr" kullanılır:

"Şüphesiz ki münâfıklar nâr'ın en aşağı tabakasındadırlar. Onlara bir yardımcı bulamazsın."
(Nisâ, 145).

Cehennem'de görülecek azabın miktar, şiddet ve şekillerini ancak Allah ve Rasûlü'nün bizlere bildirmesiyle ve bildirdikleri kadarıyla bilebiliriz.

Kur'an-ı Kerîm'de belirtildiğine göre;
a-Cehennem kâfirleri çepeçevre kuşatır:

"Cehennem inkâr edenleri şüphesiz çepeçevre kuşatacaktır."
(Tevbe, 49)





b-Cehennem ateşi sönmez:

"Biz sapık kimseleri kıyamet günü yüzü koyun, körler, dilsizler ve sağırlar olarak haşrederiz. Varacakları yer Cehennem'dir. Onun ateşi ne zaman sönmeye yüz tutsa hemen alevini artırırız. "
(İsrâ, 97)

c-Cehennem dolmak bilmez:

"O,gün Cehennem'e: "doldun mu?"deriz. O! " Daha var mı?" der. "
(Kaf, 30)

d- Kaynarken çıkardığı ses:

"Rablerini inkâr eden kimseler için Cehennem azabı vardır. Ne kötü bir dönüştür. Oraya atıldıkları zaman onun kaynarken çıkardığı uğultuyu işitirler. Nerede ise öfkesinden çatlayacak gibi olur. İçine her bir topluluğun atılmasında bekçileri onlara: "size bir uyarıcı gelmemiş miydi" diye sorarlar. Onlar evet, doğrusu bize bir uyarırı geldi; fakat biz yalanladık ve Allah hiç bir şey indirmemiştir, siz büyük bir sapıklık içerisindesiniz, demiştik " derler. "
(Mülk, 6-9)

e- "Ateş onların yüzlerini yalar, dişleri sırıtıp kalır. "
(Mü'minün, 104)

f- "Boyunlarında halkalar ve zincirler olarak kaynar suya sürülür, sonra ateşte yakılırlar. "
(Mü'min, 70-72).

g- İnkâr edenlere ateşten elbiseler kesilmiştir. Başlarına kaynar su dökülür de bununla karınlarındakiler ve derileri eritilir. Demir topuzlar da onlar içindir. Orada uğradıkları gamdan ne zaman çıkmak isteseler, her defasında oraya geri çevrilirler. Ve kendilerine "yakıcı azabı tadın"denir.
(Hâcc, 19-22).

h- Derileri yandıkça azabı tatmaları için yeniden başka derilerle değiştirilir.
(Nisâ, 56).

i- Ölümü isterler fakat azabları devamlıdır, ölmezler.
(Zuhruf,74-77; Fatır,36).

Peygamberimizin (sav) ifadesine göre:

"Cehennem ateşi (miktarca ve sayıca) dünya ateşleri üzerine altmış dokuz derece fazla kılınmıştır. Bunlardan her birinin harareti bütün dünya ateşinin harareti gibidir. "

Cezalar, işlenen suçlar cinsinden olacaktır. Dilleriyle suç işleyenlerin cezaları dillerine; elleriyle günah işleyenlerin cezaları ellerine vs. tatbik edilecektir.
 

safiye

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Eki 2006
Mesajlar
1,584
Tepki puanı
0
Puanları
0
Cehennemin Kapıları

Cehennemin Kapıları

Kur'an-ı Kerîm'de Cehennem'in yedi kapısının olduğu belirtilmektedir.

"Cehennemin yedi kapısı olup, onlardan her bir kapı için bir grup ayrılmıştır. " (Hicr, 44).

Onun, o cehennemin yedi kapısı vardır. Yani gireceklerin çokluğundan dolayı yedi giriş kapısı veyahut azgınlığın çeşit ve derecelerine göre, önce Cehennem, sonra Lezzâ, sonra Hutame, sonra Sa'îr, sonra Sekar, sonra Cehîm, sonra Hâviye isminde yedi tabakası vardır. Her kapı için, onlardan (o azgınlardan) bir grup ayrılmıştır.

Ebu's-Suûd Tefsiri'nde deniliyor k: "Muhtemelen yedi kapı ile sınırlanması, helak eden şeylerin beş duyu ile hissedilen şeylerle şehvet ve öfke kuvvetlerini gereğine mahsus olmasındandır." Bununla beraber bunda diğer bir ihtimal vardır ki, şeriat dili açısından akla daha uygundur. Çünkü cehennem kapılarının yedi olması ile cennet kapılarının sekiz olması arasında apaçık bir ilişki vardır. Bundan dolayı denebilir ki, bu kapıların mükellef organlarla ilgili olması düşünülür.

Bilindiği gibi insanın mükellef organları sekiz tanedir: Kalb, dil, kulak, göz, el, ayak, ağız, cinsel organ. Bunların yedisi açık, birisi gizlidir ki, o da kalbdir. Doğrudan doğruya Allah'a bakan kalp kapısı açık olursa, bu sekiz organın her biri Allah'ın emri üzere hareket ederek cennete birer giriş kapısı olabilir. Ve bu şekilde cennete sekiz kapıdan girilir.

Fakat içte ruh körlenmiş, kalb kapısı kapanmış bulunursa dıştaki yedi organın her biri cehenneme açılmış birer giriş kapısı olurlar. İşte cennet kapıları sekiz olduğu halde, cehennem kapılarının her birine ayrılmış bir grup olmak üzere yedi olması, Allah daha iyi bilir ki bu hikmetten dolayıdır. "Ve ona ruhumdan üflediğim zaman..." (Hıcr, 15/29) ifadesinin şerefine nail olmakla iman ve marifet kapısı olan kalb, cehenneme kapalıdır. Ondan yalnız cennete girilir, Allah'a erişilir. Kalbi açık olan kimse şeytana uymaz, Allah'ı inkâr etmekten ve O'na isyan etmekten sakınır.
 

safiye

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Eki 2006
Mesajlar
1,584
Tepki puanı
0
Puanları
0
Cehennemin Yakacağı

Cehennemin Yakacağı

Cehennem'in yakacağı hakkında da Kur'an'da bilgi verilmekte ve şöyle denilmektedir:

"Ey inananlar, kendinizi ve ailenizi bir ateşten koruyun ki, onun yakıtı insanlar ve taşlardır."
 

safiye

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Eki 2006
Mesajlar
1,584
Tepki puanı
0
Puanları
0
Cennet

Cennet

Cennet…Cehennem üzerine kurulmuş sırat ile geçilen gizemli hayat… Hz. Adem’in yasak ağacın meyvesinden yediği için dünyaya gönderildiği adres…

Cennet… içinde bulunan bitki ve ağaçların gölgesiyle kaplanmış yerle gök arası geniş bir meyvelik bahçe.

Cennet… iman edip sâlih amel işleyenlerin ebedî âlemdeki makamı…

Cennet… Rablerinin huzuruna suçlu olarak varmaktan korkanların ve nefsini hevasından arındıranların konağı.

Cennet… Allah’ın rızasını kazananlar için mükafat olarak hazırlanmış hoş bir mekan.

Altlarında ırmaklar akar Adn cennetlerinin, orada İrem ve Gesi bağlarını mecazda bırakarak çekirdekli ve çekirdeksiz üzüm bağları ve asmalar vardır. Asmalı konaklar vardır içinde huriler oturan. Mü’minler pınar başlarında yüzerler Naim cennetlerinde… Hüsna cennetinde görür Allah’ın kulları Rablerini… Dolunaya bakar gibi temaşa ederler yaratıcılarını… Kimisini aşk-ı Hak almış durur… Kimisi Tur’da Rabbinin tecellisini gören Musa gibi olur. Kimisi kılıçların gölgesinde gelmiştir Cennet’e, kimisi anasının rızasını alarak varmıştır selam yurduna… Kimisi sabır sayesinde giymiştir ipek elbiseyi. Kimisi altın kâseden içmiştir Kevser’i…

Peygamberlerin davetine uyarak iman edip, dünya ve ahirete ait işleri, kulluk vazifelerini elden geldiği kadar güzel bir şekilde yapan temiz ve müttakî kişiler için hazırlanmış bir huzur ve saadet yurdudur. Kısaca ahiretteki nimetler yurdunun adıdır.

Kur'an-ı Kerîm ve hadis-i şeriflerde Cennet, çeşitli şekillerde tasvir edilmiştir. Bilhassa Kur'an-ı Kerîm'de ağaçları altından ırmaklar akan Cennetler şeklinde anlatılmaktadır:

"Cennet takva sahiplerine, uzak olmayarak yaklaştırılmıştır. İşte size va'dolunan, gördüğünüz şu Cennet'tir ki, O, Allah'ın taatına dönen onun (hudud ve ahkâmına) riayet eden çok esirgeyici Allah'a bütün samimiyetiyle gıyâben saygı gösteren, hakkın taatına yönelmiş bir kalble gelen kimselere aittir. "
(Kâf, 31-33)

"Tövbe edenler, iyi amel ve harekette bulunanlar öyle değil. Çünkü bunlar hiç bir şeyle haksızlığa uğratılmayarak Cennet'e, çok esirgeyici Allah'ın kullarına gıyâben va'd buyurduğu Adn Cennet'lerine gireceklerdir. Onun vadi şüphesiz yerini bulacaktır. Orada selâmdan başka boş bir söz işitmeyeceklerdir. Orada sabah, akşam rızıkları da ayaklarına gelecektir. O, öyle Cennet'tir ki biz ona kullarımızdan gerçekten müttakî olanları vâris kılacağız. "
(Meryem, 60-63)

Cennet, bu dünyada yapılan iyiliklerin ahirette Allah tarafından verilen karşılığıdır.

Kur'an'da Cenâb-ı Allah şöyle buyurmaktadır:
"Adn Cennetleri vardır ki altlarından ırmaklar akar. Onlar orada ebedî kalıcıdırlar. İşte günahlardan temizlenenlerin mükâfatı."
(Tâhâ, 76)

Kaynaklar:
1) Cennet, Durak PUSMAZ, Şamil İslam Ansiklopedisi
2) Cennet, A. Hamit Özyayla, İlkadım Dergisi, Eylül 2004
 

safiye

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Eki 2006
Mesajlar
1,584
Tepki puanı
0
Puanları
0
cennet Cehennem Ehlinin Konuşması

cennet Cehennem Ehlinin Konuşması

Kur'an-ı Kerim'de Cennet ehli ile Cehennem ehli arasında konuşmalar yapılacağı da belirtilerek bu konuşmalardan nakiller yapılmaktadır:

"O gün, münafık erkekler ile münafık kadınlar, iman edenlere derler ki: "(Ne olur) Bize bir bakın, sizin nurunuzdan birazcık alıp-yararlanalım." Onlara: "Arkanıza (dünyaya) dönün de bir nur arayıp-bulmaya çalışın" denilir. Derken aralarında kapısı olan bir sur çekilmiştir; onun iç yanında rahmet, dış yanında o yönden azap vardır.
(Hadid,13)

Münafıklar) Onlara seslenirler: "Biz sizlerle birlikte değil miydik?" Derler ki: "Evet, ancak siz kendinizi fitneye düşürdünüz, (Müslümanları acıların ve yıkımların sarmasını) gözetip-beklediniz, (Allah'a ve İslam'a karşı) kuşkulara kapıldınız. Sizleri kuruntular yanıltıp-aldattı. Sonunda Allah'ın emri (olan ölüm) geliverdi; ve o aldaltıcı da sizi Allah ile (Allah'ın adını kullanarak, hatta masumca sizden görünerek) aldatmış oldu."
(Hadid,14)
 

safiye

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Eki 2006
Mesajlar
1,584
Tepki puanı
0
Puanları
0
Cennet de Nasıl Ağaç Dikilir?

Cennet de Nasıl Ağaç Dikilir?

Peygamberimiz (s.a.v) buyurdu ki,
- Cennetde ağaç yokdur. Oraya çok ağaç dikiniz!.
- Oraya ağacı nasıl dikelim dediklerinde,
-Tesbîh, tahmîd, temcîd ve tehlîl okuyarak) buyurdu.
Yanî, (Sübhânallahi velhamdü lillahi ve lâ ilâhe illallahü vallahü ekber) diyerek Cennete ağaç dikiniz buyurdu.

Bir hadîs-i şerîfde,
-Bir kimse, Sübhânallahil'azîm ve bihamdihi derse, onun için Cennetde bir ağaç fidanı dikilir, buyurdu.

Görülüyor ki, Cennet ağacı, dünyâda harfler ve sesler şeklinde, bu kelimeye yerleşdirilmiş olduğu gibi, Cennetde, bu kemâller ağaç şeklinde bulunmakdadır. Bunun gibi, Cennetde bulunan herşey, dünyâdaki ibâdetlerin, iyi işlerin netîceleridir. Allahü teâlânın kemâllerinden herhangi biri, bu dünyâda, iyi sözlerde ve iyi işlerde yerleşdirilmiş olduğu gibi, bu kemâlât, Cennetde, lezzetler, nimetler perdesi altında meydâna çıkar. Bunun içindir ki, oradaki lezzetleri, nimetleri Allahü teâlâ beğenir. Bunları tadmak, Cennetde sonsuz kalmağa ve Allahü teâlâya kavuşmağa sebeb olur. Zevallı Râbi'a (rahmetullahi aleyhâ) eğer bu inceliği anlamış olsaydı, Cenneti yakıp yok etmeği düşünmezdi. Ona bağlılığı, Allahü teâlâya bağlılıkdan başka sanmazdı!
Kaynak: Mektubat, İmam-ı Rabbani, 1. Cilt 302.Mektup
 

safiye

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Eki 2006
Mesajlar
1,584
Tepki puanı
0
Puanları
0
Cennet de Allah'ın Görülmesi

Cennet de Allah'ın Görülmesi

Allah'ın Âhirette Görülmesi (Rü'yetullah). Müminler, âhirette, cennete girdikten sonra Allah'ı göreceklerdir. Bu görmenin mahiyeti hakkında kesin bilgi yoktur. Ancak bilginler Allah'ı görme olayında, bu dünyada varlıkların görülmesi için zorunlu olan şartların gerekmediğini ileri sürmüşlerdir.

Kur'ân-ı Kerîm'de "Yüzler vardır ki, o gün ışıl ışıl parlayacaktır. Rablerine bakacaklardır" (Kıyâmet,22-23) buyurularak, âhirette müminlerin Allah'ı görecekleri haber verilmektedir.

Resulullah (sav) buyuruyor:

"Muhakkak ki siz şu ayı görüşünüz gibi, Rabbinizi de göreceksiniz. Ve o sırada izdihamdan ötürü birbirinize zarar vermiş de olamayacaksınız"

"Cennetlikler Cennet'e girdiği zaman Allah (c. c.) şöyle buyuracak:

"Size daha da vermemi istediğiniz bir şey var mı?" Cennetlikler de Şöyle derler:

"Yüzlerimizi ak çıkarmadın mı, bizi Cennet'e koymadın mı, bizi Cehennem'den kurtarmadın mı? (o yeter)."

Rasûlullah sözlerine devam buyurarak:

"Cenâb-ı Hak perdeyi kaldırır, Cennetliklere artık Rablerine bakmaktan daha sevimli gelecek hiç bir şey verilmiş olmaz. "

Müminlerin Allah'ü Teâlâ'yı Cennet'te görmeleri, herhangi bir yön, yer ve şekilden uzak olarak vukû bulacaktır. Bunun keyfiyeti bizce meçhuldür.

"Allah bilir" deriz. Kur'an ve Sünnet'te bildirildiği için kesinlikle böyle inanırız.
Kaynaklar:
1) Cennet, Durak PUSMAZ, Şamil İslam Ansiklopedisi
2) İlmihal, İman ve İbadetler, İsam, 1999
 

safiye

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Eki 2006
Mesajlar
1,584
Tepki puanı
0
Puanları
0
Rabbim Cennete Giren Kullarinda Olmayi Nasip Eyelesin Inşallah
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt