Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

BIZE MEDENIYET OGRETENE BAKIN!!! (1 Kullanıcı)

zarife_76

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Eyl 2006
Mesajlar
1,066
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
48
Bize Medeniyet Öğretenlere Bakın!!!
--------------------------------------------------------------------------------

eski ingiltere-ilginç



1500'lerde Ingiltere'de işler şöyle yapiliyordu :
Insanların çoğu Haziran'da evleniyordu.Çünkü senelik
banyolarını Mayıs ayında yapıyorlar,
Haziran'da hala çok kötü kokmuyorlardı. Ama yine de kokmaya
başladıkları için gelinler vücutlarından çıkan kokuyu bastırmak
amacıyla ellerinde bir buket çiçek taşıyordu.
Gelinlerin elindeki çiçek geleneği burdan geliyor.


Banyolar içi sıcak suyla doldurulmuş büyük bir fıçıdan meydana
geliyordu.
Evin erkeği temiz suyla yıkanma imtiyazına sahipti. Ondan sonra
oğulları ve diğer erkekler, daha sonra kadınlar, sonra çocuklar ve en
son olarak ta bebekler aynı suda yıkanıyordu. Bu esnada su o kadar kirli
hale
geliyordu ki içinde gerçekten bir şeyleri kaybetmek mümkündü.

Ingilizce'deki "banyo suyuyla birlikte bebeği de atmayın" (Don't
throw the baby out with the bath water) deyimi buradan
gelmektedir.

Evlerin çatıları üst üste yığılmış kamıştan yapılıyor, kamışların altında
tahta bulunuyordu.
Burası hayvanların ısınabilecekleri tek yer olduğu için bütün kediler,
köpekler ve diğer küçük hayvanlar
(fareler,böcekler) çatıda yaşıyordu. Yağmur yağdığı zaman çatı
kayganlaşıyor ve bazen hayvanlar kayarak çatıdan aşağı düşüyordu.
Ingilizce'deki "kedi-köpek yağıyor" (It's raining cats and dogs) deyimi
buradan gelmektedir.

Yukarıdan evin içine düşen şeyleri engelleyecek hiçbir şey yoktu.
Böceklerin ve buna benzer nesnelerin yatakların içine düşmesi büyük bir
sıkıntı oluşturuyordu.
Etrafında yüksek direkler ve üstünde örtü bulunan Ingiliz usulü yataklar
buradan gelmektedir.

Zemin topraktı. Sadece zenginlerin zemini topraktan başka bir şeyden
yapılmıştı.
Toprak kadar fakir (dirt poor) tabiri buradan çıkmıştır.

Zenginlerin ahşaptan yapılmış zeminleri vardı. Bunlar kışın ıslandığı zaman
kayganlaşıyordu.
Bunu önlemek için yere saman (thresh) seriyorlardı. Kış boyunca saman
sermeye devam ediliyordu. Bir
zaman geliyordu ki kapı açılınca saman dışarıya taşıyordu.
Buna mani olmak üzere kapının altına bir tahta parçası konuyordu ki bunun
adı "thresh hold" (saman tutan;
Türkçesi "eşik") idi.

Yemek pişirme işlemi her zaman ateşin üzerine asılı durumdaki büyük bir
kazanın içinde yapılıyordu.
Her gün ateş yakılıyor ve kazana bir şeyler ilave ediliyordu. Çoğu zaman
sebze yeniyor,
et pek bulunmuyordu. Akşam yahni yenirse artıklar kazanda bırakılıyor, gece
boyunca soğuyan
yemek ertesi gün tekrar ısıtılarak yenmeye devam ediliyordu. Bazen bu yahni
çok uzun süre kazanda kalıyordu.
"Bezelye lapası sıcak, bezelye lapası soğuk, kazandaki bezelye lapası
dokuz günlük" (peas porridge hot, peas
porridge cold, peas porridge in the pot nine days old) tekerlemesinin
menşei budur.

Bazen domuz eti buluyorlar o zaman çok seviniyorlardi. Eve ziyaretçi
gelirse domuz etlerini asarak onlara gösteriş
yapıyorlardı. Birisinin eve domuz eti getirmesi zenginlik işaretiydi. Bu
etten küçük bir parça keserek misafirleriyle oturup paylaşıyorlardı. Buna
"yağ çiğnemek" (chew the fat) adı veriliyordu.

Parası olanlar kalay-kursun alaşımından yapılmış tabaklar alabiliyordu.
Asidi yüksek olan yiyecekler kurşunu çözerek yemeğe karışmasına sebep
oluyor, böylece gıda
zehirlenmelerine ve ölüme yol açıyordu. Domatesler buna sık sık sebep
olduğu için bunda sonraki yaklaşık
400 yıl boyunca domateslerin zehirli olduğu düşünülmüştü.

Çoğu insanın kalay-kurşun alaşımından yapılmış tabakları yoktu.
Onun yerine tahta tabaklar kullanıyorlardı. Çoğu zaman bu tabaklar bayat
ekmekten yapılıyordu. Ekmekler o
kadar bayat ve sertti ki uzun zaman kullanılabiliyordu. Bunlar hiçbir zaman
yıkanmadığı için içinde kurtlar ve
küfler oluşuyordu. Kurtlu ve küflü tabaklardan yemek yiyen insanların
ağızlarında "tabak ağzı" (trench
mouth) denen hastalık ortaya çıkıyordu.

Ekmek itibara göre bölüşülüyordu. Işçiler yanık olan alt kabuğu, aile orta
kısmı, misafirler de üst kabuğu
alırdı.

Bira ve viski içmek için kurşun kadehler kullanılıyordu. Bu bileşim
insanları bazen birkaç gün şuursuz vaziyette tutabiliyordu.
Yoldan geçen insanlar bunların öldüğünü sanıp defnetmek için hazırlık
yapıyordu. Bunlar birkaç gün süreyle mutfak
masasının üstüne yatırılıyor¸ aile etrafına toplanıp yiyip-içerek uyanıp
uyanmayacağına bakıyordu.
Buna "uyanma" nöbeti deniyordu.

Ingiltere eski ve küçük bir yerdi, insanlar ölülerini gömecek yer
bulamamaya başlamıştı. Bunun için mezarları kazıp tabutları
çıkarıyor, kemikleri bir "kemik evi"ne ****ürüyor ve mezarı yeniden
kullanıyorlardı.
Tabutlar açıldığında her 25 tabutun birinde iç tarafta kazıntı izleri
olduğu görülürdü.
Böylece insanların diri diri gömüldüğü ortaya çıktı.
Buna çözüm olarak cesetlerin bileklerine bir ip bağlayıp bu ipi tabuttan
dışarıya taşıyarak bir çana bağladılar. Bir kişi bütün gece boyu mezarlıkta
oturup zili dinlerdi. Buna mezarlık nöbeti "graveyard shift") denirdi.
Bazıları zil sayesinde kurtulur ("saved by the bell") bazıları da "ölü
zilci" (dead ringer) olurdu.

Gerçekler bunlar. Kim demiş tarih sıkıcıdır diye..



~MAİLİMDEN ALINTI~
 

mtekik

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Ağu 2006
Mesajlar
2,702
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
islamiportal.net
RE: BIZE MEDENIYET OGRETENE BAKIN!!!

S.A. ABLAM,
YAAAAA DAHA BENİM ECDADIMA LAF SÖYLERLER, ONLARIN SÖYLEDİĞİ YETMEZMİŞ GİBİ İÇERDEKİ UZANTILARIDA BOŞ DURMAZ.
ÇOK GÜZEL OLMUŞ, ELLERİNE SAĞLIK
K.S.E.O.
 

zarife_76

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Eyl 2006
Mesajlar
1,066
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
48
RE: BIZE MEDENIYET OGRETENE BAKIN!!!

mtekik yazdı:
S.A. ABLAM,
YAAAAA DAHA BENİM ECDADIMA LAF SÖYLERLER, ONLARIN SÖYLEDİĞİ YETMEZMİŞ GİBİ İÇERDEKİ UZANTILARIDA BOŞ DURMAZ.
ÇOK GÜZEL OLMUŞ, ELLERİNE SAĞLIK
K.S.E.O.

:):):):):)
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt