osman gazi
Yasaklı Kullanıcı
- Katılım
- 28 Ara 2008
- Mesajlar
- 716
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 55
BARAN'dan - 103
Ya Muntakîm Allah, Bizi
İntikamına Memur Et!
“Şu ifade şuurlaşsın:
Ya Muntakîm Allah, bizi intikamına memur et!”
İzah edebildim mi? Ve çağından mesul Müslüman olarak siz burada bir numune teşkil ediyorsunuz… Dünyada gördüğünüz her türlü haksızlık, bizim adam olamamamızdan kaynaklanmaktadır; bunun suçluluk duygusunu hissetmenizi istiyorum…”
“Dünyada -Filistin meselesi hakkında bu kadar müteessirsiniz- İsrail devletini ilk tanıyan devlet biziz…”
“Bugün dünyada müslümanların başına gelenler, biz millet olarak tarihî misyonumuzu kaybettiğimiz için, bizim yüzümüzden gelmektedir.”
K. Salih Mirzabeyoğlu’nun, 1988’de verdiği “İşkence ve Filistin” konferansından aldığımız bu sözlere, Filistin’e bakışımız doğru zemine oturmadıkça hep muhatap olacağız.
Yani “adam” olamadığımız hissiyatını daima yaşayacağız…
Filistin sizin için neyi ifade eder?
Filistin deyince ilk aklınıza gelen şey nedir?
Bir gazetecinin Filistin Mücahidi, Abdulhamid Han’ın gerçek torunu HAMAS lideri Halid Meşal’e yönelttiği, “Türkiye sizce Filistin davasına sahip çıkıyor mu?” sualine Meşal’in verdiği cevap, bizim sorduğumuz soruya cevabı mahiyetindedir:
“Şunu asla unutamayız. Sultan Abdulhamid Han’ın Siyonistlere karşı olan o onurlu duruşu çok önemli. Bunu unutamayız. Rabbim makamını cennet eylesin. Umud ediyoruz ki, Abdulhamid Han’ın torunları da bugün aynı duruşu gösterecektir.”
Filistinlinin umudunun bizim için mânâ ve kıymeti nedir?
Umud etmeden önce bir bilginin şuurunda olmak lazım.
Bir şey bilmeden, umudumuzu ne üzerine kuracağız?
Hümanistinin “insanlık dramı”, Batı’nın ve Batıcıların “Filistin sorunu”, Filistinliyle arasında bir bağı olduğuna inananın “Filistin mücadelesi” dediği Filistin, bugün yahudi Filistinli katletmezse hatırlanmamaktadır.
Nerede kaldı Filistin davasının en büyük sahibi Büyük Atabey Abdulhamid Han hatırlansın!
Daha önce aklımızda olmayan bir şeyin önümüze ilk çıktığında verdiğimiz tepkiyle, o şey tekrar ettikçe daha farklı tepki vermek eğilimindeyizdir.
Kanıksamak!
Ancak soykırımla ifade edilebilecek çapta Müslüman katli, bugün kanıksanır olmuştur!
Görünen o ki, ya fiilî bir tepkiden uzak kalacak kadar pasifize olmuşuz; veya birilerinin kontrolüne giren otomatik kuklalarız.
Filistin için bir asırdır tepki gösteriyoruz.
Değişen ne?
Bir asırdır; Filistin’de ilk vuku bulan hadiselerden beri günümüze kadar bir şey değişmediyse, bunun sebebini ilk önce kendi nefsimizde aramamız gerektiği, çetin bir “sorun” olarak önümüzde.
Bir asırdır; hiçbir “dünya görüşü” bu zaviyeden, sahici bir şekilde Filistin’e bakmamıştır.
Ermeniler için “özür diliyoruz” kampanyası açan, sömürge aydını liberal çapulcular, 91’den beri devam eden Arab soykırımından bahsetmez, kimse de bunu sormaz meselâ!.
Anadolu Kürdü’yle Anadolu Türkü’nün birbirine kışkırtılarak yaşadığı bu coğrafyada, çözüm makamında olan birinin, “pompalı tüfek” kullananı “meşru savunma” diye “anlayışla karşılayan”ın akıl ve ruh sağlığı sorgulanmaz meselâ?
Şu son yahudi saldırısı vuku bulmadan önce gündem maddelerimizden biri buydu.
İsrail’in nasıl devletleştiği buraya bakarak anlaşılmalı.
Asıl “katliam” burada olmuştur.
Müslümanlar da dahil “insan” oluşumuzu sorgular hale getiren Filistin, “bedahet duygusu”nun tamamen yitirildiğini ifşa eden en köklü meselemizdir.
Filistin’i bağımsız bir hüviyetle düşünmek için, kim ne biliyor?
Meşal’in aklına ilk gelen isim Ulu Hakan, Filistin mirasına sahip çıkmak için hayatını ortaya koydu. Ayağına gelip, koca devleti borçlarından kurtaracak parayı teklif eden yahudiyi kapıdan kovduran Son Halife’nin bizi bırakmadan önce aklındaki son şey Filistin’di.
Hayatını Filistin için feda eden başka bir devlet başkanı da Saddam Hüseyin’dir.
Sen, BM (Domuzlar Diktatoryası) Güvenlik Konseyi geçici üyeliğinde bulunmakla övünüyorsun.
Müslüman soykırımına şu şartları hazırlayan Konsey’in…
“Filistin’in tapusu cebimizde” diyorsun.
Tapulu toprağına saldıran yahudiye ses çıkaramıyorsan.
Diyorsun ki, “Eğer Kıbrıs’tan çıkmazsak, birileri, Lübnan için Suriye’ye yaptığı gibi yapar; çıkmak zorunda kalırsın…”
Sonra dönüp, “birileri” derken kastettiğin İsrail’in, Filistin’de 50 yıldır Müslüman katliamı -Son Halife Abdulhamid’den beri yüzyıldır- hiç olmamış gibi, “Bu bize yapılan saygısızlıktır” diyorsun.
Sana “cesaret ödülü” veren ezeli düşmanımız yahudiyi kurtarmak üzere, –Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin, İsrail için devlet çapında en büyük tehditti- Irak’a istilacı ordularını süren terörist başı, bebek katili Amerika için “bay ve bayan cesur Amerikan askerlerinin sağ salim evlerine dönmelerini diliyoruz” duası gibi, neden tüm “cesaret”ini toplayıp “yahudilerin de sağ salim devletlerini sürdürmeleri için” dua etmiyorsun da, “saygısızlık”tan bahsediyorsun?
Dergimizin kapağındaki fotoğrafta da görüldüğü üzere, İsrail’e karşı Filistinlilerin Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin’in resmiyle yaptıkları yürüyüşten şu mânâ çıkarılmalı ki, Irak devleti İsrail için hayatî bir tehditti.
Filistinli Irak’ı kendinden bildi.
Ankara’daki “domuz topu koalisyonu” aynı bağın burada canlanmasına engel olmak için, Irak Mücahid Silahlı Kuvvetleri’nin Mücahid Mehmetçik’le arasına Siyonist duvar dikmeye kalkışıyor, Filistinlinin değil, yahudinin güvenliği için Lübnan sınırına asker göndermeye evet diyor.
İsrail tanklarının müslümanların evinin üzerine daha rahat ve süratle gitmesi için köprü, viyadük, otoban ihalesi tertipleyip, İsrail’de, Ankara’da yahudiyle masaya oturuyorsun.
İsrail’e verilen “Tankların modernizasyonu” ihalesinin, yapılan son saldırıya tepki maksadıyla gözden geçirilip geçirilmemesiyle ilgili bir gazetecinin sorduğu soruya da, “bununla ilgisi yok” diyorsun.
“Bu” dediği, top ve füze mermileriyle şehid edilen kadın ve çocuk müslüman evlatları!..
Biz de soralım: Filistinli Müslümanları katleden İsrailli pilotların, Konya semalarında eğitim uçuşu yapmasının “bununla ilgisi”ne ne diyeceksin?
Amerika’nın ve Almanya’nın İsrail lehine yaptığı açıklamaları dikkate alarak, emperyalistlere bir saldırı olduğunda nasıl birleşiyorlarsa bütün anti-emperyalistlerin de emperyalist saldırganlığa, tek vücut, ortak cephe halinde tepki göstermesi lazım.
Amerika ve Amerika kokan her şey, yaşam alanları daraltılarak “etkisizleştirilmeli…”
Yahudi ve yahudi kokan her şey, yaşam alanları daraltılarak “etkisizleştirilmeli…”
Gerçek: Birinci Dünya Savaşı devam ediyor; bitmemiştir.
Ya Muntakîm Allah, Bizi
İntikamına Memur Et!
“Şu ifade şuurlaşsın:
Ya Muntakîm Allah, bizi intikamına memur et!”
İzah edebildim mi? Ve çağından mesul Müslüman olarak siz burada bir numune teşkil ediyorsunuz… Dünyada gördüğünüz her türlü haksızlık, bizim adam olamamamızdan kaynaklanmaktadır; bunun suçluluk duygusunu hissetmenizi istiyorum…”
“Dünyada -Filistin meselesi hakkında bu kadar müteessirsiniz- İsrail devletini ilk tanıyan devlet biziz…”
“Bugün dünyada müslümanların başına gelenler, biz millet olarak tarihî misyonumuzu kaybettiğimiz için, bizim yüzümüzden gelmektedir.”
K. Salih Mirzabeyoğlu’nun, 1988’de verdiği “İşkence ve Filistin” konferansından aldığımız bu sözlere, Filistin’e bakışımız doğru zemine oturmadıkça hep muhatap olacağız.
Yani “adam” olamadığımız hissiyatını daima yaşayacağız…
Filistin sizin için neyi ifade eder?
Filistin deyince ilk aklınıza gelen şey nedir?
Bir gazetecinin Filistin Mücahidi, Abdulhamid Han’ın gerçek torunu HAMAS lideri Halid Meşal’e yönelttiği, “Türkiye sizce Filistin davasına sahip çıkıyor mu?” sualine Meşal’in verdiği cevap, bizim sorduğumuz soruya cevabı mahiyetindedir:
“Şunu asla unutamayız. Sultan Abdulhamid Han’ın Siyonistlere karşı olan o onurlu duruşu çok önemli. Bunu unutamayız. Rabbim makamını cennet eylesin. Umud ediyoruz ki, Abdulhamid Han’ın torunları da bugün aynı duruşu gösterecektir.”
Filistinlinin umudunun bizim için mânâ ve kıymeti nedir?
Umud etmeden önce bir bilginin şuurunda olmak lazım.
Bir şey bilmeden, umudumuzu ne üzerine kuracağız?
Hümanistinin “insanlık dramı”, Batı’nın ve Batıcıların “Filistin sorunu”, Filistinliyle arasında bir bağı olduğuna inananın “Filistin mücadelesi” dediği Filistin, bugün yahudi Filistinli katletmezse hatırlanmamaktadır.
Nerede kaldı Filistin davasının en büyük sahibi Büyük Atabey Abdulhamid Han hatırlansın!
Daha önce aklımızda olmayan bir şeyin önümüze ilk çıktığında verdiğimiz tepkiyle, o şey tekrar ettikçe daha farklı tepki vermek eğilimindeyizdir.
Kanıksamak!
Ancak soykırımla ifade edilebilecek çapta Müslüman katli, bugün kanıksanır olmuştur!
Görünen o ki, ya fiilî bir tepkiden uzak kalacak kadar pasifize olmuşuz; veya birilerinin kontrolüne giren otomatik kuklalarız.
Filistin için bir asırdır tepki gösteriyoruz.
Değişen ne?
Bir asırdır; Filistin’de ilk vuku bulan hadiselerden beri günümüze kadar bir şey değişmediyse, bunun sebebini ilk önce kendi nefsimizde aramamız gerektiği, çetin bir “sorun” olarak önümüzde.
Bir asırdır; hiçbir “dünya görüşü” bu zaviyeden, sahici bir şekilde Filistin’e bakmamıştır.
Ermeniler için “özür diliyoruz” kampanyası açan, sömürge aydını liberal çapulcular, 91’den beri devam eden Arab soykırımından bahsetmez, kimse de bunu sormaz meselâ!.
Anadolu Kürdü’yle Anadolu Türkü’nün birbirine kışkırtılarak yaşadığı bu coğrafyada, çözüm makamında olan birinin, “pompalı tüfek” kullananı “meşru savunma” diye “anlayışla karşılayan”ın akıl ve ruh sağlığı sorgulanmaz meselâ?
Şu son yahudi saldırısı vuku bulmadan önce gündem maddelerimizden biri buydu.
İsrail’in nasıl devletleştiği buraya bakarak anlaşılmalı.
Asıl “katliam” burada olmuştur.
Müslümanlar da dahil “insan” oluşumuzu sorgular hale getiren Filistin, “bedahet duygusu”nun tamamen yitirildiğini ifşa eden en köklü meselemizdir.
Filistin’i bağımsız bir hüviyetle düşünmek için, kim ne biliyor?
Meşal’in aklına ilk gelen isim Ulu Hakan, Filistin mirasına sahip çıkmak için hayatını ortaya koydu. Ayağına gelip, koca devleti borçlarından kurtaracak parayı teklif eden yahudiyi kapıdan kovduran Son Halife’nin bizi bırakmadan önce aklındaki son şey Filistin’di.
Hayatını Filistin için feda eden başka bir devlet başkanı da Saddam Hüseyin’dir.
Sen, BM (Domuzlar Diktatoryası) Güvenlik Konseyi geçici üyeliğinde bulunmakla övünüyorsun.
Müslüman soykırımına şu şartları hazırlayan Konsey’in…
“Filistin’in tapusu cebimizde” diyorsun.
Tapulu toprağına saldıran yahudiye ses çıkaramıyorsan.
Diyorsun ki, “Eğer Kıbrıs’tan çıkmazsak, birileri, Lübnan için Suriye’ye yaptığı gibi yapar; çıkmak zorunda kalırsın…”
Sonra dönüp, “birileri” derken kastettiğin İsrail’in, Filistin’de 50 yıldır Müslüman katliamı -Son Halife Abdulhamid’den beri yüzyıldır- hiç olmamış gibi, “Bu bize yapılan saygısızlıktır” diyorsun.
Sana “cesaret ödülü” veren ezeli düşmanımız yahudiyi kurtarmak üzere, –Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin, İsrail için devlet çapında en büyük tehditti- Irak’a istilacı ordularını süren terörist başı, bebek katili Amerika için “bay ve bayan cesur Amerikan askerlerinin sağ salim evlerine dönmelerini diliyoruz” duası gibi, neden tüm “cesaret”ini toplayıp “yahudilerin de sağ salim devletlerini sürdürmeleri için” dua etmiyorsun da, “saygısızlık”tan bahsediyorsun?
Dergimizin kapağındaki fotoğrafta da görüldüğü üzere, İsrail’e karşı Filistinlilerin Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin’in resmiyle yaptıkları yürüyüşten şu mânâ çıkarılmalı ki, Irak devleti İsrail için hayatî bir tehditti.
Filistinli Irak’ı kendinden bildi.
Ankara’daki “domuz topu koalisyonu” aynı bağın burada canlanmasına engel olmak için, Irak Mücahid Silahlı Kuvvetleri’nin Mücahid Mehmetçik’le arasına Siyonist duvar dikmeye kalkışıyor, Filistinlinin değil, yahudinin güvenliği için Lübnan sınırına asker göndermeye evet diyor.
İsrail tanklarının müslümanların evinin üzerine daha rahat ve süratle gitmesi için köprü, viyadük, otoban ihalesi tertipleyip, İsrail’de, Ankara’da yahudiyle masaya oturuyorsun.
İsrail’e verilen “Tankların modernizasyonu” ihalesinin, yapılan son saldırıya tepki maksadıyla gözden geçirilip geçirilmemesiyle ilgili bir gazetecinin sorduğu soruya da, “bununla ilgisi yok” diyorsun.
“Bu” dediği, top ve füze mermileriyle şehid edilen kadın ve çocuk müslüman evlatları!..
Biz de soralım: Filistinli Müslümanları katleden İsrailli pilotların, Konya semalarında eğitim uçuşu yapmasının “bununla ilgisi”ne ne diyeceksin?
Amerika’nın ve Almanya’nın İsrail lehine yaptığı açıklamaları dikkate alarak, emperyalistlere bir saldırı olduğunda nasıl birleşiyorlarsa bütün anti-emperyalistlerin de emperyalist saldırganlığa, tek vücut, ortak cephe halinde tepki göstermesi lazım.
Amerika ve Amerika kokan her şey, yaşam alanları daraltılarak “etkisizleştirilmeli…”
Yahudi ve yahudi kokan her şey, yaşam alanları daraltılarak “etkisizleştirilmeli…”
Gerçek: Birinci Dünya Savaşı devam ediyor; bitmemiştir.