Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Biz gençlerin gece hayatı olmalı (1 Kullanıcı)

Delete

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Mar 2008
Mesajlar
6,076
Tepki puanı
15
Puanları
38
Selamünaleyküm kardeşim
Emeğine sağlık ALLAH razı olsun...
Çok hoş bir paylaşımdı...

ALLAHa emanet olunuz..
selam ve dua ile...



Ve aleyküm selam ve rahmetullahi ve berakatüh.
Allah sizden de razı olsun kardeşim,
Siz de Allah’a emanet olun,
Selam ve baki dua ile kalın.

 

Delete

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Mar 2008
Mesajlar
6,076
Tepki puanı
15
Puanları
38
Gençlik Nasıl Değer Kazanır?

Gençlik Nasıl Değer Kazanır?

Gençlik Nasıl Değer Kazanır?


Gençliğin iksiri
Gözü keskin, sesi gür; kulakları hassas, dikkati yüksek… Çabuk anlar ve kesin konuşur. Hafızası kuvvetli; söylediğini ve söylenenleri unutmaz… Çabuk karar verir ve hemen hamle yapar; tuttuğunu koparır, vurdu mu hedef çöker… Taşı sıksa suyunu çıkarır… Yürüdü mü yollar dürülür… Başarılar onun için çantada keklik… Üstelik geç yorulur, çabuk dinlenir. Sevabı, en üst seviyeden kazanabilecek kuvvette, günahı en fazla işleyebilecek imkânda… Kısaca Allah’ın verdiği nimetleri en üst seviyede kullanabilir. Güçlü kuvvetli, dirayetli, muktedir…

Kim mi bu?
Genç…


Kâinat kendisi için yaratılmış olan varlığın genci…
Kim yanına almak istemez, kim yanında görmek istemez böyle bir gücü, böyle bir cevheri…
Dünyadaki bütün fikirler, dinler, inanışlar, akımlar, ideolojiler, felsefeler, kurumlar, kuruluşlar onu kazanmaya çalışır… İlk hedef kitle, hepsi için gençlik… Yaşasın gençlik!.. Cemiyetin en güçlüleri yanımızda!.. Zafere çabuk ulaşılacak… Yarın, peşin olarak bugünden kazanılacak… Üstelik, muhalefetlerinden kurtulmak bile başlı başına bir kazançken…
Bütün fikir ve düşünce akımları, inanç sistemleri; gençlere, gençliğe şirin görünmek için ellerinden geleni yaparlar… Ne varsa sende var, her şey sana emanet! Sensin, emanet edilmeye lâyık olan! Sen olmasan halimiz nice olur? Bu yüce dava senin omuzlarında yükselecek; sana ne mutlu! Sen her övgüye ve her ödüle lâyıksın!.. Böyle diyerek gençlere (tabirimi mazur görün) yaltaklanırlar…

Biri hariç…
İslâm…


Gençlere, şirin görünmek bir yana, hesaptan bahseder… İslâm; verilen bu devletin, her gence hesabının sorulacağını belirtir… Genci; kuvvetini hangi yolda harcaması gerektiği üzerinde; nelerden, nerelerden ve kimlerden uzak durması ve neleri, nereleri ve kimleri sevmesi gerektiği üzerinde düşünmeye davet eder… Düşünmeye ve emredildiği gibi yaşamaya…

Sadece İslâm; insanı kendisiyle hesaplaşmaya davet edebilir.

İslâm’ın dışındakilerse; kendilerinin hiçbir dahli olmadan meccanen ele geçirilmiş bu harika imkân sayesinde bâtıl dâvalarına fayda devşirme hevesindedirler sadece… Hiçbir şey sarfetmeden birkaç şatafatlı sözle kazanılmış güçlü kuvvetli köleler…

İslâm, düşünmeye davet ediyor; diğerleri faydalanmak istiyor. Hakla batılı ayırt etmede bundan alâ mihenk taşı mı olur?

Diğerlerinin zaten gence verebileceği bir şey yok.

Şairin,
kendisi muhtac-ı himmet bir dede
nerde kaldı, gayriye himmet ede dediği gibi, kendileri gençliğe muhtaç...

En “deli kanlı” zamanında yalnız bırakılan insana eyvah!..
 

<DAMLA>

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Eki 2007
Mesajlar
6,461
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
selamun aleykum degerli kardeşim emeğine yüreğine saglık rabbim ebeden razı olsun inşallah senden...
rabbimize emanetsin inşallah
selam ve dua ile
<<B)>>
 

Delete

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Mar 2008
Mesajlar
6,076
Tepki puanı
15
Puanları
38
selamun aleykum degerli kardeşim emeğine yüreğine saglık rabbim ebeden razı olsun inşallah senden...
rabbimize emanetsin inşallah
selam ve dua ile
<<B)>>


Ve aleyküm selam ve rahmetullahi ve berakatüh kıymetli kardeşimiz.
Allah sizden de razı olsun İnşaAllah,
Allah’a emanet olun,
Selam ve baki dua ile kalın.


 

Delete

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Mar 2008
Mesajlar
6,076
Tepki puanı
15
Puanları
38
SELAMÜN ALEYKÜM ALLAH RAZI OLSUN KARDEŞİM GÜZEL BİR PAYLAŞIM OLMUŞ.GECE SEHER VAKTİNDE ÖYLE BİR ZAMAN VARDIR Kİ BU ZAMANDA EDİLEN DUALAR GERİ ÇEVRİLMEZ.BU HER GECE VARDIR.GÜNDÜZLERİ İSE SADECE CUMA GÜNÜ VARDIR.BUNDANDA ANLIYORUZ Kİ MÜ'MİN KİŞİNİN HAYATINDA GECE ÖNEMLİ BİR YER TUTMALI.ALLAH CÜMLEMİZİ GECELERİ LAYIKIYLA DEĞERLENDİREN KULLARINDAN EYLESİN SELAM VE DUA iLE

Ve aleyküm selam ve rahmetullahi ve berakatüh.
Amin inşaallah, Allah sizden de razı olsun sağolun kardeşim.
 

Delete

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Mar 2008
Mesajlar
6,076
Tepki puanı
15
Puanları
38
Bütün bunlar olup biterken, gecenin bunca avantajları varken, senin geceyi baştan sona uykuyla geçirmen ne büyük gaflet, ne büyük kayıptır
Rabbim gecesiyle gündüzüyle ona ibadet etmeyi hak eden insanlardan olmayı nasip etsin inşAllah...
Güzel paylaşımınız için Allah razı olsun emeğinize,yüreğinize sağlık kardeşim
SeLam ve Dua ile...

Allah sizden de razı olsun kardeşim.
 

Delete

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Mar 2008
Mesajlar
6,076
Tepki puanı
15
Puanları
38

Esselamun aleyküm ve rahmetullahi ve berekatüh.


 

mektubat

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eki 2006
Mesajlar
2,308
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
43
Konum
İstanbul
Web Sitesi
www.caglarnetwork.com
Allahü teala razı olsun kardeşim.Gece uyanmak ne kadar uzaklaşmış bizden.Hele bazısı namaz kıldığını sorup sabahta kalkıyor musun diye sormuyor mu.Sanki müslümanlık cuma namazından ibaret.Cenab-ı Hak gecede gündüzde uyanıklık,anlayış versin.Müslümanlığı hakiki yoldan öğrenip tatbik edenlerden oluruz İnşallahü teala.Çok etkileyici bir paylaşımdı.Selametle kalın..
 

muberra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Tem 2006
Mesajlar
527
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Konum
İSTANBUL
Bil ki, gecesi olmayanın gündüzü yoktur. Gece sabaha kadar yatağa boylu boyuna uzanan birisinin gündüze vereceği bir şeyi yoktur. Gece senin feyizle dolduğun, gündüz ise bu feyzi başkalarına aktardığın vakittir. Dol ki, vereceğin bir şeyin olsun

çok doğru kardeşim,çok güzel bir yazı.Allah razı olsun,içim şenlendi okurken..:)
 

bir_umut

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Şub 2009
Mesajlar
2,564
Tepki puanı
4
Puanları
0
Yaş
42
Allah cc razı olsun kardeşim güzel paylaşım olmuş Rabbim bizlere idrak etmeyi nasip etsin
 

Delete

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Mar 2008
Mesajlar
6,076
Tepki puanı
15
Puanları
38
Allahü teala razı olsun kardeşim.Gece uyanmak ne kadar uzaklaşmış bizden.Hele bazısı namaz kıldığını sorup sabahta kalkıyor musun diye sormuyor mu.Sanki müslümanlık cuma namazından ibaret.Cenab-ı Hak gecede gündüzde uyanıklık,anlayış versin.Müslümanlığı hakiki yoldan öğrenip tatbik edenlerden oluruz İnşallahü teala.Çok etkileyici bir paylaşımdı.Selametle kalın..



Esselamun aleyküm ve rahmetullahi ve berekatüh.
Duanıza yürekten amin kardeşim, Allah sizden de razı olsun,

Bütün geceyi gafletle geçirmenin yanında dünyanın hayata yeniden gözlerini açtığı ve kalkınması farz olan sabah namazının vaktini dahi gaflet ve husran uykusunda geçirmek, ne kadar azim bir günah olduğunu her akl-i selim anlamalıdır.

Nitekim bizden önceki kavimlerin birçoğunun helâki, gece gaflet içinde uyurlarken veya sabaha karşı vuku bulmuştur.


Allah’a emanet olun,
Selam ve baki dua ile kalın.

deleterx2.gif

 

ya mucib

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Ara 2008
Mesajlar
1,037
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
34
ALLAH razı olsn kardeşim çok faydalı bir paylaşımdı rabbime layık kul efendimize layık ümmet olmak dilegiyle selam ve dua ileee..SELAMETLEE
 

Delete

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Mar 2008
Mesajlar
6,076
Tepki puanı
15
Puanları
38
Bil ki, gecesi olmayanın gündüzü yoktur. Gece sabaha kadar yatağa boylu boyuna uzanan birisinin gündüze vereceği bir şeyi yoktur. Gece senin feyizle dolduğun, gündüz ise bu feyzi başkalarına aktardığın vakittir. Dol ki, vereceğin bir şeyin olsun

çok doğru kardeşim,çok güzel bir yazı.Allah razı olsun,içim şenlendi okurken..:)



Esselamun aleyküm ve rahmetullahi ve berekatüh.
Allah sizden de razı olsun kardeşim,
Allah’a emanet olun,
Selam ve baki dua ile kalın.

 

_hayalet_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Mar 2009
Mesajlar
21
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
ya bu güzel yazı ama bikere gece uyumayan gençler çook eminsiniz sizde çok genç hep gündüz uyur ama gece uyuyanlar genelde iyi biri olurlar gündüz uyuyanlarda genelde hep bardalardır korku filmi seyrederler veya bütün gece internette saçma sitelerle saçma kişilerle saçma şeyler konuşurlar bu yüzden gece uyumak iyidir
+
baş örtüsünden bahsettinişz evet bu zamanda kimse örtünmek istemiyo nedeni ise bunu saçma bulmak niye örtünecenki erkeklerle kızlarr arasında ne fark varki oda kul oda kul yani benim düşüncem bu bencede örtünmek gereksiz ama şunu ifade ediyim erkek veya kız far etmez eğer ailesi dinine aşırı bağlıysa kız veya erkekte aşırı bağlıdır bunu kimse değiştiremez
+
bu yukarıda saydığım şeyler ve özellikle baş örtüsü konusu benim açımdan düşüncesi budur ve takmak veya takmamak günah deildir benim açımdan tabi bakış açıları farklıdır ama tabikide bar kötü bişeydir veya disco ama sadece işki içmek kötüdür bar veya disco deil yani orayıo kötü hale getiren insanlardır...eleştiriye açığım
 

Delete

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Mar 2008
Mesajlar
6,076
Tepki puanı
15
Puanları
38
ya bu güzel yazı ama bikere gece uyumayan gençler çook eminsiniz sizde çok genç hep gündüz uyur ama gece uyuyanlar genelde iyi biri olurlar gündüz uyuyanlarda genelde hep bardalardır korku filmi seyrederler veya bütün gece internette saçma sitelerle saçma kişilerle saçma şeyler konuşurlar bu yüzden gece uyumak iyidir
+
baş örtüsünden bahsettinişz evet bu zamanda kimse örtünmek istemiyo nedeni ise bunu saçma bulmak niye örtünecenki erkeklerle kızlarr arasında ne fark varki oda kul oda kul yani benim düşüncem bu bencede örtünmek gereksiz ama şunu ifade ediyim erkek veya kız far etmez eğer ailesi dinine aşırı bağlıysa kız veya erkekte aşırı bağlıdır bunu kimse değiştiremez
+
bu yukarıda saydığım şeyler ve özellikle baş örtüsü konusu benim açımdan düşüncesi budur ve takmak veya takmamak günah deildir benim açımdan tabi bakış açıları farklıdır ama tabikide bar kötü bişeydir veya disco ama sadece işki içmek kötüdür bar veya disco deil yani orayıo kötü hale getiren insanlardır...eleştiriye açığım



Yaratılışı gereği yeniliklere ve değişime açık olan gençlerin karşılaştıkları en büyük tehlikelerden birisi, kötü alışkanlıklardır. Duygusal tabiatları ve farklılıklara olan istekleri sebebiyle kolayca kötü alışkanlıkların tuzağına düşebilirler.

Nitekim birçok zararlı alışkanlık gençlik döneminde edinilir.

Başta sigara, içki, uyuşturucu, kumar olmak üzere birçok kötü alışkanlıklar sayabiliriz. Yüce Peygamberimiz (a.s.m.) bizleri kötü alışkanlıklardan sakındırmış, zamanımızı güzel işlerle geçirmemizi istemiştir.

Sigara hakkında mekruh, hattâ haram diyen âlimler vardır. Çünkü bu husustaki hüküm, kişinin durumuna göre değişir. Eğer geçim sıkıntısı çekiyor veya sağlığı açısından hayatî bir zarar veriyorsa elbette büyük günahtır.

İçki ve kumarı yasaklayan kesin âyetler vardır. Peygamberimiz (a.s.m.), "Sarhoş eden her içki haramdır" buyurarak, haram olan içkinin özelliğini belirtmiştir. Buna göre, insanları sarhoş etme özelliği olan her şey haramdır.

Yine "Çoğu sarhoş edenin azı da haramdır" (Tirmizi, Eşribe: 2) diyerek, önemli bir soruyu cevaplamıştır. Günümüzde bazıları, "Birada çok az alkol var. Bu da mı haram?" diyebilmektedir. İşte bu hadîs, çoğu sarhoş eden bir şeyin az dahi olsa yasak olduğunu belirtmektedir.

İçki hakkındaki bir başka hadîs de şöyledir:

"Allah içkiye, onu içene, dağıtana, satana, satın alana, üzümünü sıkana [îmal edene], kendisi için sıktırana, taşıyana ve kendisine taşınana ve parasını yiyene lânet etsin." (Tirmizi, Büyû: 58)

Burada içkiyle ilgili on grup insan lânetlenmektedir ki, sadece içmekten değil, diğer 9 gruba girmekten de sakınmamız şarttır.


"İçki bütün kötülüklerin anasıdır" buyuran Peygamberimiz (a.s.m.), bizleri 14 asır önce uyarmıştır. Bu sese kulak verilmediği içindir ki, her gün bir sürü cinâyet, hırsızlık, gasp, trafik kazası içki yüzünden olmaktadır.

Kötü alışkanlıklardan korunmanın çaresi, iyi bir dinî bilgi alıp İslâmı yaşamaktır. Çünkü, bu tür alışkanlıklar, akıl, kalp ve ruhun aç bırakılmasından kaynaklanır. Halbuki, mânevî duygularımızı îman ve ibâdetle doyurursak, her günümüzü dinimize hizmet etmek ve güzellikleri başkalarına aktarmak gayretiyle geçirirsek, kötü alışkanlıklara ne ihtiyaç duyarız, ne de zaman buluruz.

En iyisi, kötü alışkanlıklara hiç bulaşmamak, tuzağa düşmemektir. "Canım ne olacakmış bir kere içiver, tadına bak" veya "Düğünde herkes içer" gibi teşviklerde bulunanlar, bizim dostumuz değil, düşmanımızdır. Böyle diyerek verdikleri zararın farkında bile değillerdir. O sahte gülücük ve zevkler, hem dünyada, hem âhirette gözyaşına ve azaba dönüşecektir.

Bazı düğün, yaş günü, eğlence partisi ve mezuniyet baloları; kötü alışkanlıkların tuzakları durumundadır.

Bu tuzaklara bir kere yakalanırsak, devamı gelebilir. Çünkü nefis, his, şeytan dâima kötülüğe teşvik eder.

Bunun için kötü alışkanlıkların cirit attığı yerlerden uzak durmalıyız. Kahvehâne, disko, bar gibi yerler, gençlerin dünyasını ve âhiretini karartan mekânlardır.



Başörtüsü ise

Bu hususta Kur’an-ı Kerimde iki ayet mevcuttur. Bu ayetlerde Cenab-ı Hak gayet açık bir şekilde mealen şöyle buyurmaktadır:
“Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve mü’minlerin hanımlarına söyle, evlerinden çıktıklarında dış örtülerini üzerlerine alsınlar.”(1)

“Mü’min kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, namuslarını da korusunlar, zinetlerini açmasınlar, bunlardan görünen kısmı müstesnadır. Başörtülerini de yakalarının üzerini kapatacak şekilde iyice örtsünler.”(2)


Ayetlerde mü’min kadınların nasıl örtünecekleri, hangi yerlerini açabilecekleri açıkça belirtilmiyor. Fakat şu mealdeki hadis-i şerif ayetleri tefsir ediyor. Peygamberimiz (a.s.m.) baldızı Hz. Esma’ya hitaben, “Ey Esma! Bir kadın adet görmeye başlayınca el ve yüzünden başka yerini yabancılara göstermesi caiz değildir.”(3)

Demek ki, büluğ çağına gelmiş olan Müslüman bir hanımın başını kapatması hem Allah’ın hem de Peygamberin emridir. Yani yüz kısmı açık kalacak şekilde başın kalan kısmını, boyun ve göğüsleri örtmek farz-ı ayndır. Açmak ise bir farzın terki sayıldığından haramdır. Allah ve Resulünün emrini dinlemediği için günahkar olmakta büyük bir mes’uliyet altına girer. Günahkar olan kimse, bu günahından kurtulmak için tevbe istiğfar eder, Allah’tan affını diler.
“Ve bir günah işledikleri veya nefislerine zulmettikleri zaman, Allah’ı anarak günahlarının bağışlanmasını isteyenler, hem de yaptıkları günahta bile bile ısrar etmemiş olanlar. İşte onların mükafatı, Rablerinden bir mağfiret ve ağaçları altında ırmaklar akan Cennetlerdir. Orada ebedi olarak kalacaklardır. Güzel amel yapanların mükafatı ne güzeldir.”(4)


Demek ki, bir tevbenin kabul olması, bir günahın affa liyakat kazanması için hiçbir mazeret yokken o günahta ısrar edilmemesi şartı aranmaktadır.

Bu husustaki bir hadisin meali şöyle:
“Mü’min bir günah işlediği zaman kalbinde siyah bir nokta belirir. Eğer o günahtan el çeker, Allah’tan günahının affını dilerse, kalbi o siyah noktadan temizlenir. Eğer günaha devam ederse, o siyahlık artar. İşte Kur’anda geçen ‘günahın kalbi kaplaması’ bu manadadır.”(5)


“Her bir günah içinde küfre gidecek bir yol vardır” sözü mühim bir gerçeği dile getiriyor. Şöyle ki, bir günahı işlemeye devam eden insan zamanla o günaha alışır, terk edemez bir hale gelir. Bu alışkanlık onu gün geçtikçe daha büyük manevi tehlikelere sürükler. Günahın uhrevi bir cezasının olmayacağına inanmaya, hatta Cehennemin bile olmaması gerektiğine kadar gider.

Böyle bir tehlikeye maruz kalmamak ve şeytanın telkinlerine kanmamak için bir an önce tövbeyi icap ettirecek günahı terk ederek insanın kendine çeki düzen vermesi gerekir.

1) Ahzah Suresi, 59,
2) Nur Suresi, 31,
3) Ebu Davut, Libas 33,
4) Al-i İmran Suresi, 135-136,
5) İbn-i Mace Zühd 29,



Gençlerin temiz ve pâk zihinlerini aldatmak, onları kendi pis menfaatlerine âlet etmek isteyen ve benim görüşüm bu ve eleştiriye açığım diyerek zihinleri çelmeye çalışan kendini bilmezler; sigara, içki, uyuşturucu ve kumarı çekici ambalajlarla, süslü reklâmlarla sunmaklar ve her fırsatta başörtüsü takmamak günah değildir diyerek başörtüsüne dil uzatmaktalar.
 

_hayalet_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Mar 2009
Mesajlar
21
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Yaratılışı gereği yeniliklere ve değişime açık olan gençlerin karşılaştıkları en büyük tehlikelerden birisi, kötü alışkanlıklardır. Duygusal tabiatları ve farklılıklara olan istekleri sebebiyle kolayca kötü alışkanlıkların tuzağına düşebilirler.

Nitekim birçok zararlı alışkanlık gençlik döneminde edinilir.

Başta sigara, içki, uyuşturucu, kumar olmak üzere birçok kötü alışkanlıklar sayabiliriz. Yüce Peygamberimiz (a.s.m.) bizleri kötü alışkanlıklardan sakındırmış, zamanımızı güzel işlerle geçirmemizi istemiştir.

Sigara hakkında mekruh, hattâ haram diyen âlimler vardır. Çünkü bu husustaki hüküm, kişinin durumuna göre değişir. Eğer geçim sıkıntısı çekiyor veya sağlığı açısından hayatî bir zarar veriyorsa elbette büyük günahtır.

İçki ve kumarı yasaklayan kesin âyetler vardır. Peygamberimiz (a.s.m.), "Sarhoş eden her içki haramdır" buyurarak, haram olan içkinin özelliğini belirtmiştir. Buna göre, insanları sarhoş etme özelliği olan her şey haramdır.

Yine "Çoğu sarhoş edenin azı da haramdır" (Tirmizi, Eşribe: 2) diyerek, önemli bir soruyu cevaplamıştır. Günümüzde bazıları, "Birada çok az alkol var. Bu da mı haram?" diyebilmektedir. İşte bu hadîs, çoğu sarhoş eden bir şeyin az dahi olsa yasak olduğunu belirtmektedir.

İçki hakkındaki bir başka hadîs de şöyledir:

"Allah içkiye, onu içene, dağıtana, satana, satın alana, üzümünü sıkana [îmal edene], kendisi için sıktırana, taşıyana ve kendisine taşınana ve parasını yiyene lânet etsin." (Tirmizi, Büyû: 58)

Burada içkiyle ilgili on grup insan lânetlenmektedir ki, sadece içmekten değil, diğer 9 gruba girmekten de sakınmamız şarttır.


"İçki bütün kötülüklerin anasıdır" buyuran Peygamberimiz (a.s.m.), bizleri 14 asır önce uyarmıştır. Bu sese kulak verilmediği içindir ki, her gün bir sürü cinâyet, hırsızlık, gasp, trafik kazası içki yüzünden olmaktadır.

Kötü alışkanlıklardan korunmanın çaresi, iyi bir dinî bilgi alıp İslâmı yaşamaktır. Çünkü, bu tür alışkanlıklar, akıl, kalp ve ruhun aç bırakılmasından kaynaklanır. Halbuki, mânevî duygularımızı îman ve ibâdetle doyurursak, her günümüzü dinimize hizmet etmek ve güzellikleri başkalarına aktarmak gayretiyle geçirirsek, kötü alışkanlıklara ne ihtiyaç duyarız, ne de zaman buluruz.

En iyisi, kötü alışkanlıklara hiç bulaşmamak, tuzağa düşmemektir. "Canım ne olacakmış bir kere içiver, tadına bak" veya "Düğünde herkes içer" gibi teşviklerde bulunanlar, bizim dostumuz değil, düşmanımızdır. Böyle diyerek verdikleri zararın farkında bile değillerdir. O sahte gülücük ve zevkler, hem dünyada, hem âhirette gözyaşına ve azaba dönüşecektir.

Bazı düğün, yaş günü, eğlence partisi ve mezuniyet baloları; kötü alışkanlıkların tuzakları durumundadır.

Bu tuzaklara bir kere yakalanırsak, devamı gelebilir. Çünkü nefis, his, şeytan dâima kötülüğe teşvik eder.

Bunun için kötü alışkanlıkların cirit attığı yerlerden uzak durmalıyız. Kahvehâne, disko, bar gibi yerler, gençlerin dünyasını ve âhiretini karartan mekânlardır.



Başörtüsü ise

Bu hususta Kur’an-ı Kerimde iki ayet mevcuttur. Bu ayetlerde Cenab-ı Hak gayet açık bir şekilde mealen şöyle buyurmaktadır:
“Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve mü’minlerin hanımlarına söyle, evlerinden çıktıklarında dış örtülerini üzerlerine alsınlar.”(1)

“Mü’min kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, namuslarını da korusunlar, zinetlerini açmasınlar, bunlardan görünen kısmı müstesnadır. Başörtülerini de yakalarının üzerini kapatacak şekilde iyice örtsünler.”(2)


Ayetlerde mü’min kadınların nasıl örtünecekleri, hangi yerlerini açabilecekleri açıkça belirtilmiyor. Fakat şu mealdeki hadis-i şerif ayetleri tefsir ediyor. Peygamberimiz (a.s.m.) baldızı Hz. Esma’ya hitaben, “Ey Esma! Bir kadın adet görmeye başlayınca el ve yüzünden başka yerini yabancılara göstermesi caiz değildir.”(3)

Demek ki, büluğ çağına gelmiş olan Müslüman bir hanımın başını kapatması hem Allah’ın hem de Peygamberin emridir. Yani yüz kısmı açık kalacak şekilde başın kalan kısmını, boyun ve göğüsleri örtmek farz-ı ayndır. Açmak ise bir farzın terki sayıldığından haramdır. Allah ve Resulünün emrini dinlemediği için günahkar olmakta büyük bir mes’uliyet altına girer. Günahkar olan kimse, bu günahından kurtulmak için tevbe istiğfar eder, Allah’tan affını diler.
“Ve bir günah işledikleri veya nefislerine zulmettikleri zaman, Allah’ı anarak günahlarının bağışlanmasını isteyenler, hem de yaptıkları günahta bile bile ısrar etmemiş olanlar. İşte onların mükafatı, Rablerinden bir mağfiret ve ağaçları altında ırmaklar akan Cennetlerdir. Orada ebedi olarak kalacaklardır. Güzel amel yapanların mükafatı ne güzeldir.”(4)


Demek ki, bir tevbenin kabul olması, bir günahın affa liyakat kazanması için hiçbir mazeret yokken o günahta ısrar edilmemesi şartı aranmaktadır.

Bu husustaki bir hadisin meali şöyle:
“Mü’min bir günah işlediği zaman kalbinde siyah bir nokta belirir. Eğer o günahtan el çeker, Allah’tan günahının affını dilerse, kalbi o siyah noktadan temizlenir. Eğer günaha devam ederse, o siyahlık artar. İşte Kur’anda geçen ‘günahın kalbi kaplaması’ bu manadadır.”(5)


“Her bir günah içinde küfre gidecek bir yol vardır” sözü mühim bir gerçeği dile getiriyor. Şöyle ki, bir günahı işlemeye devam eden insan zamanla o günaha alışır, terk edemez bir hale gelir. Bu alışkanlık onu gün geçtikçe daha büyük manevi tehlikelere sürükler. Günahın uhrevi bir cezasının olmayacağına inanmaya, hatta Cehennemin bile olmaması gerektiğine kadar gider.

Böyle bir tehlikeye maruz kalmamak ve şeytanın telkinlerine kanmamak için bir an önce tövbeyi icap ettirecek günahı terk ederek insanın kendine çeki düzen vermesi gerekir.

1) Ahzah Suresi, 59,
2) Nur Suresi, 31,
3) Ebu Davut, Libas 33,
4) Al-i İmran Suresi, 135-136,
5) İbn-i Mace Zühd 29,



Gençlerin temiz ve pâk zihinlerini aldatmak, onları kendi pis menfaatlerine âlet etmek isteyen ve benim görüşüm bu ve eleştiriye açığım diyerek zihinleri çelenler; sigara, içki, uyuşturucu ve kumarı çekici ambalajlarla, süslü reklâmlarla sunmaklar ve her fırsatta başörtüsü takmamak günah değildir diyen kendini bilmezler başörtüsüne dil uzatmaktalar.

yani bu nedemek onu açıklarmısınız??
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt