Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

bir kalpde iki yar olmaz.... (1 Kullanıcı)

smyyes

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Eyl 2009
Mesajlar
3,791
Tepki puanı
5
Puanları
0
Yaş
30
Bu kalbin özel bir terbiye ve tedaviden geçmesi lazımdır. Onu uyandıracak ilâhi bir sevgiye ve feyze ihtiyacı vardır. Günümüzde bir çok müslüman kalbini ihmal edip gafletine bir çare aramadığı için, Allah dostlarının yaşadığı güzellikleri hiç tatmadan ölür gider.
 

ayşe.a

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Tem 2008
Mesajlar
3,140
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
kuzum nerdesin yaa msn de göremiom:a45:
öslettin kendini bilmiş olll minikim :a15:
 

Im_muslim

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Eki 2007
Mesajlar
3,194
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Ben kainata sığmadım fakat müminin kalbine sığdım hadisi kutsi si mevzu mudur?

Değerli Kardeşimiz;

Bunun manası: Müminin kalbi, iman şuuruyla elde ettiği marifetullah/Allah’ı isim ve sıfatlarıyla tanıması, Onun muhabbetiyle dolup taşıması ve bu yönüyle Allah’ın zikrini hep içinde taşıması demektir. Bu mana doğrudur. Fakat hadis alimleri tarafından bunun sağlam bir aslının/kaynağının olmadığına işaret edilmiştir(bk. Aclunî, 2/195).
Kalp, maddî ve manevî olmak üzere iki mânâda kullanılır. Birincisine yürek, diğerine de gönül denilir. Maddî kalp, çam kozalağı şeklinde, kılcal damarlara kadar kan pompalayan ve insan hayatını devam ettiren bir organdır. Diğeri ise, şuur, vicdan, idrak ve muhabbet gibi manevî âlemlerin merkezi konumunda ve mekânı olmayan rabbanî bir duygudur. İşte insanın asıl kıymeti ve hakikati bu manevî kalp sayesinde anlaşılır ve bilinir.
Kalbe, beytullah ve arş-ı Samedanî de denilmiştir. Bir cevher-i mücerret olan kalb, bütün âlemleri içine alacak kadar geniş olmasındandır ki, İslâm alimleri, “İnsan âlemleri içine alan bir nüsha-i kübradır,” demişlerdir.
Kalbe, İslâmiyet’in mahalli olması hasebiyle Sadr, Rü’yetullah’a mazhar olmasıyla Fuâd, dini bilmenin ve imanın mahalli olması noktasından Habbet-ül- kalp ve esma-i ilâhiyeye ayine olması bakımından da Mehcetü’l kalp denilmiştir.
Kalp, imanın mahalli, marifet ve muhabbetin, sıfat ve esma-i ilâhiyenin tecelligâhı, bütün feyizlerin ma’kesi ve manevî duyguların merkezidir.

İşte “Ben yerlere ve göklere sığmadım, ancak mü’min kulumun kalbine sığdım, sözü, yani onun ile bilindim, anlamına gelmektedir.
Âyine-i Samed olan kalp, beden ikliminde itaat olunan bir melik gibidir. Cenab-ı Hakk’ın marifet ve muhabbetine mazhar ve ayna olan bu kalbin değeri, bütün tasavvurların fevkindedir.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet Editör
 

smyyes

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Eyl 2009
Mesajlar
3,791
Tepki puanı
5
Puanları
0
Yaş
30
Ben kainata sığmadım fakat müminin kalbine sığdım hadisi kutsi si mevzu mudur?

Değerli Kardeşimiz;

Bunun manası: Müminin kalbi, iman şuuruyla elde ettiği marifetullah/Allah’ı isim ve sıfatlarıyla tanıması, Onun muhabbetiyle dolup taşıması ve bu yönüyle Allah’ın zikrini hep içinde taşıması demektir. Bu mana doğrudur. Fakat hadis alimleri tarafından bunun sağlam bir aslının/kaynağının olmadığına işaret edilmiştir(bk. Aclunî, 2/195).
Kalp, maddî ve manevî olmak üzere iki mânâda kullanılır. Birincisine yürek, diğerine de gönül denilir. Maddî kalp, çam kozalağı şeklinde, kılcal damarlara kadar kan pompalayan ve insan hayatını devam ettiren bir organdır. Diğeri ise, şuur, vicdan, idrak ve muhabbet gibi manevî âlemlerin merkezi konumunda ve mekânı olmayan rabbanî bir duygudur. İşte insanın asıl kıymeti ve hakikati bu manevî kalp sayesinde anlaşılır ve bilinir.
Kalbe, beytullah ve arş-ı Samedanî de denilmiştir. Bir cevher-i mücerret olan kalb, bütün âlemleri içine alacak kadar geniş olmasındandır ki, İslâm alimleri, “İnsan âlemleri içine alan bir nüsha-i kübradır,” demişlerdir.
Kalbe, İslâmiyet’in mahalli olması hasebiyle Sadr, Rü’yetullah’a mazhar olmasıyla Fuâd, dini bilmenin ve imanın mahalli olması noktasından Habbet-ül- kalp ve esma-i ilâhiyeye ayine olması bakımından da Mehcetü’l kalp denilmiştir.
Kalp, imanın mahalli, marifet ve muhabbetin, sıfat ve esma-i ilâhiyenin tecelligâhı, bütün feyizlerin ma’kesi ve manevî duyguların merkezidir.

İşte “Ben yerlere ve göklere sığmadım, ancak mü’min kulumun kalbine sığdım, sözü, yani onun ile bilindim, anlamına gelmektedir.
Âyine-i Samed olan kalp, beden ikliminde itaat olunan bir melik gibidir. Cenab-ı Hakk’ın marifet ve muhabbetine mazhar ve ayna olan bu kalbin değeri, bütün tasavvurların fevkindedir.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet Editör
paylaşım için Allah razı olsun kardeşim.
tabiki de kalp sevmekten yorulmaz.ve belli bir kapaistesi de yoktur.
ama bir kalpde iki yar olmazdan kasıt en fazla babındadır.
hiç birşeyin sevgisi Rabbimiz in sevgisine eşit ya da ondan üstün olamaz.
Allah (c.c) a emanet olunuz kardeşim.
selametle..
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt