d.feneri
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 31 Tem 2008
- Mesajlar
- 166
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 45

Şaban ayının on beşinci gecesi kılınacak olan namaz ; yüz rekattır. Bu namazın her rekatında, Fatihadan sonra on kere ihlas süresi okunur. Yüz rekat kılan kişi bin defa ihlas süresini okumuş olur.
Bu namaza hayır namazı da denmiştir. Geçmiş büyükler bu namazı toplu halde cemaatle de kılmışlardır. Bu namazın çok fazileti olduğu gibi, hesaplanama-yacak kadarda çok sevabı vardır.
Hasan-ı Basri Rahmetullahı Aleyh'den gelen rivayete göre:
"Otuz sahabeden dinledim, bu namaz için şöyle dediler: "Her kim bu namazı, berat gecesi kılar ise. ALLAH-u Teala'nın yetmiş rahmet nazarı ona ulaşır. Her nazarda, kendisinin yetmiş ihtiyacı yerine gelir. Bunların en küçüğü, ALLAH-u Teala'nın mağfiretidir.
Berat Gecesi Namazı -II
Berat gecesi kılınan namazlardan biride iki rekat olarak kılınır.
Birinci rekatta Fatiha okunduktan sonra kısa bir sure okunarak rükuya gidilir. Rükudan doğrulur ve secdeye gidilir. Secdede uzun sure kalınır, bu konuda belli bir tahdit yoktur, ne kadar dayanabilirsen.
İkinci rekatta da aynı şekilde Fatihadan sonra kısa bir sure okunur. İlk rekatta olduğu gibi secdeye gidildiğinde yine uzun sure secdede kalınır. Gücünüzün yettiği kadar. Secdeden kalkılır tahiyatta okunacaklar okunur ve selam verilir. Selam ile birlikte eller dua için alemlerin Rabbine kalkar...
Bu namaz hakkında Hz. Aişe RadıyALLAHu An-hum'a validemiz, Resulullah SallALLAHu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu nakletmiştir.
-"Ya Aişe, bu gecenin nasıl bir gece olduğunu bilir misin? Bende
-"En iyisini, ALLAH ve Resulü bilir." Dedim. Şöyle buyurdu:
-"Bu gece şaban ayının yarısıdır. Dünya işleri ve kulların işleri bu gece Yüce Hakka arz edilir. Bu gece cehennemden azat edilenlerin sayısı; kelb kabilesinin koyunları sayısı kadardır. Bu gece bana izin verir misin"?
-"Olur" dedim. Kalkıp namaza durdu. Ayakta durması hafif oldu. Fatiha suresini okudu; sonra da küçük bir sure okudu. Gecenin yarısına kadar secdede kaldı. Daha sonra ikinci rekata kaktı. Ayakta iken, birinci rekatta okuduğu kadar bir şey okudu. Sonra yine secdeye vardı. Bu secdede dahi, tan yeri ağarıncaya kadar kaldı. Secdede o kadar kaldı ki, bunun için Yüce ALLAH ruhunu aldı sandım. Bana gelmesi uzayınca, kendisine yaklaştım. Hatta ayaklarına elimi sürdüm. Hareket ettiğini görünce rahatladım. Secdesinde şöyle dediğini işittim:
"Azabından affına sığınırım. Dargınlığından rızana sığınırım. Senden sana sığınırım. Şanın yücedir. Sen kendi zatını övdüğün gibi, seni övemem..."
Sonra kendisine sordum: "Ya resulullah, bu gece secdende bir şeyler okuduğunu duydum. Bunları daha önce okuduğunu hiç duymamıştım. Böyle demem üzerine, bana sordu: "Sen onları öğrenebildin mi"? Bu sorusuna karşılık: "Evet" deyince, şöyle buyurdu:
"Onları hem sen öğren, hem de başkalarına öğret."

Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselam bu gece Rabbine şöyle dua etmiştir:
"ALLAHım, azabından affına, gazabından rızana sığınırım, Senden yine Sana iltica ederim. Sana gereği gibi hamd etmekten âcizim. Sen Kendini sena ettiğin gibi yücesin."11
Berat Duası
Bazı mâna büyüklerinin de şöyle bir duası vardır:
"ALLAHım, şayet ismimi saîdler defterine yazdıysan, orada sabit kıl. Şayet ismimi şakiler defterine yazdıysan oradan sil. Çünkü Sen buyurdun ki, 'ALLAH dilediğini
siler yok eder, dilediğini de sabit bırakır, Levh-i Mahfuz Onun katındadır."12
Bu idrak ve şuur içinde ihya edeceğimiz Berat Gecesinin hepimiz için hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Haktan niyaz edelim.

Tefsirlerde bu gece ile ilgili olarak şu şekilde izahlar yer almaktadır: Vergi ödendiği zaman nasıl ki vergi borçlusuna borcundan kurtulduğunu gösteren bir belge veriliyorsa, ALLAH Azze ve Celle de Berat Gecesinde mü’min kullarına berat yazar. Zaten bu gecenin dört adı vardır: “Mübarek Gece”, “Berae Gecesi”, “Sakk Gecesi. Belge ve senet. (ALLAH Teala bu gece mü’min kullarına beraet yazar)”, “Rahmet Gecesi.”
“Berat, beraet” kelimesi “el-berâe” kelimesinin Türkçedeki kullanılış şeklidir. Beri olmak, aklanmak, temiz ve suçsuz çıkmak demektir.
“Berâet” iki şey arasında ilişki olmaması, kişinin bir yükümlülükten kurtulması veya yükümlülüğünün bulunmaması anlamına gelmektedir. Mü’minlerin bu gece günah yüklerinden kurtulup İlâhî bağışa ermeleri umulduğu için de Beraat Gecesi denmiştir.
Bir kısım âlimlerin, kıblenin Kudüs’teki Mescid-i Aksâ’dan Mekke’deki Kabe istikametine çevrilmesinin Hicretin ikinci yılında Beraat Gecesinde gerçekleştiğini kabul etmeleri de geceye ayrı bir önem kazandırmaktadır.
Şöyle denilmiştir: Yeryüzündeki Müslümanların iki bayram günü olduğu gibi, göklerdeki meleklerin de iki bayram gecesi vardır. Meleklerin iki bayram gecesinden biri, Şâban ayının on beşinci gecesi olan Beraat gecesi; diğeri ise Kadir gecesidir.
Müslümanların iki bayram günü ise; Ramazan ve kurban bayramı günleridir. Bu sebeple Şâban ayının on beşinci gecesi olan Beraat gecesi meleklerin bayram gecesi olarak isimlendirilmiştir.
Beraat gecesine ‘Kefaret gecesi’ de denilir. Bir hadis-i şerifte, “Kim bayram gecesini ve Şâban ayının on beşinci (Berat) gecesini ibadetle ihya ederse, kalplerin öldüğü günde o kişinin kalbi ölmez” (İbn Mâce) buyrulmuştur.
Bu gecenin bir adı da “şefaat gecesi”dir. Bunun delili şu hadis-i şeriftir:
“Resûlullah (s.a.v) Şaban ayının on üçüncü gecesi ümmetine şefaat etmek için dua edip yalvardı; kendisine, ümmetinin üçte birine şefaat etme izni verildi. On dördüncü gecesi yine dua edip yalvardı; bu sefer üçte ikisine şefaat etme yetkisi verildi. On beşinci gecesi bir daha yalvardı, bu sefer de, kaçak develer gibi ALLAH’tan kaçanlar dışında bütün ümmetine şefaat etme izni verildi.” (Ebû Davud)
Bu gecenin diğer bir ismi de “mağfiret gecesi”dir. Şu hadis-i şerif buna işaret eder:
“ALLAH Teala (c.c) Şaban’ın on beşinci gecesi kullarına nazar eder ve yeryüzünde bulunanlardan şirk koşanlarla haset edenler hariç, bütün müminleri mağfiret eder.” (İbn Mâce)