Efendim, bekârlık meselesi tarih boyunca sohbetlere mevzû teşkil etmiş, kimileri bekârlığı bir vezirlik, kimileri de bir rezillik saymış, böylece lehte ve aleyhte söyleyip yazanlar olmuştur.
Bize göre ne bekârlık bir vezirlik, yahut rezillik; ne de evlilik bir sultanlık, yahut şâhlık.
Her ikisi de şahısla, şahsın düşünce yapısıyla alâkalı bir şey. Öyle kafalar, öyle düşünce sahipleri vardır ki, dünyanın imkânını yanına yığsanız huzur bulamaz, tatmin olamaz. Böyle biriyle yapılan evlilik ne sultanlıktır, ne de vezirlik.Tam mânasiyle bir rezilliktir.
Ama öyle kanaat ve fazilet sâhipleri de vardır ki, onlar bütün gayret ve takatlarıyla çalışıp çabalarlar; buna rağmen ellerine geçen mütevazi imkânlarıyla kurdukları vasatî hayatlarından zevk alır, huzur duyarlar. İşte böyleleriyle yapılan evlilik bir vezirlik mâhiyetini de taşır, sultanlık hüviyetini de iktisap eder.
Evlenmek, yahut bekâr kalmak meselesi, dışarıdan telkinle tahakkuk edecek bir mesele değildir. Bu, şahsın hissî yapısıyla alâkalı bir husustur.
Bunun içindir ki, fıkıh kitaplarında şu mealde hüküm verilmiştir
Kendini haramlardan koruyan kimse için evlenmek sâdece sünnettir. Koruyamayanlar için de evlenmek farzdır! Demek oluyor ki, şahıs kendini bilir, durumunu muhasebe eder. Kendisi için farz mı, yahut sâdece sünnet mi, vicdanı bir değerlendirme ile hükmünü verir.
Şüphesiz ki, evlenme kararı, mânevî değerlere sâhip olmanın yanında bâzı maddî şartları da hazırlamış olmayı gerektirmektedir. Bu şartların hiç olmazsa asgarîsini hazırlamadan gözü kara bir şekilde evlenme teşebbüsüne geçmek, biraz cesaretlice başlangıç olur.
Ne yazık ki, bâzan kız tarafı, yavrularını gönderecekleri evin maddi zorluklarını düşünmeden bir sürü gösterişli masraflar ihdas etmekte, böylece evlâtlarını borç harç içinde bıraktıkları bir yuvaya göndermekte, hayata daha ilk gününde borçlu olarak başlatmaktalar. Çevrenin gösteriş te’sirinden kurtulamayan bu ebeveynler keşke, daha gerçekçi düşünebilse, daha az bir masrafa râzı olup yavrularını huzur duyabilecekleri borçsuz bir hayata başlatsalar.
Ne var ki, çevrenin kötü örnekliği, bunu tatbiki zor bir fedakârlık gibi göstermektedir.YAZAR:AHMET ŞAHİN/KAYNAK:hanımlar.com
Bize göre ne bekârlık bir vezirlik, yahut rezillik; ne de evlilik bir sultanlık, yahut şâhlık.
Her ikisi de şahısla, şahsın düşünce yapısıyla alâkalı bir şey. Öyle kafalar, öyle düşünce sahipleri vardır ki, dünyanın imkânını yanına yığsanız huzur bulamaz, tatmin olamaz. Böyle biriyle yapılan evlilik ne sultanlıktır, ne de vezirlik.Tam mânasiyle bir rezilliktir.
Ama öyle kanaat ve fazilet sâhipleri de vardır ki, onlar bütün gayret ve takatlarıyla çalışıp çabalarlar; buna rağmen ellerine geçen mütevazi imkânlarıyla kurdukları vasatî hayatlarından zevk alır, huzur duyarlar. İşte böyleleriyle yapılan evlilik bir vezirlik mâhiyetini de taşır, sultanlık hüviyetini de iktisap eder.
Evlenmek, yahut bekâr kalmak meselesi, dışarıdan telkinle tahakkuk edecek bir mesele değildir. Bu, şahsın hissî yapısıyla alâkalı bir husustur.
Bunun içindir ki, fıkıh kitaplarında şu mealde hüküm verilmiştir
Kendini haramlardan koruyan kimse için evlenmek sâdece sünnettir. Koruyamayanlar için de evlenmek farzdır! Demek oluyor ki, şahıs kendini bilir, durumunu muhasebe eder. Kendisi için farz mı, yahut sâdece sünnet mi, vicdanı bir değerlendirme ile hükmünü verir.
Şüphesiz ki, evlenme kararı, mânevî değerlere sâhip olmanın yanında bâzı maddî şartları da hazırlamış olmayı gerektirmektedir. Bu şartların hiç olmazsa asgarîsini hazırlamadan gözü kara bir şekilde evlenme teşebbüsüne geçmek, biraz cesaretlice başlangıç olur.
Ne yazık ki, bâzan kız tarafı, yavrularını gönderecekleri evin maddi zorluklarını düşünmeden bir sürü gösterişli masraflar ihdas etmekte, böylece evlâtlarını borç harç içinde bıraktıkları bir yuvaya göndermekte, hayata daha ilk gününde borçlu olarak başlatmaktalar. Çevrenin gösteriş te’sirinden kurtulamayan bu ebeveynler keşke, daha gerçekçi düşünebilse, daha az bir masrafa râzı olup yavrularını huzur duyabilecekleri borçsuz bir hayata başlatsalar.
Ne var ki, çevrenin kötü örnekliği, bunu tatbiki zor bir fedakârlık gibi göstermektedir.YAZAR:AHMET ŞAHİN/KAYNAK:hanımlar.com