Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Bir Müslüman yılbaşını kutlar mı? (1 Kullanıcı)

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
43
Web Sitesi
www.vaktileyl.com

*.-*.-*.-Yılbaşı Kutlamak Caizmidir? *.-*.-*.-
Düşünelim bakalım.
Yeni yılı kutlamak, caizmidir?
Değilmidir?

Sizce nedir bu sorunun cevabı?
Doğrumudur yapmak bunca israfı?
Varmıdır? yeni yılın islamla bir bağı?
Düşünelim bakalım.
Yeni yılı kutlamak, caizmidir?
Değilmidir?

Takvim yapraklarında rakam değişiyor,
Gece her zamanki gibi aynı gece, ne değişiyor?
Ay başlarınıda kutlayalım o zaman, niçin bu kadar abartılıyor?
Düşünelim bakalım.
Yeni yılı kutlamak, caizmidir?
Değilmidir?

Kaç tane Kur-an var? kaç tane din?
Yılbaşını kutlayan müslümanın dini hangi din:?
Hey müslüman! bayram namazlarında nerdeydin?
Düşünelim bakalım.
Yeni yılı kutlamak, caizmidir?
Değilmidir?

Gavur kendi inancını kutluyor, biz neyi kutluyoruz?
Yazık, çok yazık. nerden geldik nereye gidiyoruz.
Yılbaşını kutlayan kardeşlerim. kandilde camiyede bekliyoruz.
Düşünelim bakalım.
Yeni yılı kutlamak, caizmidir?
Değilmidir?

Sosyetenin parası çok harcayacak yer arıyor,
Benim garip, saf, masum kardeşim niye yılbaşı kutluyor?
Onların müslümanlığı şüpheli zaten ama sana ne oluyor?
Düşünelim bakalım.
Yeni yılı kutlamak, caizmidir?
Değilmidir?

Kurban bayramını katliam sayanların bayramı bu,
Ramazanda oruç tutmayanların bayramı bu,
Namaz kılana yobaz diyenlerin bayramı bu,
Hey Müslüman kardeşim düşün bakalım.
Yeni yılı kutlamak, caizmidir?
Değilmidir?
Onur Şevik
 

zunnun_u_misri

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Şub 2008
Mesajlar
292
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
46
arkadaşlar neden böyle şeylere gerek duyuyorsunuz anlamıyorum yılbaşı olmadıgı günlerde içkiler eglenceler daha bir çok şey uygulanmıyormu ama insanlar yeni bir yıla dua ile helal olan şeylerle gircekse bunda ne mahsur vardır o gün hz isa için dua edilemezmi bence abartmıyalım
 

leyla-1

Altın Üye
Ayın En İyi Üyesi
Katılım
4 May 2007
Mesajlar
40,523
Tepki puanı
6,228
Puanları
163
Yaş
52
Selam aleyküm kardeşim Allah razı olsun emeğinize sağlık gerçekten çok önemli bir paylaşımdı içler acısı bir durum Allah hepimizin yar ve yardımcısı olsun hepimizi hidayete erdirmek nasip etsin Rabbim.
Allah doğru yoldan ayırmasın gerçek idrak eden bilen uygulayan müslamanlar olmak bu dünyada ve ahirette Allah'ın sevdiği razı olduğu kullar olmak nasip etsin Rabbim.
Selam ve dua ile Allah'a emanet olun herşey gönlünüzce olsun.
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
43
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
''Zulmedenlere meyletmeyin ; sonra size ateş dokunur,cehennemde yanarsınız.Sizin ALAHU TEALA DAN başka dostlarınız yoktur.Sonra ondan da yardım göremezsiniz!...''



'' Ey iman edenler ! Yahudileri ve Hristiyanları dost ve idareci edinmeyin.Zİra onlar birbirlerinin dostudurlar,birbirinin tarafını tutarlarçSizden kim onları dost ve idareci edinirse , o da onlardandır.Şüphesiz ALLAH zalimler topluluğuna yol göstermez.''



'' Yahudiler de Hristiyanlar da ; Sen onların dinlerine uymadıkça asla senden razı olmayacaklardır.DE ki: ALLAHU TEALA NIN yolu,doğru yolun ta kendisidir.Yemin olsunki , sana ilim geldikten sonra , eğer sen onların arzularına uyacak olursan , senin için ALLAHU TEALADAN ne bir DOST ne de bir YARDIMCI vardır...''
buyuruyor...
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
43
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
Kimin yılbaşı?

Resmî yılbaşı her geldiğinde gecesinin kutlanmasının veya o geceye mahsus faâliyet ve eğlencelerden bir kısmına katılmanın İslâm’daki yeri (hükmü) tartışılır Din hizmetlileri ve muhâfazakâr müslümanlar “bu geceye mahsus bir faâliyete katılmanın câiz olmadığını” söyler, müslümanların böyle bir yılbaşı gecesi yokmuş gibi davranmalarını, normal hayatlarına devam etmelerini ister, bunu tavsiye ederler Bir kısım modernist İslâm yorumcuları ile amelsiz veya İslâm’ın gerektirdiği hayat konusunda duyarsız müslümanlar ise “dünyanın kutladığı ve eğlendiği bu geceye katılmakta ve eğlenmekte bir sakınca bulunmadığını” söylerler

Son zamanlarda moda oldu, bir konunun İslâm’daki yeri sorulurken, araştırılırken mutlaka bir âyet veya hadîs de aranıyor Böyle bir yaklaşımın bilgi eksikliğinden kaynaklandığı kesindir Çünkü İslâmî hüküm ve değerlendirmenin kaynağı vahiy (âyet ve hadîsler) olmakla beraber, bunların sınırlı olduğu, bir mesele hakkında âyet ve hadîs yok ise (doğrudan, adını ve niteliklerini belirterek meseleyi hükme bağlayan bir nas yoksa) ictihada gidilir Bu konuda uzman (âlim) olanların bildiği usûle uygun olarak yapılan ictihad ile ulaşılan sonuç da (hüküm ve değerlendirme de) dîne dahildir, İslâmîdir, ictihad eden âlimi ve bilgileri yetersiz olduğu için âlimden sorma durumunda olan diğer müslümanları bağlar

Hz Peygamber (sav) zamanında yılbaşı kutlamaları bulunmadığı için, doğrudan bu konuyu hükme bağlayan bir âyetin veya hadîsin bulunmaması tabîîdir Ama bizim dünyamızda önümüze çıkan bu konunun -çeşitli ictihad yöntemleriyle- İslâmdaki yerini belirleyebilmek, hükmünü (haram, mekruh, mübah olup olmadığını) ortaya koyabilmek için yararlanabileceğimiz birçok âyet, hadîs, kural ve ilke vardır

Meselemizin hükmünü araştırmadan önce ne olduğunu açıklamak gerekir Yılbaşı, tarih başlangıcı olarak müslümanlara ait değildir, Hristiyanlara aittir Aslında kış gün dönümünü kutlama âdeti çeşitli Asya ve Avrupa putperest (pagan) topluluklarında vardı Tarihî kayıtlara uygun olmadığı halde Hz İsa’nın doğduğu gün kilise tarafından 25 Aralık’a çekildi, eskiden beri yapılmakta olan kutlamaların Hristiyanlığa dahil edilmesi hedeflendi Ancak zaman içinde bu kutlamaya katılan diğer kiliseler aynı tarihte birleşmedi, farklı tarihleri benimsediler Yılbaşında yapılan Noel Yortusuna (Hristiyanlığa mahsusu bir âyine) adı karıştırılan Noel Baba (Aziz Nichola, Santa Claus) aslında; yani tarihî bir şahıs olarak bir Hristiyan azizi (ermişi, velîsi) dir Zaman içinde bu azizin tarihi kimliği değiştirilmiş, kendisiyle ilgili birçok efsâne uydurulmuş ve ilk defa 17 asırda Almanya’da Noel Yortusuna karıştırılmış, daha sonra bu uygulama Hristiyan dünyasına yayılmıştır
Müslümanlar tarih başlangıcı olarak hicreti kullanırlar TC Devleti Hristiyanlara ait bulunan bu tarih başlangıcını resmen benimsediği için bu yılbaşı, aynı zamanda “Türkiye’nin resmî yılbaşı”dır, millî ve dinî yılbaşı değildir

Bu kısa tarih bilgisinden çıkan sonuç şudur:
a) 2002 yıl önce müslümanların veya Türklerin tarihinde, tarih başlangıcı olacak bir olay geçmemiştir
b) Hz Îsa’nın doğum tarihine uygun olmamakla beraber onun doğumu bu tarihin başlangıcı olarak kabûl edilmiş; bundan öncesi ve sonrası için “milattan (İsa’nın doğumundan) önce, sonra” denilmiştir
c) Hz İsa biz müslümanlara göre aziz bir peygamberdir (aleyhisselâm), ancak Hristiyanlar onu peygamberlikten çıkarmış, tanrılaştırmışlardır
d) Noel Baba aslında bizce de saygıya değer bir mümindir (Hz İsa’nın tebliğ ettiği dîne inanmış ve o din içinde yetişmiş ve ermiştir), ancak dün Hristiyanların, bugün dinli dinsiz Batı’nın Noel Babası, nitelikleri bakımından bu aziz, bu velî, bu mümin değildir Onun adının karıştırldığı yortu da bir Hristiyan ibâdetidir
Böylece yukarıda ana hatlarıyla açıklanan yılbaşının, din olarak aslından saptırlmış Hristiyanlığa, kültür olarak da Hristiyan Batı kültürüne dayandığı, onun bir parçası olduğu ortaya çıkmıştır

Müslümanlar bu yılbaşını takvim başlangıcı yaparlarsa, yılbaşı gecesinde yapılan âyin veya eğlencelere iştirak ederlerse ne olur?
Yılbaşı dolayısıyla yapılan dinî âyine katılan (Hristiyanlarla beraber bu toplu ibâdeti yapan) müslümanlar en azından haram (büyük günah) işlemiş olurlar
Bu hükmün akla ve vahye dayalı delîllerini zikretmeye bile gerek yoktur

Dinî âyîne katılmadan yılbaşı dolayısıyla toplantı ve eğlence yapan müslümanlar, bu eğlencelerde ayrıca hiçbir haram işlemeseler dahi, kökeni dinî (İslâm’dan başka ve ona göre bugün mûteber olmayan bir dîne dayalı) olan bir faâliyete katıldıkları ve başka dinden olanlara -dinle ilgili bir konuda- benzer hale geldikleri için günah işlemiş olurlar “Bir din ve kültür topluluğuna kendini benzetenler onlardan sayılır” meâlindeki hadîs bu davranışı yasaklamaktadır

Yılbaşı, takvim, tarih, tatil, eğlence, şenlik ve bunlarla ilgili âdetler bir milletin kültürüdür Kültür din ve ideolojinin bedenlenmesi, ete kemiğe bürünmesidir Bu ikisini birbirinden ayırmak mümkün değildir Eğer birileri din ile kültürü birbirinden ayırmaya, aralarındaki bağı koparmaya kalkışırsa -zor olmakla beraber bunu yapabilirse- kültür ile beraber dîni de değiştirme yoluna girmiş olur Bedenini parça parça kaybeden din gider (milletin hayatından çıkar) onun yerine yeni kültürün dîni veya dinsizliği gelir Kültür ile din arasında böyle bir bağ bulunduğuna göre; kültürün değişmesi dîni yakından ilgilendirir İslâm’ın beş temel amacından biri dîni (müslümanların hayatında İslâm’ı) korumaktır İslâm’ın korunmasını olumsuz etkileyen bir davranış, bir kültür değişimi, bir kültür taklidi haramdır, bazan bununla da kalmaz dinden çıkma sonucunu doğurur

Sevgili Peygamberimiz (sav) Medine’ye göçünce, burada öteden beri iki bayramın bulunduğunu ve bu bayramlarda kutlama yapıldığını öğrendi Bayramlar, dînin etkilenmesi bakımından önemli kültür unsurları olduğu için bunları değiştirdi ve yerlerine Ramazan ile Kurban bayramlarını tebliğ etti Daha pek çok hadîste, başka dinlerle ilişkisi veya sembolik değeri/fonksiyonu bulunan âdet ve uygulamaları müslümanlara yasakladı

Hayrettin Karaman

 

{suMEYYE}

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Ara 2008
Mesajlar
90
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Allah razi olsun bu guzel yaziyi paylastiginiz icin...
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
43
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
Müslüman eğlenir mi? Hele ki Aralık ayının sonundaki “Yılbaşı” denilen gecede?



Müslüman nasıl eğlenir?...

“Komşusu aç iken, kendisi tok yatan bizden değildir.” diyen bir Nebi’nin ümmeti, bugünlere nasıl geldi?

Biz bu vartaya nasıl düştük? Nasıl bu oyuna inanabildik?





Hani, kimse Mekkeli Müslümanlara kucak açmazken; Habeş Kralı Necaşî bağrını açmıştı. Sonra da Allah; bu hizmetine karşılık Necaşi’ye iman nasip etmişti. Muhadramun’dan, yani Efendimiz (sav)’in devrinde yaşadığı halde; O’nu görmeden iman etme şerefine erişenlerden yapmıştı Allah.



İşte, o Necaşî’nin torunları; Bilal-i Habeşi’nin (ra) ilk müminlerden, ilk müezzin, Bilali Habeşi’nin kardeş çocuklarının, şimdi karınları aç. Bir sıcak çorbaya muhtaçlar. Onlar Sıddık-i Ekber’i bekliyor.



Hani; Tebuk Gazvesi için Efendimiz (sav) ordu donatıyordu. Hz. Ömer (ra) malının yarısını hibe etmişti. Hz. Sıdık da malının tamamını… Ailesine ne bıraktığı sorulduğunda; “Allah ve Resul’ünü bıraktım” demişti ya.



İşte, şimdi dün bize kucak açanlar; bugün bize muhtaçken, bizim boş vaktimiz mi olur? Eğlenmeye zamanımız mı olur yılbaşı gecelerinde?



Ölüm; her nefesimizden daha yakınken, malayani ile, boş işler ile nasıl vakit geçirebiliriz ki? Ümmet bu haldeyken eğlenebilir miyiz?...



Kopmuş tespih taneleri gibi; Müslümanların her biri bir tarafta ezilirken, biz sıcak evlerimizde gönül rahatlığıyla televizyon seyredebilir miyiz dersiniz? Peki, buna hakkımız var mı?...



Bizim dünyaya bakışımız nasıl olmalı? Gençliğin zihnini rezalet dolu televizyonlar, gazeteler bulandırırken; her biri, hem iman hem takva yönünden sarsılmaz kale olan Müslümanlar, televizyon başında, hele de kendisine yabancı olan televizyonlar karşısında nasıl vakit öldürür?

Selahaddin Eyyubî, Kudüs haçlı işgali altında iken, senelerce yüzü gülmedi ve hep ağlayıp durdu. Bir gün hatip minberde gülmenin, tebessüm etmenin gereğinden bahsetti.

Namazdan sonra, hatip yanından geçerken, Selahhaddin hatibin elinden tuttu ve tarihin hafızasına nakşedilecek şu sözleri söyledi: “Hocam, zannederim sözlerinle beni kastettin. Fakat, Allah aşkına söyle, Peygamber’in miraca çıktığı Mescid, düşmanların elindeyken ben nasıl gülerim?”

Zaten o büyük insan, Mescid-i Aksa’yı geri alıncaya kadar da hep bir çadırda kalmıştı. Böyle yaparken de; “Allah’ın evi esir iken, benim nasıl evim olur ki?” Diyordu.

İşte Selahaddin; işte yılbaşı… Karar da sizin, vakitte…

SABRİ KÖNTEK
 

nalanbgl20

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
1 Ağu 2008
Mesajlar
6
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
arkadaşlar bişey sormak istiyorum yılbaşı kutlamalarına kesinlikle karşı olan birisiyim yalnız bazı arkadaşlar mail olarak kart falan yolluyo yada mesaj vs.. türden kutlama yapıyo cvp sız bıraksam içim rahat olmuyo onun mesajına cvp verirsem günaha girermiyim acaba...bilgisi olan varsa cevaplarsa sevinirim...:) teşekkürler şimdiden
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
43
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
ylba2uw8.jpg


ylba4xt8.jpg
 

09ayhan

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
29 Eyl 2008
Mesajlar
57
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
70
Şiir çok güzel. Paylaşım için sağol..
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
43
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
YIL BAŞI
31 Aralık, 1 Ocak gecesi hıristiyanlarca İsa (a.s)’ın doğum günü olarak kutlanmaktadır.

Yılbaşı gecesi, aslında sıradan bir gecedir. Müslümanlar için bir anlam ifade etmez. Hal böyle iken yılbaşı gecesi, toplumsal bir isyan ve çılgınlık gecesi haline getirilmiştir. Aynı zamanda iğrenç bir yabancılaşma sergimenmektedir.

Yılbaşı kutlama durumunda olan her insan kendi kendine sormalıdır: “Ben hıristiyan mıyım, müslüman mıyım?” diye. Bu soruya cevap aramalıdır. Hangisine benzediğine bakmalıdır.

Hıristiyanlar bize ait hiçbir bayramı, kutsal günü ve geceyi kutlamazken, biz şuursuzca, kendimizi inkâr edercesine, hıristiyan gibi yılbaşını kutlarsak, bu bizim açımızdan doğru olur mu?

Hani bir karga kilisenin kırık camından içeriye girmiş, kutsal sudan içmiş, ortalığı dağıtmış, putun üstüne pislemiş. Papaz içeriye girince kızmış ve kargaya:

- Müslümansan niye kutsal şaraptan içtin? Eğer hıristiyansan niye putun üstünü pisledin? demiş.

Sahi, yaptığımıza göre biz kimiz? Kime benziyo-ruz?

Mekke fethinin yıldönümü mübarek olsun. İnananlara nice nice fetihler nasip etsin Cenab-ı Allah.

MEKKENİN FETHİ

1 Ocak tarihinin müslümanlar için özel bir önemi vardır. Bazıları şuursuzca yılbaşı kutlarken, müslümanlar da Mekke'nin fethini kutlamalılar.

Mekke şehri Peygamber(a.s) tarafından 1 Ocak 630 tarihinde fethedilmiştir. Bu fetih öyle anlamlıdır ki, müslümanlar zorla çıkarıldıkları Mekke’yi hiç silah kullanmadan, bir damla kan akıtmadan teslim almışlardır.

Fethin bu kadar kolay olmasının sebebi Allah Rasûlünün ve müslümanların insanların gönlünü fethetmesiydi.

Müslümanlar 8 yıl ayrı kaldıkları vatanlarına Allah'ın lütfu ve vadinin gerçekleşmesi ile fethetmeşlerdir. “Elbette Kur'an-ın tebliğini üzerine farz kılan Allah, seni yine (Mekke’ye) döndürecektir.” Vadi gerçekleşmiştir.

Mekke'nin fethi mesajlarla doludur. En önemli mesajlardan biri zulmün baki olmayacağıdır. Hiçbir zulüm ebedi değildir. Müslümanlar zulme uğrasa da, sıkıntıya düşse de mazlumların yardımcısı Hz. Allah’tır. Mekke’den, yurtlarından sürülen müslümanlar böyle inanıyordu. Yapılanları Allah'a havale ediyorlardı. Mazlumla Allah arasında perde olmadığına inanıyorlardı.

İslâm peygamberine ve ona inananlara yapılan zulüm geri tepmiş, hicretle müslümanlar güçlenmiştir. Mekke’den kovulanlar 10 bin asker olarak Mekke’ye geri dönmüştür. İşte bu mazlum insanlar, Mekke'nin fatihleri olmuş ve tarihe geçmişlerdir.

İşte yılbaşında şuursuzca kutlamalara katılanlara karşı, Mekke'nin fethinin kutlanması, alternatif olay olarak sunulmakta, taşkınlıklar ve çılgınlıklar bir nebze önlenebilmektedir.

Mekke'nin fethi gerçekten kutlanmaya değer islâm tarihinin önemli bir dönüm noktasıdır.

Siz Ne Taraftasınız ?
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt