BAYDEMİR ŞIMARDIKÇA ŞIMARDI: TÜRKİYE PARÇALARA AYRILSIN!
BAYDEMİR ŞIMARDIKÇA ŞIMARDI: TÜRKİYE PARÇALARA AYRILSIN!
PKK'ya yakınlığıyla bilinen BDP'den Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı olan Osman Baydemir, Tunceli’de Munzur Kültür ve Doğa Festivali kapsamında düzenlenen “Kürt Sorununda Muhataplık Konusu ve Demokratik Özerklik” panelindeki konuşmasında Türkiye'nin özerk bölgelere parçalanması isteğini küstahça dile getirme cesaretini gösterdi.
BDP’li belediye başkanlarının geçen ay Diyarbakır’da yaptıkları toplantının ardından şımarıkça gündeme getirdikleri “demokratik özerklik ilanı” konusuna değinen Baydemir, bu projenin Kürtlerin iradesi, birlik ve beraberlik projesi olduğunu iddia etti. Baydemir, “AKP milli birlik ve beraberlik açılımı diyor. Bir tane milli birlik ve beraberlik projesi de bizden. Dolayısıyla demokratik özerklik, evet birlik ve beraberlik projesidir” diyerek, bölücülükte AKP ile yarıştıklarını ortaya koydu.
Baydemir, savundukları demokratik özerkliğin Avrupa’daki Yerel Yönetimler programı ile karıştırılmaması gerektiğini belirterek, kendilerinin ortaya koyduğu projenin daha ileri, daha demokratik, daha katılımcı bir süreci ifade ettiğini belirterek, kendi bölücü projelerinin, Avrupa'nın planlarından da öte olduğunu itiraf etmiş oldu.
Baydemir'in ileri sürdüğü Türkiye'yi parçalara ayırma plânı kısaca şöyle:
“Demokratik Türkiye, bütün etnik kimliklerin, emekçilerin, inançların hiç bir tanesinin kendisini dışarıda görmediği, baskılanmadığı, kendini özgürce ifade ettiği ve aynı zamanda gelir dağılımında da adaletin sağlandığı demokratik müreffeh bir Türkiye yaratma projesidir.
Peki demokratik müreffeh bir Türkiye nasıl olacak? Özerk Doğu Karadeniz olacak, Özerk Orta Karadeniz olacak, aynı zamanda Özerk Kürdistan olacak. Biri çıkıp sen yanlış anlamışsın diyebilir ama ben böyle anladım. Ben böyle yorumluyorum. Demokratik özerklik projesinde TBMM var, olmaya da kesinlikle devam edecek. Asla buna bir itiraz yok. TBMM devam edecek. İstiklâl Marşı Türkiye’de okunmaya devam edecek. Buna hiçbir itiraz yok. Türk bayrağı Türkiye’de dalgalanmaya devam edecek buna da hiçbir itirazımız yok. Ama bununla birlikte her bölgede, bölgesel parlamento olacaktır.
Bu bölgesel parlamentolardan bir tanesi de Kürdistan Bölgesel Parlamentosu olacak. Türk bayrağının yanında, Türkiye bayrağının yanında benim dedelerimin hepinizin dedelerinin de katkısı ile ödemiş olduğu bedelle elde edilen ve şu an asılan bayrağın yanında elbette ki Kürt halkının da yerel renkleri bayrağı da gökyüzünde olacaktır. Belediye binamızın önünde ay yıldızlı Türk bayrağımızla, sarı kırmızı yeşil bayrağımız dalgalansa ne olur.”
Baydemir konuşmasında, "Belediye binamızın önünde ay yıldızlı Türk bayrağımızla sarı-kırmızı-yeşil bayrağımız dalgalansa ne olur?" dedi...
Baydemir, daha sonra gazetecilere yaptığı açıklamada, Seyit Rıza'nın heykelinden korkmamak gerektiğini belirterek, bu heykelin barışın, demokratik bir yaşamın sembolü olarak tanıtılması gerektiğini ileri sürdü.
Söz konusu heykelin, tarihle yüzleşmenin, el birliğiyle özgür ve demokratik geleceği oluşturmanın sembolü olacağını öne süren Baydemir, “Ben heykelin artık kaldırılacağını düşünmüyorum. Bence başarıldı. Kritik bir eşik kanımca aşıldı” iddiasında bulundu.
Heykelin dikilmesi konusunda emeği geçen herkese teşekkür eden Baydemir, “Bir kez daha söylüyorum. Bu yakın geçmişimizle yüzleşmek ve hakikaten Türkiye'deki bütün kimliklerin, kültürlerin ve inançların özgür geleceklerini yaratmanın sembolüdür. Eğer biz geçmişimizle yüzleşmezsek emin olun ki, özgür bir gelecek, aydınlık bir gelecek, refah içerisinde bir gelecek yaratma şansına da sahip olmayacağız” diyerek niyetini ortaya koydu.
HAKKARİ'DE KURTARILMIŞ BÖLGE
Bu arada, Hakkari'nin Yüksekova İlçesi’nde, bir grup PKK'lının, Esentepe Mahallesi'ni, “özerk alan” adı altında “Kurtarılmış Bölge” ilan ettikleri duyuruldu. İddiaya göre bölgede nöbet tutan PKK'lılar, mahalleye polisin girişine izin vermezken, mahallenin adını da kendilerince değiştirdiler.
BAYDEMİR'İN SAMİMİYETSİZLİĞİ
Haberde de görüleceği üzere, samimiyetsiz Baydemir, vatanın Kuzey bölgelerini coğrafi olarak parçalamayı, “Orta Karadeniz”, “Doğu Karadeniz” ifadeleri ile teklif ederken, iş vatanın Doğu ve Güneydoğu'suna geldiğinde, “Kürdistan” gibi ırk temelli bir kavram teklif ediyor. Ve, bu da Baydemir gibilerin asıl maksadını ortaya koymaya yetiyor.
Asıl dava ırkçılıktır, Kürt ırkçılığıdır. Kürtçülüktür. Karadeniz filan bahane, perde. Düpedüz, “ırkçıyız, Kürtçüyüz” dese de herkes rahatlasa. Karşısına aldığı sahte ve kendileri gibi işbirlikçi Türk üzerinden, yanlışları Türk milletine fatura edip, vatanı bölüp-parçalamaya meşruiyet sağlarken, Türk'ün kendisini suçlandırıp, olan biten karşısında ses çıkaramaz hale gelmesini sağlayacaklar. Güya çözüm istiyorlar ama biliyorlar ki, karşılarına muhatap olarak aldıkları bu sahte Türk'ler, bu milleti temsil etmediğinden, emperyalizme maşa olduklarından bir çözüm üretemez ama kendileri de gerçek bir çözüm için emperyalizmi karşılarına almaz, alamazlar.
Ortada bir mesele varsa, sen önce işbirlikçilikten vazgeçeceksin, BM'yi çağırmayacaksın, Talabani-Barzani çeteleriyle hemhal olmayacaksın. Irak halkı arkadan vurulurken sessiz kalmanın mesuliyetini haiz olduğunu idrak edeceksin, gerçek Türk'ün meselesinin tam bağımsızlık olduğunu görüp, ona göre sen de tam bağımsızlık derdine düşeceğine, Amerika'nın, emperyalizmin gölgesi altında demokratik hak alsan ne olur, bayrak diksen ne olur?
Yok, emperyalizmin maşası AKP ile sahte bir kutuplaşma oyunu içerisinde, gerçek Türk'ü suçlandırıp, RTE'ye de söylettiğiniz, "Polisleri şehit eden anlayış ne kadar kötüyse, Kürt kökenlilerin iş yerlerine saldıran anlayış da o kadar kötüdür" ifadesi üzerine, “Türk Başbakanı'nın aklı başına geldi!” gibisinden zafer nidaları atmaya kalkarsanız, sizin akıbetinizin de AKP gibi olacağına hükmetmek hiç de güç değil.
.
01.08.2010
http://www.buyukasya.net
BAYDEMİR ŞIMARDIKÇA ŞIMARDI: TÜRKİYE PARÇALARA AYRILSIN!
PKK'ya yakınlığıyla bilinen BDP'den Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı olan Osman Baydemir, Tunceli’de Munzur Kültür ve Doğa Festivali kapsamında düzenlenen “Kürt Sorununda Muhataplık Konusu ve Demokratik Özerklik” panelindeki konuşmasında Türkiye'nin özerk bölgelere parçalanması isteğini küstahça dile getirme cesaretini gösterdi.
BDP’li belediye başkanlarının geçen ay Diyarbakır’da yaptıkları toplantının ardından şımarıkça gündeme getirdikleri “demokratik özerklik ilanı” konusuna değinen Baydemir, bu projenin Kürtlerin iradesi, birlik ve beraberlik projesi olduğunu iddia etti. Baydemir, “AKP milli birlik ve beraberlik açılımı diyor. Bir tane milli birlik ve beraberlik projesi de bizden. Dolayısıyla demokratik özerklik, evet birlik ve beraberlik projesidir” diyerek, bölücülükte AKP ile yarıştıklarını ortaya koydu.
Baydemir, savundukları demokratik özerkliğin Avrupa’daki Yerel Yönetimler programı ile karıştırılmaması gerektiğini belirterek, kendilerinin ortaya koyduğu projenin daha ileri, daha demokratik, daha katılımcı bir süreci ifade ettiğini belirterek, kendi bölücü projelerinin, Avrupa'nın planlarından da öte olduğunu itiraf etmiş oldu.
Baydemir'in ileri sürdüğü Türkiye'yi parçalara ayırma plânı kısaca şöyle:
“Demokratik Türkiye, bütün etnik kimliklerin, emekçilerin, inançların hiç bir tanesinin kendisini dışarıda görmediği, baskılanmadığı, kendini özgürce ifade ettiği ve aynı zamanda gelir dağılımında da adaletin sağlandığı demokratik müreffeh bir Türkiye yaratma projesidir.
Peki demokratik müreffeh bir Türkiye nasıl olacak? Özerk Doğu Karadeniz olacak, Özerk Orta Karadeniz olacak, aynı zamanda Özerk Kürdistan olacak. Biri çıkıp sen yanlış anlamışsın diyebilir ama ben böyle anladım. Ben böyle yorumluyorum. Demokratik özerklik projesinde TBMM var, olmaya da kesinlikle devam edecek. Asla buna bir itiraz yok. TBMM devam edecek. İstiklâl Marşı Türkiye’de okunmaya devam edecek. Buna hiçbir itiraz yok. Türk bayrağı Türkiye’de dalgalanmaya devam edecek buna da hiçbir itirazımız yok. Ama bununla birlikte her bölgede, bölgesel parlamento olacaktır.
Bu bölgesel parlamentolardan bir tanesi de Kürdistan Bölgesel Parlamentosu olacak. Türk bayrağının yanında, Türkiye bayrağının yanında benim dedelerimin hepinizin dedelerinin de katkısı ile ödemiş olduğu bedelle elde edilen ve şu an asılan bayrağın yanında elbette ki Kürt halkının da yerel renkleri bayrağı da gökyüzünde olacaktır. Belediye binamızın önünde ay yıldızlı Türk bayrağımızla, sarı kırmızı yeşil bayrağımız dalgalansa ne olur.”
Baydemir konuşmasında, "Belediye binamızın önünde ay yıldızlı Türk bayrağımızla sarı-kırmızı-yeşil bayrağımız dalgalansa ne olur?" dedi...
Baydemir, daha sonra gazetecilere yaptığı açıklamada, Seyit Rıza'nın heykelinden korkmamak gerektiğini belirterek, bu heykelin barışın, demokratik bir yaşamın sembolü olarak tanıtılması gerektiğini ileri sürdü.
Söz konusu heykelin, tarihle yüzleşmenin, el birliğiyle özgür ve demokratik geleceği oluşturmanın sembolü olacağını öne süren Baydemir, “Ben heykelin artık kaldırılacağını düşünmüyorum. Bence başarıldı. Kritik bir eşik kanımca aşıldı” iddiasında bulundu.
Heykelin dikilmesi konusunda emeği geçen herkese teşekkür eden Baydemir, “Bir kez daha söylüyorum. Bu yakın geçmişimizle yüzleşmek ve hakikaten Türkiye'deki bütün kimliklerin, kültürlerin ve inançların özgür geleceklerini yaratmanın sembolüdür. Eğer biz geçmişimizle yüzleşmezsek emin olun ki, özgür bir gelecek, aydınlık bir gelecek, refah içerisinde bir gelecek yaratma şansına da sahip olmayacağız” diyerek niyetini ortaya koydu.
HAKKARİ'DE KURTARILMIŞ BÖLGE
Bu arada, Hakkari'nin Yüksekova İlçesi’nde, bir grup PKK'lının, Esentepe Mahallesi'ni, “özerk alan” adı altında “Kurtarılmış Bölge” ilan ettikleri duyuruldu. İddiaya göre bölgede nöbet tutan PKK'lılar, mahalleye polisin girişine izin vermezken, mahallenin adını da kendilerince değiştirdiler.
BAYDEMİR'İN SAMİMİYETSİZLİĞİ
Haberde de görüleceği üzere, samimiyetsiz Baydemir, vatanın Kuzey bölgelerini coğrafi olarak parçalamayı, “Orta Karadeniz”, “Doğu Karadeniz” ifadeleri ile teklif ederken, iş vatanın Doğu ve Güneydoğu'suna geldiğinde, “Kürdistan” gibi ırk temelli bir kavram teklif ediyor. Ve, bu da Baydemir gibilerin asıl maksadını ortaya koymaya yetiyor.
Asıl dava ırkçılıktır, Kürt ırkçılığıdır. Kürtçülüktür. Karadeniz filan bahane, perde. Düpedüz, “ırkçıyız, Kürtçüyüz” dese de herkes rahatlasa. Karşısına aldığı sahte ve kendileri gibi işbirlikçi Türk üzerinden, yanlışları Türk milletine fatura edip, vatanı bölüp-parçalamaya meşruiyet sağlarken, Türk'ün kendisini suçlandırıp, olan biten karşısında ses çıkaramaz hale gelmesini sağlayacaklar. Güya çözüm istiyorlar ama biliyorlar ki, karşılarına muhatap olarak aldıkları bu sahte Türk'ler, bu milleti temsil etmediğinden, emperyalizme maşa olduklarından bir çözüm üretemez ama kendileri de gerçek bir çözüm için emperyalizmi karşılarına almaz, alamazlar.
Ortada bir mesele varsa, sen önce işbirlikçilikten vazgeçeceksin, BM'yi çağırmayacaksın, Talabani-Barzani çeteleriyle hemhal olmayacaksın. Irak halkı arkadan vurulurken sessiz kalmanın mesuliyetini haiz olduğunu idrak edeceksin, gerçek Türk'ün meselesinin tam bağımsızlık olduğunu görüp, ona göre sen de tam bağımsızlık derdine düşeceğine, Amerika'nın, emperyalizmin gölgesi altında demokratik hak alsan ne olur, bayrak diksen ne olur?
Yok, emperyalizmin maşası AKP ile sahte bir kutuplaşma oyunu içerisinde, gerçek Türk'ü suçlandırıp, RTE'ye de söylettiğiniz, "Polisleri şehit eden anlayış ne kadar kötüyse, Kürt kökenlilerin iş yerlerine saldıran anlayış da o kadar kötüdür" ifadesi üzerine, “Türk Başbakanı'nın aklı başına geldi!” gibisinden zafer nidaları atmaya kalkarsanız, sizin akıbetinizin de AKP gibi olacağına hükmetmek hiç de güç değil.
.
01.08.2010
http://www.buyukasya.net