Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Cemel vak'asi ile ilgili hadis hakkında soru. (2 Kullanıcı)

Şanslı Bedevi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Ocak 2012
Mesajlar
19
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
46
Bir gün Hz. Peygamber Efendimiz: ”Ya Ali ileride seninle Aişe arasında bir ihtilaf çıkacaktır” diye buyurdu. Hz. Ali -hayretler içeirisnde- “Ben mi?” diye sordu. Efendimiz: “Evet” diye cevap verdi. Bunun üzerine, Hz. Ali: “Haksız taraf ben miyim?” diye sordu. Efendimiz: “Hayır! Ancak aranızda bu olay gerçekleştiğinde Aişe’yi iyice gözetip givenliğinin sağlandığı yere gönder” buyurdu.

İbn Hacer, Fethu’l-Bari, 13/55

Etiiği her duada evvelâ ümmetini hatırlayan, ümmetinin Cehennem'e gitmemesi için göz yaşı döküp Allah'a yalvaran bir elçinin, Cemel vak'asında ölecek 10.000 - kimi kaynaklarda 15.000 - müslümanı değil de, hanımı Aişe'yi düşünerek Ali'yi uyarmasını nasıl anlamak gerekir ?


 

muratdeu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
10 Şub 2009
Mesajlar
33
Tepki puanı
0
Puanları
6
Yaş
37
Bir gün Hz. Peygamber Efendimiz: ”Ya Ali ileride seninle Aişe arasında bir ihtilaf çıkacaktır” diye buyurdu. Hz. Ali -hayretler içeirisnde- “Ben mi?” diye sordu. Efendimiz: “Evet” diye cevap verdi. Bunun üzerine, Hz. Ali: “Haksız taraf ben miyim?” diye sordu. Efendimiz: “Hayır! Ancak aranızda bu olay gerçekleştiğinde Aişe’yi iyice gözetip givenliğinin sağlandığı yere gönder” buyurdu.

İbn Hacer, Fethu’l-Bari, 13/55

Etiiği her duada evvelâ ümmetini hatırlayan, ümmetinin Cehennem'e gitmemesi için göz yaşı döküp Allah'a yalvaran bir elçinin, Cemel vak'asında ölecek 10.000 - kimi kaynaklarda 15.000 - müslümanı değil de, hanımı Aişe'yi düşünerek Ali'yi uyarmasını nasıl anlamak gerekir ?



1-) Öncelikle şunu belirtmek istiyorum: Şahitlik ederim ki, Allah'tan başka hiçbir İlâh yoktur, Muhammed, O'nun kulu ve elçisidir. Bunu söyleme nedenim şu: Bu hadis ile peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) hz.Ali yi uyararak hak peygamber olduğunu gösteriyor.Nasıl mı? Allah(c.c)'ın bildirmesi ile gelecek den bir haber veriyor ve günü gelince gerçekleşiyor.Bu onun hak peygamber olduğunu gösterir.
2-) Bu hadis ile ümmetini düşünen peygamberimiz(sallallahu aleyhi ve sellem) Hz.Ali'ye bir olayı haber veriyor.Ve ilmin kapısı olan Hz.Ali'ye bu olayın en az hasarla atlatılması ya da hiç olmaması ya da daha büyük bir felaketin nasıl engelleneceğini haber veriyor.Eğer ne alaka diyecek olursanız? Bende cevap olarak derim ki: Hadis ilmi diye bir şey var.Sadece okuduğumuz gibi anlamaya kalkarsak bu büyük bir hata olur.Örneğin bir gün hz.Muhammed(sallallahu aleyhi ve sellem) güzide ashabı ile otururken bir ses işitirler.Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) bu ses nedir bilir misiniz? buyurur.Sahabe efendilerimiz hayır cevabını verince,peygamberimiz(sallallahu aleyhi ve sellem) bu 70 yıldır cehennemde yuvarlanan bir taştı ve biraz önce dibine ulaştı onun sesi buyururlar.Şimdi buraya kadar alır ve yorumlarsanız hadisi cehennemin derinliğinin 70 yıllık olduğu ortaya çıkar.Ama bizim 1 yılımıza göre ahiret yılı 1.000 yıldır kimi hadislerde belirtildiği gibi kuranda da buna işaretler vardır.Fakat kimi hadislerde de cehennemde yanan bir kafirin kimisinin sadece bir azı dişinin Uhud dağı kadar olacağı belirtilmektedir.Diğer organları da buna kıyas ile büyütürsek ve binlerce milyonlarca kişinin cehennemde olacağını düşünürsek bu hadise göre belirtilen derinliğe o kadar kişi sığmaz.Sanki peygamber efendimiz(sallallahu aleyhi ve sellem) birbirine zıt şeyler söyledi gibi olur.Ama hakikat noktası çok farklıdır.Bir zaman sonra bir sahabe gelir ve biraz önce 70 yaşında meşhur bir münafığın öldüğünü haber verir.İşte efendimiz(sallallahu aleyhi ve sellem) o söz sultanı kinaye,benzetme yaparak 70 yaşında olan kişinin ömrü boyunca küfür içerisinde yaşadığını ve hayatı boyunca bir taş gibi cehenneme yuvarlandığını sonunda da 70 yaşında ölerek cehenneme gittiğini haber vermektedir.Bu açıdan efendimiz'in(sallallahu aleyhi ve sellem) sözlerini iyi anlamak gereklidir.Şimdi bu belirmiş olduğunuz hadise bakacak olursak:
1-)​
Soruyu sorduğunuza göre Cemel olayını bildiğinizi varsayarak olayı geçiyorum.Bildiğiniz gibi Hz.Osmanın katillerinin hemen cezalandırılmasını isteyen sahabeler Hz.Aişe anamız etrafında toplandılar.Fakat Hz.Ali ise asıl suçluların bulunması ve olanların cezalandırılmasını istiyordu.Bu yönde olanlarda Hz.ALi etrafında toplanmıştı.Bu hadis ile peygamberimiz(sallallahu aleyhi ve sellem) iki grup oluşacağı ve birinin başında kendi eşi diğerinde Hz.ALi'nin olacağını bildirmiştir.Olayda Hz.Alinin haklı olduğunu öğrenmek istiyorsan gerekli izahları alimlerimiz yapmıştır.
2-)​
Peygamberimiz(sallallahu aleyhi ve sellem) bir çatışmanın olacağını görmüş ve bunu engellemenin yolunu göstermek için ya da daha büyük ölümleri olayları engellemek için ”Ya Ali ileride seninle Aişe arasında bir ihtilaf çıkacaktır”buyurmuştur.Birincisi bilindiği gibi eğer karşıda bulunan ordunun,taburun vb kumandanı ile barış yaparsanız ya da onu ele geçirir iseniz olayların önüne geçersiniz.Aynı zamanda da kumandanı tanımak gereklidir.Bunun gibi peygamberimiz(sallallahu aleyhi ve sellem) karşı grubun başında anamız Hz.Aİşenin olacağını haber vermiştir.Bu ifade ile öncelikle lideri tanıtmış.İlmin kapısı olan Hz.Aliye bir nevi onla o ihtilafı gidermeye çalış demiştir.Eğer bunda başarılı olursan inşaalah ümmetim yani ashabım ölmez,çok ölümler olmaz gibi bir anlam bulunmaktadır.Nitekim Hz.Ali sanki böyle anlamış gibi gerekli hadisleri ve bu hadisi de Hz.Aişe ye bildirmiş ve Hz.Aişe hatasını anlamıştır.Bunun sonucunda ihtilaf ortadan kalkmıştır.Ama Allah(c.c) bir hikmete dayanarak bu duruma izin vermemiştir.O ara ortalığı biranda kimileri karıştırmıştır.Ve biranda ortalık karışmış Hz.Aişenin devesinin etrafında çatışma başlamış ve binlerce sahabe şehit olmuştur.Hz.Aişe'nin devesinin etrafında olduğu için bu olaya Cemel olayı denmiştir.Her iki taraf da çatışmaları durdurun dese de buna kulak asan olmamıştır.En sonunda çatışmayı durdurmak için Hz.Aişenin devesini yaralayıp deveyi yere düşürmüşler bu şekilde çatışma sona ermiştir.
3-)​
Peygamberimiz(sallallahu aleyhi ve sellem) "Aişe’yi iyice gözetip givenliğinin sağlandığı yere gönder" ifadesi ile de daha çok insanın ölmesinin önüne geçme yolunu göstermiştir.Eğer Hz.Ali bu hitaba uymasa Hz.Aişe yi orada bıraksa idi ve bu çatışmalar sırasında da Hz.Aişe şehit edilse idi olacak olaylar var olandan da büyük olurdu.Çünkü Hz.Ali zamanında birden çok farklı kavim İslamiyete girmişti.Bunlar içerisinde geçmişten birbirinden öç almak isteyenlerden tutun münafıklara kadar bir sürü kişi vardı.Bu tarz kişiler zaten bir çatışma ortamı bulmak istiyorlar,ortalığı karıştırmak islamiyeti zayıflatmak istiyorlardı.Zaten tam ihtilaf ortadan kalkmış iken bu fırsatçılar biranda çatışmayı ateşlemişler ve binlerce sahabenin şehit olmasına neden olmuşlardır.Hemen hemen tüm alimler ittifak ile o çatışmada ölende öldürülende cennet ehlidir diye kabul etmişler ve kimileri bu konuların tartışılmasının fayda değil zarar vereceğini belirtmişlerdir.Siz demişsiniz ya ümmetini düşünen peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) burada eşini düşünüyor diye. Zaten vefat edenler 60-70 fani ömre bedel şehit olarak ebedi hayata kavuştular ki bu zarar değil kardır.Hz.Aişe yi koru deme nedeni ise zaten ümmetini düşünmesindendir.Sebebi eğer o kargaşada Hz.Aişe şehit edilse idi,fırsatçılar ve Hz.Ali düşmanları olan hariciler vb Kuran-ı Kerim de peygamberimizin(sallallahu aleyhi ve sellem) eşlerinin anamız olduğunu belirtmesini de kullanarak,Hz.Alinin Hz.Osmananın katillerini bulup cezalandırmadığı gib,üstelik bunu yapmak isteyen ve peygamberimizn(sallallahu aleyhi ve sellem) eşi ve anamız olan Hz.Aişeyi öldürttü vb diyerek insanları galeyana getirecekler ve daha büyük çatışmalar olacak daha fazla insanlar ölecekti.İslamiyet içerisinde çok büyük bir çatışma olacaktı ve islamiyet zayıflatılacaktı.Birde bu zayıflık üzerine batılılar vb saldıracak daha çok müslüman ölecekti.15.000 kişi nerede milyon kişi nerede...Şimdi bunları göze almadan çıkıp da efendimiz(sallallahu aleyhi ve sellem) ümmetini düşünmedi eşini düşündü demek, o hak peygambere (sallallahu aleyhi ve sellem) haksızlık olmaz mı?İşin hakikatine baktığımızda,hadisi doğru anladığımızda ve olayı iyi analiz ettiğimizde peygamberimizin ümmetini de düşündüğünü görürüz.
4-)​
Ek olarak eğer Hz.Aişe şehit edilse idi,peygamberimizin(sallallahu aleyhi ve sellem) ifadesi ile soyunun kendisinden devam edeceği Hz.Ali yi ehli beyt düşmanı ilan edeceklerdi.Bunun da önüne geçmek için efendimiz(sallallahu aleyhi ve sellem) "Aişe’yi iyice gözetip givenliğinin sağlandığı yere gönder" buyurmuştur.

Özetle peygamberimiz(sallallahu aleyhi ve sellem) in sözlerini normal bir insanın sözleri gibi algılamak yanlıştır.O söz sultanı birden fazla faydayı içeren sözler söyler.Aynı zamanda yukarı da da belirttiğim gibi temsil,kinaye vb yolları da kullanmakta dır.Eğer her hadisi herkesin anlayacağı gibi olsa idi,özellikle imani konularla,kıyamet alametleri ile ilgili vb hadisleri herkesin anlayacağı açık seçik şekilde ifade etmiş olsaydı o zaman akla kapı aralanmayacak, herkes iman etmek zorunda kalacak ve Hz.EbuBekir gibi elmas ruhlu birisi kömür ruhlu Ebu Cehil ile aynı seviyede kalacaktı.Bu ise imtihan ve teklif sırrına aykırıdır.
Eğer insanın amacı hakikaten hadisi anlamak ise bu kadar yazı bence yeterli hatta fazla bile.Yok amaç insanların kafasını karıştırmak,imanları ile oynamak ise (sizi tenzih ederim) Allah(c.c) ona hidayet versin....
 

Şanslı Bedevi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Ocak 2012
Mesajlar
19
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
46
1-) Öncelikle şunu belirtmek istiyorum: Şahitlik ederim ki, Allah'tan başka hiçbir İlâh yoktur, Muhammed, O'nun kulu ve elçisidir. Bunu söyleme nedenim şu: Bu hadis ile peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) hz.Ali yi uyararak hak peygamber olduğunu gösteriyor.Nasıl mı? Allah(c.c)'ın bildirmesi ile gelecek den bir haber veriyor ve günü gelince gerçekleşiyor.Bu onun hak peygamber olduğunu gösterir.

Böyle bir girizgâha ihtiyaç duymanı anlıyorum.
"Hamle bre kâfir" diyorsun.
Ama gerekçeni saklamaya çalışıyorsun.
Müslümanın öncelikli şiarı dürüstlük değil midir ?


2-) Bu hadis ile ümmetini düşünen peygamberimiz(sallallahu aleyhi ve sellem) Hz.Ali'ye bir olayı haber veriyor.Ve ilmin kapısı olan Hz.Ali'ye bu olayın en az hasarla atlatılması ya da hiç olmaması ya da daha büyük bir felaketin nasıl engelleneceğini haber veriyor.Eğer ne alaka diyecek olursanız? Bende cevap olarak derim ki: Hadis ilmi diye bir şey var.Sadece okuduğumuz gibi anlamaya kalkarsak bu büyük bir hata olur.Örneğin bir gün hz.Muhammed(sallallahu aleyhi ve sellem) güzide ashabı ile otururken bir ses işitirler.Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) bu ses nedir bilir misiniz? buyurur.Sahabe efendilerimiz hayır cevabını verince,peygamberimiz(sallallahu aleyhi ve sellem) bu 70 yıldır cehennemde yuvarlanan bir taştı ve biraz önce dibine ulaştı onun sesi buyururlar.Şimdi buraya kadar alır ve yorumlarsanız hadisi cehennemin derinliğinin 70 yıllık olduğu ortaya çıkar.Ama bizim 1 yılımıza göre ahiret yılı 1.000 yıldır kimi hadislerde belirtildiği gibi kuranda da buna işaretler vardır.Fakat kimi hadislerde de cehennemde yanan bir kafirin kimisinin sadece bir azı dişinin Uhud dağı kadar olacağı belirtilmektedir.Diğer organları da buna kıyas ile büyütürsek ve binlerce milyonlarca kişinin cehennemde olacağını düşünürsek bu hadise göre belirtilen derinliğe o kadar kişi sığmaz.Sanki peygamber efendimiz(sallallahu aleyhi ve sellem) birbirine zıt şeyler söyledi gibi olur.Ama hakikat noktası çok farklıdır.Bir zaman sonra bir sahabe gelir ve biraz önce 70 yaşında meşhur bir münafığın öldüğünü haber verir.İşte efendimiz(sallallahu aleyhi ve sellem) o söz sultanı kinaye,benzetme yaparak 70 yaşında olan kişinin ömrü boyunca küfür içerisinde yaşadığını ve hayatı boyunca bir taş gibi cehenneme yuvarlandığını sonunda da 70 yaşında ölerek cehenneme gittiğini haber vermektedir.Bu açıdan efendimiz'in(sallallahu aleyhi ve sellem) sözlerini iyi anlamak gereklidir

Beni, "Siz Kur'an ve Hadisleri anlamazsınız; İslâm âlimlerinin kitaplarını okuyun" kandırmacasına inanıp da bu 'âlim'lerin kitaplarında her yazılanı "doğru" zannedenlerle karıştırma.
Verdiğin örneğin, benim aktardığım hadisle bir alâkası yok.
Aktardığın hadiste duyulan sesin "Cehennem'e yuvarlanan taş"tan geldiği bildirilirken; daha sonra bir gayr-ı müslim'in ölümü ile ilişkilendirilmekte. Yani 'Müteşâbih' bır anlatım, yapılan açıklama ile anlaşılır hâle geliyor. Ancak; aktardığm hadiste, kendi verdiğin örneğe uyan "müteşâbih" diyebileceğin tek satır gösteremezsın. "İleride çıkacak bir ihtilaf"tan bahsediliyor. Aslına bakarsanız, Hz. Ali ve Hz. Aişe arasında direkt bir ihtilâf yok. Olması da mümkün değil zâten. Hz. Osman'ın katli nedeniyle dolaylı olarak karşı karşıya geliyorlar. Hadisin devamında ise Hz. Ali'den Hz. Aişe'ye göz-kulak olması isteniyor. Bu anlatımda son derece açık ve net olan cümleleri "senin aklın böyşle şeylere basmaz" şekline sokup, kendi açıklamalarını haklı çıkaracak şekilde anlaman benim sorduğum sorudaki gerçeği değiştirmiyor.


Soruyu sorduğunuza göre Cemel olayını bildiğinizi varsayarak olayı geçiyorum.

İyi etmişsin.
Bilmediği şeylerde iddialı konuşmak aptalların işidir.
Ben bilmediklerimi tartışmaya açmam.
Kendi kaynaklarımda yoksa ve gerekiyorsa; uygun yerlerde, cevap alabileceğim kişilere sorarım.


Olayda Hz.Alinin haklı olduğunu öğrenmek istiyorsan gerekli izahları alimlerimiz yapmıştır.

Bunu zâten biliyorum.
Öğrenmek istediğimi hangi cümlemden çıkardınız ?


Bu ifade ile öncelikle lideri tanıtmış.İlmin kapısı olan Hz.Aliye bir nevi onla o ihtilafı gidermeye çalış demiştir.Eğer bunda başarılı olursan inşaalah ümmetim yani ashabım ölmez,çok ölümler olmaz gibi bir anlam bulunmaktadır.

Konuya öyle bir girmişsin ki; okuyan da Cemel vak'asını bütün detaylarıyla bildiğini sanır.
Aslında, savaştan evvel Hz. Ali ve Hz. Aişe arasında anlaşma sağlanmıştı. Her iki taraf ta, harbetmekten vaz geçtiler. Fakat bu hâdiselerin arkasındaki kişiler (Abdullah ibn-i Sebe ve avânesi) Hz. Ali ve Hz. Aişe anlaştıp sulh olduğunda, Hz. Ali'nin kendilerini rahat bırakmayacağını anlamıştı. Barış işlerine gelmiyordu. Abdullah ibn-i Sebe kendisine bağlı 2000 kişiyle gece karanlığında iki tarafa da saldırdı. Ne olduğunu anlamayan Hz. Ali ve Hz. Aişe tarfatraları birbirleiyle savaşmaya başladı. Bu esnada Hz. Ali ve Hz. Aişe savaşı engellmek için çok çaba sarfettiler. Ancak; çıkan kargaşa bir anda duracak gibi değildi. Senin yorumunu doğru kabul edrsek, bâzı gelişmeleri önceden bilen peygamberin "olmayacak duaya amin" demesi gibi bir şey anlaşılır.


Eğer Hz.Ali bu hitaba uymasa Hz.Aişe yi orada bıraksa idi ve bu çatışmalar sırasında da Hz.Aişe şehit edilse idi olacak olaylar var olandan da büyük olurdu.

Biraz ufak at.
Ortam ne derece karışırsa karışsın; bırakın öldürmeyi, Peygamber hanımlarına el kaldıracak 'babayiğit' daha anasından doğmamıştı o zamanlar.
Biz, karşımızda duran bir hadisten net anlaşılabilir ve objektif sonuçlar çıkarmaya çalışıyoruz.
İnsanların hayalleri üzerinden "geyik muhabbeti" üretmiyoruz.
Yazdıklarını tekrar takrar oku.
Benim sorumla alâksı var mı anlamaya çalış.
Forumdan kovulmazsam, ben gene buradayım.


Eğer insanın amacı hakikaten hadisi anlamak ise bu kadar yazı bence yeterli hatta fazla bile.Yok amaç insanların kafasını karıştırmak,imanları ile oynamak ise (sizi tenzih ederim) Allah(c.c) ona hidayet versin....

İman, üzerinde oynanabilecek bir olgu değildir.
Doğup büyüdüğü kültürel çevrenin baskı ve dayatmalarıyla husûle gelen boyun eğişi; sorup araştırmadan, her duyduğuna inanarak oluşan şartlanmayı iman mı zannediyorsun ?
 

Kaim

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
11 Ocak 2010
Mesajlar
2,197
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
"ilerde Have'b uluyan köpeklerin oldugu beldeye geldiğinde Ya Aişe geri dön " Hadisi

Hz aise bir yerde konaklıyor o yere yakın yerde birsürü it uluması var.

soruyor Acaba Allah resulunun dediği bura mı ?

Falanca yer Have'b buramı diyor.

Yok ana bura ora değil diyorlar.

Oysa bildirdigi yer orasıydı.

sonra bu olay oldu.

Bunları fazla irdelemeyin. Onlar cok karısık durumlar.

Mahşere kalmış işleri karıştırmayın.
 

Şanslı Bedevi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Ocak 2012
Mesajlar
19
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
46
sn. kaim;

Meseleyi " Have'b uluyan itleri"nin sırtına yükleyip kenara çekilmekle, sorun çözülmüyor.
Burada Hz. Aişe'nin konumuna dikkat etmek lâzım.
İnsanlar, savaşta komutanlık etsin diye değil; Hz. Muhammed'in en sevdiği eşi olması hasebiyle O'nun otoritesinden faydalanmak için kendisine mürâcaat ettiler.
Sorunu savaşla çözmeyi amçalayanlar peygamber hanımı da olsa, başlarına bir kadını geçirmezler.

Ne Hz. Aişe etrafında toplananların, ne de Hz. Ail ve taraftarlarının öncelikli çözümü savaş idi. Köpek ulumalarının duyulduğu yerden geçilirken, Hz. Aişe'nin maksadı Hz. Ali tarftarlarıyla savaşmak da değildi. Öncelikli amaç; Hz. Osman'ı şehid edenleri bulup cezalandırmaktı. Hz. Ali'yi Hz. Osmanın şehadetine ilgisiz kalmakla suçlayan azınlık denebilecek kişiler msütesnâ; hiç kimse bu cinâyetten O'nu doğrudan sorumlu tutmamıştı.

Hz. Aişe, "anamız" diye kendisine gelenlere yardım etmek amacındaydı. "İt uludu" diye bu insanları kaderine terk edip gitmek O'na yakışır mıydı ? Kaldı ki peygamber dahi böyle bir durumda "insanları kaderine terk et kendi başının çaresine bak" demez.

Sizin aktardığınız hadis, mantıken mâlûldür.
 

Kaim

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
11 Ocak 2010
Mesajlar
2,197
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
Mahsere kalmış işleri kaşıyıp kanatıp cıbana cevirerek nereye varmayı umuyorlar cok merak ediyorum.
 

Kaim

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
11 Ocak 2010
Mesajlar
2,197
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
mesele it uluma meselesi değil. Anlamazdan gelme.

Orada dikkat cekici bir olay olarak bildirip yanlış yolda oldugunu belirtmek icin söylemiştir.

Ne olacağını Hz Aişe bilmiyordu. onun anlayacağı bir işaret olarak söylenmiş birseydi.

geri dönmedi olan da oldu işte.
 

Kaim

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
11 Ocak 2010
Mesajlar
2,197
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
mesele sorun çözülmüyor demişşin!!!

Bak şimdi

Senin amacın sorun çözmek mi Yoksa gecmişin kötü hadiselerini kaşımak mı _?

Kaşıyosun. kanatıyosun.

unutalım da demiyorum . sadece ders cıkaralım.

Sanki şuan kopmuş bir olayda cözüm bulacak buna Böyle bir durum olmadıgna göre.....
 

Kaim

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
11 Ocak 2010
Mesajlar
2,197
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
"Hamle bre kâfir" diyorsun.

siz nesiniz böyle yaaaa birbirinize demediğiniz kalmıyo müslümanın müslümana deyece kelime mi bu.

forum yönetimi böyle konu acıldıgfın da kapamalarını tavsiye ederim.
 

ishakyakup

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Tem 2007
Mesajlar
549
Tepki puanı
21
Puanları
18
Yaş
45
Konum
Gebze
Bir gün Hz. Peygamber Efendimiz: ”Ya Ali ileride seninle Aişe arasında bir ihtilaf çıkacaktır” diye buyurdu. Hz. Ali -hayretler içeirisnde- “Ben mi?” diye sordu. Efendimiz: “Evet” diye cevap verdi. Bunun üzerine, Hz. Ali: “Haksız taraf ben miyim?” diye sordu. Efendimiz: “Hayır! Ancak aranızda bu olay gerçekleştiğinde Aişe’yi iyice gözetip givenliğinin sağlandığı yere gönder” buyurdu.

İbn Hacer, Fethu’l-Bari, 13/55

Etiiği her duada evvelâ ümmetini hatırlayan, ümmetinin Cehennem'e gitmemesi için göz yaşı döküp Allah'a yalvaran bir elçinin, Cemel vak'asında ölecek 10.000 - kimi kaynaklarda 15.000 - müslümanı değil de, hanımı Aişe'yi düşünerek Ali'yi uyarmasını nasıl anlamak gerekir ?



Şanslı bedevi..

Konuya sebep olan sorunun "Aişe'yi düşünerek Ali'yi uyarmasını nasıl anlamak gerekir" Cevabını sizden alalım.. nedir bu kargaşanın aslı..?
sizce kim suçlu, kim haklı bu konuya nasıl bakalım.?
 

muratdeu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
10 Şub 2009
Mesajlar
33
Tepki puanı
0
Puanları
6
Yaş
37
Böyle bir girizgâha ihtiyaç duymanı anlıyorum.
"Hamle bre kâfir" diyorsun.
Ama gerekçeni saklamaya çalışıyorsun.
Müslümanın öncelikli şiarı dürüstlük değil midir ?
Benim kelime-i şehadet getirme nedenim peygamberimizin bir sözünün gerçekleşmesidir.Bu gerçekleşmeden dolayı dedim.Yoksa herhangibir kimseye bir mana falan söyleyemem bu benim haddim değil.Eğer öyle bir anlam çıktı ise bu benim eksik gedik sözlerimden dolayıdır.
Ama Kaim arkadaşımın dediği gibi ve bende belirtim bu konuların tartışılması bir fayda vermez.
 

Kaim

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
11 Ocak 2010
Mesajlar
2,197
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
Evet ishak baba nın sorusuna bende cevap bekliyom.
 

Şanslı Bedevi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Ocak 2012
Mesajlar
19
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
46

Şanslı bedevi..

Konuya sebep olan sorunun "Aişe'yi düşünerek Ali'yi uyarmasını nasıl anlamak gerekir" Cevabını sizden alalım.. nedir bu kargaşanın aslı..?
sizce kim suçlu, kim haklı bu konuya nasıl bakalım.?

Muhterem; ben bunu size soruyorum, siz bana soruyorsunuz.
Bunun mantıklı bir açıklaması nasıl yapılır bilmem !
Oradan buradan kes/yapıştırlar ile; "SubhanAllah kardeş, ibretlik paylaşım" geyiklerini bırakıp, biraz üzerinde düşünün bakalım!

 

ishakyakup

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Tem 2007
Mesajlar
549
Tepki puanı
21
Puanları
18
Yaş
45
Konum
Gebze
Sen bize sormuyorsun..!

Eğer bilmeyipte soruyor olsan gelen cevapları ya kabul edersin veya etmezsin ama üzerine tartışmazsın.. Üzerine tartıştığına göre senin bir bildiğin veya bildiğini sandığın yada en kötüsü konu üzerine bir fikrin var...
işte sen o fikri bizimle paylaş.. Yaz Buraya birde senin görüşünü veya delilini tartışalım..

Şahsen Benim konu hakkında hiç bir görüşüm yok.. benim için "Olmuş Bitmiş üzücü bir olay.."
 

Şanslı Bedevi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Ocak 2012
Mesajlar
19
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
46
Sn. ishakyakup;

Bir defa başlığı yanlış sorularla dağıtmamak lâzım.
Ben, "Cemel vak'asında kim haklı ?" diye bir sorunun peşinde değilim.
Dediğiniz gibi, geçmişte yaşanmış ve bitmiş bir olayı uzatmanın kimseye faydası olamaz.

Diyorum ki; eğer bu hadis sahih ise, ümmeti için ağlayıp göz yaşı döken elçinin, müslümanın müslümanı doğramasını "es" geçip, Hz. Aişe için Hz. Ail'ye özel tembihte bulunmasını nasıl anlamak lâzım ?

Bu hadisten "Bak gördün mü Hz. Muhammd S.A.V. geleceği bilmiş" deyip "Mucize" üretmek kolay da;
İnsan aklını mûcize perdesinden kurtarıp soru sormaya başlayınca iş çetrefilleşiyor.

Hiç kimsenin kutsalına hakâret etmedim.
İftirâ da atmadım.
Kaynağını vererek bir hadis nakledip soru sordum.

Benim amacım; her şeyi bize sunulduğu gibi kabul etmekle "iman" sâhibi olunamayacağını anlatmak.
Bize akıl bahşedildiyse, kullanmak gerek.
 

ishakyakup

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Tem 2007
Mesajlar
549
Tepki puanı
21
Puanları
18
Yaş
45
Konum
Gebze
Sn. ishakyakup;

Bir defa başlığı yanlış sorularla dağıtmamak lâzım.
Ben, "Cemel vak'asında kim haklı ?" diye bir sorunun peşinde değilim.
Dediğiniz gibi, geçmişte yaşanmış ve bitmiş bir olayı uzatmanın kimseye faydası olamaz.

Diyorum ki; eğer bu hadis sahih ise, ümmeti için ağlayıp göz yaşı döken elçinin, müslümanın müslümanı doğramasını "es" geçip, Hz. Aişe için Hz. Ail'ye özel tembihte bulunmasını nasıl anlamak lâzım ?
Bilemiyorum sence nasıl anlamak lazım..
sen söyle. Acaba Hadis'mi uydurma..? yoksa Peygamber efendimiz Aişeyi (r.a.) onbinlerden daha fazlamı seviyor..? yoksa peygamberimizede Allah sadece o kadarınımı bildirildi..? ölecek olan onbinlerden haberi mi yoktu..? Senin yorumun nedir..?


Bu hadisten "Bak gördün mü Hz. Muhammd S.A.V. geleceği bilmiş" deyip "Mucize" üretmek kolay da;
İnsan aklını mûcize perdesinden kurtarıp soru sormaya başlayınca iş çetrefilleşiyor.

Hiç kimsenin kutsalına hakâret etmedim.
İftirâ da atmadım.
Kaynağını vererek bir hadis nakledip soru sordum.

Benim amacım; her şeyi bize sunulduğu gibi kabul etmekle "iman" sâhibi olunamayacağını anlatmak.
Bize akıl bahşedildiyse, kullanmak gerek.
Tabi ki Aklınızı kullanın, Lakin bilinki. sadece akıl imanda yeterli delil değildir.. Ayrıca bu konununda imanla alakası yoktur..
 

Şanslı Bedevi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Ocak 2012
Mesajlar
19
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
46
Bilemiyorum sence nasıl anlamak lazım..
sen söyle. Acaba Hadis'mi uydurma..? yoksa Peygamber efendimiz Aişeyi (r.a.) onbinlerden daha fazlamı seviyor..? yoksa peygamberimizede Allah sadece o kadarınımı bildirildi..? ölecek olan onbinlerden haberi mi yoktu..? Senin yorumun nedir..?

Sorularda samimi olmak gerek muhterem.
Kasaba kurnazlığı bir yere kadar.
İslâm ulemâsı anlaşılması zor ve birbirine zıt hadislere bile "uydurma" demeye çekinirken, benim "uydurmadır/değildir" demem neyi değitirecek ?
Muhaddis değilim ki; hadis için hüküm vereyim.

Zât-ı âliniz benim âciz sözlerimle yönünü mü tayin edecek ?

Ümmeti için göz yaşı döken bir elçiden böyle bir söz sadır olur mu ?
Olmuşsa sebeb-i hikmeti nedir ?

Siz çıkıp kaynağını da göstererek "Bu hadis uydurmadır" dersiniz.
Ya da mantıklı gerekçelerini ortaya koyup bir izah getirisiniz.
Bana cevap diye sunulan her şeyi kabul etmek zorunda değilim.
Kabul etmiyorsam şâyet; gerekçelerini de ortaya koyarım.


Tabi ki Aklınızı kullanın, Lakin bilinki. sadece akıl imanda yeterli delil değildir.. Ayrıca bu konununda imanla alakası yoktur..

Akıl delil değil araçtır.
 

ishakyakup

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Tem 2007
Mesajlar
549
Tepki puanı
21
Puanları
18
Yaş
45
Konum
Gebze
Sorularda samimi olmak gerek muhterem.
Kasaba kurnazlığı bir yere kadar.
İslâm ulemâsı anlaşılması zor ve birbirine zıt hadislere bile "uydurma" demeye çekinirken, benim "uydurmadır/değildir" demem neyi değitirecek.
Muhaddis değilim ki; hadis için hüküm vereyim.
Tabiki hiçbir şeyi değiştirmeyecek.. Ben sadece konu üzerinde olması muhtemel olasılıkları yazdım.. başka olasılık gelmedi aklıma.. yukarıda yazdığım olasılıklardan biri olmuştur aklımca Yada hiç aklımın ermediği ermeyeceği başka işler vardır.. Akılda bir yere kadar işte..!

Zât-ı âliniz benim âciz sözlerimle yönünü mü tayin edecek ?
Sizin belli bir yönünüz yokki.. size uyupta yönümü tayin edeyim..

Ümmeti için göz yaşı döken bir elçiden böyle bir söz sadır olur mu ?
Olmuşsa sebeb-i hikmeti nedir ?
Bilemiyorum..


Akıl delil değil araçtır.
Her araç bir yere kadar götürür..Araçtan inilmesi gereken yerler vardır..
 

Şanslı Bedevi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Ocak 2012
Mesajlar
19
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
46
Tabiki hiçbir şeyi değiştirmeyecek.. Ben sadece konu üzerinde olması muhtemel olasılıkları yazdım.. başka olasılık gelmedi aklıma.. yukarıda yazdığım olasılıklardan biri olmuştur aklımca Yada hiç aklımın ermediği ermeyeceği başka işler vardır.. Akılda bir yere kadar işte..!

Hayır; sâdece 'olasılık'ları yazmamışsınız.
Bana soru da sormuşsunuz.


Senin yorumun nedir..?

Ben de üç mesajdır aynı şeyi yazıyorum.
Buradan çıkarabileceğim mantıklı bir sonuç yok.
Hadis âlimi değilim; hadisin sıhhati hakkında mütâlaa yapamam.
Soruyu bırakıp benimle uğraşmayın.
Bldiğiniz bir şey varsa yazın; okuyanlar da istifâde etinler.
Siz de benim gibi bilmiyorsanız; neden müdâhil oldunuz ?


Sizin belli bir yönünüz yokki.. size uyupta yönümü tayin edeyim..

"Yönsüz" bu fakirden habire soru sorarak ne öğrenmeye çalışıyorsunuz ?

Her araç bir yere kadar götürür..Araçtan inilmesi gereken yerler vardır..

Doğru.
Bunu biraz açalım müsaadenizle.
Aklı kullanarak, akılla açıklanamayacağına kanâat getirilen noktada, gayb denen husûsa iman başlar.
Misal; ben RAB Tanrı'nın varlığını akıl yoluyla kavrayabilirim.
Ama onun zâtı hakkında fikir yürütmemin, aklımın sınırları dışında olduğunu da bilir ve sükût ederim.

Yani önümüze konan her 'saçmalık'a "vardır bir hikmeti" demekle iman olmuyor.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt