Cennete Giremez, Kokusunu Alamazlar
Peygamber Efendimiz de hadislerinde şöyle buyurmaktadır: "Cehennemliklerden iki sınıf vardır ki, ben onları görmedim (ileride görülecektir).
Birincisi; yanlarında bulunan öküz kuyruğu gibi kırbaçlarla halkı (haksız yere) kırbaçlayan (zalim) kimselerdir.
İkincisi ise giyinmiş çıplaklardır (kalçasını oynatan, salınarak yürüyen, ince elbise giydikleri için göğüsleri kolları ve boyunları açık olan) kadınlardır. Bunların başları salınan deve hörgücü gibi kadınlardır. Bunlar cennete giremezler, onun (cennetin) kokusunu da alamazlar; hâlbuki onun kokusu mesafelerin ötesinden alınır." (Müslim, Libâs 125, hadis no: 2128)
"Ümmetimin son dönemlerinde giyimli fakat çıplak bir takım kadınlar olacak, bunların başlarının üstü deve hörgücü gibi bulunacaktır. Bunları lanetleyin, çünkü onlar lanetlenmişlerdir." Başka bir rivayette; "onlar cennete giremez ve cennetin kokusunu bile bulamazlar" ilavesi vardır. (Müslim, Libas, 125, Cennet, 52; Ahmed b. Hanbel, II, 223, 356, 440)
"Resûlullah (sav) hafif bir elbise giyip tamamen vücut hatlarını örtmeyen elbiseler giyen kadınlara ‘Onlar adı örtülü ama gerçekten çıplaktırlar’ buyurmuştur.” (Süyûtî, Tenvîru'l-Havâlif, c. 3, s.103)
Yazımızda yer verdiğimiz hadislerde bir şekilde kınanan ve Cennetin kokusundan mahrum kalacak bu örtülü çıplaklar kimlerdir? Bunlar İslam’ın koyduğu ölçülere uymayan, yani ince, dar ve uzuvları gösteren elbiseler giyen ya da vücudunda örtmesi gereken yerleri örtmeyen kadınlardır. Kadınların bu şekilde giyinmesi, küçük günahlardan olsaydı, elbette Peygamberimizin mübarek ağzından bu derece ağır şekilde tehdit etmezdi. Peygamberimizin hadisinde yer alan ‘teberrüc’ ifadesini kimi âlimlerimiz ‘giyinik çıplaklık’, ‘başörtülü açıklık’, ‘örtülü çıplaklık’, ‘tesettürsüz örtü’, ‘Teşhircilik’ gibi ifadelerle Türkçeleştirmeye çalışmışlardır.
Yine, Peygamberimiz gösteriş ve şöhret için giyinenleri şu hadisleriyle uyarmaktadır: "Kim dünyada şöhret için elbise giyerse, Allah ona kıyâmet gününde zillet elbisesi giydirir. Sonra da onu cehennemin alevli ateşlerinde yakar." (Ebû Dâvud, Libas 5, h. No: 4029, 4030).
‘Şöhret elbisesi’nden maksat, başkalarına câzip görünmek ve fors satmak için giyilen elbisedir. (Şevkânî, Neylü'l-Evtâr, c. 2, s. 94)
İbnü'l-Esir ise ‘şöhret elbisesi’nden maksat, insanların arasında göz alıcı elbiseler giyerek büyüklük taslamak, kibirli tavra bürünmektir, diye belirtir. Başka bir hadis-i şerifte Efendimiz şöyle buyurmuşlardır: "Kim (dünyada, dikkatleri üzerine çeken) şöhret elbisesi giyerse, Allah, alçaltacağı gün alçaltıncaya kadar, o kimseden yüz çevirir (rahmet nazarıyla bakmaz)." (Kütübi Sitte Tercüme ve Şerhi, İ. Canan, c. 17, s. 465)
‘