Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Bir Müslüman yılbaşını kutlar mı? (1 Kullanıcı)

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
43
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
Noel Baba gününde ve Hıristiyanların diğer bayram günlerinde onlara ayak uydurmak gayesiyle, onların yaptıklarını yapmak, o günlerde bayram niyetiyle çocuklara elbise almak ve pişirdikleri yemekleri pişirmek caiz değildir

Hepimiz Müslümanız elhamdülillâh Ama hepimiz Müslümanlığımızın icabını yaşamıyoruz maalesef

Biz, Müslümanlığın icabını yaşama hâline “dindarlık” diyoruz Kim inandığı gibi yaşıyorsa, ona dindar insan sıfatını takıyor, dindar adam, diye yâd ediyoruz Bu sıfat onun hakkıdır zaten

Siz dindarlığı, zamanın kötülük ve fitnesine karşı giyilen koruyucu bir zırh olarak da kabûl edebilirsiniz

Aslında dindarlık, sahibini sadece âhirette Cennet’e koyan bir yaşama tarzı olmakla kalmayıp, dünyada da huzura, saadete sevkeden bir yaşama tarzıdır
Nitekim İsa Peygamber’in doğumu ile Hazret-i Muhammed’in hicretine başlangıç olan yılbaşlarında dindar olanla olmayanın yaşayışını ibretle seyrediyorsunuz
Dindar olanlar, yılbaşı gecelerinde düşünüyorken, şuur altında bile olsa diyorlar ki:

— Yılbaşı gecesinin mânası, sayılı ömür senelerinin birinin daha bitmesi, ölüm denen kesin âkıbete biraz daha yaklaşılması, gençlik günlerinin tükenip, ihtiyarlık demlerinin gelmesi demektir Nitekim her yılbaşında siyah saçlara biraz daha aklar düşüyor, akların sayısı da biraz daha çoğalıyor

Öyle ise, böyle gecelerde daha çok sefalete, daha çok sefahete düşmek yerine; daha çok âhirete, daha fazla ebedî âleme meyili olmak lâzımdır Zira bu hızlı gidiş, - ister ikrar et, ister inkâr - kabire, öteki dünyaya doğrudur

İşte dindarlık böyle düşündürüp, böyle tedbirli hareket ettirdiği içindir ki, dindar insanın, geçen senelerinden pişmanlığı azdır Ama kendisini dinî ölçülerle kayıtlı görmeyen başıboş insanlarda ise her yılbaşında böyle bir muhakeme ve düşünceden eser yok Tam bir şuur ve idrak mahrumiyeti içindeler Ölüme bir sene daha yaklaşmanın delilini teşkil eden gecede, hem ahlâkından, hem mâneviyatından, hem de parasından zararlar görmekte, fireler vermekte, pişman olacağı fiilleri çoğaltarak işlemekteler Birkaç saatlik bu eğlence ve sefahetin arkasından ömür boyu üzüntü ve pişmanlıklar gelmekte
Onu böyle ömürboyu pişmanlıklara sevkeden şey, İslâm’ın icabını yaşamayışında, yâni, dindar olamayışındadır

Şâyet dinin emirlerine sadık kalacak bir iman kuvveti, dindarlık emâresi kazanabilse, her yılbaşı, tam aksini düşünmesine, kendisine çekidüzen verip iman ve ahlâk bakımından yükselmesine sebep olacak, geçmişinden pişmanlık duyan bir sefahet ve sefalete düşmeyecek

Demek ki, yılbaşı gecelerinde kimilerini o hâle düşürüp, kimilerini de bu duruma çıkaran şey, dindar olup olmamaktan başka birşey değildir

Anlaşılan, şahsı düşündürüp, mes’ud ve bahtiyar kılan şeyin dindarlık olduğu kesindir
Ferdi muhakemesizleştirip sefalete itenin de dinde lâubalilik olduğu bir vakıadır
Demek imtihan dünyasıdır bu Her ikisine de yol açık İsteyen oraya, dileyen de buraya yönelir Kimi yılbaşında şuurunu iptal eder Kimi de ihyâ

Biz şükrederiz dindarlığımıza, hamd ederiz bizi böyle düşündürüp, amel ettiren Rabbimize



Ahmed Şahin
 

ReisulKurra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Ara 2007
Mesajlar
414
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
Selamun Aleykum

Çok Yerinde ve Zamanında Güzel bi konu açmışsınız Emeğinize Sağlık Allah Hidayet Eylesin bu Hristiyan Byramı kutlayanlara.

Peygamber efendimizin bir HAdisi-i Şerifini Bildireyim... Yılbaşınız KutluOlsun Diyerek Bir Müslüman Diğerine Bir Yumurta Dahi Hediye Ederse Dinden Çıkar... Selametle

s
 

acem_kizi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Ağu 2007
Mesajlar
891
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Konum
Azerbaycan
çok ama çok güzel bir yazıydı..Allah yazandan da paylaşandan da razı olsun inşallah
 

c_galip

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Mar 2007
Mesajlar
42
Tepki puanı
0
Puanları
0
Güzel bir konu açmışsınız Emeğinize Sağlık Allah Hidayet Eylesin bu Hıristiyan Bayaramı kutlayanlara.
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
43
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
Dinimiz de yılbaşı kutlama diye bir kavram yoktur. Yılbaşı Hıristiyanların kutladığı bir bayramdır.

“Bizden başkasına benzemeye çalışan bizden değildir. Yahudi ve Hıristiyanlara benzemeyiniz…”

Bir müslümana:
“Sen Müslüman değilsin desen darılır,
Yılbaşında hindi, kaz yemesine bayılır,
Çam süsleyen, hindi kesen nasıl mümin sayılır,
Müslümanla diğerleri işte burda ayrılır.


vede son olarak
niye seviniyorsunki ömründen bir ömür daha gidiyor bunu kutlamaya gerek yok. Allah 'a yeterince kulluk yaptımmı, dinimin gereğini yerine getirdimmi, bu sene içerisinde ALLAH İÇİN NE YAPTIM diye düşünmekten insan kendini alamıyor ???
 

gurbette

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eki 2008
Mesajlar
2,850
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
51
Slamun Aleykum
Bu konuyu iyi kavrayabilmek için önce şu ayet ve hadisleri göz önüne getirmek gerekir

1. "Iyilik ve takva konusunda yardımlaşın, günah ve haddi aşmada yardımlaşmayın ve Allah`tan korkup sakının..." (Mâide, 5/2. )

2. "Zulum yapanlara en ufak meyil göstermeyin, yoksa size ateş dokunur. Sizin Allah`tan başka velileriniz de yoktur, sonra yardım da göremezsiniz. (Hûd, ll/113.)
3. "O (Allah) size Kitapta : "Allah`ın ayetlerine küfredildiğini ve onlarla alay edildiğini işittiğinizde, onlar bir başka söze geçip dalıncaya dek onlarla oturmayın, yoksa siz de onlar gibi olursunuz" diye indirdi. Doğrusu Allah münafıkların da, kâfirlerin de tümünü cehennemde toplayacaktır". (Nisâ, 4/140)

Konuyu başkalarına benzeme noktasından ele alan hadis-i şerifler vardır. Bunlardan biri şudur:

"Kim herhangi bir gruba benzeşirse o da onlardandır." (Ebu Davûd, Libas 4) Özellikle bu hadis-i şerif çok önemli psiko-sosyal gerçeklere işaret eder. Şekli benzeşmenin sonuçta itikadı benzeşmeye götüreceğini anlatır.

Ibn Haldun da konuyla ilgili olarak önemli tarihi gerçeklere parmak başar. Mağlupların galipleri taklit etme psikolojisi yaşadıklarını anlatır. (Ibn Haldun, Mukaddime (trc.) I/374-75.)

alinti
 

gurbette

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eki 2008
Mesajlar
2,850
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
51
İslâm Dini yepyeni bir nizamla ortaya çıkmış, önceki dinlerin hükümlerini bütünüyle yürürlükten kaldırmıştır. Bu dinin gecesi de gündüzü kadar aydınlıktır. Müslüman anasından metbu' olarak doğar, tabi' olarak değil. Yani o ilmiyle, irfanıyla, yüksek ahlâkiyle ve dindarlığı ile herkese örnek olur, herkes ona uymaya özenir. O ise kimselere özenmez. Çünkü dini ona yeterince malzeme sunmuş, ihtiyacını karşılamıştır. Tabii bu tabiiyet ve matbuiyet ilim ve teknikte, sanatta değildir. Çünkü ilim ve teknik müslümanın yitik malıdır, onu nerede, kimin yanında bulursa almaya daha haklıdır. O halde tabiiyet ve matbuiyet ahlâk, din, adalet ve hakseverliktedir.

O halde diğer dinlerin kutsal saydığı günleri kutlamak, onların âdetlerine uymak, büyük günahlardandır.

Buna birkaç misal verelim :

a) Batı ülkelerinde olduğu gibi, yabancı kadın ve erkeklerin bir arada toplanıp dans etmeleri, çeşitli oyunlar tertiplemeleri İslâm'a göre büyük günahlardandır. Bir müslümanın onlara özenerek bu gibi şeyleri helâl kabul etmemek şartıyla yaparsa büyük günah işlemiş olur. Helal sayacak olursa, küfre girer.

b) Güzellik yarışmaları, bilindiği gibi daha çok gayr-i müslim ülkelerde yapılır. Bundan amaç, şehvetperestlere kadın vücuduyla ziyafetler çekmektedir. Aynı zamanda genç kızları bu gibi ahlâksızlıklara özendirmek suretiyle onları baştan çıkarmaya yöneliktir. Tabii Kur'ân'a ve Sünnete göre, bir müslüman kadının bu tür müsabakalara katılması, soyunup etini teşhir etmesi büyük bir günah ve ağır bir suçtur. Çünkü ahlâkı ifsad etmekte, kadının annelik vakarını düşürmekte, onu bayağı bir eşya gibi müzayedeye çıkarmaktır.

Bu tür müsabakaların mubah olduğunu iddia eden kimse dinden çıkar. Tevbe ve istiğfar etmesi gerekir. Aksi halde cenaze namazı kılınmaz.

c) Noel Yortusunu Hıristiyan alemiyle birlikte kutlamak da büyük günahlardan biridir. Hattâ buna özenerek İslâm'da böyle güzel âdetler olmadığını söyler, Hıristiyanları takdir ederse, İslâm Dininden çıkar

Yılbaşında tebrikleşmek de İslâmî sünnetlerden değil, Hıristiyanlara mahsus bir âdettir, Bundan da Müslümanların kaçınması gerekir. Kendi millî ve dinî günlerimizde tebrikleşmemizde ise sayısız yararlar vardır. Her şeyden önce dinî ve millî âdetlerimizi yaşatmış, çocuklarımıza güzel örnekler vermiş oluruz. (Bkz. Celal Yıldırım, İslam Fıkhı)
 

TakeOne

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
31 Eki 2008
Mesajlar
6,069
Tepki puanı
43
Puanları
48
Konum
Ankara
Yüce Allah, hidayet versin. Elhamdülillah o geceyide selametle ihya edeceğiz.
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
43
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
Hamd Allah (C.C.)’a dır. Salat ve selam O'nun Rasulu (S.A.V.), Ashabının ve onları dost edinenlerin üzerine olsun.

Çağımızda müslümanların başına gelen en büyük belaların önde gelen sebeplerinden biri, Yahudi ve Hıristiyanlarla müşrik topluluklara benzemek ve onların peşinden gitmektir. Hatta bu Yahudi, hıristiyan ve müşriklerin peşinden gidenlerin bir çoğu için Allah Rasulü (s.a.v.)'in şu sözü gerçekleşmiştir:

"Andolsun ki, sizden öncekilerin yoluna karış karış, kulaç kulaç uyacaksınız. Öyle ki, onlar keler deliğine girseler siz de gireceksiniz" Dedik ki; "Ey Allah'ın Rasulü, Yahudi ve Nasranileri mi kastediyorsunuz. Kim olacaktı?" diye cevap verdi." (Buhari ve Müslim)

Bir rivayette de, "Onlardan birisi sokakta annesiyle fuhuş yapsa siz de bunu yapacaksınız." (Sahih, el-Hakim) buyurulmaktadır.

Bu sapıklık, diğer ümmetlerden intikal edip gelen bir adet halini aldı. Öyle bir hale geldik ki, İslam'a intisab edenlerden çoğunu, küfür ehli olan insanlardan ayıramaz olduk.



KAFİRLERE BENZEMEK

Kafirlere benzemenin en belirgin örneklerinden biri de; onların "Yılbaşı"larını tanımak ve yılbaşını Hıristiyanların kutladığı günde kutlamaktır. Bu vesile ile, ‘yılbaşı’ adıyla bilinen bozulmuş hıristiyanlık adeti üzerinde bir nebze durmak istiyoruz.

Hıristiyan olduğunu savunan insanlar, bu 'yılbaşı' gününü kutluyorlar. Ancak onlar hakkında Allahü Teala Kitab'ında şöyle buyuruyor:

"Meryem oğlu Mesih Allah'tır, diyenler kafir olmuşlardır." (el-Maide:17)

"Allah üçün üçüncüsüdür, diyenler kafir olmuşlardır." (el-Maide:73)

Bu insanlar onların uydurma bayramını kutlarken, Mesih (a.s.) ve O'nun doğum anısına iftira etmektedirler. İsa (a.s.) onların yaptıklarından berîdir ve bunların hepsini inkar edicidir.

İşte onlar, bu uydurma yalanlar ve bozuk inançla, Allah (C.C.)'nün hakkında hiçbir delil indirmediği ve selim fıtratın nefret ettiği amelleri işlemektedirler.

İnsanı gerçekten hayrette bırakan birşey varsa, o da, toplumun hemen hemen tamamının, büyük bir oranda Yahudi ve Hıristiyanları taklit etmesi, hatta onların bayramlarına uyması ve hala müslüman olduklarını zannetmeleridir. Onlar ilericiliğin ve uygar olmanın Yahudi ve Hıristiyanlara uymaktan geçtiğini zannetmektedirler. Bu, onların dinlerinden uzaklaşmalarının ve kafirlerin uşağı haline gelmelerinin de tabii bir habercisidir. Oysa o din, insanoğlunun yegane şeref kaynağıdır.

Allah (C.C.)'nün Şeriatı dışında kalan bütün şeriatlara muhalefet etmek, onların, din, gelenek ve bayramlarının tamamına; ayrıca yeme-içme ve giyim-kuşamlarında da onlara aykırı davranmak, yüce dinimizin temel kurallarındandır.



DELİLLERİN KAYNAĞI

Bu konudaki birçok delilin hepsini ortaya koymaya gerek yoktur. Aksine, sözkonusu delillerden birkaçı bile meselenin vehameti için kafidir. Nasihat edenlerin çok az olduğu günümüzde, dinimizin aslından olan nasihatleşme dusturunu da böylelikle ihya etmiş olalım.

1. Allahu Teala buyuruyor: "Sonra seni bir Şeriat üzere kıldık. Ona uy, bilmeyenlerin hevalarına uyma.” (Casiye-18)

Şeyhu'l İslam Ebu'l Abbas El-Harani diyor ki: "Burada 'bilmeyenler' sözüne, Allah'ın Şeriat'ına aykırı davranan herkes girer. 'Hevaları' kavramı içerisine de, müşriklerin işledikleri amellerin hepsi girer ki, bu davranışları onların dinlerinin gereğidir.

2. "Eğer sana gelen ilimden sonra onların hevalarına uyarsan, bil ki sen de zalimlerdensin.” (Bakara-145)

Ehl-i Sünnet müfessirlerinin görüş birliği vardır ki, "Bu ayet-i kerimede onların tüm yaşantılarına muhalefetin mecburiyetine işaret vardır." demişlerdir.

3. “Ey iman edenler! ‘Bizi gözet’ demeyin, ‘bize bak’ deyiniz!” (Bakara-104)

İbn-i Kesir (R.A.) tefsirinde bu ayet hakkında şöyle diyor: "Allah Azze ve Celle, bu ayetle, mü'minlerin, söz ve davranışlarında kafirlere benzemelerini yasaklamıştır." Çünkü Yahudiler "Raina" kelimesini Nebi (S.A.V.)'e hakaret olsun diye kullanıyorlardı. Allah Azze ve Celle de; mü'minleri bundan alıkoydu.

İbn-i Kesir (R.A.) tefsirinde bu ayeti şöyle açıklıyor;

"Bu ayette kafirlere sözlerinde, davranışlarında, bayram ve ibadetlerinde, vb. işlerinde, -müslümanlar için meşru olmadığı halde- uyanlar için şiddetli bir tehdit ve acı bir azapla cezalandırma uyarısı vardır."

4. Allah Rasulü (S.A.V.); "Kim bir kavme benzerse, o da onlardandır" (Ebu Davud) buyuruyor. Hadis-i Şerifte, müslüman olmayanlara benzeyenleri şiddetle kınama vardır. Kim takva ehli ve salih insanlara benzerse, o onlardandır. Allah korusun, kim de Yahudi ve Hıristiyanlara benzerse, o da onlardandır.

5. Allah Rasulu (S.A.V.) "Bizden gayrısının sünnetiyle amel eden bizden değildir" (Sahihu'l-Cami: 5439) buyurmaktadır. Yine şöyle buyuruyor: "Bizden başkasına benzeyen bizden değildir. Yahudilere ve Hıristiyanlara benzemeyin. Yahudilerin selamı parmaklarla, Hıristiyanların selamı avuç içiyledir." (Sahihu'l-Cami: 5434)

Benzemenin hükmü bile böyle olunca, tıpatıp kafirleri izleyen, onların adetlerine sıkı sıkıya bağlı olan, müslümanları küçümseyip onlardan uzak duranların hükmü nedir acaba? Kim Allah Rasulü (S.A.V.)'in Sünnet'ini terkeder ve bunu başka bir sünnet, alışkanlık, adet ile değiştirirse, İslam'a bağlı olduğunu söyleyip müslümanların isimleriyle anılsa bile, İslam üzere değildir.

6. Allahü Teala kafirler geleneklerine uymayan mü'minleri şöyle över: "Ki onlar, yalan şahidlikte bulunmayanlar, boş ve yararsız sözle karşılaştıkları zaman onurlu olarak geçenlerdir." (Furkan:72)

Müfessirlerin çoğu ayette geçen "zür" kelimesini, "müşriklerin bayramı" olarak açıklamışlardır.

7. Allah Rasulü (S.A.V.) Medine'ye geldiğinde, onların eğlendikleri iki günlerinin olduğunu öğrendi. "Bu günler nedir?" diye sordu. Dediler ki; "Cahiliyyede bu iki günde eğlenirdik." Allah Rasulü (S.A.V.) şöyle buyurdu: "Allah bundan daha hayırlı olanı size verdi: Kurban Bayramı ve Ramazan Bayramı." (Ebu Davud-Sahih)

Ömer İbni Hattab (R.A.) der ki; "Allah'ın düşmanlarının bayramlarında sakınınız!" (Beyhaki, Sünenü’l-Kübra)

Sözün özü;

Allahu Teala (C.C.), Cehennem'in ashabı olan kafirlere benzemeyip, onların amellerini işlemememizi, büyük bir hikmet gereği olarak bize emretmiştir, ki onların sevgisi müslümanların kalplerine girmesin. Zira onlar Allah (C.C.)'nün ve müslümanların düşmanıdırlar. Onlara işlerinde ve yaşayışlarında benzerlik ve uygunluk, kalpler arasında ülfet ve yakınlığı doğurur. Bu da onlara karşı sevgi ve aşkı beraberinde getirir.


SON SÖZ

Buraya kadar anlatmaya çalıştığımız deliller, hakkı tanımak ve insanların çoğunun, Allah Rasulü (S.A.V.)'in Sünnet'ini terkedip kafirlere benzemek suretiyle içine düştükleri sapıklığı görüp-bilmek isteyenler için yeterlidir.

Gördüğümüz kadarıyla Yılbaşı kutlamalarında Hırıstiyanlara benzeyen ve buna rağmen kendisini müslüman zanneden birçok insan türemiştir. Hanefi alimlerinden Molla Aliyyü'l-Kari Rahmetullahi Aleyh diyor ki: "Kim Nevruz günü bir kafire bir yumurta hediye ederse, kafir olmuştur. Çünkü, bu davranışıyla kafire; küfründe ve sapıklığında yardımcı olmuştur, onları teşvik etmiştir veya bu hediyesiyle onlara benzemiştir.." Yani o Nevruz günü bir müslümana birşey hediye ederse, kafir olmaz gibi bir anlam da çıkıyor buradan. Ancak onlara benzemeyi niyet etmeden, böyle bir hediyeleşme müslümanlar arasında olursa, o durum bundan müstesnadır..

'Mecmau'n-Navazil' adlı kitapta şöyle denir: Nevruz kutlamalarını gören bir müslüman, 'ne güzel gelenek koymuşlar' dese, kafir olur. Nedenine gelince, o da küfrün ihdas edilmesini hoş görerek, İslam'dan hoşlanmadığını açığa vurmaktır.

El-Fetava es-Suğra'da ise şöyle deniliyor: "Kim Nevruz günü, daha önce hiç satın almadığı birşeyi sadece Nevruz'u kutlamak için satın alırsa, kafir olur." (Fıkh-ı Ekber Şerhi: 186) Aynı şekilde, daha önce hindi satın alıp yemeyen kimse, sadece Yılbaşını kutlamak için satın alırsa kafir olur.

Günümüzde kafirlere benzemeye verebileceğimiz örneklere gelince, şunları sıralayabiliriz: Sırf kafirlere benzemek için, giyim-kuşamda onları taklit etmek, evlerde de onlara benzeyerek; ruh taşıyan şeylerin resim ve heykellerini bulundurmaktır. Özellikle hıristiyanların, Hazreti Meryem'in Hazreti İsa'yı altında doğurduğuna inandıkları 'noel ağacını' evlere taşımak, hediye olarak almak-vermek, süslemek ve yılbaşında tatil yapmak, hediyeleşmek, tebrikleşmek asla caiz değildir. Kafirlerin remzi, alameti farikası durumunda olan herşeyin hükmü de böyledir. Onlara benzemenin en çarpıcı örneği ise, onlara sevgi ve aşk ile bağlanmak ve müslümanlara, salih insanlara ve takva ehline karşı nefretle, bakmaktır. Çünkü imanın en sağlam kulpu, "Allah için sevmek ve Allah için nefret etmektir."

Ey Müslüman kardeşim! Allah'ın bu kadar sakındırmasına ve Rasulüllah'ın bu kadar ikazına rağmen; onları çiğneyip kafirlere benzemenin ahiret hayatında sana ne külfetler getireceğini düşünüyor musun? Allah ve Rasulü'nün seni nasıl karşılıyacağını göz önüne almanızı hatırlatmak isteriz.

Oysa Allahu Teala (c.c.), dinden sapmış düşmanlarına sevgi beslemeyi yasaklamıştır: "(Ey Muhammed), Allah'a ve Ahiret gününe inanan bir toplumun, 'babaları, oğulları, kardeşleri yahut akrabaları da olsa' Allah’a ve Rasulüne düşman olanlarla dostluk ettiğini göremezsin..." (Mücadele:22) buyurmaktadır.

Allah (c.c.)'den, bizi sevdiklerini seven, düşman olduklarına düşman olan, dost olduklarına da dost olanlardan eylemesini niyaz ederiz.


iktibas
 

zencefil_1109

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Ağu 2008
Mesajlar
939
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
42
selamun aleyküm RABBİM razı olsun faydalanmış olduk sayenizde...
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
43
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
Ey Musluman Kardesim!!!!!! Nicin Kafirlerin Yilbasini Kutlayalim Ki....ne Kadar Yasarsan Yasa oleceksin,,ne Kadar Seversen Sev Ayrilacaksin...goruyorsun olum Genc,yasli,amir,memur,zengin,fakir
Demeden Gepimize Geliyor..oyleyse Bu Gecici Hayati Ebedi Ahirete Tercih Etmeyelim..ebedi Cennetlere Girme Imkanimiz Varken Ebedi Cehenneme Sokacak Isleri Ve Amelleri Yapmayalim...hangi Tarafta Daha cok Kalmak Istiyorsak Oraya Daha cok calisalim Insaallah!!!!
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
43
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
Ey Musluman Kardesim!!!!!! Nicin Kafirlerin Yilbasini Kutlayalim Ki....ne Kadar Yasarsan Yasa oleceksin,,ne Kadar Seversen Sev Ayrilacaksin...goruyorsun olum Genc,yasli,amir,memur,zengin,fakir
Demeden Gepimize Geliyor..oyleyse Bu Gecici Hayati Ebedi Ahirete Tercih Etmeyelim..ebedi Cennetlere Girme Imkanimiz Varken Ebedi Cehenneme Sokacak Isleri Ve Amelleri Yapmayalim...hangi Tarafta Daha cok Kalmak Istiyorsak Oraya Daha cok calisalim Insaallah!!!!




" Andolsun ki, sizden öncekilerin yoluna karış karış, kulaç kulaç uyacaksınız. Öyle ki, onlar keler deliğine girseler siz de gireceksiniz" Dedik ki; "Ey Allah’ın Rasulü, Yahudi ve Nasranileri mi kastediyorsunuz. Kim olacaktı? " diye cevap verdi." (Buhari ve Müslim)
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
43
Web Sitesi
www.vaktileyl.com




Rasulullah(sav) buyurdular ki:
'Men teşebbehe bikavmin fehuve minhüm.'-' Kim ki bir kavme benzerse o, ondandır.'(Ebu Davud, Libas 4)
Benzemeyin, bizi benzetmek isteyenlere! Sizi İslam'ın özünden koparmak isteyenlere benzemeyin ve kutlamayın bunları.
Seninle, senin bayramında, bayram yapmayanın, bayramında nedir bu şenlik! Keşke o kadar masum olsa bütün duygular.'Cehennem yolları iyi niyet taşlarıyla döşelidir” unutmayın.
Hıristiyan olduğunu savunan insanlar, bu 'yılbaşı' gününü kutluyorlar. Ancak onlar hakkında Allahu Teala Kitab'ında şöyle buyuruyor:
'Meryem oğlu Mesih Allah'tır, diyenler kafir olmuşlardır, '(el-Maide:17) 'Allah üçün üçüncüsüdür, diyenler kafir olmuşlardır.' (el-Maide:73)
Bu insanlar onların uydurma bayramını kutlarken, Mesih Aleyhisselâm ve O'nun doğum anısına iftira etmektedirler. İsa Aleyhisselâm onların yaptıklarından beridir ve bunların hepsini inkar edicidir.
İnsanı gerçekten hayrette bırakan birşey varsa, o da, İslam toplumunun hemen hemen tamamının, büyük bir oranda Yahudi ve Hıristiyanları taklit etmesi, hatta onların küfür olan bayramlarına bile uyması ve fakat hala da Müslüman olduklarını zannetmeleridir. Onlar ilericiliğin ve uygar olmanın Yahudi ve Hıristiyanlara uymaktan geçtiğini zannetmektedirler. Bu, onların dinlerinden uzaklaşmalarının ve kafirlerin uşağı haline gelmelerinin de tabii bir habercisidir. Oysa bu din, (İslam) insanoğlunun yegane şeref kaynağıdır.

İman, şike ve şakaya gelmez. Benzediklerinizle hesaba hazırsanız, buyurun, yılbaşı sizin..
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
43
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
İman, şike ve şakaya gelmez. Benzediklerinizle hesaba hazırsanız, buyurun, yılbaşı sizin..
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
43
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
Perşembe günü miladi takvimin ilk günü, yeni bir yıla giriyoruz.

Her sene olduğu gibi bu akşam yeni yılı kutlama bahanesiyle çılgınlıklar yaşanacak, eski pagan (putatapıcı) geleneklerle Hıristiyanlık karışımı âdetler zirve yapacak. Bunlar sahih bir din tarafından düzenlenmemiş pagan geleneklerdir.
Bize İslam öncesi cahiliyenin çılgınlıklarını hatırlatıyor. Batı dünyasının bunları yaşatması ve yaşaması doğal; tuhaf ve gülünç olan, Müslümanların da bunda hiçbir sakınca görmeyip yaşatmaya çalışmaları; Noel baba, hindi yemeği, çam ağacı hurafesi, şampanya patlatma, milli piyango, tam saat 24.00'ün bitimindeki bağrışmaları hayatlarına sokmuş olmaları.

Kimileri "Miladi takvim bir Roma takvimidir. Roma, Hıristiyan olmadan evvel de bu takvimi kullanmaya başlamıştır (MÖ 46). Esas adı Jülyen takvimidir. Bunun da kaynağı 25 Aralık'a denk gelen Noel'dir. Halbuki bu iki gün (25 ve 31 Aralık) arasında tarihsel bağ yoktur. Onun için yılbaşını rahatlıkla kutlayabilirsiniz" deyip kendilerini rahatlatmak isteyecektir. Roma veya Batı Hıristiyanlığı, her ikisi aynı mecrada akmışlardır, ortak kültürel değerlerdir. Müslümanların bunların geleneklerini veya âdetlerini taklit etmeleri "Kim bir kavme benzerse" hükmüne muhatap olmalarına sebep olur.

Diyanet cephesinde işin içinden çıkılmaz bir karışıklık var. Şöyle ki: Geçen sene Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, "Yılbaşı kutlamaları evrensel kültürün bir parçasıdır, Hıristiyanlıkla ilgisi yoktur, dolayısıyla caizdir." demişti. Bu sene yılbaşı öncesi, camilerde okunmak üzere bir hutbe yayınlandı. Hutbede, "Yılbaşı kutlaması İslam kültüründe yoktur. Ayrıca yılbaşı münasebetiyle içki, kumar ve benzeri haram fiillerin işlenmesi ise zaten günahtır. Dolayısıyla yılbaşı kutlamalarından uzak durun" biçiminde ifadelere yer verdiler... Doğru olan görüş budur.

"Ne olsa gider" postmodern ilkesinden hareket eden mezhebi geniş "bir kısım beyaz ilahiyatçılar" ise "Müslüman Türk milletinin benimsediği, kendisinin ortaya koyduğu veya bir başka milletten aldığı her türlü kültür ve örf âdet değerleri, açık ve temel İslami değerlerle çatışmadığı sürece meşrudur, muteberdir. Dolayısıyla yılbaşı kutlamaları da, milli bayramlarımızın kutlamaları da meşrudur, muteberdir ve güzeldir. Halkımızın uyguladığı çeşitli örf ve âdetler, kültür ve yaşantı biçimleri aynı hükme tabidir. Halkın örfü meşrudur, mübarektir..." deyip işin içinden çıkmak istediler, ama caiz dedikleri kutlamaların bizatihi kendisi ve kutlama biçimleri "açık ve temel İslami değerlerle çatışma" içindedirler. İstanbul Müftülüğü sitesinden 28.12.2007 tarihinde yayınlanan yazıda "Başka milletlerin örf ve âdetlerini benimsemenin milli birlik ve beraberliği bozacağından ve ahlak çöküntüsüne sebep olacağı"ndan bahsediliyor. Müftülük, meseleyi "milli çerçevede almış, sakıncayı milli birlik ve beraberlik temeline oturtmuş"tur. Burada da görmezlikten gelinen büyük paradoks, "milli/ulusal olan"ın bizatihi kendisinin bize Batı'dan gelmiş olmasıdır. Din İşleri Yüksek Kurulu Uzmanı Abdurrahman Akbaş da, her ne kadar "milli ve manevi değerler"e aykırılıktan bahsediyorsa da, hiç değilse, işin "eğlence, israf, akıl ve sağlığı tehdit edici boyutları"na dikkat çekmiştir. Belki de Diyanet canibinden gelen tek olumlu ihtirazi kayıt Akbaş'ın "Yılbaşı kutlamalarını vesile edinerek Allah ve Resulü'nün razı olmayacağı tavırlar yerine, geçmiş senelerde yaptıklarımızı gözden geçirerek ve gelecek yeni yılda hayatımıza daha iyi nasıl yön verebileceğimizi düşünelim" demesidir. Yılbaşı kutlamaları "görünmez kilise" doktrini çerçevesinde Batılı değerlerin ve yaşama tarzının evrenselleştirilmesidir. Resmi tatiller, medya, tüketim alışkanlıkları, eğlence ve magazin sektörü eşliğinde kitlelere empoze edilen ve insanları bir geceliğine -sanki bu gece her şey mubahmış gibi- günaha çağıran pagan geleneklerdir. Kendini bilen Müslüman aileler bu geceyi her gece gibi geçirmeli, ilave bir tutum alarak televizyonlarını kapalı tutmalıdır.
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
43
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
Şâyet dinin emirlerine sadık kalacak bir iman kuvveti, dindarlık emâresi
kazanabilse, her yılbaşı, tam aksini düşünmesine, kendisine çekidüzen verip
iman ve ahlâk bakımından yükselmesine sebep olacak, geçmişinden pişmanlık
duyan bir sefahet ve sefalete düşmeyecek…

Demek ki, yılbaşı gecelerinde kimilerini o hâle düşürüp, kimilerini de bu
duruma çıkaran şey, dindar olup olmamaktan başka birşey değildir.

Anlaşılan, şahsı düşündürüp, mes’ud ve bahtiyar kılan şeyin dindarlık olduğu
kesindir.

Ferdi muhakemesizleştirip sefalete itenin de dinde lâubalilik olduğu bir
vakıadır.

Demek imtihan dünyasıdır bu. Her ikisine de yol açık. İsteyen oraya, dileyen
de buraya yönelir. Kimi yılbaşında şuurunu iptal eder. Kimi de ihyâ…

Biz şükrederiz dindarlığımıza, hamd ederiz bizi böyle düşündürüp, amel
ettiren Rabbimize.


allahuekber6ez.gif
 

#fani_dünya#

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Kas 2008
Mesajlar
419
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
36
hz.meryem hz.isayı dogurdugunda yer ve gök bu mucizeye hayran kalmışken yer ve gök Allah Allah derken hristiyanlar,iseviler bunu göremediler Allahın bu mesajını anlayamadılar çünkü isanın babası yoktu.

onlar nasıl olur dediler o halde isada ilahımız meryemde ilahımız dediler.
oysa Allah(c.c) onlara bir kurtarıcı göndermişti hemde kendi kudretinin tecellisi olan babasız bir çocuk bir peygamber göndermişti ama ne yazıkki onlar bu mesajı yanlış yorumladılar yanlış anladılar ve nasranileştiler ve sapıttılar ve delalate düştüler.

şimdi her yıl isanın doğumu olan noel bayramlarını isanın gelişini kutluyorlar ama nasıl kutluyorlar zinayla,içkiyle,kumarlar,delaletle,sapkınlıklarla kutluyorlar oysa hz.isa onları uyarmıştı Allah onları uyarmıştı ama nafile bir defa kalp gözleri körelmişti onların hakkı ve batılı ayırt edemiyorlardı.

peki ya biz muhammediler biz ümmeti muhammed biz guya müslümanlar ne yapıyoruz biz kime benzemeye çalışıyoruz bizdemi yahudi olmaya hristiyan olmaya karar verdik bizdemi sapıttık bizdemi delalete düştük malesef ama malesef tüm bunların yanıtı Evett..

Evet bizde sapıttık Evet bizde delalete düştük Evet bizde yahudileştik Evet bizde hristiyanlaştık öyleyse biz müslümanmıyız soruyorum sizlere bizler özdemi müslümanız sözdemi müslümanız..?

kim bizleri bu hale getirdi kimler gençlerin çocukların aklına girdi bu gençler akıllarını kimlerin ceplerine soktular bir başörtülü kızın milli piyango bileti alıp gülümsemesine kimler şapka çıkardılar..!

Evet değerli kardeşlerim biz nereye gidiyoruz sahi uçuruma ne kadar kaldı bizim uçuruma yuvarlanmamıza ne kadar kaldı kaç kilometre kaldı şarampole yuvarlanmamıza..?

ama biz çoktan yuvarlanmışız biliyormusunuz kokmuş cesetlerimizin önünde Akbabalar bekleşmekteler ama onlarda yiyemiyorlar cesetlerimizi çünkü bu cesetlerimizin bize dünyada faydası olmadıki bu kokmuş cesetlerimizle Allaha yakın olamadıkki hayvancagızlar ne yapsınlar..

...neyse...

Allah'a emanet olunuz..


Rabbim bizlere hakkı hak olarak gösterip hakka tabi olanlardan batılıda batıl olarak gösterip batıldan sakınanlardan eylesin..Amin..

vesselam...
 

Nur_u Secde

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Eki 2007
Mesajlar
5,266
Tepki puanı
3,644
Puanları
163
Yaş
47
Biz şükrederiz dindarlığımıza, hamd ederiz bizi böyle düşündürüp, amel ettiren Rabbimize

hamd olsun.Allah razı olsun kardeşim..
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt