Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne. `O olmazsa yaşayamam.`
demeyeceksin. Demeyeceksin işte. Yaşarsın çünkü. Öyle beylik laflar etmeye
gerek yok ki.
Çok sevmeyeceksin mesela. O daha az severse kırılırsın. Ve
zaten genellikle o daha az sever seni, Senin o`nu sevdiğinden. Çok
sevmezsen, çok acımazsın. Çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem.
Çalıştığın binayı, masanı, telefonunu, kartvizitini... Hatta elini ayağını
bile çok sahiplenmeyeceksin.
Senin değillermiş gibi davranacaksın. Hem
hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de korkmazsın. Onlarsız da
yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın.
Çok eşyan olmayacak mesela evinde.
Paldır küldür yürüyebileceksin. İlle de bir şeyleri sahipleneceksen,
Çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin.
Gökyüzünü
sahipleneceksin, Güneşi, ayı, yıldızları... Mesela kuzey yıldızı, senin
yıldızın olacak. `O benim.` diyeceksin. Mutlaka sana ait olmasını istiyorsan
bir Şeylerin...
Mesela gökkuşağı senin olacak. İlle de bir şeye ait
olacaksan, renklere ait olacaksın. Mesela turuncuya, yada pembeye. Ya da
cennete ait olacaksın. Çok sahiplenmeden, Çok ait olmadan yaşayacaksın. Hem
her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi, Hem de hep senin kalacakmış gibi
hayat. İlişik yaşayacaksın. Ucundan tutarak
alıntıdır