Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ (1 Kullanıcı)

elzem

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
1 Eki 2006
Mesajlar
1,656
Tepki puanı
1
Puanları
0
RE: BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ

paylaşım için tşkr
 

seher vakit

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Kas 2006
Mesajlar
1,103
Tepki puanı
0
Puanları
0
Konum
berlin
RE: BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ

ALLAH RAZI OLSUN

KADINLARIN SAADET-I UHREVIYESI GIBI
SAADET-I DÜNYEVILERIDE VE FITRATLARINDAKI ULVI SECIYELERI DE
BOZULMAKTAN KURTULMANIN CARE-I YEGANESI DAIRE-I ISLAMIYEDEKI TERBIYE-I
DINIYEDEN BASKA YOKTUR

MÜELLIFI BEDIÜZZAMAN SAID NURSIB)B)B)B)B)
 

takan

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Eki 2006
Mesajlar
1,377
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ

seher vakit yazdı:
ALLAH RAZI OLSUN

KADINLARIN SAADET-I UHREVIYESI GIBI
SAADET-I DÜNYEVILERIDE VE FITRATLARINDAKI ULVI SECIYELERI DE
BOZULMAKTAN KURTULMANIN CARE-I YEGANESI DAIRE-I ISLAMIYEDEKI TERBIYE-I
DINIYEDEN BASKA YOKTUR

MÜELLIFI BEDIÜZZAMAN SAID NURSIB)B)B)B)B)

ALLAH RAZI OLSUN KARDEŞİM.A.E.O
 

takan

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Eki 2006
Mesajlar
1,377
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ

 

takan

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Eki 2006
Mesajlar
1,377
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ

Bediüzzaman Said Nursi,1873 te Bitlis in Hizan ilçesine bağlı İsparit nahiyesinin Nurs köyünde doğdu. Babasının adı Mirza,annesinin Nuriyedir.Ağabeyi Molla Abdullah'ın ilim tahsil etmesinin kendisine kazandırdığı itibara imrenerek 9 yaşında Tağ köyünde Muhammet Emin Efendi'nin medresesinde(alttaki resim) öğrenime başladıysa da çok geçmeden Nurs'a döndü ve haftada bir gün gelen ağabeyinden temel bilgileri öğrenmekle tahsilini devam ettirdi. Öğreniminin en verimli safhası, 15 yaşındayken 1888'de Muhammet celalî'den ders aldığı üç aylık devredir. O zattan Molla Cami'den nihayete kadar, ortalama on yılda okutulan bütün metinleri üç ayda okuyup diploma aldı. Kitaplardan sadece anahtar bilgileri öğreniyordu.alet ilimlerini kapsayan bu Öğrenimin ardından,sıcaktan kavrulmuş toprağın suyu yutması gibi temel ilimlere yöneldi. Usûl'den Cem'ül-cevâmi, Kelâm'dan Şerhül-Mevâkıf gibi ağır metinlerden günde ortalama iki yüz sayfalık bir kısmı anlayarak okuyordu.Bu sıralarda Şirvandaki ağabeyinin yanına gittiğinde icâzet aldığını söyleyince o inanmamış, sıkı bir sınamadan sonra küçük kardeşinin kendisini geçtiğini görerek talebelerinden gizlice ondan ders almaya başlamıştı.
 

miyase

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eki 2006
Mesajlar
213
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ

UNUTMADIĞIMIZ BÜYÜK ÜSTADLARIMIZI HATIRLATTIĞIN VE PAYLAŞTIĞIN İÇİN RABBİM RAZI OLSUN,ONLARIN YÜZÜSUYU HÜRMETİNE BİZLERİ AFFETSİN,AMİN
 

takan

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Eki 2006
Mesajlar
1,377
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Risale-i Nur’un Büyük Cümleleri

RE: Risale-i Nur’un Büyük Cümleleri




RİSALE-İ NUR’A MUHATAP olan herkesin hafızasında, ondan alınan kısa ama özlü sözler mevcuttur. Risale-i Nur’u okuyup da zihnine hiçbir söz nakşetmeden duran birileri olduğunu sanmıyorum. Bu, Risale-i Nur’un kâinata ve fıtrata gereğince muhatap olan ve daima ‘hayatın içinden’ konuşan müellifinin güçlü tefekkürü ve samimî üslubu ile de kesinlikle ilgili bir vâkıadır.

Gelin görün ki, Risale-i Nur’dan hafızaya nakşolunan sözler ile Risale-i Nur’un özünün özü, temelinin temeli olan sözler arasında bir karşılaştırma yaptığımda, maalesef birebir eşleşmeler de göremiyorum. Zihinlere kazınan ve dillerde dolaşan sözler elbette haklı ve hakikatlı olmakla birlikte, bu sözlerin pek çoğu, hakikatın özü ve kökünden ziyade, dalı ve budağı mahiyetinde gözüküyor. Risale-i Nur’un, bütün bu hakikatlı sözlerin özünü ve kökünü teşkil eden büyük cümleleri ise, nedense, nazarlardan gizli kalıyor. Dahası, dillerde dolaşan o güzel sözlerin, bu büyük cümleler ile rabıtası hakkıyla kurulamıyor.

Meramımı biraz daha açayım. Meselâ, Risale-i Nur’un "Güzel gören güzel düşünür. Güzel düşünen hayatından lezzet alır" cümlesi dilden dile dolaşmakla birlikte, bu ‘güzel görme’nin temelini ve altyapısını oluşturan şu büyük cümle nazarlardan gizli kalıyor: "Madem hayat esma-i hüsnanın nukuşunu gösterir. Hayatın başına gelen herşey hasendir." Bu sözün de daha gerisinde ise, özün özü, temelin temeli olan şu cümle, belki üzerinde hiç çalışılmamış olarak, keşfedilmeyi bekliyor: "Hakikî hakâik-ı eşya, esmâ-i ilahiyedir."

Velhasıl, Risale-i Nur’un insanı cennet-misal bir iklime sürükleyen imanî tahlillerinden ve sözlerinden hepimiz kabiliyetimiz nisbetinde istifade ediyoruz; ama bu tahlillerin temeline inme, hakikat çekirdeklerini yakalama, yediğimiz meyvelerin hangi gövdeden, hangi kökten ve hangi çekirdekten geldiğini keşfetme noktasında yeterince dikkatli değiliz.

Bunu, biraz da işim icabı, İslâm düşünce tarihinin ve de genel olarak düşünce tarihinin temel meselelerine dair kitapları okurken; ve buralarda ele alınan konuları Risale-i Nur’la karşılaştırırken daha bir rahatlıkla görüyorum. Meselâ Haşir Risalesi’ndeki bir söz, genel olarak düşünce tarihinin, hususan İslâm düşünce tarihinin çok problemli bir konusunu, haşrin isbatı konusunu bir cümleye sığdırıyor: "Madem dünya var, elbette ahiret var." Bu cümle, derinliğini henüz kavrayamadığımız, henüz hakkıyla dile getiremediğimiz muazzam bir muhakemeyi dile getiriyor. Yine böyle büyük bir cümle daha: "Zerre kimin ise, gezdiği bütün yerler O’nundur." Dili biraz ağır, ama hayli letafetli olan ve de rasyonalizmin en kısa, net ve dengeli bir reddiyesi: "Ger fikret-i beyzada süveyda-i kalb olmazsa halita-i dimağî ilim ve marifet olmaz. Kalbsiz akıl olamaz."

Risale-i Nur’da, her biri meyveli bir ağaca dönüşen böylesi birçok hakikat çekirdeği; çok hakikatın özü, temeli ve özeti olan birçok büyük cümle mevcut. Fakat, bu cümlelerin ne hangi ağaçtan beslendiğini hakkıyla ortaya koyabilmiş durumdayız; ne de hangi ağaçların bu çekirdeklerden çıktığını. O yüzden, Risale-i Nur’dan gene de istifade ediliyor, ama yeterince istifade edilmiyor. İki açıdan yeterince istifade edilmiyor: (1) Onu zaten okuyor olanlar yeterince istifade edemiyor. (2) Onun böylesi temel konularda nasıl net, öz ve özlü hükümler sergilediğini göremeyenlerin istifadesi olmuyor.

Sözün kısası, Risale-i Nur gerçekte bir uçak ya da füze mesabesinde iken, onu bir araba yerine kullandığımız kanaatindeyim. Evet, araba da bir taşıma aracıdır; o yüzden, böyle bir kullanımla da bir yerlere gidilir. Ama, bir uçağı araba niyetine kullanmak, ciddi bir zaman ve emek israfıdır; ve Risale uçağını bekleyen birçok uyanık dimağı, başkalarının dolmuşuna binmeye zorlamaktadır.
 

takan

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Eki 2006
Mesajlar
1,377
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ

miyase yazdı:
UNUTMADIĞIMIZ BÜYÜK ÜSTADLARIMIZI HATIRLATTIĞIN VE PAYLAŞTIĞIN İÇİN RABBİM RAZI OLSUN,ONLARIN YÜZÜSUYU HÜRMETİNE BİZLERİ AFFETSİN,AMİN

ALLAH SİZDEN RAZI OLSUN SELAM VE DUA İLE
 

hayri07

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Şub 2009
Mesajlar
1,455
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
51
çok güzeller kardeşim emeğine sağlık selametle kalın.
 

muhacirtastan

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Nis 2009
Mesajlar
1
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
65
Yüce Mevlam gelip geçmiş bütün Hakkı sevip fiilen yaşayanlardan ve üstad Bediüzzamandan ebediyen razı olsun...Amin........
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt