Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

bu resim kimin içini acıtmazki.. (3 Kullanıcı)

Hatice-tül Kübra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eyl 2006
Mesajlar
7,329
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
34
Konum
.........
ALLAHU ekber icim yandi..biz nasil muslumaniz boyle...sadece ibadetle cenneti kazaniriz saniliyor...rabbimin rizasi nerde...her gunkac bin ekmek cope gidiyor..ooofft cok buyuk heap var..............
 

sinemm89

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Nis 2012
Mesajlar
601
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
ALLAHU ekber icim yandi..biz nasil muslumaniz boyle...sadece ibadetle cenneti kazaniriz saniliyor...rabbimin rizasi nerde...her gunkac bin ekmek cope gidiyor..ooofft cok buyuk heap var..............
evet kesinlikle size katılıyorum çok eksikliklerimiz var çok ders almamız gereken herşey önümüzde ama.....
rabbim yardım eylesin
 

gül7

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
25 Haz 2012
Mesajlar
211
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
50
gözlerim doldu bir anda ... rabbim yardım eylesin...
 

MELEK DİLBER

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Tem 2011
Mesajlar
611
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
30
Gercekten acı verici tablo
gercekleri görünce insan tuyleri ürepriyo
allahım yardım etsin bize
 

ibra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
25 Eyl 2009
Mesajlar
6,106
Tepki puanı
12
Puanları
38
Yaş
30
Konum
Konya
Medeniyert dediğin tek dişi kalmış CANAVAR !
 

**RaNa**

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Haz 2011
Mesajlar
3,597
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
31
uffff nasıl bır resım oyle yüregim yandı Rabbım sen bızım gunahlarımızı affet onların yardımcısı ol
 

Hatice-tül Kübra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eyl 2006
Mesajlar
7,329
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
34
Konum
.........
evet kesinlikle size katılıyorum çok eksikliklerimiz var çok ders almamız gereken herşey önümüzde ama.....
rabbim yardım eylesin

malaesef o kadar egomuz tavanlardaki hesap mizan hepsi unutuldu gitti sanki hic olmucekmis gibi yasiyoruz....
ya okadar uzaga gitmeye bile gerek yok.. komsusu ne halde bilen yokki artik acmi tokmu muhtacmi...herkez ben ben ben diyor... halbuki islam bu degil islamiyet guzel ahlak ustune kurulmus ama..iste kalbimizden merhamet eksildi vicdanlarimiz korerdi resmen...cenneti rabbimnn rizasini sadece ibadetle kazanilir zannediyoruz...rizik ALLAHTANdir paylastikca cogalir eksilmeki ama...rabbim affetsin hepimizi...eger hepimiz kendmize dusune yapsak..neyse yaa...
 

sinemm89

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Nis 2012
Mesajlar
601
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
malaesef o kadar egomuz tavanlardaki hesap mizan hepsi unutuldu gitti sanki hic olmucekmis gibi yasiyoruz....
ya okadar uzaga gitmeye bile gerek yok.. komsusu ne halde bilen yokki artik acmi tokmu muhtacmi...herkez ben ben ben diyor... halbuki islam bu degil islamiyet guzel ahlak ustune kurulmus ama..iste kalbimizden merhamet eksildi vicdanlarimiz korerdi resmen...cenneti rabbimnn rizasini sadece ibadetle kazanilir zannediyoruz...rizik ALLAHTANdir paylastikca cogalir eksilmeki ama...rabbim affetsin hepimizi...eger hepimiz kendmize dusune yapsak..neyse yaa...
ne güzel dile getirmişsin çok doğru çokk amin rabbim cümlemizi bağışlasın ona layık olmak okadar da zor değil bunu zorlaştıran biz kullarız dediğin gibi vicdanlar körelmiş kim aç kim tok umursanmıyor biz artanları çöpe atarken çoğu insanlar aç yatıyor biz seçerken onlar açlıktan ölüyor bayılıyor çok büyük dersler çıkarmamız lazım
 

MELEK DİLBER

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Tem 2011
Mesajlar
611
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
30
malaesef o kadar egomuz tavanlardaki hesap mizan hepsi unutuldu gitti sanki hic olmucekmis gibi yasiyoruz....
Ya okadar uzaga gitmeye bile gerek yok.. Komsusu ne halde bilen yokki artik acmi tokmu muhtacmi...herkez ben ben ben diyor... Halbuki islam bu degil islamiyet guzel ahlak ustune kurulmus ama..iste kalbimizden merhamet eksildi vicdanlarimiz korerdi resmen...cenneti rabbimnn rizasini sadece ibadetle kazanilir zannediyoruz...rizik allahtandir paylastikca cogalir eksilmeki ama...rabbim affetsin hepimizi...eger hepimiz kendmize dusune yapsak..neyse yaa...



haklısınz son derece katılıyorm sizlere herkez kendini düşünür olmuş yazık!!!
 

Hatice-tül Kübra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eyl 2006
Mesajlar
7,329
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
34
Konum
.........
Yaşadığımız dünyada her toplumun barış ve huzurunu tehdit eden önemli bir sorun vardır: Ahlaki dejenerasyon. Bir başka deyişle, ahlaki dejenerasyon; insanların iyi, doğru, dürüst, bağışlayıcı, adaletli, merhametli, namuslu olmak gibi ahlaki erdemleri terk etmeleri, "ahlak dışı" olmayı kendilerine bir yaşam felsefesi haline getirmeleridir. Temelinde bencillik, aç gözlülük, acımasızlık, umursamazlık gibi hastalıkların yattığı bu sorunun nasıl çözüleceği ise, çağımızın en önemli meselelerinden birini oluşturmaktadır.

Aslında pek çok insan çözümünü bulamasa da bu sorunun varlığının farkındadır. Hemen herkes tarafından ahlakın önemli bir kaynağı olarak görülen "aile değerleri, toplumsal değerler" savunulmakta ve dejenerasyondan en çok etkilenen kesim olan gençleri korumak amacıyla çeşitli girişimlerde bulunulmaktadır. Eğitim projeleri, düzenlenen seminerler, bizzat devlet eliyle ya da çeşitli sivil toplum kuruluşları aracılığıyla başlatılan kampanyalar, bu ahlaki çöküşün önünü almayı hedeflemektedir. Ancak bu girişimler çoğu zaman kalıcı bir sonuç vermemekte, ahlaki çöküş her geçen gün daha da büyük bir hız kazanmaktadır. Çünkü çözümler yanlış yerlerde aranmakta, girişimler kısır bir döngü içinde kalmaktadır.

Ahlaki dejenerasyon çoğu kişi tarafından, toplumun içinde bulunduğu kötü koşulların sonucunda ortaya çıkan kaçınılmaz bir olgu olarak kabullenilmektedir insanlar arasındaki haksızlıkları "büyük balık, küçük balığı yutar" telkiniyle makul ve doğal gibi gösteren yorumlar...

"Babana bile güvenme" ve "kimsenin gözünün yaşına bakma" gibi telkinlerle, insanları acımasız bir bireyselliğe iten sözde bakış: Sabır, fedakarlık, tevazu gibi güzel ahlak özelliklerini, saflık gibi göstermeye çalışan gizli ve açık telkinler...

Eğer etrafınızı biraz dikkatli incelerseniz, bu gibi telkinlerle çok yoğun ve sistemli bir biçimde bu dejenere yapının ayakta tutulduğu açıkça görülebilir bazı basın, televizyon, reklamcılık, sinema, edebiyat, mizah gibi kültürel araçlarda, bu temalar ısrarla ve hep aynı mesajlarla işlenir. Kimi gazeteler ve televizyonlar tarafından çoğu zaman ahlaksızlıkların modernlik ve çağdaşlık adı altında savunuluyor olması; ahlaksızlıkları ile ünlü kişilerin her şeye rağmen isimlerinin gündemde tutulması; onlara karşı gizli bir hayranlık oluşturulmaya çalışılmasının nedeni de ahlaksızlığın çıkar odaklı birilerinin önemli gelir kaynaklarından birisi olmasıdır. Bu propagandanın mimarları, toplumsal kültür ve ahlaki değerlerin insanlara öğrettiği gerçekleri ve değerleri göz ardı etmeye, buna karşılık inançsızlık ve ahlaksızlığı ön plana çıkarmaya çalışırlar.

İşte bu evrensel propagandanın ardında, kurdukları dünyayı süslü göstermek için hummalı bir faaliyet içinde olmak vardır. Öncelikle toplumsal yapı, ahlaki erdemler ve inanç sistemini yok etmeye, insanları bu değerlerden uzaklaştırmaya çalışırlar. Bir yandan da insanları fuhuş ya da eşcinsellik gibi öğelere özendirmeye, bunların doğal, meşru ve hatta makbul görüldüğü bir sosyal ortam oluşturmaya çalışırlar. Bu sosyal ortam, onların, kurmuş oldukları kirli ve karanlık dünyayı yaşamak için ihtiyaç duydukları yaşam sahasıdır.

Halkın önemli bir kesimi ise ahlaksızlıkların boyutunu tam anlamı ile bilmemesine rağmen- bu durumdan çok rahatsız olmakta, ancak bu durumun neden olduğu çarpıklıklara nasıl engel olabileceğini ve bunların ne şekilde ortadan kaldırılabileceğini bilememektedir. Bu nedenle de çoğunluk, bu durum ve onu karanlık felsefesi ile mücadele etmek yerine onlardan yüz çevirmeyi, kendilerine onların tarzından farklı bir yaşam kurmayı yeterli görür. Söz konusu çıkar grupları mazlum halka dehşet verecek yöntemlere, sinsi politikalara ve acımasızlığa sahiptir

Dikkat edilirse, günümüzde ahlaksızlık propagandasının en önemli sloganları, "modernlik", "çağdaşlık", "cesurluk" ve "özgürlük"tür. Kuşkusuz modern bir dünya görüşüne sahip olmak, çağın gelişmelerini yakından takip etmek, yeniliğe açık olmak güzel özelliklerdir.

Ancak toplumsal dejenerasyon telkinlerinin hedefi, her türlü ahlaksızlık ve sapıklığı bu süslü telkinlerin ardında, insanlara olağanmış gibi sunmaktadır. Bu nedenle başta gençler olmak üzere bazı insanlar, farkında olmadan bu yoğun telkinler altında, ahlaksızlığın aslında çağdaşlığın bir gereği olduğunu düşünür. Bundan çok değil on yıl önce insanların kınadıkları ve kesinlikle karşı oldukları çeşitli tavır ve davranışların, bugün artık birçok kişi tarafından olağan karşılanmaya başlanmış olması, hatta bunları eleştirmenin yanlış olduğu inancının yaygınlaşması bu propagandanın toplumun her kesimi üzerinde ne kadar etkili olduğunun göstergesidir.

Bu durum aslında sadece bizi değil tüm toplumu ilgilendiren bir durumdur. Dünyanın pek çok yerinde bazı televizyonlarda ve kimi magazin dergilerinde sergilenen ahlaksızlıklar, bugün artık evlilik dışı ilişkilerin, fuhuşla geçimini sağlamanın, homoseksüelliğin, kumarbazlığın, yolsuzluğun, israfın son derece yaygın olduğunu göstermekte ve daha da kötüsü bu haber ve görüntülerle halkın bilinçli olmayan kesimleri de benzer bir yaşama özendirilmektedir.

Yabancı müzik kanallarında ürkütücü kıyafetler giyen, korkunç makyajlar yapan radikal müzik gruplarının sürekli gündemde tutulmasının, satanizm gibi sapkın inanışlara sahip kişilerin sık sık söyleşi programlarına çıkarılmasının, bu marjinal olarak tanımladıkları sapkın kişilerin ciddi bir kınama veya eleştiri ile karşılaşmayıp sürekli "sempatik" gibi gösterilmelerinin temelinde de aynı hedef vardır. Bu nedenle söz konusu propagandanın en "değerli" malzemeleri olan fahişeler, hırsızlar, uyuşturucu kullanıcıları birileri tarafından ısrarla korunup kollanmaktadır. Kimi zaman çok ileri gittiği düşünülen kişiler kınanıyor gibi gösterilse de, aslında halkın bilinçaltına verilen telkin tam tersi yöndedir. Çünkü bu kişiler, çıkar gruplarının yeni "gelir kapıları" için bir tür tuzak olarak kullanılmaktadırlar.

Toplumsal kültürel ahlak insanlara vefakarlığı, dürüstlüğü, adaleti, fedakarlığı, hakkı ne pahasına olursa olsun savunmayı ve adaleti emrederken, empoze edilmeye çalışılan bakışa sahip ahlaki bakış insanların bencil, acımasız, çıkarcı, hilekar, dolandırıcı, yalancı olmasını bunları toplumuna hissettirmeden yapmasını aşılamaya çalışmakta çünkü menfaat çığırtkanlarının düzeni ancak o zaman devam edebilir. Herkes yaşam içinde kendine bir yol bulmuştur ve hayatını devam ettirebilmesi için bu yolun asla kapanmaması lazımdır. Kimileri rüşvet ve haksız kazanç ile, kimileri mazlumların hakkını ve emeğini sömürerek, kimileri fuhuş ve uyuşturucu ticareti sayesinde varlıklarını devam ettirirler.

Sistemlerini devam ettirebilmeleri için çevrelerinde rüşvet verebilecekleri ve rüşvet alabilecekleri ahlakta kişilerin, fuhuş yapmayı Kabul edebilecek, uyuşturucu kullanacak ve uyuşturucuyu yayacak insanların olması ve hepsinden önemlisi kimsenin bu çirkinliklere ve haksızlıklara karşı fikri mücadele yapmaya cesaret edememesi gerekir. Oysa birçok güzel meziyetlerle dolu Anadolu kültürünün, kültürel kimliğimizin muhafaza edilmesi duyarlı davranıp çevremizdeki önce hemşerilerimiz sonra toplumumuzdaki diğer tüm insanların kucaklanması sahip çıkılması ve duyarlı davranılması hem bu pislikleri ortadan kaldırır, hem de kötülüklere karşı güçlü bir fikri mücadele içine girecek insanların yetişmesine vesile olur. Bu ise özümüzde var olan o güzel değerlerin korunması genç nesillerimizin daha sıhhatli yetişmesi ve kültürel birlikteliğimizin muhafazası için en güzel yoldur

NEVZAT ERDAG..
 

MELEK DİLBER

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Tem 2011
Mesajlar
611
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
30
Yaşadığımız dünyada her toplumun barış ve huzurunu tehdit eden önemli bir sorun vardır: Ahlaki dejenerasyon. Bir başka deyişle, ahlaki dejenerasyon; insanların iyi, doğru, dürüst, bağışlayıcı, adaletli, merhametli, namuslu olmak gibi ahlaki erdemleri terk etmeleri, "ahlak dışı" olmayı kendilerine bir yaşam felsefesi haline getirmeleridir. Temelinde bencillik, aç gözlülük, acımasızlık, umursamazlık gibi hastalıkların yattığı bu sorunun nasıl çözüleceği ise, çağımızın en önemli meselelerinden birini oluşturmaktadır.

Aslında pek çok insan çözümünü bulamasa da bu sorunun varlığının farkındadır. Hemen herkes tarafından ahlakın önemli bir kaynağı olarak görülen "aile değerleri, toplumsal değerler" savunulmakta ve dejenerasyondan en çok etkilenen kesim olan gençleri korumak amacıyla çeşitli girişimlerde bulunulmaktadır. Eğitim projeleri, düzenlenen seminerler, bizzat devlet eliyle ya da çeşitli sivil toplum kuruluşları aracılığıyla başlatılan kampanyalar, bu ahlaki çöküşün önünü almayı hedeflemektedir. Ancak bu girişimler çoğu zaman kalıcı bir sonuç vermemekte, ahlaki çöküş her geçen gün daha da büyük bir hız kazanmaktadır. Çünkü çözümler yanlış yerlerde aranmakta, girişimler kısır bir döngü içinde kalmaktadır.

Ahlaki dejenerasyon çoğu kişi tarafından, toplumun içinde bulunduğu kötü koşulların sonucunda ortaya çıkan kaçınılmaz bir olgu olarak kabullenilmektedir insanlar arasındaki haksızlıkları "büyük balık, küçük balığı yutar" telkiniyle makul ve doğal gibi gösteren yorumlar...

"Babana bile güvenme" ve "kimsenin gözünün yaşına bakma" gibi telkinlerle, insanları acımasız bir bireyselliğe iten sözde bakış: Sabır, fedakarlık, tevazu gibi güzel ahlak özelliklerini, saflık gibi göstermeye çalışan gizli ve açık telkinler...

Eğer etrafınızı biraz dikkatli incelerseniz, bu gibi telkinlerle çok yoğun ve sistemli bir biçimde bu dejenere yapının ayakta tutulduğu açıkça görülebilir bazı basın, televizyon, reklamcılık, sinema, edebiyat, mizah gibi kültürel araçlarda, bu temalar ısrarla ve hep aynı mesajlarla işlenir. Kimi gazeteler ve televizyonlar tarafından çoğu zaman ahlaksızlıkların modernlik ve çağdaşlık adı altında savunuluyor olması; ahlaksızlıkları ile ünlü kişilerin her şeye rağmen isimlerinin gündemde tutulması; onlara karşı gizli bir hayranlık oluşturulmaya çalışılmasının nedeni de ahlaksızlığın çıkar odaklı birilerinin önemli gelir kaynaklarından birisi olmasıdır. Bu propagandanın mimarları, toplumsal kültür ve ahlaki değerlerin insanlara öğrettiği gerçekleri ve değerleri göz ardı etmeye, buna karşılık inançsızlık ve ahlaksızlığı ön plana çıkarmaya çalışırlar.

İşte bu evrensel propagandanın ardında, kurdukları dünyayı süslü göstermek için hummalı bir faaliyet içinde olmak vardır. Öncelikle toplumsal yapı, ahlaki erdemler ve inanç sistemini yok etmeye, insanları bu değerlerden uzaklaştırmaya çalışırlar. Bir yandan da insanları fuhuş ya da eşcinsellik gibi öğelere özendirmeye, bunların doğal, meşru ve hatta makbul görüldüğü bir sosyal ortam oluşturmaya çalışırlar. Bu sosyal ortam, onların, kurmuş oldukları kirli ve karanlık dünyayı yaşamak için ihtiyaç duydukları yaşam sahasıdır.

Halkın önemli bir kesimi ise ahlaksızlıkların boyutunu tam anlamı ile bilmemesine rağmen- bu durumdan çok rahatsız olmakta, ancak bu durumun neden olduğu çarpıklıklara nasıl engel olabileceğini ve bunların ne şekilde ortadan kaldırılabileceğini bilememektedir. Bu nedenle de çoğunluk, bu durum ve onu karanlık felsefesi ile mücadele etmek yerine onlardan yüz çevirmeyi, kendilerine onların tarzından farklı bir yaşam kurmayı yeterli görür. Söz konusu çıkar grupları mazlum halka dehşet verecek yöntemlere, sinsi politikalara ve acımasızlığa sahiptir

Dikkat edilirse, günümüzde ahlaksızlık propagandasının en önemli sloganları, "modernlik", "çağdaşlık", "cesurluk" ve "özgürlük"tür. Kuşkusuz modern bir dünya görüşüne sahip olmak, çağın gelişmelerini yakından takip etmek, yeniliğe açık olmak güzel özelliklerdir.

Ancak toplumsal dejenerasyon telkinlerinin hedefi, her türlü ahlaksızlık ve sapıklığı bu süslü telkinlerin ardında, insanlara olağanmış gibi sunmaktadır. Bu nedenle başta gençler olmak üzere bazı insanlar, farkında olmadan bu yoğun telkinler altında, ahlaksızlığın aslında çağdaşlığın bir gereği olduğunu düşünür. Bundan çok değil on yıl önce insanların kınadıkları ve kesinlikle karşı oldukları çeşitli tavır ve davranışların, bugün artık birçok kişi tarafından olağan karşılanmaya başlanmış olması, hatta bunları eleştirmenin yanlış olduğu inancının yaygınlaşması bu propagandanın toplumun her kesimi üzerinde ne kadar etkili olduğunun göstergesidir.

Bu durum aslında sadece bizi değil tüm toplumu ilgilendiren bir durumdur. Dünyanın pek çok yerinde bazı televizyonlarda ve kimi magazin dergilerinde sergilenen ahlaksızlıklar, bugün artık evlilik dışı ilişkilerin, fuhuşla geçimini sağlamanın, homoseksüelliğin, kumarbazlığın, yolsuzluğun, israfın son derece yaygın olduğunu göstermekte ve daha da kötüsü bu haber ve görüntülerle halkın bilinçli olmayan kesimleri de benzer bir yaşama özendirilmektedir.

Yabancı müzik kanallarında ürkütücü kıyafetler giyen, korkunç makyajlar yapan radikal müzik gruplarının sürekli gündemde tutulmasının, satanizm gibi sapkın inanışlara sahip kişilerin sık sık söyleşi programlarına çıkarılmasının, bu marjinal olarak tanımladıkları sapkın kişilerin ciddi bir kınama veya eleştiri ile karşılaşmayıp sürekli "sempatik" gibi gösterilmelerinin temelinde de aynı hedef vardır. Bu nedenle söz konusu propagandanın en "değerli" malzemeleri olan fahişeler, hırsızlar, uyuşturucu kullanıcıları birileri tarafından ısrarla korunup kollanmaktadır. Kimi zaman çok ileri gittiği düşünülen kişiler kınanıyor gibi gösterilse de, aslında halkın bilinçaltına verilen telkin tam tersi yöndedir. Çünkü bu kişiler, çıkar gruplarının yeni "gelir kapıları" için bir tür tuzak olarak kullanılmaktadırlar.

Toplumsal kültürel ahlak insanlara vefakarlığı, dürüstlüğü, adaleti, fedakarlığı, hakkı ne pahasına olursa olsun savunmayı ve adaleti emrederken, empoze edilmeye çalışılan bakışa sahip ahlaki bakış insanların bencil, acımasız, çıkarcı, hilekar, dolandırıcı, yalancı olmasını bunları toplumuna hissettirmeden yapmasını aşılamaya çalışmakta çünkü menfaat çığırtkanlarının düzeni ancak o zaman devam edebilir. Herkes yaşam içinde kendine bir yol bulmuştur ve hayatını devam ettirebilmesi için bu yolun asla kapanmaması lazımdır. Kimileri rüşvet ve haksız kazanç ile, kimileri mazlumların hakkını ve emeğini sömürerek, kimileri fuhuş ve uyuşturucu ticareti sayesinde varlıklarını devam ettirirler.

Sistemlerini devam ettirebilmeleri için çevrelerinde rüşvet verebilecekleri ve rüşvet alabilecekleri ahlakta kişilerin, fuhuş yapmayı Kabul edebilecek, uyuşturucu kullanacak ve uyuşturucuyu yayacak insanların olması ve hepsinden önemlisi kimsenin bu çirkinliklere ve haksızlıklara karşı fikri mücadele yapmaya cesaret edememesi gerekir. Oysa birçok güzel meziyetlerle dolu Anadolu kültürünün, kültürel kimliğimizin muhafaza edilmesi duyarlı davranıp çevremizdeki önce hemşerilerimiz sonra toplumumuzdaki diğer tüm insanların kucaklanması sahip çıkılması ve duyarlı davranılması hem bu pislikleri ortadan kaldırır, hem de kötülüklere karşı güçlü bir fikri mücadele içine girecek insanların yetişmesine vesile olur. Bu ise özümüzde var olan o güzel değerlerin korunması genç nesillerimizin daha sıhhatli yetişmesi ve kültürel birlikteliğimizin muhafazası için en güzel yoldur

NEVZAT ERDAG..



"Babana bile güvenme" ve "kimsenin gözünün yaşına bakma"
İŞTE EN KIZDIGIM EN SİNİR OLDUGUM CÜMLELERDENDİR İNSANLAR BU TÜR YARGILARLA BU HALE GELİYO
NE YAZIKKİ BÖYLE CÜMLELER CIKIY AGIZLARDAN
ALLAH HİDAYET VERSİN
SELAM VE DUA İLE.
 

Hatice-tül Kübra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eyl 2006
Mesajlar
7,329
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
34
Konum
.........
"Babana bile güvenme" ve "kimsenin gözünün yaşına bakma"
İŞTE EN KIZDIGIM EN SİNİR OLDUGUM CÜMLELERDENDİR İNSANLAR BU TÜR YARGILARLA BU HALE GELİYO
NE YAZIKKİ BÖYLE CÜMLELER CIKIY AGIZLARDAN
ALLAH HİDAYET VERSİN
SELAM VE DUA İLE.


AYnen sanakatiliyorum hic hos sozler degil..ve boyle yaparak insan sadece bencil oluyor ve kotu bir ahlaka burunuyor...her daim ben oluyor ve herkezi yargilamaya kinama calisiyor..malasef aslind o kadar uzun ve deyatli bir konu ki..ama kimse gundeme getirip konusmuyor yanlizca..gundemde olan insanlarin duygulariyla oynayip ordan reyting yapmak...keske her bir tv kanalinda gunde bir saat dini programlar yapilsa..ahlaki degerlerimiz konusulsa ne kadar ok guzel olur ama iste..rabbim hepimizni hidayete erdirsin..dogru yoldan ayirmasin insallah..
 

MELEK DİLBER

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Tem 2011
Mesajlar
611
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
30
ne güzel dile getirmişsin çok doğru çokk amin rabbim cümlemizi bağışlasın ona layık olmak okadar da zor değil bunu zorlaştıran biz kullarız dediğin gibi vicdanlar körelmiş kim aç kim tok umursanmıyor biz artanları çöpe atarken çoğu insanlar aç yatıyor biz seçerken onlar açlıktan ölüyor bayılıyor çok büyük dersler çıkarmamız lazım


aynen öylle ablacım
allah ıslah etsin bizleriii
 

Aşk-ı Hicab

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Şub 2009
Mesajlar
12,148
Tepki puanı
25
Puanları
38
Yaş
39
Dünya bir misafirhanedir..

Öyleyse seni keremiyle ağırlayan Ev Sahibi'nin izniyle ye, iç, şükret..

O'nu hoşnut edecek işler yap..

Hareketlerinle O'nun rızasını kazan..Sonra arkana bakma, çık git..

Senden ayrılan, sana ait olmayan şeylerle uğraşma.

Sana bağlanmayan eşyaya bağlanıp boğulma..

Elindekileri infak et, ebediyen el üstünde kal..


(Senai Demirci/ Canlaş Bağışla'dan Alıntı s.139 )
 

Muhtazaf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2008
Mesajlar
9,591
Tepki puanı
957
Puanları
113
Yaş
66
Web Sitesi
www.aydin-aydin.com
Böyle resimler gördüm, mü insanlığımdan utanıyorum.....!
Vicdanım kanıyor.
Biz burada yani Almanyada çeşitli kuruluşlar vasıtası ile yardım göndermeye çalışıyoruz.
Ama bu ümmetin zenginleri nerde?
Kimisi hanımı modayı sevdiği için moda evi satın alıyor, kimisi altın kaplama banyo yaptırıyor, kimileride yatlarda vesair cink atıyor!
Evet!
Vicdanlarımızı körelttik önce dededen nineden başlıyarak sonra anne babalarımızı dışarı atarak, devam ettik, Şimdide yavrular atılıyor yavrular öldürülüyor. Vicdanlar köreldi banane Afrikadan, Asyadan dibimdeki komşuma hatta akrabama eyvallah demem diyor. Vicdanlar dumura uğradı ey vicdan neredesin gel artık. Bu masumların sokaktaki bir köpek kadardamı haysiyeti yok insanlık adına.
M.S.A.
 

Hatice-tül Kübra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eyl 2006
Mesajlar
7,329
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
34
Konum
.........
Böyle resimler gördüm, mü insanlığımdan utanıyorum.....!
Vicdanım kanıyor.
Biz burada yani Almanyada çeşitli kuruluşlar vasıtası ile yardım göndermeye çalışıyoruz.
Ama bu ümmetin zenginleri nerde?
Kimisi hanımı modayı sevdiği için moda evi satın alıyor, kimisi altın kaplama banyo yaptırıyor, kimileride yatlarda vesair cink atıyor!
Evet!
Vicdanlarımızı körelttik önce dededen nineden başlıyarak sonra anne babalarımızı dışarı atarak, devam ettik, Şimdide yavrular atılıyor yavrular öldürülüyor. Vicdanlar köreldi banane Afrikadan, Asyadan dibimdeki komşuma hatta akrabama eyvallah demem diyor. Vicdanlar dumura uğradı ey vicdan neredesin gel artık. Bu masumların sokaktaki bir köpek kadardamı haysiyeti yok insanlık adına.
M.S.A.

abi gene cok guzel yazmissin ALLAH razi olsun..rabbimi hepimizi aff etsin ola layik kul efendimize layik ummet olabilmeyi nasib etsin...olmus kalblerimiz uyandir ya rabb..
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt