Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Bir kamil mürşide varmayınca... (10 Kullanıcı)

نعىمة

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
2 Ara 2007
Mesajlar
2,969
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
41
özün ayrı, sözün ayrı.
demin ki yorumlar, dalga geçmeler ne, bu forum ne!..
Rabbim gaflete dalanlardan etmesin inşaallah

herkesin kendine göre fikirleri var.bunu anlayabiliyorum.ama sen şunu anlayamıyorsun. bu konunun senin 'kutb' olarak bildiğin kimse ile bir alakası yok.
onun için buraya fikirlerini sıkıştırmaya gerek yoktu.
Peki KONU KİMLERLE İLGİLİ? MEVLANALARLA ,YUNUS EMRELERLE!!!!!
 

minel_ask

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Kas 2007
Mesajlar
24
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
ben gavs sani' nin (k.s) intisablısı değilim. bunu belirteyim.
ama hiçbir Allah dostu ile dalga geçilmesine karşı sessiz kalamam.
Allah kendisinden razı olsun. ve bu yolda tüm hizmet edenlerden de inşaallah.

konuların alakalı olduğunu dahi göremeyene diyeceğim birşey yok!
 

نعىمة

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
2 Ara 2007
Mesajlar
2,969
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
41
ben gavs sani' nin (k.s) intisablısı değilim. bunu belirteyim.
ama hiçbir Allah dostu ile dalga geçilmesine karşı sessiz kalamam.
Allah kendisinden razı olsun. ve bu yolda tüm hizmet edenlerden de inşaallah.

konuların alakalı olduğunu dahi göremeyene diyeceğim birşey yok!

HERKES DE SENİN 'EVLİYA' BİLDİĞİNİ BÖYLE BİLMEK ZORUNDA DEĞİL.eğer doğru diyorsan Allahü Teala Hz.leri bana karşılık verecektir üzülme.
alakalı konular kendiniz yazacaksınız. bura yeri değil, anlatabidimmi
 

minel_ask

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Kas 2007
Mesajlar
24
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
bildiğine devam et o zaman, ne diyeyim
takdığımız yok, meraklanma.
Mevla herşeyi görüyor, elhamdülillah
 

çağrı91

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
17 Şub 2008
Mesajlar
237
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
teekkrlerallahrazolsunbh8.gif
 

seyyidetün_nisa

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Mar 2008
Mesajlar
270
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
avatarımdada gördüğünüz gibi ben ALLAHIN İZNİYLE BULDUM MÜRŞİDİMİ,MEVLAM BENİ ONDAN AYIRMASN BİR MÜRŞİDE BAĞLI OLMAYANLARADA BAĞLANMAK NASİB ETSİN...:evet
D:\İLAHİLER\feyzullah koç köle olsam mürşide.mp3
 

نعىمة

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
2 Ara 2007
Mesajlar
2,969
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
41
Derde derman zikrullah

Cenabı Hakk’ın, Peygamber Efendimize ilk emri okudur. Hira mağarasında halvet halinde Rabbine ibadet ederken, Vahiy meleği Hz. Cebrail (as) gelerek Rasulüllaha, “İkra / Oku!” buyurdu, “Yaratan Rabbi’nin adıyla oku!”…
Peygamberimiz (sav), ben okuma bilmem, cevabını verdi. Bunun üzerine Hz. Cebrail, Peygamberimizin mübarek başını kolunun altına alarak sıktı. Efendimiz, yine “ben okuma bilmem” dedi. Yine sıktı; üçüncü kez, aynı cevabı alınca bıraktı. Ardından “Oku, seni Yaradan Rabbının adıyla oku! O (cc.), insanı bir kan pıhtısından yarattı. Oku! O, keremine nihayet olmayan Rabbindir ki, kalemle yazı yazmayı öğreten O’dur. İnsana bilmediği şeyleri, O öğretti (Alak Süresi, 15).
Cenabı Hakk’ın, Rasülü Muhammedi’ne ilk emri, kendi adını zikretmesidir, Yüce Yaratan’ın adını anmasıdır. Bu cümleden olarak Rasulullah (sav), zikretmeyi Hz. Cebrail’den öğrendi. Yüce Allah, Rasülüne kendini zikrullah ile tanıttı; sonra zamanla namaz ve diğer ibadetler farz kılındı, sıralandı. Bizler O Kutlu Elçi’nin(sav) ümmeti olarak başka yol izleyemeyeceğimize göre, her işe önce O’nun yaptığı gibi zikir ile başlamalıyız. Nitekim Allah dostları, Kelimei Tevhid’i ve İsmi Azam’ı içinde barındıran Besmelei Şerif’i, her bereketin başı olarak nitelendirirler.
Peygamberimizin hayatına baktığımızda Zikrullah adeta O’nun yaşam biçimi olmuştur. Her namazdan sonra ashabıyla oturur, Rabbini zikrederdi; kendisine verilen emre son derece büyük bir aşk ile itaat ederdi. O (sav), Alemlere rahmet olarak gönderilmiş ve cennetle müjdelenmiş son Kutlu Elçi olmasına rağmen, hiçbir zaman, “Ben, Allah’ın peygamberiyim, sevgilisiyim, bir gün yapmasam ne kaybederim, demedi.
Dünya ve ahiretimizin selameti için kendimize şu soruları sorarak bir muhasebe yapalım… Soru: Biz ne ile müjdelendik?! Cevap: Hiçbir şey ile… Hiçbir garantimiz yok. Hatta azapla korkutulduk. Öyleyse, neyi bekliyoruz, neyimize güveniyoruz?!
Cevap, yok!
O halde, gaflet içinde durmak bize haramdır.
O Yüce Elçi, rahmet peygamberi olduğu ve cennetle müjdelendiği halde, Aişe Validemiz, kendisine “Senin gelmiş ve gelecek tüm günahların bağınlanmış olduğu halde, bu kadar ibadat ü taat ve zikr ü tesbih ile neden kendini bu kadar yoruyorsun!” deyince; Rabbime şükr eden bir kul olmayayım mı ya Aişe!” buyurdular. Bu beyanları şunu bize gösteriyor; O (sav), Rabbine olan ibadetini, ona olan sevgisinden ve şükründen yapmakta idi.
Bizlere gelince, üzerimize farz olan ibadetlerimizi bile yapmaktan gafiliz. O halde “farzdan evvel farz” olan Zikrullah’ı yaşamamızın bir parçası haline getirmeliyiz. Yüce Allah’ın adını sık sık anarak ve Son Peygamber Hz. Muhammed’e salat ve selam okuyarak dostluğumuzu kuvvetlendirmeliyiz. Böylece, bizi hiçbir zaman terk etmeyecek yegane dostu daha yakın olmalıyız, daha yakından tanımalı, marifetullaha erişmeliyiz. Zira Allah, ayeti kerimlerinde kendini ancak O’nu zikredenlerin tanıdığını bize bildirmektedir. Bu hususta pek çok ayeti kerime ve hadisi şerifler var; dilerseniz onları yarın hatırlayalım.

Hayriye Bektaş
Yeni Mesaj gazetesi yazarı
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt