Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Çarşaf giyilmesi konusundaki ayet ve bu hususta müfessirlerin beyani (1 Kullanıcı)

Ravzadakinurunkölesi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
25 Ağu 2008
Mesajlar
1,770
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
38
يَا أَيُّهَا النَّبِيُّ قُل لِّأَزْوَاجِكَ وَبَنَاتِكَ وَنِسَاء الْمُؤْمِنِينَ يُدْنِينَ عَلَيْهِنَّ مِن جَلَابِيبِهِنَّ ذَلِكَ أَدْنَى أَن يُعْرَفْنَ فَلَا يُؤْذَيْنَ وَكَانَ اللَّهُ غَفُورًا رَّحِيمًا


“Ey Peygamber! Zevcelerine, kızlarına ve müminlerin kadınlarına söyle: ( başlarını ve yüzlerini kapatacak şekilde ) cilbablarının (dış örtülerinin) bir kısmı ile üzerlerini sıkıca örtsünler. Bu, onların (hür ve iffetli olduklarının) bilinip incitilmemeleri için daha elverişlidir. ALLAH, Gafûrdur (mağfiret eder), Rahîmdir (merhamet eder).” (Ahzab-59)​


1- Sebebi nüzul : Medinenin fasıkları (münafıkları) kadınlara laf atarak onlara eziyet ediyorlardı. “Niçin müslüman kadınları rahatsız ediyorsunuz” denildiği zaman, “biz bunu yalnızca köle kadınlara yapıyoruz” diyorlardı. ALLAH'ü Teala hür iffetli kadınların diğerlerinden ayırt edilmeleri için bu ayeti indirdi. (İbni kesir, Dürrül mensur) bu ayet tesettürün iddia edildiği gibi esaret değil, kadınların hürriyet ve asaletinin ifadesi olduğunuda gösterir.​

2- Ayette geçen cilbabın tarifleri:

a) Baştan aşağı örten çarşaf, ferrace, car gibi dış elbisenin adıdır
b) Kadınların elbiselerinin üstüne giydikleri her çeşit giysidir.
c) Tepeden tırnağa örten giysidir. Kadınların tesettür ettikleri her türlü elbise ve başka şeylerdir.
d) Çarşaf ve peçedir. (elmalı. C:6-s:337)
e) Vehbi efendi nur suresinin 31. ayetini tefsir ederken şöyle der “ hatunların zinetini setriçin çarşaf örtünmeleri lazım ve vacib olduğu bu ayetten sarahaten müstefad olan fevaid (istifade edilen faideler) cümlesindendir” (Hülasatül Beyan : c: 9.s:3719)​

3- Cilbabı giyme tarzı :
1- İbni abbas (r.a) yukarıda mealini verdiğimiz Ahzab suresinin 59. ayeti hakkında şöyle demiştir “ALLAH(c.c.) mü’min kadınlara bir hacet için dışarı çıktıklarında yüzlerini başlarının üzerinden cilbablarıyla örtmelerini ve yalnızca bir gözlerini açmalarını emretmiştir. (Taberi, İbni Kesir, Suyuti Dürrül Mensur Ve Sabuni)
2- İbni Sirin şöyle demiştir : bu ayeti (tabiinin büyük alimlerinden) Abidetüs-selmaniden sordum. Elbisesiyle başını, yüzünü örterek, sol gözünü açarak, hareketleriyle nasıl olacağını gösterdi. (Suyuti Dürrül Mensur, İbni Kesir )
3- İbni abbas ve Katade şöylede demişlerdir : Alnının üzerinden bağlar, diğer ucunu da burnunun üzerinden bırakır. Gözleri görünse de bu hal onun göğsünü ve yüzünün büyük bir kısmını örter. Hasanı Basri ise “yüzünün yarısını örter” demiştir. (Tefsiri Kurtubi ve İbni Kesir)
4- Tefsiri Beyzavi : Bir hacet için dışarı çıktıklarında çarşaflarıyla bedenlerini ve yüzlerini örtsünler. (c: 2-s:252)
5- Ebul Ferec İbnül Cevzi : başlarını ve yüzlerini örtsünler. (Zadül Mesir. C:6-s:422)
6- Tefsiri Celaleyn : Cilbab kadının bütün vucudunu örten örtüdür. Hacetleri için dışarı çıkarken bir kısmıyla yüzlerini örterler, ancak bir gözlerini açıkta bırakırlar.
7- Sahabe ve tabiin döneminden sonra gelen bütün büyük müfessirler de bu ayeti (yukarıda geçtiği gibi) aynı şekilde tefsir etmişlerdir. (Tefhimül Kur’an: c:4.s:459)
8- Tefsirlerin izahlarından anlaşılacağı üzere : cilbabı örtmekte iki şekil vardır. Birisi kaşlarına kadar başını örttükten sonra büküp yüzünü de örtmek ve yalnız tek bir gözünü açık bırakmak. İkincisi de alnının üzerinden sıkıca sardıktan sonra burnunun üzerinden dolayıp, gözlerini ikisi de açık kalsa bile yüzün büyük bir kısmını ve göğsü tamamen örtmüş bulunmaktır. (Elmalı : c:6-s:338)​

4- Cilbabın tatbik şekli :
1- Ümmü Seleme (ra) şöyle demiştir : cilbab ayeti nazil olduğunda ensar kadınları üzerlerine siyah elbiseler giyerek öyle bir ağırbaşlılıkla çıkmışlardı ki; başları üzerinde kuşlar varmış gibi idi. (Elmalı : c.6-s.338, Kurtubi)
2- Hz. Aişe (r.a)de şöyle demiştir : Ensar kadınlarına ALLAH(c.c) rahmet etsin. Cilbab ayeti indiği zaman mırtılarını yardılar, onunla başlarını sardılar da Resulullah (asv) arkasında öyle namaz kıldılar ki, sanki başlarında kargalar varmış gibi idi. (Elmalı : c.6-s.338) (mırtı bir çeşit kumaştır)
3- Hz. Aişe (r.a) nın cilbabıyla yüzünü örttüğüne dair buharide bir rivayette vardır.
4- Rivayetlerden anlaşıldığına göre peygamberimiz (asv) döneminde peçe takan kadınlar bile vardı. (Bütün Yönleriyle Asrı Saadet: c.4.s.356)
5- Müslüman ahalide günümüze gelinceye kadar yukarıdaki kur’anın emri ve onun izahları muvacehesinde hareket etmişlerdir. Elmalı yukarıdaki cilbabın sarma şeklinin birincisini, yani yalnızca bir gözü açık bırakmayı tarif ederken “bizler yetiştiğimiz zaman memleketlerimizde annelerimizin tesettür tarzı bu idi” der. İkincisini anlatırken de “ 1310 da İstanbula geldiğim zaman İstanbul hanımları bir peçe ilave edilmek ve elde açık şemsiye bulunmak şartıyle tesettür tarzları da buydu” der. . (Elmalı : c.6-s.338)
6- Hülasa : Çarşaf, luzumsuz, gereksiz bir takva değil kur’anın emridir. Başta sahabeler olmak üzere Ümmeti Muhammedde şimdiye kadar bu emre imtisal edegelmişlerdir. Günümüzdeki hanımlarda “kınayan kimsenin kınamasından korkmazlar” ayeti mucibince bu emre imtisal etmelidirler. Fakat başkalarına bu hakikatı anlatır veya tavsiye ederken karşıdaki muhatabın durumunu da gözönünde bulundurmak gerekir.​

Mesele :

Burada şöyle bir itiraz akla gelebilir : “Görünen kısmı müstesna, zinetlerini göstermesinler.” (Nur: 31) ayetinde görünen kısımdan kasıd ülemanın cumhuruna göre eller ve yüzdür. Buna göre eller ve yüz avret değildir ve örtmeye gerek yoktur. Halbuki yukarıdaki açıklamalarda, dışarı çıkarken kadının yüzünü de örtmesi lazım geldiği anlatılıyor. Bu ise bir çelişkidir.​

El cevap:

Ayetteki ibaha ve ülemanın “el ve yüz avret değildir” ifadesi, kadının evinden dışarı çıkarken yüzünü açmasına bir cevaz vermiyor. Bu hususta ülema el ve yüzün açılmasıyla ilgili şunlarıda söylemiştir:​

1- El-yüz avret değildir demekle bunları açmak gerekir manası kastedilmemiştir. Bazı haller ve zamanlarda bunları örtmede zorluk olduğu için şeriat bunda ruhsat göstermiştir. Fakat bu ruhsat daimi değil, bazı hallerle kayıtlıdır.
2- İbadet esnasında (ihram, namaz gibi durumlarda) kadın el ve yüzünü açar. (Beyzavi, Makalatı Kevseri)
3- Mahkemede şahitlik, dünürlük, tedavi gibi sebeplerle kadın el ve yüzünü açabilir. (Razi (mefatihül gayb), Elmalı)
4- Ülemanın kadının el ve yüzünü açmasına verdiği cevaz fitne olmadığı zamanlarla mukayyeddir. Fitne korkusu olduğu takdirde kadının yüzünü örtmesi emredilir. (Makalatı kevseri : 309, Tefsiri Kurtubi, Tefsiri Celaleyn)
5- Genç bir kadının erkekler arasında yüzünü açması men’ edilir. Çünkü bu durumda fitne söz konusudur. Yahut şehvetle bakmak söz konusudur. Bunun manası şudur : böyle bir kadın erkeklerin yüzünü görüp, fitne meydana gelir korkusuyla yüzünü açmaktan alıkonulur. Çünkü yüzü açık olan kadına şehvetle bakılır. (Zuhayli:c.1.s.458, İbni Abidin Tercemesi: c.2.s.113)​

Günümüz geçmiş asırlarla mukayese edilemeyecek kadar fitneli bir zamandır. Rabbim cümlemizi muhafaza eylesin.​


Alıntıdır
itibarhaber.com
 

gullere-vurgun

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Haz 2009
Mesajlar
270
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
29
Allah razı olsun...çarşaf çarşaf çarşaf...ne kadar zor bizim için çarşaf giymek...simsiyah olmak...efendimizin zamanındaki gibi olabilmek :( gerçekten keşke hepimiz çarşaflanabilsek...Rabbim gönülden çarşaf giymek isteyenlerin önünü aç.... Allah razı olsun tekrar tekrar....
 

Kaan Erdem

Yönetici
Katılım
9 Ara 2006
Mesajlar
11,197
Tepki puanı
230
Puanları
63
Selamünaleyküm kardeşim;

Sadece ''nasip'' meselesidir.ALLAH celle celalüh hakkını verenlerden etsin ve eylesin,selametle kalınız.
 

Ravzadakinurunkölesi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
25 Ağu 2008
Mesajlar
1,770
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
38
Ne haldeki insanlar girmiş bu çarşafa...
İstemişler..
Sadece gönülden istemiş ve inanmışlar Rablerine...
Doğrusu bu demişler,baş koymuşlar.
İslamdan bir haber yaşarken çarşaflı olmuşlar birden.
Bir müslümanı müslüman etmek o kadar zor ki.
Bu iş gerçekten nasip meselesi...
Mevla herkesin gönlüne nakş etsin ve nasip eylesin gerçek manada tesettürü...​


Allah razı olsun...çarşaf çarşaf çarşaf...ne kadar zor bizim için çarşaf giymek...simsiyah olmak...efendimizin zamanındaki gibi olabilmek :( gerçekten keşke hepimiz çarşaflanabilsek...Rabbim gönülden çarşaf giymek isteyenlerin önünü aç.... Allah razı olsun tekrar tekrar....
 

can kırıkları

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
1 Mar 2009
Mesajlar
1,967
Tepki puanı
13
Puanları
38
Yaş
38
küçüklüğümden beri çarşafa girmeyi istemişimdir seviyorumda insanlarin üzerinde görünce beni hakikaten içine çekiyor fakat olumsuz nedenler ve kişiler yüzünden ailem çarşafli biri gördüğü zaman yönünü ters çeviriyor.... Belki bu davranişlari iyi değil ama yaşadiklari olumsuzluklar ona yöneltti onlari.... şimdi ben çarşafa girmek istediğim söylesem evden atarlar beni hakikaten ... Inşallah evlenince giyerim bende.. çünkü hakkiyla kapinmak istiyorum... Pardesü giyiniyorum dershanede bir kapali benim ve bu gün laf çaktilar tarikatçilikla ilgili konuştular hepsi bana dönüp bakti..zoruma gitti ama umursamakta istemedim onlar özensin bizim gibi kapalilara bizler onlara özenmeyelim.....rabbime emanet olun rabbim gönül muradlarimizi versin bayraminiz mübarek olsun inşallah rabbime emanet olun
 

Ravzadakinurunkölesi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
25 Ağu 2008
Mesajlar
1,770
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
38

Bir Hoca Efendi bir yere gidiyor,otobüse bindi ve oturdu.
Hoca sakallı,cübbeli...
Arkada iki tane kokona ...


Hoca'ya sataşacaklar ya,başladılar konuşmaya:
-Maymundan üredik,maymundan türedik vs...

Hoca Efendi döndü ve konuşmaya başladı(bakmadan)
-İster istemez konuşmalarınıza şahit oldum.
şunu sorayım müslüman mısınız?
Kuran'a inanıyor musunuz.?

Hanımlar:
-Evet,inanıyoruz,müslümanız
dediler....
Hoca başladı
-Söylemiş olduğunuz o söylem neyse Kuran'a uymuyor,ded:i ve açıkladı ayeti.
Hanımlar:
-Olur mu canım,ilim öyle diyor,bilim şöyle diyor filan,bir saat bir sürü boş laf ettiler...
Sonra hoca cevaplara şaşkınlığından,ister istemez dönüp bir baktı kimmiş bunlar diyerek...
Hanımlar sabah akşam makyajla uğraşmaktan,başka bir hal almışlar sanki ve nitekim soylarının da maymun olduğu iddasındalar...
(Hoca Efendi,Mevla'nın yarattığından sual olmaz ama...Onların yüzlerinde secde izleri olur ayetine binayen bir nur da olur,mendebur olmaz diye düşünürek cevap verdi):

-Hanımefendi özür dilerim,vallahi size baştan baksam hiç itiraz etmezdim...


Sohbete Ulaşmak İçin TIKLAYINIZ: Allah'a utancından can verdi -AllahKorkusu-


Allah c.c. kalbinize göre versin inşallah...
Üzülmeyin,canınızı sıkanların canı sıkılacaktır Hak teala tarafından...
Allah hidayet nasip eylesin onlara...
Yazık,gerçekten yazık,bir gün anlayacaklar ama inşallah geç olmaz.
Bizim için de bu durum geçerli,yapmadığımız ne çok eksiğimiz var.
Mevla tamamlamayı nasip etsin hakkıyla idrak edip...​

küçüklüğümden beri çarşafa girmeyi istemişimdir seviyorumda insanlarin üzerinde görünce beni hakikaten içine çekiyor fakat olumsuz nedenler ve kişiler yüzünden ailem çarşafli biri gördüğü zaman yönünü ters çeviriyor.... Belki bu davranişlari iyi değil ama yaşadiklari olumsuzluklar ona yöneltti onlari.... şimdi ben çarşafa girmek istediğim söylesem evden atarlar beni hakikaten ... Inşallah evlenince giyerim bende.. çünkü hakkiyla kapinmak istiyorum... Pardesü giyiniyorum dershanede bir kapali benim ve bu gün laf çaktilar tarikatçilikla ilgili konuştular hepsi bana dönüp bakti..zoruma gitti ama umursamakta istemedim onlar özensin bizim gibi kapalilara bizler onlara özenmeyelim.....rabbime emanet olun rabbim gönül muradlarimizi versin bayraminiz mübarek olsun inşallah rabbime emanet olun
 

can kırıkları

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
1 Mar 2009
Mesajlar
1,967
Tepki puanı
13
Puanları
38
Yaş
38
amin inşallah........
Sohbet yeri açilmiyor acaba neden
 

GözdenuR

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Ağu 2008
Mesajlar
21
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
31
Ben dogru anladiysam carsaflami gezmemiz gerekiiyor?
Ben sadece basortusu takmamizin gerektini saniyordum.
Annemde carsaf diye bisey yok diyordu bizim dinimizde?
Kuran da carsaf takmamizin gerektidemi yaziyor? Dogru anladiysam bu okuduklarimi ? :$
 

Ravzadakinurunkölesi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
25 Ağu 2008
Mesajlar
1,770
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
38
Ben dogru anladiysam carsaflami gezmemiz gerekiiyor?
Ben sadece basortusu takmamizin gerektini saniyordum.
Annemde carsaf diye bisey yok diyordu bizim dinimizde?
Kuran da carsaf takmamizin gerektidemi yaziyor? Dogru anladiysam bu okuduklarimi ? :$

Kurandaki tarife en uygun örtü çarşaftır.
Takılan başörtülerin şimdiki hali meydandadır.
Renkleriyle kısalığıyla bir takı ve aksesuar nitaliğindedir.
Kuranda geçen omuzlara dökülecek kavramı şuan kaç tane başörtülünün örtüsünün özelliğidir soruyorum?
Rabbim örtülerimizi muhafaza etsin.
Örtüden maksat güzellikleri saklamak cezbedici yerleri örtmek,hem kendi hem de karşı cinsi günahtan sakındırmaktır.
Başörtüler bu görevi ne kadar yapabiliyor?

Çarşa tam bir örtüdür,kuran ona işaret etmektedir.
Bunu anlamak nasip meselesidir.
Tıpkı Peygamber Efendimizin peygamberliğine muhalafet olmak nasıl nasipsizilikse,çarşafı inkar etmek de nasipsizliktir benim fikrimce.​
 

_SeNaToR_

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
25 Ağu 2008
Mesajlar
1,220
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Örtünmek Üzere ve Peçe

Örtünmek Üzere ve Peçe

AZHAB-59--- Ey Peygamber, eşlerine, kızlarına ve mü'minlerin kadınlarına dış elbiselerinden (cilbablarından) üstlerine giymelerini söyle; onların (özgür ve iffetli) tanınması ve eziyet görmemeleri için en uygun olan budur. ALLAH, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.


TEFSİRİ:


Cilbab büyük bir örtüdür. İdna ise örtmek ve sarmak anlamlarına gelir; fakat bu kelime alâ eki ile kullanıldığında bir şeyi yukarıdan aşağıya bırakmak anlamına gelir. Bazı çağdaş müfessirler Batının etkisiyiyle bu kelimeyi, yüz örtme emrini görmemezlikten gelmek için "örtünmek" diye tercüme etmişlerdir.

Eğer ALLAH bu müfessirlerin iddia ettiklerini söylemek istemiş olsaydı, yüdnîne aleyhinne değil, yüdnîne iley-hinne derdi. Arapça bilen herkes yüdnîne aley-hinne'nin sadece "sarınmak örtünmek" anlamına gelmediğini bilir. Ayetin devamındaki min celabîbi-hinne sözleri de bu anlama meydan vermemektedir. Burada min eki (harficer) örtünün bir kısmı anlamına gelir ve "örtünme" ise örtünün sadece bir kısmı ile değil, tümü ile yapılır. O halde ayet açıka şu anlama gelir: Kadınlar örtülerine iyice sarınsınlar ve örtülerinin bir kısımını da yüzlerinden aşağıya bıraksınlar.

Hz. Peygamber (s.a) dönemine yakın zamanlarda yaşayan müfessirlerin ileri gelenleri bu yorumu kabul etmişlerdir. ibn Cerir ve İbn el-Münzir, Muhammed İbn Sirin'in Hz. Ubeyde es-Selmani'den bu ayetin anlamını sorduğunu rivayet ederler. (Hz). Ubeyde, Hz. Peygamber (s.a) zamanıda Müslüman olmuş, fakat onu görmemiştir. Hz. Ömer zamanında Medine'ye gelmiş ve oraya yerleşmiştir. Fıkıhta ve fıkhî meselelerde Kadı Şüreyh ile aynı ayarda kabul edilir.) Hz. Ubeyde sözlü bir açıklamada bulunacağına, başını, alnını, yüzünü kapatıp sadece bir tek gözünü açıkta bırakarak örtünmenin nasıl olacağını kendi üstünde uygulayarak göstermiştir. İbn Abbas da hemen hemen aynı tefsiri yapmıştır. İbn Ebi Hâtim, ibni Cerir ve İbn Merduye'den rivayet edildiğine göre İbn Abbas şöyle buyurmuştur: "ALLAH, kadınlara evlerinden bir ihtiyaç için dışarı çıktıklarında, sadece gözlerini açıkta bırakacak şekilde örtülerini üstlerine almalarını ve yüzlerini gizlemelerini emretmiştir." Katade ve Süddi de bu ayete aynı anlamı vermişlerdir.

Sahabe ve tabiun döneminden sonra gelen bütün büyük müfessirler de bu ayeti aynı şekilde tefsir etmişlerdir. İmam ibn Cerir el-Taberi bu ayetin tefsirinde şöyle der: "Saygıdeğer kadınlar evlerinden çıktıklarında, açık ve yüzleri örtüsüz cariyeler gibi görünmemelidirler. Örtülerinin veya dış elbiselerinin bir kısmını yukarıdan bırakıp örtünmelidirler ki, kötü niyetli kimseler onlara zarar vermesin."
(Camiul-Beyan cilt, 22 s. 33)

Allame Zemahşerî şöyle der: "Ayet, kadınların örtülerinin bir kısmını yukarıdan üzerlerine bırakmaları, yüzlerini ve bedenlerini örtmeleri gerektiği anlamına gelir." (El-Keşşaf cilt. 11. s. 221)

Allame Nizamüddin Nişaburî de şöyle der: "Yani, onlar örtülerinin bir kısmını üzerlerine örtmelidirler; bu ayette kadınlara başlarını ve yüzlerini örtmeleri emredilmektedir." (Garaibul-Kur'an cilt. 11. s. 32)

İmam Razi ise şöyle der: "Burada kastedilen diğer insanların onların hafif kadınlar olmadığını bilmesidir. Çünkü yüz setr'e dahil olmadığı halde yüzünü örten bir kadının, diğer erkeklerin yanında örtmesi farz olan setrini açması beklenemez. Böylece herkes bu kadınların kendilerinden ahlaksızca bir davranış beklenilemeyecek saygıdeğer ve vakarlı olduklarını bilecektir." (Tefsir-i Kebir, cilt 1. s. 591)


".......onların tanınması......": Böylece onlar basit ve sade elbiseleriyle, günahkar insanların kötü emeller besleyeceği hafif kadınlar olarak değil, saygıdeğer ve namuslu kadınlar olarak tanınacaklardır. ".......inciltilmemesi....." Böylece kimse onlara sataşmayacak, onları rahat bırakacaklardır.

Burada bir müddet duralım ve Kur'an'ın bu emri ile İslam'ın nasıl bir sosyal hayat ruhuna sahip olduğunun ifade edildiğine ve bu ruhun amacının ALLAH'ın ifade ettiği şekilde ne olduğuna bir göz atalım. Bundan önce Nur Suresi 31. ayette kadınların, zikredilen kadın ve erkekler dışındaki kimselere zinetlerini göstermeleri yasaklanmış ve onlara "gizli zinetleri bilinsin diye ayaklarını yere vurmamaları" emredilmişti. Eğer bu emir, Ahzab Suresi'nin bu ayeti ile birlikte okunursa, kadınların burada emredildiği şekilde örtülerine bürünmelerinin amacının zinetlerini başkalarından gizlemek olduğu anlaşılır.Elbette bu amaç da ancak dış elbisesinin kendisi sade olduğunda yerine getirilebilir, aksi taktirde süslü ve dikkat çekici bir örtüyle örtünmek bu amaca uygun düşmeyecektir. Bunun yanısıra, ALLAH sadece kadınlara örtülerine bürünerek zinetlerini gizlemelerini emretmekle kalmıyor, örtünün bir ucunu yukarıdan aşağıya bırakmalarını da emrediyor. Her sağduyulu insan buradan, vücut ve elbisenin zinetleri ile birlikte yüzün de örtülmesi gerektiği sonucunu çıkarır. Daha sonra ALLAH bu emrin sebebini de açıklıyor: "bu, Müslüman kadınların tanınması ve inciltilmemesi için en uygun yoldur." Elbette bu emir, erkeklerin ısrar edici bakışlarından, sarkıntılık etmelerinden ve sataşmalarından rahatsız olan, bunları eğlenceli bulmayan, kötü şöhretli ahlaksız sokak kadınlarından biri gibi kabul edilmek istemeyen, tam aksine ahlaklı, namuslu ev kadınları olarak tanınmak isteyen kadınlar içindir.

Böyle soylu ve şerefli kadınlara ALLAH şöyle buyurmaktadır: "Eğer gerçekten iyi kadınlar olarak tanınmak istiyorsanız ve erkeklerin şehvet dolu bakış ve ilgileri sizi rahatsız ediyorsa, insanların açgözlü bakışları önünde bütün güzellik ve fiziki cazibenizi ortaya koyacak şekilde yeni gelinler gibi süslü bir şekilde sokağa çıkmamalısınız. Tam aksine bütün ziynetlerinizi gizleyen ve yüzünüzü örten sade bir örtü ile ve ziynetlerinizin şıkırtısı bile dikkati çekmesin diye ağırbaşlı bir şekilde yürüyerek sokağa çıkmalısınız. Kendisini boyayıp süsleyen ve her tür ziyneti takıp takıştırmadan dışarı adımını atmayan bir kadının, erkeklerin dikkatini çekmekten başka bir amacı olamaz. Böyle yaptığı halde insanların, açgözlü bakışlarından rahatsız olduğunu söyleyerek şikayet ediyorsa ve "sokak kadını" olarak tanınmak istemediğini, namuslu bir ev kadını olarak yaşamak istediğini söylüyorsa, bu, sahtekarlıktan başka birşey değildir. Bu, gerçek niyetini ifade eden bir kimsenin sözleri değildir, onun asıl niyeti tavırlarında ve davranış tarzında görülmektedir. O halde diğer erkeklerin önüne dikkat çekici bir şekilde çıkan bir kadının bu davranışı, onun davranışlarını neyin yönlendirdiğini göstermektedir. İşte bu nedenle münasebetsiz kimseler, hafif kadınlardan bekledikleri şeyleri bu kadınlardan da beklerler. Kur'an kadınlara şöyle der: "Siz aynı anda hem sokak kadını, hem de namuslu bir kadın olamazsınız. Eğer namuslu, saygıdeğer kadınlar olarak yaşamak istiyorsanız, sokak kadınlarına yaraşan davranışlardan vazgeçmeli ve namuslu kadın olmanızı sağlayacak bir hayat tarzı benimsemelisiniz."

Bir kimsenin kişisel düşünceleri Kur'an'a uygun olsun veya zıt olsun, ya da bir kimse Kur'an'ın gösterdiği hidayeti kendisi için bir yol gösterici kabul etsin veya etmesin, Kur'an'ı tefsir ederken entellektüel plânda dürüst davranmak isteyen herkes bunun asıl amacını kavrayacaktır. Eğer bu kimse bir münafık değilse, dürüstlükle Kur'an'ın asıl amacının yukarıda açıklanan amaç olduğunu kabul edecektir. Bundan sonra herhangi bir emri çiğnese bile, ya Kur'an'ın emrine karşı geldiğinin farkında olarak, ya da Kur'an'ın hidayetini kabul etmediği için böyle yapacaktır.
"Eğer siz şimdi bu apaçık hidayeti aldıktan sonra kendinizi ıslah eder ve bile bile onu çiğnemezseniz, ALLAH İslâm öncesi cahiliye günlerinde işlediğiniz hata ve günahları affedecektir.

TEFHİM'UL KUR'AN
 

smyyes

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Eyl 2009
Mesajlar
3,791
Tepki puanı
5
Puanları
0
Yaş
30
Rabbim razı olsun abi bu paylaşımın için.bunları okudukça ne kadar günahkar olduğumuzu anlıyoruz.bazen diyorum ki keşke İran da yaşasaydım çarşaf da takardım her şey tam olurdu.orada dinimi daha rahat yaşayabileceğimi düşünüyorum.ama Türkiye de bırak çarşaflıyı baş örtülüyü bile öyle eziyor ,onlara öyle eziyetler yapıyorlar ki...burada çarşaf takmak sanki biraz zor gibi.asıl müslüman olsaydık zaten takardık da tüm engellleri göğüsleyerek .ama bizler bunu beceremiyoruz maaalesef.:a33:
 

Ravzadakinurunkölesi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
25 Ağu 2008
Mesajlar
1,770
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
38
Rabbim razı olsun abi bu paylaşımın için.bunları okudukça ne kadar günahkar olduğumuzu anlıyoruz.bazen diyorum ki keşke İran da yaşasaydım çarşaf da takardım her şey tam olurdu.orada dinimi daha rahat yaşayabileceğimi düşünüyorum.ama Türkiye de bırak çarşaflıyı baş örtülüyü bile öyle eziyor ,onlara öyle eziyetler yapıyorlar ki...burada çarşaf takmak sanki biraz zor gibi.asıl müslüman olsaydık zaten takardık da tüm engellleri göğüsleyerek .ama bizler bunu beceremiyoruz maaalesef.:a33:

Güzel kardeşim benim,ne güzel,ne temiz düşünüyorsunuz...
Ama şu bir gercek ki Türkiye de olmak tam bir nimet tabi değerlendirilse ama gidişat kötü tabi malesef...
İran dediğiniz yerin halkının çarsafı normal yatak carsafı gibi bir şey,ona dolanıyorlar...
Çoğu bilinçsiz,şeriat için kapanmış kimseler,ayrıca itikatlar sağlam değil...Ama ben sizin ne demek istediğinizi anladım,keşke serbest olsa idi de rahatca örtünseydik diyorsunuz...
Eminim siz iran da olsanız,tam örtünürdünüz...
Allahtan dilerim ki inşallah Mevla size öyle bir aşk versin ki Türkiye sartları size hiç gelsin de tam tesettür olabilesiniz..

Hayırlara vesile olması duasıyla...​
 

topbas

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
29 Kas 2009
Mesajlar
35
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
30
allah razı olsun ınsallah hepemızize nasıp olur RABBIM İNŞ bızlerede gıymemız ıcın o edeb ve adabı verır ama arkadaslar lutfen carşaf kullanmıyorsak parduse kullanılım allah rıza sı ıcın... hayırlı aaksamlar
 

_SeNaToR_

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
25 Ağu 2008
Mesajlar
1,220
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Rabbim razı olsun abi bu paylaşımın için.bunları okudukça ne kadar günahkar olduğumuzu anlıyoruz.bazen diyorum ki keşke İran da yaşasaydım çarşaf da takardım her şey tam olurdu.orada dinimi daha rahat yaşayabileceğimi düşünüyorum.ama Türkiye de bırak çarşaflıyı baş örtülüyü bile öyle eziyor ,onlara öyle eziyetler yapıyorlar ki...burada çarşaf takmak sanki biraz zor gibi.asıl müslüman olsaydık zaten takardık da tüm engellleri göğüsleyerek .ama bizler bunu beceremiyoruz maaalesef.:a33:


Rabbim hakkı ile kapananlardan kılsın sizi inş..
kardeş Tc devletinde de çarşaflı olabilirsin birçokların olduğu gibi.Yasak değil ki sen ne istiyorsun çarşafımla memur olayım avukat olayım okulamı giideyim derdindesin.Bu dertlerin yoksa kapanmaktaki tek mani senin nefsindir.
 

smyyes

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Eyl 2009
Mesajlar
3,791
Tepki puanı
5
Puanları
0
Yaş
30

Güzel kardeşim benim,ne güzel,ne temiz düşünüyorsunuz...
Ama şu bir gercek ki Türkiye de olmak tam bir nimet tabi değerlendirilse ama gidişat kötü tabi malesef...
İran dediğiniz yerin halkının çarsafı normal yatak carsafı gibi bir şey,ona dolanıyorlar...
Çoğu bilinçsiz,şeriat için kapanmış kimseler,ayrıca itikatlar sağlam değil...Ama ben sizin ne demek istediğinizi anladım,keşke serbest olsa idi de rahatca örtünseydik diyorsunuz...
Eminim siz iran da olsanız,tam örtünürdünüz...
Allahtan dilerim ki inşallah Mevla size öyle bir aşk versin ki Türkiye sartları size hiç gelsin de tam tesettür olabilesiniz..

Hayırlara vesile olması duasıyla...​
amin abi amin.bu içten duana içten amin diyorum.bu güzel duaların için sağol.inş birgün o da olur..
 

smyyes

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Eyl 2009
Mesajlar
3,791
Tepki puanı
5
Puanları
0
Yaş
30
Rabbim hakkı ile kapananlardan kılsın sizi inş..
kardeş Tc devletinde de çarşaflı olabilirsin birçokların olduğu gibi.Yasak değil ki sen ne istiyorsun çarşafımla memur olayım avukat olayım okulamı giideyim derdindesin.Bu dertlerin yoksa kapanmaktaki tek mani senin nefsindir.
sorma abi işte bu konu da çok sıkıntı da kaldım.okusam mı yoksa okula devam etmesem mi diye.ama çevrem,ailem ve en başta da nefsim baskın çıktı galiba ve bunu beceremedim.şimdi okuduğum için zaten günün yarısından fazlasında açığım maalesef..okuldan sonra kapanıyorum.ama okuduğum için çarşaf olmuyor ...(bu da nefsim yüzünden olsa gerek.)

çarşaf yerine pardüsü olamaz mı acaba ???
 

ishakyakup

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Tem 2007
Mesajlar
549
Tepki puanı
21
Puanları
18
Yaş
44
Konum
Gebze
Mevla teala sokaklarımızda ki Simsiyah tertemiz sessiz gölgelerin sayısını artırsın
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt