Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Boş vehimlerini kesip at! (1 Kullanıcı)

zekaikc

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Mar 2011
Mesajlar
903
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
21527.jpg


Sufiler sureleri tefsir ederken zahir manayla beraber batıni anlamlara da ulaşmışlardır. Faslı bir arif olan İbn Acibe, kurban kesmenin emredildiği Kevser suresini nasıl tefsir etmiştir acaba?

21529.jpg


İbn Acibe’nin bir tefsiri var. Semerkand Yayın Grubu bu tefsiri Türkçe’ye tercüme etme niyetindeydi. Projenin hangi aşamada olduğunu İstanbul’dakiler daha iyi bilir. Fakat Dilaver Selvi Hoca’nın bu tefsirden tadımlık bölümleri, Kısa Surelerin Tefsiri adıyla yıllar evvel bizlere sunduğunu söyleyelim.

21528.jpg


Pek çok hayırdır 'kevser'

İbn Acibe 1748-1809 yılları arasında yaşamış, Şazeli-Darkavi silsiledeki önemli bir mürşid. El-Bahrü’l-Medid fi Tefsiri’l-Kur’ani’l-Mecid adlı hacimli eserinde Kur’an’ın zahiri ve batıni tefsirini bir arada yapmıştır.

Kurban ayı olan Zilhicce ayında bulunduğumuz için Kevser suresinin, bir arif olan müellifce nasıl tefsir edildiğini kısaca belirtmek istiyorum. ‘( Resulüm! ) Hiç şüphesiz biz sana kevseri verdik.’ Buradaki kevserin, en geniş anlamıyla bir hayır olduğu ifade ediliyor. İçinde dünyevi ve uhrevi hayırları içeren peygamberliğe işarettir. Ayrıca bu kevserin cennette mükemmel bir nehir olduğu da ifade edilir. Evlatlarının ve kendisine tabi olanların çokluğu, ümmetindeki alimlerin çokluğu, kendisine verilen Kur’an, ve Yüce Nebi’nin Allah’ın habibi seçilmesi de bu ‘pek çok hayır’ın yorumlarıdır.

‘O halde sen de Rabb’in için namaz kıl ve kurban kes.’ Hiç kimseye verilmemiş ve verilmeyecek nimetler sana cömertçe verildiği için, sen de sırf Rabbin için namaz kıl ve deve kurban et.

‘Asıl soyu ( ve sonu ) kesik olan, sana kızıp kin besleyendir.’ Sana iman etmeyip kızan, sana düşmanlık besleyen kişi/lerdir asıl soysuz ve zelil olan. Senin soyun ve şanın ise kıyamete dek devam edecektir.

Kevser, Allah'ı bilmektir

Surenin tasavvufi tefsirinde müellif şunları söyler: O’na buyurulduğu gibi Resulullah’ın ahlakıyla ahlaklanmış ve izinden ayrılmayan halifesine de denir ki: Ey dostum, biz sana kevseri verdik, pek çok hayrı verdik. Çünkü marifetullahı elde eden kimse her türlü hayrı elde etmiştir.

Bu yüzden arifi billaha hitap şöyle sürer: Bütün kalbini toplayarak Rabb’in için namaz kıl, nefsini ve onun kötü arzularını kalpten kesip at. Gerçek şu ki sana buğzeden ve düşmanlık yapan kimsenim sonu kesik, işi bitiktir. Senin adın ise bu alemde daima hayırla anılacaktır, senin hayatın ölümle bitmeyecektir. Cüneyd Bağdadi de bu ayete ‘ O kimse, sana karşı yapmak istediği kötü emellerine ulaşamayacaktır, onun sana zarar verme yolu kesiktir.’ şeklinde mana vermiştir.

Kalbindeki pislikleri kes at!

Müellif, suredeki incelikler bahsinde sözü ilkin Fahreddin Razi’ye bırakır. Allah’a giden hak yolcuları üç derecede bulunurlar diyen İmam Razi, kalbleriyle ve ruhlarıyla yüce Allah’ın nurunda kaybolanların en yüksek derecede olduğunu söyler. ‘Biz sana kevseri verdik’ buna işarettir. ‘Rabbin için namaz kıl’ ikinci dereceye işarettir ve sürekli bedenle yapılacak ibadet ve taatlerle meşgul olmaktır. ‘Kurban kes’ emri ise üçüncü derecenin gereği olan boş arzulardan nefsi alıkoymak, kötü isteklerine engel olmak, şüphe ve haramlardan kaçınmaktır. Kalbindeki boş arzuları, kötü düşünceleri kesip at demektir.

Nimette Naim'i görmek ve kalbi O'na vermek

Ahmed İbn Acibe, son olarak O’ndan başka kimseye verilmeyen nimet, makam ve şeref dolayısıyla Efendimiz’den iki şeyin istendiğini belirtir. Son nefesine kadar ihlasla namaz kılıp ibadet etmek ve Allah’ın kullarına malıyla, canıyla hizmet etmek. Bunları yapan kimseleri korumayı Allah üstlenmiştir. Onun manevi makamları fazlalaştıkça imanı, ihlası, marifeti, muhabbeti ve hizmeti artar. En büyük şeref O’na kulluk yapmaktır. Bütün bunlar şükrü gerektirir ve şükür, nimette onu bahşedeni görmek ve kalbi O’na vermektir.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt