tevbeYA-HAK
Kayıtlı Kullanıcı
Bekliyormusunuz...
Manen elinizden tutacak olan maddi vücudu giymiş mecnun iseniz leylanızı, leyla iseniz mecnunuzu...bekliyormusunuz...
Beklediğiniz var mı...
Mecnunun leylası olmayı, leylanın mecnunu olmayı özlediğiniz merakını duyduğunuz beklemekler sardı mı her yanınızı....
Her gün gıpta ile baktığınız iki kişinin ellerinden tutmuş yürümeye çalışan çocuğun boyun kokusunu içinizde hisseder gibi...Hayalinizi kurduğunuz yavrunuz...yavrularınız... acaba benim yavrum nasıl olacak dediğiniz...
Bekliyormusunuz...
Nereden çıkacak acaba...
Ummadığınız, elinizin yetişmediği yerden tam vakt-i münasibde ihtiyac-ı fıtrinize binaen kalbinize mukabilinizi...
Bekliyormusunuz...
Bir asker gibi gün sayıyormusunuz beklediğinize dair...
Rüyalarınızda gördüğünüzü, ama alem-i şehadette gör(e)mediğinizi...
bekliyormusunuz...
Dilinizden beklemeye dair mısralar mı dökülüyor... Yoksa beklemenin içinde bir kudsiyet mi arıyorsunuz...
Ne hasta bekler sabahı
Ne taze ölüyü mezar
Ne de şeytan bigünahı
Seni beklediğim kadar...
mısralarını söylemek istediğiniz o insanı...
Hala bekliyormusunuz...
Yoksa yine bir kaç mısra mı dökülüyor...
Pek çok giden memnun ki yerinden
Çok seneler geçti dönen yok seferinden mi diyorsunuz...
El sallayarak...
Güle güle diyerek...
Gidenleri bekliyormusunuz...
Ya da... Ya da daha gelmeyeni...
Besmelenin kudsiyetine nisbeten belki milyarda bir olan beklemenin kudsiyetini... sabr ile... rahmana ve o merhametli rahime olan ümit ile... umud ile...sabr ile...
besmele ile bekliyor musunuz...
beklemekteki en kuvvetli arkadaşımız olan sabrı, onun kuvvetini sağa sola değil...şu ana sarfedip bekliyormusunuz...Yoksa...yoksa ahu eninler edip neden hala gelmedi, olmadı, diyerek şekvaya mı başlıyoru...
Ey leyli...Ey mecnun...
İsterse kısalsın
İsterse uzasın yürüdüğün yolun
Besmeleyle bekliyorum...
alıntıdır...
Manen elinizden tutacak olan maddi vücudu giymiş mecnun iseniz leylanızı, leyla iseniz mecnunuzu...bekliyormusunuz...
Beklediğiniz var mı...
Mecnunun leylası olmayı, leylanın mecnunu olmayı özlediğiniz merakını duyduğunuz beklemekler sardı mı her yanınızı....
Her gün gıpta ile baktığınız iki kişinin ellerinden tutmuş yürümeye çalışan çocuğun boyun kokusunu içinizde hisseder gibi...Hayalinizi kurduğunuz yavrunuz...yavrularınız... acaba benim yavrum nasıl olacak dediğiniz...
Bekliyormusunuz...
Nereden çıkacak acaba...
Ummadığınız, elinizin yetişmediği yerden tam vakt-i münasibde ihtiyac-ı fıtrinize binaen kalbinize mukabilinizi...
Bekliyormusunuz...
Bir asker gibi gün sayıyormusunuz beklediğinize dair...
Rüyalarınızda gördüğünüzü, ama alem-i şehadette gör(e)mediğinizi...
bekliyormusunuz...
Dilinizden beklemeye dair mısralar mı dökülüyor... Yoksa beklemenin içinde bir kudsiyet mi arıyorsunuz...
Ne hasta bekler sabahı
Ne taze ölüyü mezar
Ne de şeytan bigünahı
Seni beklediğim kadar...
mısralarını söylemek istediğiniz o insanı...
Hala bekliyormusunuz...
Yoksa yine bir kaç mısra mı dökülüyor...
Pek çok giden memnun ki yerinden
Çok seneler geçti dönen yok seferinden mi diyorsunuz...
El sallayarak...
Güle güle diyerek...
Gidenleri bekliyormusunuz...
Ya da... Ya da daha gelmeyeni...
Besmelenin kudsiyetine nisbeten belki milyarda bir olan beklemenin kudsiyetini... sabr ile... rahmana ve o merhametli rahime olan ümit ile... umud ile...sabr ile...
besmele ile bekliyor musunuz...
beklemekteki en kuvvetli arkadaşımız olan sabrı, onun kuvvetini sağa sola değil...şu ana sarfedip bekliyormusunuz...Yoksa...yoksa ahu eninler edip neden hala gelmedi, olmadı, diyerek şekvaya mı başlıyoru...
Ey leyli...Ey mecnun...
İsterse kısalsın
İsterse uzasın yürüdüğün yolun
Besmeleyle bekliyorum...
alıntıdır...