Esselamünaleykum...Hayırlı Cumalar...
Esselamünaleykum...Hayırlı Cumalar...
Esselamünaleykum...Hayırlı Cumalar...
Kendince Sorguladı mı İnsan Kendini
Kanıyor...
Bugün düne ekleyebileceğin ne yaptın sevgili?
Kaç kitap okudun mesela, kaç cümlesini not ettin bir kenara?
Ve kaç damla düştü içine içinden, canını yakan?
Her yazılmışın en mükemmeline, zikr’e kaç kez açıldın?
Kaç kez zikr açıldı sana, nur yağdı üzerine?
Bugün düne ekleyebileceğin ne yaptın sevgili?
Kızın için ne düşledin mesela, kaç kez onu sevdiğini söyledin ve kaç kez
okşadın kumral, ipek saçlarını?
Minik ellerini avuçlarına alıp kaç kez öptün ‘şükürler olsun’ diyerek?
Ve onun, gözlerinin önünde her an biraz daha şekillenen apaçık bir müjde olduğunu,
Kaç kez düşünüp döndün yüzünü kıbleye?
Ne yaptın bugün sevgili, içini huzur kaplayan?
Kaç kez huşû ile kapandın secdeye mesela gözlerin nemlenerek, kaç kez
hissettin O’nu tam karşında?
Ve merhametine kaç kez koştun tüm hatalarına rağmen?
Yüreğine düşen her bir kara noktanın endişesine kapılıp kaç kez tevbe’ye sığındın ak-pak olabilmek için?
Ne yaptın bugün sevgili, yarına hazır hissetmek için kendini?
Kaç gönüle girdin mesela bir sıcak tebessümle, kaç gönül kazandın dualarına
seni de alabilecekleri?
Ve ‘yarın bir daha olmazsa’ endişesinden uzak yaşayabildiğini kaç kez farkediverdin?
Her batan günün O’na biraz daha yaklaşmak olduğunu hissedip kaç kez kavuşma heyecanı ile yandın?
Ne yaptın bugün sevgili, yüreğini bir tüy kadar hafif hissedebilmek
için?
Son kuruşuna kadar dağıtabildin mi her şeyini mesela ‘fi sebililleh’
diyerek?
‘Dünya onların olsun’ terennümü dilinde kaç kez onardın
elbisendeki sökükleri?
Ve O’nun va’dine inancını kaç kez yineledin?
Kaç kez en sıcak uykundan ayrılıp gece buluşmasına koştun sevinçle?
Ey sevgili, ne yaptın bugün?
Kaç kapıyı çaldın mesela hiç açılmasa da, kaç kapıdan geri döndün
ziyareti yarın’a erteleyerek?
Ve kaç kez boynu bükük, bir gölgeye oturup ‘nasıl
anlatabilirim’ sorularıyla yüreğini dağladın?
Kaç kez vazgeçebildin uğruna hayatından, geride bırakacaklarını aklına bile getirmeden?
Söyle sevgili, ne yaptın bugün sokaktaki kedi için?
Açlığa direnen beden, anne sıcaklığını özleyen bebek, öksüren komşun için... Kaç kez ‘elhamdülillah’ dedin mesela?
Ve kaç kez dünyaya geliş amacını tartıştın kendinle?
Dün’e takılmadan, ama dün’e bir şey katarak ilerleyebildiğine
kaç kez inandın?
Söyle sevgili, bugün ne yaptın?
Kaç kez hatırladın kendine gülümsemeyi ve kaç kez suçlamaktan vazgeçtin
her şeyi?
‘Sevmek ölmekle başlar’ çizgisinde kaç kez bulabildin varlığını?
Bu yolun tam da üzerinde gelmiş olman dünyaya, nasıl bir lütuftu senin
için, kaç kez şükrettin teslimiyetin için?
Söyle sevgili söyle, kendini kurtarabilmek için kaç adım attin bugun...?
KISACASI BUTUNUYLE INSAN OL.
UNUTMA, YASAM DOKUMASI HENÜZ TAMAMLANMAMIS,
OLAGANÜSTÜ GÜZELLIKTE BIR DUVAR HALISIDIR.
VE SANA AIT OLAN KUÇUCÜK BOSLUGU
YALNIZCA SEN DOLDURABILIRSIN..."
Orhan Veli Kanık
Kanıyor...
Bugün düne ekleyebileceğin ne yaptın sevgili?
Kaç kitap okudun mesela, kaç cümlesini not ettin bir kenara?
Ve kaç damla düştü içine içinden, canını yakan?
Her yazılmışın en mükemmeline, zikr’e kaç kez açıldın?
Kaç kez zikr açıldı sana, nur yağdı üzerine?
Bugün düne ekleyebileceğin ne yaptın sevgili?
Kızın için ne düşledin mesela, kaç kez onu sevdiğini söyledin ve kaç kez
okşadın kumral, ipek saçlarını?
Minik ellerini avuçlarına alıp kaç kez öptün ‘şükürler olsun’ diyerek?
Ve onun, gözlerinin önünde her an biraz daha şekillenen apaçık bir müjde olduğunu,
Kaç kez düşünüp döndün yüzünü kıbleye?
Ne yaptın bugün sevgili, içini huzur kaplayan?
Kaç kez huşû ile kapandın secdeye mesela gözlerin nemlenerek, kaç kez
hissettin O’nu tam karşında?
Ve merhametine kaç kez koştun tüm hatalarına rağmen?
Yüreğine düşen her bir kara noktanın endişesine kapılıp kaç kez tevbe’ye sığındın ak-pak olabilmek için?
Ne yaptın bugün sevgili, yarına hazır hissetmek için kendini?
Kaç gönüle girdin mesela bir sıcak tebessümle, kaç gönül kazandın dualarına
seni de alabilecekleri?
Ve ‘yarın bir daha olmazsa’ endişesinden uzak yaşayabildiğini kaç kez farkediverdin?
Her batan günün O’na biraz daha yaklaşmak olduğunu hissedip kaç kez kavuşma heyecanı ile yandın?
Ne yaptın bugün sevgili, yüreğini bir tüy kadar hafif hissedebilmek
için?
Son kuruşuna kadar dağıtabildin mi her şeyini mesela ‘fi sebililleh’
diyerek?
‘Dünya onların olsun’ terennümü dilinde kaç kez onardın
elbisendeki sökükleri?
Ve O’nun va’dine inancını kaç kez yineledin?
Kaç kez en sıcak uykundan ayrılıp gece buluşmasına koştun sevinçle?
Ey sevgili, ne yaptın bugün?
Kaç kapıyı çaldın mesela hiç açılmasa da, kaç kapıdan geri döndün
ziyareti yarın’a erteleyerek?
Ve kaç kez boynu bükük, bir gölgeye oturup ‘nasıl
anlatabilirim’ sorularıyla yüreğini dağladın?
Kaç kez vazgeçebildin uğruna hayatından, geride bırakacaklarını aklına bile getirmeden?
Söyle sevgili, ne yaptın bugün sokaktaki kedi için?
Açlığa direnen beden, anne sıcaklığını özleyen bebek, öksüren komşun için... Kaç kez ‘elhamdülillah’ dedin mesela?
Ve kaç kez dünyaya geliş amacını tartıştın kendinle?
Dün’e takılmadan, ama dün’e bir şey katarak ilerleyebildiğine
kaç kez inandın?
Söyle sevgili, bugün ne yaptın?
Kaç kez hatırladın kendine gülümsemeyi ve kaç kez suçlamaktan vazgeçtin
her şeyi?
‘Sevmek ölmekle başlar’ çizgisinde kaç kez bulabildin varlığını?
Bu yolun tam da üzerinde gelmiş olman dünyaya, nasıl bir lütuftu senin
için, kaç kez şükrettin teslimiyetin için?
Söyle sevgili söyle, kendini kurtarabilmek için kaç adım attin bugun...?
KISACASI BUTUNUYLE INSAN OL.
UNUTMA, YASAM DOKUMASI HENÜZ TAMAMLANMAMIS,
OLAGANÜSTÜ GÜZELLIKTE BIR DUVAR HALISIDIR.
VE SANA AIT OLAN KUÇUCÜK BOSLUGU
YALNIZCA SEN DOLDURABILIRSIN..."
Orhan Veli Kanık