Selâmınaleyküm.
Amina kardeşim sana çok teşekkür ederiz çünkü çoğumuzun başına geliyor bu ayrımcılık.
Geçen Cumartesi günü (29,09,2007) biri ile konuşurken aynen söylediği sözleri, size de göstermek isterim:
-(ne dıcem kendını kaptırma bole konmulardaa zaten etrafta manyak cokk sızın yuzunuzden ab ye gıremıyozzz hadı eywallahh)
Bana böyle demişti gençliğin rüzgarına kapılan biri.
Birkaç yıl önce İstanbul'da Taksim'e giden ana caddelerin birinde (A Bank) vardı, eski, boş ve sprey boyalar ile duvarlarına yazılar yazılmış bir bina. Her geçişimde o binanın önünde gençler toplanmış ve kafaları üzerinde dönüyorlardı. Bu olay, Türkiye'ye rap müzik gelmeden önceydi. O zamanlar pek önemsemezdik, ama sonradan anladık bulaşıcı bir virüs olduğunu.
Bizim atalarımız o kimselerdir ki; padişahı ile normal bir halkı, hemde gayrimüslim olan bir halkı aynı hizada tutarak, aynı seviyede tutarak yargılamıştır.
Çanakkale'ye bütün dünya gelmişti de, bir kişi bile geçememişti.
Fethederek, İslâmı yaydıklarında önlerine deniz çıkana kadar var güçleriyle çabalarlardı.
Sonra denizi geçerek gemilerini yakıp, geri dönüş olmasın, kaçacağımız arkamız olmasın diyerek ileri atılırlardı.
Savaşta bütün imanları ile savaşır, ertesi sabah camiye gitmek için atına binmeye çalıştığında anlardı, bizim atalarımız ayaklarını savaşta yitirdiklerini. Bizim atalarımız onlardır işte, isimleri dahi geçse, hangi dünya ülkesi olursa olsun, hemen geri adım atardı.
Avrupanın medeniyetinin gerçek yüzünü, tek dişi kalmış canavar olarak bizlere gerçeği göstermeye çalışmışlardır. Türk'ün, Türk'ten başka dostu yok demişlerdi.
Bir belgesel programında, Hz. Osman (r.a.)'nın, Kur'an-ı Kerim okurken öldürüldüğü, kanlı Kur'an-ı Kerim'i özel bir bölümde kilitli bir şekilde sergileyen Türk kökenli bir milletin bize yapmış olduğu öncelik hiç aklımdan gitmez. Yabancılar, mevkîleri yüksek birileri gelmişler de, onlara yasak açamayız, camın ardından bakın demişler, bizlere ise biz Türk'üz deyince hemen hassas bir şekilde o mübarek kanlı Kur'an-ı Kerim'i göstermişlerdi.
İSLÂMI'IN NERESİNDE BİR ÇİRKİNLİK VAR. Yok, herkes biliyor ama inkârcılar işte, yalancılar. Davalarda çoğu kez çözülemeyen kısımlardan biri, tarafların birisi evet der diğeri hayır der. Bir taraf yalan söylüyor yani. İşte bize de ne güçleri yeter ne sözleri geçer, ancak çürütmeye çalışırlar, yalan söylerler.
Önceden insanlarımızın alım gücü yoktu şimdi ise çok fazla, isteyen Avrupaya gidiyor, dünyaya temel atmaya çalışıyor. Ama dünyadaki herşey geçici, ölünce sadece amellerimiz ile, yaptığımız işler ile, iyilikler ve kötülükler ile gideceğiz. Vallahî, bir iğne bile götüremeyeceğiz.
ALLAH, bilmeyenlere de öğretsin, bildiklerimiz hakkıyla amet etmemizi nasib eylesin. Amin.
Müslümanlık, gericilik değildir, neresi gericilik olabilir ki? Elhamdülillah müslümanız.