Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Bence Okunmaya Değer Allahin Sevgili Kkulu (1 Kullanıcı)

safiye

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Eki 2006
Mesajlar
1,584
Tepki puanı
0
Puanları
0
Allah’ın sevgili kullarından biri bir rüya görür; rüyasında kendisine şöyle denir: “Sabah olunca, karşına ilk çıkanı ye, ikinci çıkanı sakla, üçüncü çıkanın dileğini kabul et, dördüncü geleni üzme, beşinciden de kaç!” Sabah oldu; dışarı çıktı. Yola koyulup gitti. Karşısına bir dağ çıktı. Bu koca dağı görünce şaşırdı. Kendi kendine şöyle dedi: Rabbim bana bunu yememi emretti. Sonra şöyle dedi: Rabbim bana gücümün yetmeyeceği bir şeyi emretmez. Onu yemeye karar verdi. Dağa doğru yürüdü. Yaklaştıkça dağ küçüldü. Tam yaklaştığı zaman koca dağ bir lokmaya dönüşmüştü. Onu tutup yedi, baldan tatlı buldu. Allah’a hamdetti, yürüyüp gitti. Karşısına altından bir leğen çıktı. Şöyle dedi: Rabbim, bunu da saklamamı emretti. Bir çukur kazdı, onu gömdü. Yürüdü, az gittikten sonra dönüp baktı. Leğen toprak yüzüne çıkmıştı. Geri döndü, tekrar gömdü. Biraz gitti; baktı ki, yine çıkmış bir daha gömdü, yine toprak üstüne çıktı. Kendi kendine, “Ben emredileni yaptım.” diyerek bırakıp gitti. Karşısına bir kuş çıktı. Peşinden bir şahin onu kovalıyordu. Kuş ona şöyle dedi: “Ey Allah’ın sevgili kulu, beni sakla. Bana yardım et.” Onu aldı. Koynuna sakladı. Peşinden şahin geldi; şöyle dedi: “Ey Allah’ın sevgili kulu, ben açım. Sabahtan beri de bu kuşun peşindeyim. Onu yakalamak istiyorum. Kısmetime engel olma. Kendi kendine şöyle dedi: “Üçüncünün dileğini yapmam emri verildi, yaptım. Dördüncüyü üzmemem emredildi. Şimdi ne yapacağım? Bu işe şaştı. Sonra bıçak aldı; kendi uyluğundan bir parça et kesti, şahine attı; o da kapıp kaçtı. Daha sonra kuşu saldı. Bundan sonra, yürüyüp gitti. Kokmuş bir leş gördü. Onu da bırakıp kaçtı. Akşam olunca şu duayı yaptı: “Ya Rabbi, emrini yerine getirdim. Bu işlerin manası ne ise bana bildir.” Daha sonra, rüyasında şöyle anlatıldı: “Birinci görüp yediğin öfkedir. Önce koca bir dağ gibi görülür; sabırla öfke yutulursa, baldan tatlı olur. İkincisi iyi amelindir. Ne kadar saklarsan sakla; yine meydana çıkar. Üçüncüsü, sana bırakılan bir emanettir, ona hıyanet etme. Dördüncüsü şudur: Bir insanın sana bir dileği ulaşırsa, onu yerine getir; isterse sana lâzım olan bir şey olsun. Beşincisi gıybettir. İnsanların gıybetini edenlerden kaç. Şüphesiz her şeyi bilen Allah’tır.”
 

-Ammar Bin Yasir-

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eyl 2007
Mesajlar
4,864
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
37
selamun aleyküm ellerinize saglık çok anlamlı gerçekten ....
selametle...
 

fuzgunm

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
17 Kas 2007
Mesajlar
94
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
s.a. emeginize saglik güzel bir paylasim. gercekte okumaya deger, Allah sizden razi olsun :H
 

imported_ebru_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Eki 2007
Mesajlar
65
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
49
çok güzeldi. Emeğinize sağlık. Allah razı olsun. Teşekkürler. Selametle
 

safiye

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Eki 2006
Mesajlar
1,584
Tepki puanı
0
Puanları
0
Rabbim Cümlemizden Razi Olsun Kardeşlerim Inşallah Hepimiz Rabbimin Sevgili Kullari Arasinda Yer Aliriz
 

safiye

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Eki 2006
Mesajlar
1,584
Tepki puanı
0
Puanları
0
ALLAH'IN SEVGİLİ KULU OLMAK

Celâleddin-i Harezmşah, savaşmak konusunda demiş ki: "Biz zaferle emrolunmadık, seferle emrolunduk!" demiş. Çok güzel söz, hoşuma gitti. Zafer olur veya olmaz. Bizim vazifemiz sefer etmek, çalışmak; zaferi verirse verir Allah, vermezse vermez. Biz zaferle değil, seferle emrolunduk.

* * *

(Hayrül-mecâlis) "Oturuş tarzlarının en hayırlısı, (mestukbile bihil-kıbleh) kıbleye dönük oturulduğu zamandır."

Cemaat o sevabı kazansın diye, hocalar kendisini fedâ eder, kıbleye sırtını döner, cemaat kıbleye dönük otursun diye... Ben de onun için bunu bu tarafa çektim, siz kıbleye dönük oturun, sevabınız çok olsun diye... Allah sevabınızı çok etsin... İki cihanda aziz olun...

* * *

Hocamız Cennetmekân (Rh.A), buyururdu ki:

"--Dünyada her şey boştur."

Hakîkaten boştur. Dolu gibi görünen şeyler de boştur, gönül bağladığımız şeyler de boştur. Bir zaman geliyor, insan boşluğunu anlıyor. Ahirete bırakıp gidiyor hepsini... Peşinde koştuğu mallar mülkler başkalarına kalıyor, miras olarak başkasının malı oluyor. Helâl helâl yiyorlar onlar...

Mirasçılar malı yiyor, mirası bırakan hesabını vermek durumunda kalıyor ahirette... Mirasçı helâl olarak malı yiyor; mûris, mirası bırakan kişi ahirette hesabını vermek durumunda iken... İbret alınacak bir şeydir.

Sonra, içinizde mühendisler var, bilirler. Rakam ne kadar büyük olursa olsun, sonsuzun yanında sıfırdır, kıymetsizdir. Bir rakamın sonsuza bölümü sıfır olur. Dünya hayatı milyon yıl bile olsa, ahiret hayatı madem ki sonsuzdur; o halde dünya hayatı sıfırdır.

Dünya hayatının kıymeti olmadığını matematik bangır bangır söylüyor. Onun için mühim olan ahireti kazanmaktır. Ahireti kazanmanın bir tek yolu var; o da Allah'ın rızasını kazanmaktır, Allah'ın sevdiği kul olmaktır.

Onun için, Hocamız bir konuşmasında:

"--Her şey boştur, iş Allah'ın sevdiği kul olmakta..." dedi.

Doğru değil mi?.. Yüzdeyüz doğru olan budur. Dünyada asıl peşinde koşulacak iş, asıl zahmet çekilecek, asıl elde edilmek için uğraşılacak amaç, gaye, Allah'ın sevdiği bir kul olmaktır. Çünkü Allah'ın sevgili kulu olan insan, sonsuzu kazanıyor. Ebedî hayatta, ebedî, sonsuz nimetleri kazanıyor. İkram olarak, nimetlerin hepsinin toplandığı cennete dahil olunuyor.

Onun için bizim mühendislikle uğraşmamız boştur, politika ile uğraşmamız boştur, sanatla uğraşmamız, ticaretle uğraşmamız boştur... Asıl iş, Allah'ın rızasını kazanmak için koşmaktır. Asıl vazifemiz de budur.

Zâten ayet-i kerime de net olarak, sarih olarak bunu bildiriyor; bismillâhir-rahmânir-rahîm:

(Vemâ halaktül-cinne vel-inse illâ liya'budûn.) "Ben Azîmüşşan Allah-u Teâlâ, insanları ve cinleri sadece bana iyi bir kulluk yapsınlar diye yarattım; başka bir şey için değil..."

(Vemâ halaktü) Ben yaratmadım... (elcinne) Cin, göze görünmeyen mahlûk demek... Çünkü cenne, bir şeyi örtüp, katlayıp göstermemek demek... Cin de; üstü örtülü, kapalı olup da insan gözüne görünmeyen mahlûklara derler.

Dünyada biz insanlardan başka, bir de görünmeyen mahlûklar vardır. Fizik, kimya vs. müsbet ilimlerin hepsi de bunu söylüyor. Yâni, göz her şeyi göremiyor. Gözün gördüğü ışınların frekansları belli... Ordan ötesini görmüyor, burdan ötesini görmüyor; iki hudut arasındakini görüyor, öbür tarafı göremiyor.

İnfrarujla çalışan bir dürbünle bakarsan, karanlık bir yeri görüyorsun. Onu gözünden indirdiğin zaman, orasını göremiyorsun.

Görünmeyen mahlûklar var, onları da yaratmış Allah; insanlar var... Biz de, insanlar olarak kâinatın en mükemmel yaratığıyız biz!.. Eşref-i mahlûkàtız. Biz insanlar, kâinattaki bütün yaratıkların en şereflisiyiz. Birtakım çok büyük meziyetlerle donatılmışız. Adetâ her birimiz bir âlemiz.

Hakîkaten elimize teknik cihazları alsak, ruhumuzu, bedenimizi, hücrelerimizi ve sâiremizi incelesek... Hücrelerimizi saymaya kalksak, sayamayız. Molekülleri saymaya kalksak, atomları saymaya kalksak, aklımız durur, rakamlar yetmez.

Atomlara baksak; her birisi çekirdek, proton, nötron... vs. Yâni biz çok muazzam bir kümeyiz, hakîkaten âlemiz her birimiz.

Eskiler bunu sezinlemişler, irfan nuruyla anlamışlar bunu... Hazret-i Ali Efendimiz söyledi derler:

"--Sen cirim olarak, hacim olarak kendini küçük bir varlık sanıyorsun ama, senin içine alem-i ekber sığıştırılmıştır! İçine en büyük alem dercetilmiştir."

Nasıl dercetilmiştir?.. Atomun içine enerji dercedildiği gibi... Küçücük bir atom, patladığı zaman ortalığı mahvediyor, atom bombası diyoruz. O kadar enerji küçücük bir şeyin içine nasıl sıkıştırılmışsa, yerleştirilmişse; insanoğlu da bir büyük alem...

Görünmeyen varlıkları ve bizleri Allah niçin yaratmış?.. "Cinleri ve insanları başka bir şey için yaratmadım, ancak bana ibadet etsinler diye yarattım!" diyor.

Şimdi biz ibadet mi ediyoruz Allah aşkına?.. Elimizi vicdanımıza koyalım, söyleyelim, kendi kendimize hesabımızı kendimiz verelim: Biz Allah'a ibadet mi ediyoruz?.. Sabahtan akşama yaptığımız işler ne, niçin, neye yarıyor, hangi gayeye yönelik?.. Hangi amaçla nerelere gidiyoruz?.. Sabah evden niye çıktık, öğleyin ne yaptık, ikindi ne yaptık, akşam ne yaptık, gece ne yapacağız, yarın neyi yapmayı planlıyoruz?..

İbadeti mi planlıyoruz?.. Oyalanıyoruz. Aklımızı, fikrimizi bir şeyler oyalıyor. Hep geciktiriyoruz bir şeyleri... İmtihana hazırlanması gereken çocuğun imtihana bir türlü hazırlanmaması gibi, asıl vazifesi kulluk olmasına rağmen biz insanlar, asıl kulluğu yapmıyoruz; futbol oynuyoruz, oyun oynuyoruz, geziyoruz, okuldan kaçıyoruz, sinemaya gidiyoruz, haylazlık ediyoruz... Ama, asıl vazifeyi yapmıyoruz. İşimiz bu...

Çok tabii olarak düşünelim! Ayetleri hadisleri bilmesek bile, bunları akıl bulabilir ve buluyor. Her akıl bulur. Çünkü, insanoğlundan Allah her akıl sahibini ibadetle mükellef tutuyor. Akıl sahibine, "İbadet edeceksin!" diyor. Deliye bir şey demiyor; "Sen delisin, sana bir şey gerekmez!" diyor.
 

gecekondu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2007
Mesajlar
1,726
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
38
Konum
Aşıklar Diyarı
selamun aleyküm Allah razı olsun emeğine sağlık ne kadar güzel bir yazıydı .. selam ve dua ile...

birinci görüp yediğin öfkedir. Önce koca bir dağ gibi görülür; sabırla öfke yutulursa, baldan tatlı olur.
 

safiye

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Eki 2006
Mesajlar
1,584
Tepki puanı
0
Puanları
0
selamun aleyküm Allah razı olsun emeğine sağlık ne kadar güzel bir yazıydı .. selam ve dua ile...

birinci görüp yediğin öfkedir. Önce koca bir dağ gibi görülür; sabırla öfke yutulursa, baldan tatlı olur.

İNŞALLAH KARDEŞİM RAZI OLUR HEPİMİZDEN
 

safiye

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Eki 2006
Mesajlar
1,584
Tepki puanı
0
Puanları
0
Selamün Aleyküm Hayirli Akşamlar
 

MEHBUL

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Ocak 2008
Mesajlar
67
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
çok güzel ve anlamlı allah razı olsun selametle.kal kardeşim
 

MEHBUL

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Ocak 2008
Mesajlar
67
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
kardeşin kardeşe gıyabında yaptığı dua daha makbuldur. sana senin gıyabında dua ediyorum.İNŞAALLAH RABBİM KABUL EDER. SELAMETLE....
 
G

gülderen özdemir

Allah’ın sevgili kullarından biri bir rüya görür; rüyasında kendisine şöyle denir: “Sabah olunca, karşına ilk çıkanı ye, ikinci çıkanı sakla, üçüncü çıkanın dileğini kabul et, dördüncü geleni üzme, beşinciden de kaç!” Sabah oldu; dışarı çıktı. Yola koyulup gitti. Karşısına bir dağ çıktı. Bu koca dağı görünce şaşırdı. Kendi kendine şöyle dedi: Rabbim bana bunu yememi emretti. Sonra şöyle dedi: Rabbim bana gücümün yetmeyeceği bir şeyi emretmez. Onu yemeye karar verdi. Dağa doğru yürüdü. Yaklaştıkça dağ küçüldü. Tam yaklaştığı zaman koca dağ bir lokmaya dönüşmüştü. Onu tutup yedi, baldan tatlı buldu. Allah’a hamdetti, yürüyüp gitti. Karşısına altından bir leğen çıktı. Şöyle dedi: Rabbim, bunu da saklamamı emretti. Bir çukur kazdı, onu gömdü. Yürüdü, az gittikten sonra dönüp baktı. Leğen toprak yüzüne çıkmıştı. Geri döndü, tekrar gömdü. Biraz gitti; baktı ki, yine çıkmış bir daha gömdü, yine toprak üstüne çıktı. Kendi kendine, “Ben emredileni yaptım.” diyerek bırakıp gitti. Karşısına bir kuş çıktı. Peşinden bir şahin onu kovalıyordu. Kuş ona şöyle dedi: “Ey Allah’ın sevgili kulu, beni sakla. Bana yardım et.” Onu aldı. Koynuna sakladı. Peşinden şahin geldi; şöyle dedi: “Ey Allah’ın sevgili kulu, ben açım. Sabahtan beri de bu kuşun peşindeyim. Onu yakalamak istiyorum. Kısmetime engel olma. Kendi kendine şöyle dedi: “Üçüncünün dileğini yapmam emri verildi, yaptım. Dördüncüyü üzmemem emredildi. Şimdi ne yapacağım? Bu işe şaştı. Sonra bıçak aldı; kendi uyluğundan bir parça et kesti, şahine attı; o da kapıp kaçtı. Daha sonra kuşu saldı. Bundan sonra, yürüyüp gitti. Kokmuş bir leş gördü. Onu da bırakıp kaçtı. Akşam olunca şu duayı yaptı: “Ya Rabbi, emrini yerine getirdim. Bu işlerin manası ne ise bana bildir.” Daha sonra, rüyasında şöyle anlatıldı: “Birinci görüp yediğin öfkedir. Önce koca bir dağ gibi görülür; sabırla öfke yutulursa, baldan tatlı olur. İkincisi iyi amelindir. Ne kadar saklarsan sakla; yine meydana çıkar. Üçüncüsü, sana bırakılan bir emanettir, ona hıyanet etme. Dördüncüsü şudur: Bir insanın sana bir dileği ulaşırsa, onu yerine getir; isterse sana lâzım olan bir şey olsun. Beşincisi gıybettir. İnsanların gıybetini edenlerden kaç. Şüphesiz her şeyi bilen Allah’tır.”

canım kardeşim selamün aleyküm ellerine emeğine yüreğine sağlık inşşallah bizlerde rabbimin en sevdiği kulları arasında yer alırız allah c.c. emanet ol sevgi ve dua ile kal canım
 

safiye

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Eki 2006
Mesajlar
1,584
Tepki puanı
0
Puanları
0
kardeşin kardeşe gıyabında yaptığı dua daha makbuldur. sana senin gıyabında dua ediyorum.İNŞAALLAH RABBİM KABUL EDER. SELAMETLE....

ALLAH RAZI OLSUN KARDEŞİM
BENDE SİZLERE EDİYORUM
YARADAN KABUL EDER İNŞALLAH
 

safiye

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Eki 2006
Mesajlar
1,584
Tepki puanı
0
Puanları
0
canım kardeşim selamün aleyküm ellerine emeğine yüreğine sağlık inşşallah bizlerde rabbimin en sevdiği kulları arasında yer alırız allah c.c. emanet ol sevgi ve dua ile kal canım

ALEYNA VE ALEYKÜMSELAM KARDEŞİM
İŞALLAH SEVİDĞİ KULLARI ARASINDA YER ALIRIZ
DUALARNIZDA YER ALMAK DUASI İLE
ALLAH A EMANETSİN BACIM
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt