'Büyü yaparak evlilik engellenebilir mi? Büyü yaparak bir kişinin evlenmesi engellenebilir mi? Büyüyü kimin yaptığı bilinebilir mi?' sorusuna Mehmet Paksu cevap verdi.
Mehmet Paksu'nun yazısı
Büyü yaparak evlilik engellenebilir mi?
Büyü yaparak evlilik engellenebilir mi?Büyü yaparak bir kişinin evlenmesi engellenebilir mi? Büyüyü kimin yaptığı bilinebilir mi? (Rumuz: Çare var mı)
Büyüyle bir kişinin evlenmesi engellenebilir. Bu mümkün ve olabilir. Fakat "olabilir" bir ihtimaldir. "Her ihtimal vâki olmaz" Yani her ihtimal "mutlaka olacak" anlamına gelmez.
Büyücüler her zaman büyü yaparlar, muska yazarlar fakat her büyü tutsaydı, her muska tesir etseydi hayat dururdu, dünyaya büyücüler hâkim olurdu, her yerde onların sözü geçerdi.
Kur'ân'ın belirttiğine göre, Allah izin vermedikçe ne sihir tesir eder ne de kâğıt ve büyü. Çünkü gerçek tesir, ne sihir*de, ne sihirbazda, ne tabiatta, ne ruhta, ne yerde, ne gökte, ne şey*tanda, ne de melektedir.
Asıl tesir gücü Allah'a aittir. Fayda ve zarar denilen şey ancak Allah izin verirse, müsaade ederse meydana gelir.
Büyünün en büyük etkisi ruh üzerindedir. Fikirleri bozar, kalpleri çeler, ahlâkı perişan eder, toplumun altını üstüne getirir.
Bu açıdan her şeyden önce Allah'tan korkmalı ve Allah'a sığınmalı, büyüye karşı koymak için Allah'ın kitabına sarılmalıdır.
Kur'ân'ın öğrettiği ve Peygamberimizin tavsiye ettiği gibi, zararlı şeylerin ve zarar vermeye çalışanların şerrinden Allah'a sığınmak, O'na yalvarmak, O'na dua etmek, O'na olan yakınlığımızı artırmak, her an O'nun huzurunda olduğumuzu fark etmektir.
Büyüden şüphelenir, büyü yapıldığına dair bir işaret görürsek veya duyacak olursak, başka hiçbir yola başvurmadan Peygamberimizin uyguladığı ve tavsiye ettiği gibi Felak ve Nâs Sureleriyle birlikte, Ayetü'l-Kürsî gibi duaları manevi bir siper ve koruyucu olarak okumaktır.
Artık bundan sonra kimin büyü yaptığını, niçin yaptığını merak etmeye bile gerek kalmaz. Zaten bir yerde "büyü yapıldı, sende büyü var" gibi lafları da ciddiye almamalı, üzerinde durmamalıdır.
Bir kapıyı kapalı bulunca, orada bekleyip kalmamalı açık kapıları aramaya devam etmeli. Evlilik girişimleri sonuçsuz kalınca, "büyü" dedikodusuna inanmamalıdır.
"İlk eşimle tekrar evlenebilir miyim?"
Sayın hocam, karı koca boşandıktan sonra tekrar anlaşıp evlenmeye kalkarsa, kadının başka bir erkekle evlenmesi yerine bir kefareti, fidyesi var mı? Evlenirse başka bir adamla af edersiniz beraber olmak zorunda mı? (Rumuz: Arayış)
Bu konu Kur'ân'da herkesin anlayabileceği biçimde çok açık olarak anlatılır. Ayetin meali şöyledir:
"Boşama iki defa olur; ondan sonrası ya iyilikle geçinmek ya da güzellikle bırakmaktır.
"İki boşamadan sonra erkek karısını üçüncü defa boşayacak olursa, bundan sonra, başka birisiyle evlenip boşanmadıkça, artık o kadın ona helâl olmaz. İkinci kocası da onu boşadığı takdirde, eğer Allah'ın çizdiği sınırları gözetecekleri kanısında iseler, tekrar birleşmelerinde bir günah yoktur. İşte bunlar Allah'ın çizdiği sınırlardır ki, bilmek isteyenler için böyle açıklıyor. (Bakara, 2:229-230)
Bu ayetlerin açıklamalarına baktığımızda tam ve gerçek bir evlilik yapılması şartı aranıyor.
Kur'ân bu hükmü getirmekle karı kocaya şu dersi veriyor: Birbirinize katlanın, sağlam bir aile yuvası kurun, boşanmaya asla yaklaşmayın. Birbirinize tam alışmışsanız, ömür boyu bir yastıkta geçirmek istiyorsanız, bir anlık öfkeye kapılarak öyle olur olmaz meseleler yüzünden boşanmaya yanaşmayın.
Boşanırsanız, karşınıza çok ağır bir hüküm çıkar. Böyle bir "değişimi" yapmayı içiniz de almaz, kabul de edemezsiniz. En iyisi kuzu kuzu geçinmeye, birinizi idare etmeye çalışın.
Bu açıdan bir başka erkekle evlendikten, o da boşamadıktan sonra ilk kocanızla evlenme imkanınız olmuyor. Bu fidye ve kefaret gibi bir başka yolla da telafi edilemez.