Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Başımdan Geçen Nişanlılık (1 Kullanıcı)

mmtttt

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Şub 2012
Mesajlar
1
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
Öncelikle Selamu aleyküm..Ben size yakın zamanda başımdan geçen nişanlılığımı anlatacam..Ben üniversite mezunu bir sınıf öğretmeniyim yaşım artık evlenme yaşlarına geldiği için kız bakınmaya başladık annem ile..Derken aradığımız yerlerde aileme uyum sağlayacak birkız bulamadık..Aile olarak inançlarına son derece düşkün bir aileyiz..Eylül ayının ortalarında bize birkaç misafir geldi ve yanlarında bir hanım vardı sorduk soruşturduk kendisi üniversite mezunu ancak ataması yapılmamış bir öğretmen adayıymış..İstemeye karar verdik..Evlerine gittik ve bizi konuşmamız için dışarı gönderdiler bir pastahanede oturup bütün durumlarımı anlattım ve sorularla birbirimizi tanımaya çalıştık..Ben ona örtünme sebebini sordum bana islami kurallar doğrultusunda dedi..Maddi durumumun iyi olmadığını ve eğer anlaşırsak benden maddi anlamda birşeyler beklenmemesi gerektiğni anlattım benim ancak gücüm belli sayıda takıya ve düğünümü yapmaya yeter dedim tamam dedi ve anlaştık ....Aileler arasında küçük bir etkinlik yaptık ve sonra biz yaşadığımız şehire döndük..Ancak annesi bbana sorular sormuştu Kızımı bizden uzaklaştırıp kendine çeker misin? Kıskançlık var mı? diye ben de her insanda kıskançlık olacağını söylemiştim..Aileleri önceleri son derece mütevazi duruyordu..Ertesi hafta nişanlımın yanına annem ile gittim...Aman allahım birde ne ile karşılaşalım Kızın annesi benim gücümün yetmeyeceği miktarda takı istemesin mi?Evet biz annemle şok olduk ama kendilerine bu kadar takı alınamayacağını da söyledik..Takı diyordu kızımın şanı şerefi belli bir gram tutturmuş illa onu alacakmışım kıza sordum sen ne dersin dedim benim gözüm takı da değil ama belli bir miktar olması gerekiyor dei bana...Bende ertasei hafta bankaya gidip kredi çektim takı için istediklerini değil ama belli sayıda aldım...Daha sonra işler sarpa sarmaya başladı nişanlımın evine gittiğimde ben küçümseniyordum üstelik de annesii tarafından nişanlımın yanında KIZIM SEN İSTEDİN MEMUR .......yı diyordu..Her zaman beni sinir edecek bir laf söylüyordu kızın annesii..Babası yurt dışında olduğu için evin herşeyiyle annesi meşguldu...Benim nişanlımla gezmem veya ablalarımın oraya götürmem saat hesabı ile yapılıyor ve en ufak geçikmede kızılıyordu...Ve ben annesine ufak hediyeler aldığım zaman aman oğlum masraf yapma diyordu ama benim takı için çektiğim krediye faiz ödemem ona masraf gelmiyordu...Nişanlımla bunları hep paylaşıyordum ne olur annene söyle kalbimizi kırıcı konuşmasın annemin ve benim kalbim kırılıyor diyordum...Nişan öncesi elbise almaya gittiğimizde annesi ve ablası nişanlıma o elbiseyi giydirip çıkarttırıyorlardı..Bir allahın kulu da bana sormadı nasıl yakışmış mı diye hep annesi ve ablası karar veriyordu...Nişan yüzüğü almaya ben kayınvalide ve baldızla gittim ve ne nişanlımın beğendiği ne de benim beğendiğim yüzük alınmadı ablasının beğendiği yüzüğü aldık..Ben nişanlımın kalbi kırılmasın diye ses çıkarmadım ama artık annesi beni rahatsız ediyordu..Sürekli bana öbür enişteleri gibi olmam telkin ediliyor ve aynı onun gibi olacan aynı davranışları gösterecen diyordu annesi..Ben de insanların farklı yapılarda olduğuunu nişanlıma söylüyordum ..Öteki eniştelerinin avuç içine almışlar adam nereye gitse kayınvalide peşinde idi..Ben böyle davranmam saygıda kusur etmem ama böyle davranmam diyordum nişanlıma..Kadın ben ne desemde söylediklerinden vazgeçmiyor hep aynı lafları söylüyordu..her zaman sözün en sonunda söyleneceğini o ilk başta söylüyor ve annemla beni şoka sokuyordu..Nişanlımda evin içinde ağırlığının olmadığını annesi ve ablası ne derse o olduğunu söylüyordu..En sonunda kadın nişanlımı bacanağımdan yakın akrabaları içindeki erkeklerden kıskanmamam gerktiğini söyledi...Ben şok oldum Aman allahım dedim bu söz nasıl söylenir ve nasıl yutulur? Hep benim ailemden ablalrımdan takı beklentisi içerisindeydi...Olamaz ben ilk başta konuşmuştum ama dedim nişanlıma ben karışmam benim sözüm geçmiyor evde dedi..Hepp inandım nişanlıma hep güvendim ama şimdi bilmiyorum babasına ağır şaka yolu ile küfür eden bir kızın evde nasıl olurda istekleri yapılamaz ....Düğün tarihi ayarlavağız biz çalgısız islami kurallara göre olsun dedik zar zor dediğimizi yaptırdık ama neye yarar...Ben birgün kızı çağırıp ablanla annene söyle bana müdahale etmesinler ben ikisinede saygı duyarım ama onların istediklerini yapmak zorunda değilim dedim ve ben asla ablanının kocası gibi olmayacağım dedim bunları söyle dedim sen de eğer benimle varsan gel ama yoksan sana da güle güle dedim ve ayrıldık...Kızın annesinin bana söylediği söz şuydu..Anladım ki sen bize eğilip bükülmessin dedi bana..Hz ALİ nin boğaz dokuz boğumdur sözü hep aklımda..Ben adab-ı Muhaşerat kurallarına bu kadar uymayan bir insanı o kadında gördüm...Sözleri çırılçıplaktı sözün elbisesi olan uslub onda yoktu.Lütfen görüşlerinizi belirtirmisiniz
 

iyiniyet

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Tem 2011
Mesajlar
143
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
50
Ve aleyküm selam mmtttt Kardesim

Sizi Allah beladan korumus.Herseyi evlenmeden önce gözler önüne sermis.

Belki size bu olay sok yaratmisdir,ama Yüce yaradana halinize sükür edin.

Insallah karsiniza hayirli bir es adayi cikar.
 

Hatice-tül Kübra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eyl 2006
Mesajlar
7,329
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
34
Konum
.........
Erkekleri hep topa tutuyoruz, haklıyız da. Fakat Sezar’ın hakkını Sezar’a vermeli. Zaten erkekleri bu hale getiren de gene biz kadınlar değil miyiz?

Anneler erkek ve kız evlatlarını farklı değer yargıları ile yetiştirdikleri için bu gün kadınlar adına yaşanan problemlerin çoğunluğunun temelinde gene kadınların parmağı var. Biz kadınlar hep en iyisini biliriz ya, oğlumuz ergenlik dönemine geldiği zaman kız arkadaşlarından gurur duyarız, ama kızlarımızı kapı önüne çıkartmayız. Şimdilerde bu önemli ölçüde değişmiş olsa da temel yargılar gene hakim durumda. Ben sadece kız çocuklarının değil, aynı zamanda erkek çocuklarının da belli değer yargılarına sahip olarak yetişmesi gerektiği fikrine katılıyorum.

Namus kavramı erkeğin kafasında sadece kadının namusuna endekslenmiş bir durumda. Erkek her türlü haltı yer, ancak kadının yaptığı da yapmadığı da suç. İşte böyle bir düzen ve böyle bir düşünce tarzı aile içi eğitimle başladığı için ve bu eğitimin de önemli kısmını çocuklara anneler tarafından verildiği için bu günkü eşitsizlik kavgalarının temelini de kadınlar atmış bulunmaktalar.
Bu sözlerim için kimse bana kızmasın; ama hakikat bu. Tabi bu duruma milletçe alışmış olduğumuz için, yazarız, konuşuruz; harekete geçmek söz konusu olduğunda elimiz kolumuz bağılı otururuz.

Tabi son yıllarda kadınların ön plana çıkmaları ile bu yargılar değişti zannedilir; ama bu konuda kadınlara destek veren, yani kadının değişip sosyal alanda rahat hareket etmesini destekleyen çoğu erkek, bunu kendi aile yaşantılarına uygulamazlar. Dışarıda kadınlara “Tabi canım, devir değişti. Kadın da erkek de aynı. Erkeğin yaptığını kadın da yapar.” deyip kadınlar yanında saf tutarken, kendi kız kardeşlerine ya da eşlerine asla böyle bir yaşam adına ne fırsat ne de taviz verirler. Evlenecekleri zaman da kendi aile yapılarına uygun, tabiri caiz ise temiz aile kızı arayıp dururlar.

Son yılardaki gevşeyişle birlikte kadınların ortalarda çok çirkin bir biçimde boy göstermeleri ayrı bir gerçek. Modernleşmek adına verilen tavizler kadını artık kadınlığından etti. Kimi zaman kendi kendime modernleşmenin adı teşhircilik mi oldu diye soruyorum.
O kadar değiştik kendi değer yargılarımızı bir kenara bırakışımız yetmezmiş gibi değerlerini yitirmiş insanları alkışlar hale geldik. Evet, maalesef bu gün modernleşmenin adı neredeyse teşhircilik oldu çıktı. Eskiden filmlerde en ufak bir açık sahne olduğu zaman insanların yüzü kıpkırmızı olurdu. Şimdi insanlar ve gene üzülerek söylüyorum ama kadınlar kendi bedenlerini öylesine gözler önüne seriyorlar ki bakanların değil, artık kendi yüzleri bile kızarmıyor. Sonra da kadınlar cinsel obje olarak kullanılıyor diye çıkıp ver yansın ediliyor. Kadınlar kendilerini bu hale getirdikleri için kendilerine bakanları, iç çekenleri, laf atanları değil, kendilerini bedenlerini ortaya atarak buna zemin hazırlayanları suçlamak daha doğru olmaz mı?

Nereye baksanız, hangi konu işleniyor olursa olsun her taraf açık saçık kadınlarla dolu. Ölçü yok, sınır yok. Fuarlara gidin, araba tanıtımında mayolu bikinili kızlar... Kalem tanıtımında gene kızlar...

Hemen hemen hangi şarkının klibine baksanız kadınlar sere serpe. Söyledikleri şarkıdan çok kendilerini gösterdiklerini kimse inkar edemez. İşte sonra kadınlar kullanılıyor, kadınlar dışlanıyor, kadınları erkekler istismar ediyor diye sızlanıp duruluyor.
İnsanlar size müsaade ettiğiniz ölçü ve sınırda davranırlar. Erkek yaklaşmanın yollarını arar, kimisi sırnaşır, kimisi sizi iltifatlara boğar, kraliçe muamelesi yapar. Bu çok doğal. Fakat siz istemiyorsanız karşınızdakinin önünü kesmelisiniz, ya da kesmeyi öğrenmelisiniz.
Yapraklarınızın Yolunmasına İzin Vermeyin!

Kadının bu kendini ortaya atmışlığı sadece görsel basından ve magazin programlarından şahit olduğumuz görüntülerden ibaret değil. Bugün bu tablolara aile ve çalışma hayatında sık sık rastlamak mümkün.

Kendini derlemeyi toparlamayı, oturmasını kalkmasını, nasıl konuşacağını, nerede nasıl giyineceğini bilmeyen çok kadın var. Bu kadınlar namussuz mu? Tabi ki hayır. Fakat karşıdan bakıldığında hafif ve basit bir kadın olarak görülürler. Çoğuna şahit olmuşumdur. Erkek kadını iltifatlara boğarak o halini ve şeklini modern görüşlü bir kadın olarak kabul ettiğini ima eder, kadın da gururlanır. “Aaaaa ben neymişim!” der kedi kendine. Modern ve ileri görüşlü bir kadın zanneder kendini. (Aslında öyledir de sunum şekli yanlıştır.) Ve ona bu kadar iltifatı yapıp yere göğe sığdıramayan adam, daha kadın arkasını dönmeden yanındakilere sinsi sinsi gülerek asıl amacını belli eder. Böyle erkekleri tabi ki kınıyorum; fakat ya bu erkeklere meydan ve fırsat veren hanımlara ne demeli? “Hop, biraz durun” diyelim. “Çuvaldızı erkeklere batırırken kendimize de biraz iğne batıralım” diyelim. Yani sonuç olarak kadınlara cinsel bir obje olarak bakılıyorsa, bunun için kadınların payına düşen suçu kabul etmek gerekiyor.

Tutumumuz üzerinde çalışabilir ve daha olumlu bir hale getirebilirsiniz. Şimdi ne kadınlar cinsel obje olarak kullanıldıkları için başkalarını suçlasınlar, ne de sızlanıp dursunlar. Otursunlar oturdukları yerde ve kendilerine çeki düzen versinler. Erkeğin karşısında değil, bir hayvanın karşısında kıkırdayıp bacağınızı göğsünüzü açıp histerik kahkahalar atsanız hayvan harekete geçerken, bir erkeğin aynısını yapmamasını nasıl beklersiniz. Erkek erkektir, kadın kadın... Bunu unutulmamalı...


Bu çarpıtılmış modernlik erkelerin işine tabi ki geliyor. Ama kadınlar da buna çanak tutuyor.
Kütüğün yapraklarına saldıran bin kişiye karşılık ancak bir kişi köküne saldırır. Ya akıllı davranarak bir kişiyle muhatap olup yapraklarınızı koruyacak ve bir değer olacaksınız, ya da ufak menfaatler adına yapraklarınızı yolmalarına müsaade edeceksiniz. Fakat yapraksız bir ağacının kökünün ne kadar sağlam olduğunu varın siz düşünün artık. Modernleşmenin adı teşhircilik olmuşsa, gelin geri kalalım. Hiç değilse değer yargılarımıza sahip çıkmış oluruz.
 

Reyhani_konyevi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Mar 2012
Mesajlar
834
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
abicim ayeti kerime okuyayım: EY KADINLAR! Sizin hileniz çok büyüktür.(suresini şuan hatırlayamadım araştırabilirsiniz) peki Şeytan için ne buyuruyor Allahu zülcelal: Şeytanın hilesi zayiftir!...Anla da git işte :) bayan arkadaşlarımız kızmasınlar alınmasınlar lütfen vesselam :)
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt