Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

... azcık sohber... (1 Kullanıcı)

mustafa_xtar

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Eyl 2006
Mesajlar
5,606
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
Konum
Oradan
Necmüddin Kübra k.s. der ki: İki zikir bir yerde bulunmaz. Devamlı dünya varlıklarını zikir ve dert eden kimse, Allah’ı gerçek manada zikredemez. Allah’ın zikrine dalan kimse de kalbini dünya ile meşgul etmez. Hz. Peygamber s.a.v. devamlı Allahu Tealâ’yı zikrederdi. Peygamberlerin ve velilerin normal işleri de zikir sayılır. Çünkü, onların bütün davranış ve işleri Hak ile olur, hak ölçülere uyar. Zikirden gaye, kalbin Allah ile huzur bulmasıdır.”

Arifler, zikrin fayda vermesi için kalbin günah kirlerinden uzak ve temiz tutulmasını gerekli görmüşlerdir. Çünkü her bir günah kalbin üzerine siyah bir nokta olarak çöker. Bu siyahlıklar tevbe, istiğfar, zikir ve salih amellerle temizlenmezse kalbi kapatır, karartır ve katılaştırır. Böyle bir kalp ölmüş gibi gaflet içinde kalır. İbadetten zevk almaz. Ne yapsa taklitte kalır. Bu kalbin özel bir terbiye ve tedaviden geçmesi lazımdır. Onu uyandıracak ilâhi bir sevgiye ve feyze ihtiyacı vardır. Günümüzde bir çok müslüman kalbini ihmal edip gafletine bir çare aramadığı için, Allah dostlarının yaşadığı güzellikleri hiç tatmadan ölür gider. Halbuki kalbimiz Rabbimiz için tahsis edilmiş çok özel bir yerdir.

Her mümin, kalbinin durumunu, nefsinin hallerini, Rabbi ile arasındaki hukukunu kontrol için günün belirli saatlerini ayırmalıdır. Amellerinin günlük muhasebesini yapacağı bir vakti olmalıdır. Midesinin hakkı olduğu gibi, kalbinin de hakkı ve görevi olduğunu kabul etmelidir. Midesi gibi kalbin de bir gıdaya ihtiyacı olduğunu düşünüp, en münasip saatleri zikir için tahsis etmelidir. Kalbine bu şekilde vakit ayırmayan bir kimse, sadece günlük olarak kıldığı beş vakit namaz ve haftada bir okuduğu Kur’an tilâvetiyle kalbini diriltemeyeceğini, nefsini terbiye edemeyeceğini, Yüce Allah’ı çokça zikredenlerden olamayacağını bilmelidir.

B)B)B)B)​

DR. Dilaver SELVİ
Kasr-i Arifan.Com
 

mustafa_xtar

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Eyl 2006
Mesajlar
5,606
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
Konum
Oradan
azcık sohbet

azcık sohbet

Kalb bozukluğunun alâmetleriEvliyanın büyüklerinden Hasen-i Basrî hazretleri buyurdu ki: “Kalbin bozulması altı şeyden dolayıdır:
1- Allahü teâlânın rahmetini umarak, tövbeyi terk etmek,
2- İlmi ile amel etmemek,
3- Amelinde ihlâs sahibi olmamak,
4-Allahü teâlânın ihsân buyurduğu rızkı yiyip, şükür etmemek,
5- Allahü teâlânın taksimine râzı olmamak,
6- Vefât edenleri kabirlerine defnedip, onlardan ibret almamak.


Resûl-i ekrem efendimiz buyurdu ki: “Kabir, âhiret konaklarının ilkidir. Ondan kurtulana, ondan sonrası daha hafif ve kolay, ondan kurtulamayana, ondan sonrası daha zor ve çetindir.

Yine buyurdu ki: “Kim dünyâyı ister ve onu âhirete tercih ederse, Allahü teâlâ onu altı şeyle cezalandırır. Bunların üçü dünyâya, üçü âhirete âittir. Dünyâya âit olan üç ceza şunlardır:

1- Sonu gelmeyen emel sahibi olmak,
2- Kanâat sahibi olmamak,
3- İbâdetin tad ve lezzetini duymamak.

Âhiretteki üç ceza ise şunlardır:
1- Kıyâmet gününün korkuları,
2- Şiddetli hesap,
3- Uzun süren üzüntü.


Hz. Ömer bin Hattâb buyurdu ki: “Boş sözü terk edene hikmet, boşuna ve fuzûli bakışı terk edene kalbin huşû’u verilir. Fazla yemeği terk edene, ibâdetin tadı; boş yere gülmeyi terk edene, heybet; mizahı terk edene güzel heybet; dünyâ sevgisini terk edene, âhiret sevgisi; başkasının ayıpları ile uğraşmayı terk edene, kendi nefsinin ayıplarını ıslâh etmek ihsân edilir.”

Hz. Osman bin Affân buyurdu ki: “Âriflerin alâmetlerinden bazıları şunlardır: Ârifin kalbinde korku ve ümid beraberdir. Dili dâima Allahü teâlâyı hamd ve sena ile meşgûldür. Gözleri hayâ ve ağlama ile doludur. İrâdesi, kendi isteklerini terk edip, Allahü teâlânın rızâsını gözetmekle meşgûldür
 

mustafa_xtar

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Eyl 2006
Mesajlar
5,606
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
Konum
Oradan

Ey ahali! Yakinda hepiniz öleceksiniz. Ölünce pesinizden size aglanmadan önce, siz kendinize, kendi halinize aglayiniz! Akibeti belirsiz bir çok günahlariniz var. Bunlar afvedilir mi? Yoksa cezalarinizi mi çekeceksiniz? Kalbleriniz dünya sevgisi ve dünya hirsi ile dolu. Onlari, haramlari ve kötülükleri terk ederek ve Allah Teâlâ'ya yönelmek sûretiyle tedavi ediniz.

Uzun emellerini kisalt, hirsini azalt. Her namazi veda namazi olarak kil! Sanki bir dahaki namaz vaktine çikamayacakmis sekilde kil! Yazilmis vasiyyeti yastiginin altinda hazir olmadikça uyumak bir mü'mine yakismaz. Eger Allah Teâlâ ve Tekaddes Hazretleri ona âfiyet içinde uykudan kalkmagi nasib ederse ne âlâ, ne mubarek; aksi halde aile efradi vasiyyetini bulur. Ölümünden sonra ne yapacaklari ve nasil hareket edecekleri hususunda ondan faydalanirlar, kendisine rahmetler okurlar.

Yeyip içmen veda yeyip içmesi olsun! Âile efradinin arasindaki bulunusun veda bulunusu olsun! Kalbine, hep emanet, egreti oldugunu iyice hakket, iyice çak. Kaderi baskalarinin elinde bulunan bir kimse nasil emânet ve veda halinde olmasin? Zira yarin ne olacagini, islerinin nereye varacagini, kaderinin kendisine neler getirecegini bilmemektedir.

Ölümü hatirlamak, kalbini temizler. Seni, dünyaya ve insanlara baglanma felaketinden kurtarir, yalniz Allah sevgisine baglar, kalbinden perdeyi kaldirir. Neticede görürsün ki insanlar da, diger varliklar da fânidir, yok olmaga mahkumdur, âcizdir, ne zararlari vardir ve ne de faydalari!...

Râbia-yi Adeviyye kuddise sirrihuya, Süfyan-i Sevri kuddise sirrihu söyle demisdir:

Senin ömrün ancak sayili günlerden ibarettir. Bir gün geçince senin ömrünün bir kismi gider. Ömrünün bir kismi gidince, yakinda tamami gidecektir. Sen bilgili bir insansin, amel isle, düsün. " Dinarim, dirhemim gitti, malim zayi' oldu deme. Bilakis günüm gitti, zira bir günle ömür biter. " de.

Âbid bir zat ölüm gelince söyle demistir:

" Hüzünler yurdu olan dünyadan ayrilacagima üzülmüyorum. Ancak uyudugum bir gece, oruç tutmayarak geçirdigim gün ve Allah'in zikrinden gafil biraktigim bir saat için üzülüyorum. "


Abdulkadir Geylanî (k.s)​
 

m_muaz

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Eki 2006
Mesajlar
7,359
Tepki puanı
0
Puanları
0
esselamun aleykum

kardeşim bende cok özledim sohbetleri:) epeydir gitmıyorum işlerden subatta bi gidiyim dimi ;) dua ile
 

mustafa_xtar

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Eyl 2006
Mesajlar
5,606
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
Konum
Oradan
ve aleykümselam kardeşim
nerelerdesin ya gözükmüyorsun
yoğunluktan herhalde
hep kendini düşünürsün zaten
insan gel beraber sohbete gidelim der :A
 

afakisevda

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Ağu 2007
Mesajlar
578
Tepki puanı
0
Puanları
0
Selamün Aleyküm hayırlı akşamlar hayırlı paylaşımlarınız için RABBİM razı olsun aldığımız her nefes ömürden gidiyor ALLAHTAN geldik dönüşümüz yine O na olacak dilerim RABBİM İMANLA ÖLMEYİ NASİB EYLESİN

SELAM ve DUA ile kalın ALLAHA EMANET OLUN
 

mustafa_xtar

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Eyl 2006
Mesajlar
5,606
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
Konum
Oradan
Ey oğul!bütün hallerinde ilim,edep ve takva üzere ol.geçmiş büyüklerin eserlerni oku.ehl-i sünnet ve'l-cemaat yolunda git.
fıkıh ve hadis öğren.
cehaletten ve cahil kimselerden var gücünle kaç.
sakın cahil sufi olma!
namazlarını mutlaka cemaatle kıl.zaruret yoksa imam veya müezzin olma.
şöhretten kaç;şöhrette afet vardır.dünyanın makam ve mevkiine gönül bağlama,fani şeylere gözünü dikme sevgine yazık olur!
kendini halkın seviyesinde tutu.
adının afişlere asılmasını isteme
mahkeme işlerine pek bulaşma.
kimseye kefil olma zeril olursun!!!


ABDÜLHALİK-I GÜCDEVANİ (KS)
 

mustafa_xtar

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Eyl 2006
Mesajlar
5,606
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
Konum
Oradan
Selamün Aleyküm hayırlı akşamlar hayırlı paylaşımlarınız için RABBİM razı olsun aldığımız her nefes ömürden gidiyor ALLAHTAN geldik dönüşümüz yine O na olacak dilerim RABBİM İMANLA ÖLMEYİ NASİB EYLESİN

SELAM ve DUA ile kalın ALLAHA EMANET OLUN
ve aleykümselam kardeşim
sizde ekleyin inş.
 

mustafa_xtar

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Eyl 2006
Mesajlar
5,606
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
Konum
Oradan
"Yüce Allah'ın rahmeti çok geniştir.O,bu rahmetini kullarına vermek istiyor,bunun için ufak bir bahane arıyor.Siz bu rahmete ermek için bir bahane bulun.Küçük-büyük demeden Allah rızası için önünüze gelen hayırlı işleri yapın".

Önceki büyükler zamanında şöyle bir hadise anlatılır:

İbn-i Asfur diye birisi vardı.Bu zatın hayırlı ameli azdı.Bu zat birgün bir kuşu yakalayıp onunla oynayan bir çocuk gördü.Çocuk kuşla oynuyor, oynarken de kuşa eziyet ediyordu.
Bu zat,Allah rızası için şu kuşu çocuğun elinden kurtarayım diye niyet etti.Biraz para çıkardı,çocuğa verdi.Çocuk parayı görünce kuşu ona verdi.İbn-i Asfur da kuşu salıp azat etti.

Bu zat bir zaman sonra vefat etti. Bunun Allah dostlarından bir komşusu vardı.Bu veli bir gün onun kabrine gitti.Ona dua ve istiğfar etti.Sonra gözlerini yumdu,murakebeye girdi. Yüce Allah'tan onun kabirdeki halini göstermesini istedi. Yüce Allah onun kabir halini bu veliye gösterdi. Adam evliyalar gibi güzel bir haldeydi. Ona, " bu halin ne güzel,bu hali nasıl elde ettin,sana ne muamele edildi?" diye sordu.

Adam: " Bu işe ben de şaşırdım fakat çok memnunum. Bana, sen bizim rızamız için gücün yetti bir kuşu azat ettin; biz de seni günahlarından azat edeceğiz,bizim de buna gücümüz yeter.Sen bizim rızamız için o çocuğu ve kuşu sevindirdiğin gibi, biz de seni sevindireceğiz,dendi ve işte bu güzel nimetler bana verildi." dedi.


Seyyid Abdulbaki Erol K.s.
 

mustafa_xtar

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Eyl 2006
Mesajlar
5,606
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
Konum
Oradan
YOLDA OLMAK, MENZİLE HAZIRLANMAK

İnsan ne ile meşguldür, ona bakılmalıdır.

Mevlâna Celaleddin-i Rumî k.s. buyuruyor: “Ey erememiş, noksan kalmış kimse! Nihayet sen de bir gün dünyadan gideceksin. Dünyadaki işlerin yarım, ekmeğin pişmemiş olarak kalacak.”

Şunu unutmayalım ki, herkes bir yol üzerindedir. Bu yol iki taraflı olup, bir tarafta alemlerin habibi olan Muhammed s.a.v.'in yoludur ki, O bu yolun baş tacıdır. Diğer tarafta ise mel'un şeytan vardır. Bu yol nefsin ve iblisin yoludur. Biz, Azrail a.s. geldiği zaman bu yolların biri üzerinde bulunacağız.

Halinize bakınız! Ruhunuz hayırdan taraf mı? Yoksa şerden tarafa mı? Hangi hal üzerinde isek öyle ölecegiz.

İşte bunu unutma ve 50-60 senelik dünya hayatı için hamurunu çig bırakma! Nefsinin çirkin sıfatlarıyla yarı pişmiş bir halde kalma!

Eğer nefs-i emmaredeysen, cehennem kokusu senin ağzının kokusunda vardır. Nefs-i levvamede isen, isyanın gürültüsü kalbinde vardır. Mülhimede isen vesvesen vardır.

Kuddusî'nin buyurduğu gibi: “Bilmek bilmek değil, bulmak bulmak değil. Evliyayı sevip gönül vermek, rengine boyanmaktır.”

Sen mürşidinin rengine ne kadar boyandın? Haliyle ne kadar hallenip, ona ne kadar mutabaat ettinse o nispette müridsin. Defterde ismin mürid, ama omuzundaki rütben çok değişik.

Allah dostlarından birisi, bir müridi ile yolda gidiyorlardı. Sofi düşündü ki, mürşidi nereye basıyorsa ben de oraya basayım. Bu şekilde murad edip, devamlı mürşidinin ayak izlerinden yürüdü. Mürşid sofiye dönüp dedi:

- Sofi, benim bastığım yere bassan dahi basmış olmazsın. Cübbemi giysen, cübbemi giymiş olmazsın. Sarığımı sarsan dahi, sarmış olmazsın. Beni derimi yüzüp sana giydirseler, yine giymiş olmazsın. Benim yaptığımı yapmadıkça benim bastığım yere basmış sayılmazsın.

Aslan, tilki ve kurdun bir hikâyesi vardır. Bu üçü bir gün sığır, keçi ve bir tavşan yakalarlar. Aslan der ki “Kurt, sen bu avları taksim et!” Kurt taksime başlar ve der ki: “Sen şahım, büyük bir aslansın! Şu büyük yaban öküzü senin, keçi benim, şu iri tavşan da tilkinin olsun.

Aslan ne bu taksimata, ne de konuşmaya memnun olur. Der ki: “Sen ne zamandan beri ‘ben' demeyi ögrendin? Hayli zamandır aslanlarla gezersin de kurt olduğunu unutursun. Niçin ‘biz' demiyorsun? Bu tamahın yüzünden başinın derisi soyulsa gerek!” deyip, bir pençede kurdu indiriverdi ve dedi ki: “Bak şimdi nasıl dosdoğru oldun! Keşke bu sözü söylemeden böyle mum gibi olup dosdoğru yatsaydın, o zaman başina bu bela gelmezdi.”

Sonra tilkiye dönerek dedi: “Hadi bakalım, adalet nedir göster. Şu üç avı bir de sen taksim et.” Tilki, “Şahım! Şu yaban öküzü senin kuşluk taamın olsun. Keçi ögle vakti, tavşan da akşam önüne konsun.” dedi. Aslan “Aferin, dedi, ne kadar adil dağıttın! Madem ki sen ‘ben' değil, ‘sen' dedin, sen demek biz demektir. Kim de bizi bilirse bizdendir. İşte bu üç avı da sana veriyorum.”

Sonra tilkiye sordu: “Sen bu ilmi, nereden ögrendin?” Tilki dedi ki: “Kurdun başina gelenlerden.”

Buradan şu çikiyor: Vücut ikliminde kurt mesabesinde olan bir nefsimiz var. Tilki mesabesinde de bir şeytanımız. Dünya cihetiyle insanın kurdu mesabesinde olan nefsi, vücut ikliminin aslanı hükmünde olan kalbe teslim olmadıkça, kalbin yaradılışındaki kudsi vazife olan rahmanî tecelliye boyun eğmedikçe, o insanın akıbeti kurdunki gibi olur.

Kemali yarı kalmış, pişmemiş ekmek misali insanlar, kurt mesabesinde olan nefslerini ıslah ettikleri, tilki yerindeki şeytanlarını kovdukları derecede Allah'a yaklaşirlar. Bunun için Hz. Mevlâna şöyle buyuruyor:

“Ey insan! Mezarı imar etmenin ağaçla, taşla, kerpiçle olacağını sanma! Olgunluğunu tamamlayıp mezara hazırlanmak, kalbin safası hususunda kendine düşen vazifeyi yapmakla olur. Öyleyse sen kendini mezara hazırla!”

Ebu Bekr Sıddîk r.a.'a birisi gelip şöyle dedi: “Ya Ebu Bekr! Ben kendime bir kabir hazırlayacağım, ne dersin?” Hz. Ebu Bekr r.a. şöyle cevap verdi: “Sen kendine kabir hazırlayacağına, kendini kabre hazırla!”



MEHMET ILDIRAR - Semerkand Dergisi
 

AFRA_NUR

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Ocak 2007
Mesajlar
2,128
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
55
selamün aleyküm kardeşim
ne güzel seni burda görmek Allah razı olsun paylaşımlar çokkk güzell devamıda olsun..
bol bol gidin sohbetlere bizede anlatın inşallah faydalanalım selam ve baki muhabbetle Allah a emanetsin kardeşim
 

mustafa_xtar

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Eyl 2006
Mesajlar
5,606
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
Konum
Oradan
selamün aleyküm kardeşim
ne güzel seni burda görmek Allah razı olsun paylaşımlar çokkk güzell devamıda olsun..
bol bol gidin sohbetlere bizede anlatın inşallah faydalanalım selam ve baki muhabbetle Allah a emanetsin kardeşim

ve aleykümselam ablacım
beni görmek kadar seni görmekte güzel
muaz olmasa seni göremeyeceğiz yani :)
devamını isee başka sayfada yaparız inş.
şu video ile noktalayalım

[youtube]http://www.youtube.com/watch?v=pUBuJ5S0joA&eurl=[/youtube]
 

cihan yildiz

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
1 Eki 2008
Mesajlar
1
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
52
selamun aleykum bu sıteye yenı kayıt oldum nasıl ıletısımı kuracam bılmıyorum yardımcı olursanız sevınırım
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt