-Yalancı_Dünya-
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 20 Kas 2007
- Mesajlar
- 1,470
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 36
Genelde, evdeki kız çocuğu annesini örnek alır. Bunun için anne, her hali
ile kızına örnek olmalıdır. İşte bütün genç kızlarımıza, asırlar önce
yaşamış, hali vakti yerinde, soylu bir aileye mensup Ümame Hanımın, gelinlik
çağındaki kızına yazdığı örnek mektubu sunmak istiyoruz. Bilhassa
zamanımızda her genç kızın çok ihtiyacı olan bir nasihat bu:
“Sevgili Kızım!"
Bir kızın, annesi ve babası zengin, asil diye evlenmeye ihtiyacı olmasaydı,
senin ve benim hiçbir zaman evlenmeye ihtiyacımız olmazdı. Fakat, durum
böyle değildir.
Yavrum!
Şimdi sana kırk yıllık evliliğimin tecrübelerine dayanarak bazı tavsiyelerde
bulunacağım. Bu tavsiyelerimi iyice öğrenip gerektiği şekilde hareket
edersen, hayatın boyunca rahat edersin. Kocanla aranız hiçbir zaman
bozulmaz. Bu dünyada mutlu bir ömür geçirdiğin gibi ahirette de ebedi
saadete ulaşırsın.
1- Kanaatkar ol! Yani, kocan tarafından getirilen yiyecek ve giyecek herşeyi
memnuniyetle, severek kabul et. Çünkü, kanaat, kalbi huzura kavuşturur.
2- Söylenenleri daima iyi dinle ve her zaman kocanın meşru sözlerine,
isteklerine itaat üzere bulun. Kocana itiraz etme, karşı gelme. Onunla
kaynaşmaya gayret göster. Bu şekilde hareketlerin aynı zamanda, Cenab-ı
Hakkın rızasına da uygun olur.
3- Kocanın göreceği her yere, itina ve ihtimam göster. Gözüne çirkin bir
şeyin ilişmesinden sakın. Dış görünüş içe, kalbe de tesir eder. Evin her
zaman temiz, bakımlı ve güzel kokulu olsun.
4- Eşinin yemek saati ile uyku saatine dikkat etmelisin. Yemeğini adeti
nasılsa ona göre hazırlamalısın. Vaktinde uyuması için işlerini zamanında
bitir. Çünkü açlık insanı huysuz eder. Uykusuzluk ise, öfkelenmeye sebep
olur.
5- Evinin mallarını ve eşyasını iyi koru. Mal ve eşyayı koruman senin iyi iş
bildiğini gösterir. Yaptığın işleri, iyilikleri başına kakma! Başa kakarsan,
iyilik fayda yerine zarar getirir.
6- Eşinin yakınlarına iyi davranışta bulun. Güzel davranışta bulun ki, o da
senin yakınlarına iyi davransın. Gülü seven dikenine de katlanmalıdır. Zaten
dünyada ni’metler ve sıkıntılar beraber bulunur. Kocanın evde, çocuklarına,
yakınlarına karşı otoritesini sarsacak, onu küçük düşürecek söz ve
hareketlerde sakın bulunma!
7- Kocanın sırlarını hiç kimseye söyleme. Eğer sırlarını etrafa yayacak
olursan, sana darılır. Vefasızlık etmeyeceğinden bile emin olmaz. Sevgide
azalma olur.
8- Eşine hürmette, isteklerini yerine getirmede kusur etmemelisin.
Sözlerinin aksini söyleyerek, ona karşı gelmemelisin. Eğer karşı gelir,
isyan edersen, kızıp öfkelenmesine, hatta düşmanca hareket etmesine sebep
olursun. Eşinin, üzüntülü ve kederli zamanlarında sen de öyle görün! Onun
üzüntüsünü onunla paylaş. O neşeli ise sen de neşeli görünmeye çalış.
9- Kocana ne kadar hürmet ve tazimde bulunursan, kendini ona o kadar çok
sevdirirsin. Rızasına ne derece uygun hareket edersen, o nispette sevgisini
kazanırsın.
10- Kocandan, almakta zorlanacağı, gücünün yetmeyeceği şeyleri isteme! Bu
hem senin, hem de onun helakına sebep olur. Nitekim sevgili Peygamberimiz
buyuruyor ki:
“Bir zaman gelir ki, adamın helakı, hanımının, ana- babasının ve çocuğunun
elinden olur. Onu fakirlikle ayıplarlar, gücünün yetmediği tekliflerde,
isteklerde bulunurlar. Böylece o kimse, bu istekleri temin için dininin
gideceği yollara sapar ve helak olur.”
11- Kadının güzel huylusu, saliha olanı, eşine Cennet nimetidir. Kötüsü,
şerlisi de Cehennem azabından sayılır. Sen kocana Cennet ni’meti ol! Azab
çektirme!
Bunları yapabilmen ancak, onun isteklerini kendi isteklerine, onun rızasını
kendi arzularına tercih etmenle mümkün olabilir. Hep kendi istek ve
arzularını ön plana çıkartırsan, bu nasihatları tutabilmen mümkün olmaz.”
Devletlerde, milletlerde, iş yerlerinde, ailelerde huzurun sağlanabilmesi
için, son sözü bir kişinin söylemesi lazımdır. Her kafadan bir ses çıkarsı
huzur olmaz.
Allahü teala, alide son sözü söylemeği erkeğe vermiştir. Cenab-ı Hak,
Kur’an-ı kerimde, erkekleri kadınlar üzerine hakim kıldığını bildirmiştir.
Nisa Suresinin 34.ayetinde, “Erkekler kadınlar üzerine
hakimdirler.”buyurulmuştur. Bunun için kadın, düşüncesini söylemeli fakat
son sözü kocasına bırakmalıdır. Erkek yanlış bile yapsa, dine uygun
yapıldığı için, Allahü tela o işin neticesini hayra çevirir. Evde senin
dediğin, benim dediğim olacak kavgası olursa o evde huzur olmaz.
Nasıl ki, bir erkek işyerinde, potronunu memnun etmek için çalışıyorsa; bu
iş yerinde kalabilmesi için, potronun memnun olmasının şart olduğunu, iş
huzurunun buna bağlı olduğunu biliyorsa; kadın da, kendi rahatı huzuru için
bütün gücü ile kocasını memnun etmek için çalışması lazımdır. Kocasının,
memnun olması rahat olması, kadının da rahat, huzurlu olması demektir.
Bu, kadın tarafından kabullenip tatbik edilmedikçe ailede huzur olmaz.
ile kızına örnek olmalıdır. İşte bütün genç kızlarımıza, asırlar önce
yaşamış, hali vakti yerinde, soylu bir aileye mensup Ümame Hanımın, gelinlik
çağındaki kızına yazdığı örnek mektubu sunmak istiyoruz. Bilhassa
zamanımızda her genç kızın çok ihtiyacı olan bir nasihat bu:
“Sevgili Kızım!"
Bir kızın, annesi ve babası zengin, asil diye evlenmeye ihtiyacı olmasaydı,
senin ve benim hiçbir zaman evlenmeye ihtiyacımız olmazdı. Fakat, durum
böyle değildir.
Yavrum!
Şimdi sana kırk yıllık evliliğimin tecrübelerine dayanarak bazı tavsiyelerde
bulunacağım. Bu tavsiyelerimi iyice öğrenip gerektiği şekilde hareket
edersen, hayatın boyunca rahat edersin. Kocanla aranız hiçbir zaman
bozulmaz. Bu dünyada mutlu bir ömür geçirdiğin gibi ahirette de ebedi
saadete ulaşırsın.
1- Kanaatkar ol! Yani, kocan tarafından getirilen yiyecek ve giyecek herşeyi
memnuniyetle, severek kabul et. Çünkü, kanaat, kalbi huzura kavuşturur.
2- Söylenenleri daima iyi dinle ve her zaman kocanın meşru sözlerine,
isteklerine itaat üzere bulun. Kocana itiraz etme, karşı gelme. Onunla
kaynaşmaya gayret göster. Bu şekilde hareketlerin aynı zamanda, Cenab-ı
Hakkın rızasına da uygun olur.
3- Kocanın göreceği her yere, itina ve ihtimam göster. Gözüne çirkin bir
şeyin ilişmesinden sakın. Dış görünüş içe, kalbe de tesir eder. Evin her
zaman temiz, bakımlı ve güzel kokulu olsun.
4- Eşinin yemek saati ile uyku saatine dikkat etmelisin. Yemeğini adeti
nasılsa ona göre hazırlamalısın. Vaktinde uyuması için işlerini zamanında
bitir. Çünkü açlık insanı huysuz eder. Uykusuzluk ise, öfkelenmeye sebep
olur.
5- Evinin mallarını ve eşyasını iyi koru. Mal ve eşyayı koruman senin iyi iş
bildiğini gösterir. Yaptığın işleri, iyilikleri başına kakma! Başa kakarsan,
iyilik fayda yerine zarar getirir.
6- Eşinin yakınlarına iyi davranışta bulun. Güzel davranışta bulun ki, o da
senin yakınlarına iyi davransın. Gülü seven dikenine de katlanmalıdır. Zaten
dünyada ni’metler ve sıkıntılar beraber bulunur. Kocanın evde, çocuklarına,
yakınlarına karşı otoritesini sarsacak, onu küçük düşürecek söz ve
hareketlerde sakın bulunma!
7- Kocanın sırlarını hiç kimseye söyleme. Eğer sırlarını etrafa yayacak
olursan, sana darılır. Vefasızlık etmeyeceğinden bile emin olmaz. Sevgide
azalma olur.
8- Eşine hürmette, isteklerini yerine getirmede kusur etmemelisin.
Sözlerinin aksini söyleyerek, ona karşı gelmemelisin. Eğer karşı gelir,
isyan edersen, kızıp öfkelenmesine, hatta düşmanca hareket etmesine sebep
olursun. Eşinin, üzüntülü ve kederli zamanlarında sen de öyle görün! Onun
üzüntüsünü onunla paylaş. O neşeli ise sen de neşeli görünmeye çalış.
9- Kocana ne kadar hürmet ve tazimde bulunursan, kendini ona o kadar çok
sevdirirsin. Rızasına ne derece uygun hareket edersen, o nispette sevgisini
kazanırsın.
10- Kocandan, almakta zorlanacağı, gücünün yetmeyeceği şeyleri isteme! Bu
hem senin, hem de onun helakına sebep olur. Nitekim sevgili Peygamberimiz
buyuruyor ki:
“Bir zaman gelir ki, adamın helakı, hanımının, ana- babasının ve çocuğunun
elinden olur. Onu fakirlikle ayıplarlar, gücünün yetmediği tekliflerde,
isteklerde bulunurlar. Böylece o kimse, bu istekleri temin için dininin
gideceği yollara sapar ve helak olur.”
11- Kadının güzel huylusu, saliha olanı, eşine Cennet nimetidir. Kötüsü,
şerlisi de Cehennem azabından sayılır. Sen kocana Cennet ni’meti ol! Azab
çektirme!
Bunları yapabilmen ancak, onun isteklerini kendi isteklerine, onun rızasını
kendi arzularına tercih etmenle mümkün olabilir. Hep kendi istek ve
arzularını ön plana çıkartırsan, bu nasihatları tutabilmen mümkün olmaz.”
Devletlerde, milletlerde, iş yerlerinde, ailelerde huzurun sağlanabilmesi
için, son sözü bir kişinin söylemesi lazımdır. Her kafadan bir ses çıkarsı
huzur olmaz.
Allahü teala, alide son sözü söylemeği erkeğe vermiştir. Cenab-ı Hak,
Kur’an-ı kerimde, erkekleri kadınlar üzerine hakim kıldığını bildirmiştir.
Nisa Suresinin 34.ayetinde, “Erkekler kadınlar üzerine
hakimdirler.”buyurulmuştur. Bunun için kadın, düşüncesini söylemeli fakat
son sözü kocasına bırakmalıdır. Erkek yanlış bile yapsa, dine uygun
yapıldığı için, Allahü tela o işin neticesini hayra çevirir. Evde senin
dediğin, benim dediğim olacak kavgası olursa o evde huzur olmaz.
Nasıl ki, bir erkek işyerinde, potronunu memnun etmek için çalışıyorsa; bu
iş yerinde kalabilmesi için, potronun memnun olmasının şart olduğunu, iş
huzurunun buna bağlı olduğunu biliyorsa; kadın da, kendi rahatı huzuru için
bütün gücü ile kocasını memnun etmek için çalışması lazımdır. Kocasının,
memnun olması rahat olması, kadının da rahat, huzurlu olması demektir.
Bu, kadın tarafından kabullenip tatbik edilmedikçe ailede huzur olmaz.