Bir Hikaye, Bir Sürü Ders
Atina da önemli bir tartışma yapılırken kürsüye Demostenes çıkar; ancak dinleyiciler sürekli kendi aralarında konuşmakta, Filozofu dinlememektedirler.
Demostenes,
— Bir hikâye anlatıp ineceğim, der ve anlatmaya başlar…
— Uzun zaman önceydi. Bir delikanlı Atina’dan Megara’ya gitmek için bir eşek kiralamıştı. Eşeğini kiraya veren adamın da Megara’da bir işi vardı, beraber yola düştüler.
Konuşa, konuşa giderlerken öğle sıcağı bastırdı; biraz dinlenmek ve öğle yemeği yemek için bir subaşına çöktüler.
Ama ortalıkta hiç gölgelik yoktu ve eşeğin sahibi yemeğini alıp eşeğin gölgesine sığındı.
Eşeği kiralayan genç buna içerledi;
— Sen çekil gölgede ben oturacağım, dedi…
Beriki itiraz etti;
— Ben oturacağım çünkü eşek benim.
Delikanlı,
— Ama ben eşeği kiraladım, deyince eşeğin sahibi de
— Ben sana eşeği kiraya verdim gölgesini değil, cevabını aldı ve aralarında kavga çıktı.
Hikâyenin tam burasında Demostenes kürsüden iner ve yürümeye başlar.
Dinleyiciler,
— Sonunda ne oldu? Sonunu anlat” diye bağrışmaya başlayınca, Demostenes, kürsüye döner:
— Sizin için çok önemli bir konuda bir şeyler anlatmaya çalıştım, dinlemediniz. Şimdi ise eşeğin gölgesini merak ediyorsunuz. Ne fikrimi söyleyeceğim. Ne de eşeğin gölgesine ne olduğunu…
Tekrar kürsüden iner ve yürür gider…
*** *** *** *** *** *** *** *** ***
- Boş tartışmalara dalıp da yanımızda hem de yanı başımızda bulunan bilge şahsiyetlere ilgisiz kalmayalım.
- Bu şahsiyetlerin söyleyecekleri bir tek kelimenin dahi sahip olduğunuz her şeyden daha kıymetli olabileceği gerçeğini unutmayalım.
- Bu şahsiyetlerin değerini bırakın hiç anlamamayı, geç anlamanın dahi bedelinin çok ağır olacağını bilelim.
- Eşeğin gölgesini merak ettiğimiz kadar bu şahsiyetlerin fikirlerini ve sözlerini merak etsek, sadece bu merakımızın dahi kurtuluşumuz için yeterli bir sebep teşkil edebilir.
- Bu şahsiyetleri küstürüp kendimizden uzaklaştırdığımızda kaybedenin bilge şahsiyet değil bizzat kendimiz olacağını çok iyi bilelim.
