Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

...bir vasiyet... (1 Kullanıcı)

nuresma

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Eki 2006
Mesajlar
2,975
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Konum
ankara
Bu vasiyeti yazmak nerden aklıma geldi bilmiyorum. Muhammed Dürre`nin okul yolunda terör devleti israil askerleri tarafından haince öldürülmesinden sonra, korkup okuldan almıştı annem beni, o günden beri hiç birşey yazmadım. Oysa okula gitmeyi, okuyup pilot olmayı o kadar çok istiyordumki!.. Okulu bıraktıktan ve göğümüzü annemin duman yada sis dediği karabulutların kaplamasından sonra, sen büyüyünce ne olacaksın diyenlere ben büyümeyeceğimki diyorum.


Annem birinci intifadada ayaklarını ve gözlerini kaybetmiş. Büyük abim Abdullahın cesedi başında ağıtlar yakarken, bir kurşun da onun ayağına sıkmışlar, şimdi evden dışarı çıkamıyor ve hep ağlıyor. Abdullah abimden çok; daha onsekiz yaşında şehit olan Raşit abime ağlıyor... gizli gizli ağlıyor... içten içe ağlıyor... arasıra topluyor kendini ve gözlerini semaya dikip Mescid-i Aksa için feda olsun yavrum diyor. Babamı ben hiç görmedim, hapiste miymiş neymiş. Bir gece ansızın alıp götürmüşler... şu Filistinden daha küçük olan hapishaneler varmış, babam orda yatarmış.


Annemle ikimiz kaldığımızdan beri annem benimle çok ilgileniyor, yanından ayırmak istemiyor, Hanzalam deyip, durup durup tekrar sarılıyor. Komşu teyzelerle konuşurken duydum, o benim son parçam, gencecik fidanım; ona da birşey olursa ben yaşayamam diyordu.


Bizim burda gökyüzü, ben kendimi bildim bileli, simsiyah ve yanık yanık kokuyor. Ne vakit anne neden böyle desem sis, duman, iklim kötü diyordu. Ha son dönemde sıkça boom boom diye sesler duyuyordum, o sesler ne zaman ortaya çıksa annem telaşla Hanzalam Hanzalam diye sürünerek yanıma gelir, kulaklarımı kapar, üzerime kapanır, adeta üstüme etten duvar örerdi. Ben anne ne oluyor? desem, gökgürültüsü oğlum şimdi geçer diyordu. Bu masala ilk zamanlar çok inanmıştım... ama artık gerçekleri biliyorum. Mahmut israil sınırına gitmiş geçen ay dedesiyle; israil semaları masmaviymiş, hiç gökgürültüsü de yokmuş


Anne ben oynamaya gidiyorum dediğimde, sen büyüdükçe daha çok oynamaya başladın diyor. Hafifçe kızdığını farkediyorum, öpüyorum esmer yanaklarından ve koşuyorum kaderime. Annem bilmiyor ki; ben abim Abdullahın sapanını tavanda bulduğumdan beri, arkadaşlarla toplanıp şeytan taşlamaya gidiyorum. Annem beni top peşinde koşuyor sanıyor; nerden bilecek ki tek kale maç yapacak kadar bile arkadaşım kalmadı!..


Mahalle maçları yapardık eskiden, şimdi mahalle mi kaldı ki mahalle maçı yapalım .Şu diğer adı enkaz olan Filistinde kaç çocuğun birinci adı şehit oldu biliyor musun; Şehit Mahmut, Şehit Vaad, Şehit Yasin, Şehit Raşid, Şehit Hanzala, Şehit Hanzala, Şehit Hanzala...


Bundan sonrasını anneme okur musunuz? Malum o okuyamaz:


Annecim hakkını helal et... yüzbinlerce mazlum çocuk gibi, ben de böyle olmasını istemezdim... sana söyleyecektim, erken iyileşir diye bekledim... hemen geçer diye geciktim ama geçmedi... geçen gün şeytan taşlarken misket bombası attılar üzerimize... beni bir kurşun sıyırdı geçti, çok kanım aktı, eve zor attım kendimi... hani üşüyordum ya kaç gecedir; kansızlıktandı sanırım. En yakın hastane kaç şehir ötede anne... hastaneler mücahit abilerle dolu, hem seni perişan etmek istemedim, geçer dedim geçmedi anne.


Hep sabaha karşı abilerimi rüyamda görüyorum, bir gülümsüyorlar ki sorma gel, gel diyorlar... koşuyorum onlara doğru, altlarından ırmaklar akan yemyeşil çimenlerle örülüyor her yanım... sen de yanımda ol istiyorum; anne anne anne diye seni çağırırken, sen sesime uyanıp kaldırıyorsun beni o en güzel rüyadan.


Anneciğim benim vaktim azaldı... sana bir kaç vasiyetim olacak. Geçen arkadaşların ailesi yemiş zehirlenmişler. Komşulara okut, üzerinde U.N. yazan hiç bir paketten bişey yeme... ben sana bir süre yetecek İ.H.H. yazan gıdalardan bıraktım; onlardan ye olur mu? Anne; içinde mücadele ve dua ayetlerini bol okuduğum Kelamullah`ı, Kur`an`a yeni geçen İbrahim`e verir misin? Ayakkabılarım Halilinkinden sağlam... onun ikisi de yırtık, benim teki yırtık, az yama yaparlar... o yahudi askerlerinden kaçamıyor; ayakkabılarımı halil`e ver olur mu? Beyaz kedim bulut`u benim yerime gökgürültülerinden sakla olur mu? Ona etten duvar ör...ha kulaklarını tıkamayı da unutma


Abdullah abimin sapanını yastığımın altına bırakıyorum... ola ki israil askerleri eve kadar gelir, onlara atarsın... taş ta var ocağın orda, kendi ellerimle sectim... onları kullan; iyi kavis alır onlar. Arkamdan ağlama desem de bilirim içten içe ağlarsın... hemde dört farklı şekilde ağlarsın... benim ağlama anam dediğim aklına gelir; döner birde bunun için ağlarsın... ağla anam, gökyümüz açılmıyor madem, için açılsın be anam ağla doyasıya...


Gülümsememek elde değil; benim neyim var ki vasiyet yazdım... aaa unutmadan; çamurdan uçağımı yeni doğan amcaoğlum Umuta verirsin... onun masmavi gözleri gökyüzüne daha çok benziyor.


Sen hep derdinya Allah iyileri erken alırmış yanına.


Arasıra yaramazım diye okşardınya beni; iyiliğime şahit olur musun anne?


Çocuklar günahsız olurmuş ama,


acılar beni çok büyüttü.


İçim dağ gibi anne,


içim dağ gibi anne,


Atamayacağım taşlar için, Filistin halkından ve Kudüs davasından affımı dilerim...

Said Ercan
 

nuresma

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Eki 2006
Mesajlar
2,975
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Konum
ankara
Naci el Ali nin HAnzala sı..

Hanzala kendini şöyle anlatır...

"Sevgili okur,
"Kendimi tanıtmama izin verin. Benim adım Hanzala. Babamın adı önemli değil. Annemin adı Nakbah (Filistinliler işgalin ardından Filistin topraklarında İsrail Devleti'nin ilan edildiği 15 Mayıs 1948'i Nakba yani büyük felaket günü olarak tanımlar. S.T.) ve kızkardeşime de Naksa adını koydular. Ayakkabı numaram: bilinmiyor çünkü ben hep yalınayak dolaşırım. 5 Haziran 1967'de doğdum. (Birinci Arap-İsrail savvaşından sonra Filistin topraklarının geri kalanının İsrail tarafından işgal ve ilhakının duyurulduğu tarih.)

Milliyetim: Filistinli değilim, Ürdünlü değilim, Kuveytli değilim, Lübnanlı değilim, Mısırlı değilim, hiç kimse değilim. Kısaca, bir kimlik kartım yok ve herhangi bir memleketten olmakla de ilgilenmiyorum. Ben yalnızca bir Arabım.

"Naci ile tesadüfen karşılaştım. Çizmeyi bilmediği için işinden kovulmuştu ve başka bir iş arıyordu. Bana, bir ülke üzerine karikatür çizmeye kalktığı her defasında o ülkenin elçiliğinin protesto ettiğini ve resmi uyarı ve tehditte bulunduğunu anlattı. Şöyle dedi: "Durum iyi görünüyor, herkes kibar, hoş ve melekler gibi, bundan daha iyisi olamaz. Yani artık çizmeme gerek yok. Yaşamak için başka bir iş arıyorum." Ben de şöyle dedim: "Sen korkaksın ve savaştan kaçıyorsun." Onunla çok uğraştım, sonunda kararını verdirdim. Kendimi ona, bütün dilleri ve ağızları bilen eğitimli bir Arap olarak tanıttım. Ona, iyi, kötü, çirkin, adanmış... her çeşit insanı tanıdığımı söyledim. Ona savaş meydanlarına gittiğimi ve kimin savaştığını, kimin de sadece konuştuğunu bildiğimi söyledim. Ayrıca karikatürlerini onun için hergün çizebileceğimi, allahtan başka kimseden korkmadığımı ve öfkelenen olursa da defolup gidebileceğini de söyledim. Ona, arabalarındaki air condition için endişe eden ve Filistini düşündüklerinden daha fazla yemek pişirmeyi ve yemeyi düşünen insanları çizeceğimi söyledim.

"Sevgili okur, bu uzun giriş için özür dilerim. Lütfen sadece boşluk doldurduğumu zannetme. Kendi ve sanatçı arkadaşım adına herşey için, zamanın ve sabrın için teşekkür ederim. Yarın görüşmek üzere.
"Hanzala"



Filistinli çizer Naci El-Alinin Hanzalası İsrailin vahşet ve yıkım politikasından doğmuş bir çocuktur, diş görünümünün, onu mülteci kaplarının diğer çocuklarından Zeyneplerden, Muhammedlerden, Fatmalardan ayıran belirgin hiçbir özelliği yoktur. Besili, şımartılmış ya da rahat bir çocuk değildir Hanzala. Tıpkı kamp arkadaşları gibi yalınayak, çirkin, bakımsız ve kirpi saçlı bir çocuktur. 10 yaşındaki bu çocuğu diğerlerinden ayıran, onun negatif ve küskün biri olmasıdır. Bağladığı elleri arkasında bu çocuk Amerika ve İsrailin bölgedeki politikalarını ve önerdikleri çözümü protesto etmektedir. Hanzala elini bağlamaktadır, buna Henry Kissingerın Filistin politikasını öğrendiğinde karar vermiştir.

Hanzalayı mülteci çocuklardan ayıran, onun bize sırtını dönmesidir. Negatif bir kişiliktir o; reddeden biri ve reddettiği sadece Amerika ve İsrailin politikaları değildir. Hanzala nadiren yorum yapan ve eyleme geçen bir tanıktır; bazen onu bir taşa uzanırken ya da taş fırlatırken de görürüz, ama eses olarak Filistinde olup bitenleri izlemektedir. Filistin mücadelesinin direnişçi unsurlarını ve Arapların acısını temsil etmektedir, ama bir yandan da Arapların bölünmüşlüğünü ve Filistin halkının acılarına kayıtsızlığını eleştirmektedir. Arapların sessizliğine, İsrailin işlediği savaş suçlarına, dünyanın ikiyüzlülüğüne ve Arap yönetimleri ile FKÖ içindeki yozlaşmaya da sırtını dönmüştür.

Doğanın kanunları Hanzala üzerinde etkili değildir, çünkü o 10 yaşında doğmuştur ve her zaman o yaşta kalacaktır. Hanzalanın büyümesinin, 10 yaşını geçebilmesinin tek koşulu onun Filistine dönebilmesidir. Hanzala bu bakımdan, diğer kamp çocukları gibi, çizeri Naci el-Alinin acısını da temsil etmektedir. Naci el-Ali, 1948de, on yaşındayken ayrılmak zorunda kaldığı Celiledeki köyüne dönememiştir. Tıpkı büyümesi gibi, Hanzalanın yüzünü görebilmemizin de bir koşulu vardır: Okur, onun yüzünü ancak Arap halkı özgürlüğünü ve tehdit altındaki haysiyetini yeniden kazandığında görebilecektir.

Hanzalayı kendi küçük gövdesine hapseden ve içini acıyla dolduran Naci el-Alinin acımasızlığı değil, bizzat yaşadıklarıdır. Hanzalanın elleri arkasında sessizlik içinde tanıklık ettiği göç, yoksulluk ve kamp hayatı, büyük ölçüde Naci el-Alinin de kişisel gerçeğidir. Karikatür çizmeyi cezaevinde öğrenen Ali, ilk çizimlerini mülteci kampının duvarlarına yapar. 1960ların başında Filistin mücadelesinin önderlerinden Gassan Kanafani onun yeteneğini farkeder ve bu alanda profesyonel olarak çalışmasını sağlar. Filistin mücadelesinin Nasırcı Arap milliyetçiliğinden devrimci bir çizgiye kaymasında önderlik edenlerden biri olan Kanafani onun ilk çalışmasını El-Hürriyet dergisinde yayımlar.

Artık çizmeyi ciddiye alan Naci el-Ali, daha sonra Kuveytteki Talia dergisinde çizer olarak çalışmaya başlar. 1968den 1975e kadar Es-Siyase gazetesindedir. Bu tarihte Lübnan gazetesi Es-Sefire geçer. Artık çizimleri yayılmaya ve çizgisinin karakteristik özellikleri belirginleşmeye başlamıştır. Çok keskin ve detaycı çizgilerinin olduğu söylenemez ve fikrin daha ön planda olduğunu kabul etmek gerekir. Yine de hareketin fazla olmadığı bu çizimlerin donuk olduğunu söylemek haksızlık olacaktır. Naci el-Alininki açik sözlü, cesur, mitlere ve hiziplere teslim olmamış bir çizgidir. Ama kabul etmeli ki, onun çizgisi yenilgilerin ortasına düşmüştür; 1967 ve 1982 yenilgilerinin ortasında biçimlenmiştir.

O kadar öyle ki, hayatının son on yılında (1977-1987) hep kendi kuşağının yenilgisinin sonuçlarıyla boğuşmuştur. Yenilenler mücadelede düşenler ve göbeklilerdir, o ise Filistinin direnişçi unsurlarını temsil etmeye devam etmektedir. Bu o kadar da kolay bir şey değildir ve en büyük dayanağı kendi kahramanı Hanzaladır. Naci el-Ali, Hanzalayı yaratmıştır, ama Aliyi korkudan, geri adım atmaktan koruyan da Hanzala olmuştur. Hanzala Filistine sadıktır ve yenilginin dev dalgalarının Aliyi alıp götürmesini engellemiştir. Yine de Naci el-Ali bir korkuyu her zaman taşıdı:

Sınırlamalardan korkmuyorum ve hiç hesabını yapmıyorum. Tek korktuğum yeisin kalbime ulaşması.

Naci el-Ali 1987de Londrada öldürüldüğünde İngiltere, İsrail ve Filistin yönetimlerinin hepsi olayın örtbas edilmesinde pek istekli davrandılar. Maskeliler ve göbekliler, yirmi yil boyunca kendileriyle mücadele eden negatif bir çocuktan kurtulmuşlardı. Naci el-Ali kederin kalbini sarmasına izin vermeden öldü, ama Hanzala hala bizi korkaklıktan, geri adım atmaktan ve göbeklilere teslim olmaktan koruyabilir.

Naci el-Alinin Hanzalası bize galiba bir şey daha söylüyor: Hepimiz çok daha ağır yenilgiler yaşamış olduğumuza inanmış olabiliriz, ama bir çocuğun suratımıza bakmayı reddetmesi de yabana atılacak bir yenilgi sayılamaz.

(En az sapan taşı kadar tehlikeli çizgiler çizen Naci Ali'yi MOSSAD katletti. Ama başlattığı savaş sürüyor. Çizgi savaşını bir kadın çizer sürdürüyor.sümeyyenin sitesi: www.omayya.com
Filistin dramının en kanlı günlerinde dünya Hanzala ile İsrail katliamlarının şiddetini idrak edebiliyordu.)
 

zencefil_1109

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Ağu 2008
Mesajlar
939
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
42
RABBİM razı olsun kardeşim içim burkuldu RABBİM kardeşlerimizi korusun...
 

s.s.s

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Şub 2008
Mesajlar
2,871
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
47
ALLAH razı olsun...
 

mir_erhan

Moderator
Katılım
13 Ara 2008
Mesajlar
6,148
Tepki puanı
503
Puanları
83
Yaş
44
arkadaşlar hepinizden Allah razı olsun.
o kadar güzel yazılar ki duygulanmamak için taş olmak lazım..
Allah hepinizden razı olsun.
lanet israile ve yandaşlarına olsun...
 

mervenur16

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Ara 2008
Mesajlar
1,098
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
:ARabbim kardeşlerimizin yardımcısı olsun
 

tuba_m

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
14 Ara 2008
Mesajlar
97
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
allah tüm müslüman kardeşlerimizin YAR VE YARDIMCISI OLSUN... İNŞALLAH:(
 

nuresma

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Eki 2006
Mesajlar
2,975
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Konum
ankara
arkadaşlar hepinizden Allah razı olsun.
o kadar güzel yazılar ki duygulanmamak için taş olmak lazım..
Allah hepinizden razı olsun.
lanet israile ve yandaşlarına olsun...

sizden de kardeşim, Rabbim rızasını kazandıracak ameller nasip etsin.
Rabbim kardeşlerimizin yar ve yardımcıları olsun.
her türlü desteğimiz onlarla olsun inşaallah.
 

AFRA_NUR

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Ocak 2007
Mesajlar
2,128
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
55
esselamu aleyküm kuzucanım.:a33:
emeğine sağlık.Rabbim razı olsun çok güzeldi.selametle ve baki muhabetle rabbime emanetim​
 

nuresma

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Eki 2006
Mesajlar
2,975
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Konum
ankara
esselamu aleyküm kuzucanım.:a33:
emeğine sağlık.Rabbim razı olsun çok güzeldi.selametle ve baki muhabetle rabbime emanetim​

ve aleykum selam annem,
Rabbim bizlere zulmu durduracak eller sesler nefesler olmayı, kardeşlik bilinciyle kuşanmayı nasip etsin.
Rabbimiz parçalanmış ümmetin savunucuları kardeşlerimizin yar ve yardımcısı olsun inşaallah.
selam ve dua ile...
 

AFRA_NUR

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Ocak 2007
Mesajlar
2,128
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
55
ve aleykum selam annem,
Rabbim bizlere zulmu durduracak eller sesler nefesler olmayı, kardeşlik bilinciyle kuşanmayı nasip etsin.
Rabbimiz parçalanmış ümmetin savunucuları kardeşlerimizin yar ve yardımcısı olsun inşaallah.
selam ve dua ile...

amin amin amin
 

nuresma

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Eki 2006
Mesajlar
2,975
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Konum
ankara
Bir dua istiyoruz Ya Rabbi senden,dilimize değdiğinde meleklerin amin diyeceği,
Bir gözyaşı istiyoruz,meleklerin kucaklayıp Filistin de yanan ateşe dökecekleri,
Bir el istiyoruz ,Davud gibi Calutlara taş atarak öldürebileceğimiz,zaferler kazanacağımız..
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt