Herkes aşkı anlatır durur kendine göre..Aşk hayatın anlamı der kimileri..Kimileri aşk diye bir şey yoktur der..
Şöyle gerçek aşkı yaşan üstadlara bir göz atmaya ne dersiniz?
Şah-ı Nakşibend gibi olmak, üstadı Emir Külal hz'leri onu kapıdan kovunca , o kapıdan vaz geçmeyip kışın soğuğuna rağmen o kapının eşiğine başını koyup sabaha kadar orada donması, üstadına olan sadakati aşkın adı değil midir?.
Mevlana/Rumi'nin üstadı Şems-i Tebrizi'ye olan aşkı, Şems'in yokluğunda canının yanması ile yüreğinden dökülen kelamlar. O kelamlar öyle bir aşkla döküldü ki yürekten (İlahi aşk'la) günümüz edebiyatçılarının ilham kaynağı oldu..
Ve Şems-i Tebrizi hz'lerinin ey Celaleddin talipsen yüreğime yanlızlığını adayacaksın bana demesi. Aşk öyle bir kapıdır ki o kapı içinde maşuktan başka sevgileri (fani sevgileri) barındırmaz. Sadakat o yürekte saklıdır. Benlikten geçip hiç olabilmek. Maşukta yok olmaın adı değil midir AŞK..
Hz İbrahim as gibi aşkı yaşamak. Sırf Rabbine söz verdi diye, O'na itaati ile hiç tereddütsüz can paresi İsmail'ini kurban etmeye gitmesi değil midir AŞK.
Ve İbrahim as'da olan aşk..Öyle bir aşk ki ateşin bedenini yakmadığı aşık..İçindeki İlahi aşk ateşin üzerine su misali serğildi..
Hz Yunus gibi "Hoştur bana senden gelen, ya gonca gül ya diken, lütfunda hoş kahrında hoş" demesi değil midir AŞK?
Hz Zeyd b Harise (ra) gibi olmak, Rasulullah sav Taif'te taşlanırken kendini ona sper etmesi değil midir AŞK?
Musab b. Umeyr (ra) gibi olmak, Uhudda sancağı sağ eli ile taşırken Rasulullah'a (sav) gelen oka sper olup sağ eli kesilince, sancağı sol eline alması, sol elide kesilince sancağı kesik kolları ile göğsüne bastırıp "Muhammed Alla'ın resuludur" demesi değil midir AŞK...
Hz Veysel Karani gibi aşkı yaşamak..Hiç görmeden Rasulullah'ın aşkıyla yanması..Öyle bir aşkla yandı ki Rasulullah'ın ruhaniyet yoluyla haberdar olması, Ve ölmeden önce ashabına gidip Ü veys'in duasını almalarını tavsiye etmesi. Bu ne aşktır Ya Rabb!! Görmeden, arada ki uzaklığa rağmen kalpten akan sıcaklığı hissetmek.
Hz Ebu Bekir (ra) gibi aşkı yaşamak..Rasulullah sav miraca çıktığı zaman, herkes onu inkar edip yalancılıkla suçlarken, Hz Ebu Bekir ra daha Rasulullah'ı (sav) görmeden, Rasulullah söylediyse doğrudur demesi ve kainatın göz bebeğinden Sıddık ünvanını alması.
Hz Ali (ra) gibi olmak, Allahın kılıcı olmak..Müşrikler Rasulluha'ı gece yatağında öldürecekleri zaman hz Ali'nin ölümü göze alarak Rasullah'ın yatağına girmesi değil midir AŞK ?
Hz Ömer (ra) gibi olmak, okunan aytler karşısında kızını canlı canlı gömen taş kalpli Ömer'in mum gibi eriyip, hemen tövbeye koşması değilmidir AŞK. Bir kalbe ayetler bu kadar mı etki eder, bu kadar mı işler. Öyle bir aşkk ki dünyada cennetle müjlenmek..
Hz Osman (ra) gibi olmak, şehadet şerbetini içmeden önce rüyasında Rasulullah sav'mi görmesi..
-Osman acele et gel,bu akşam seni bekliyoruz bu gece seninle iftar yapacağız diye davet etmesi..
Ve bu davetle savaşa koşarak, şavaşta Şehadet şerbetini içmesi değil midir AŞK...
Hz Hatice ra gibi olabilmek, tüm servetinde varın yoğundan vaz geçip, hepsini Muhammed'ine feda ederek açlık yıllarında Rasullah'ın yanında olması. Hira mağarasında Muhammed'i ibadet ederken geceleri o dağa tırmanıp ona erzak taşıması değil midir vefa'nın aşkın adı değil midir?
Ve hz Muhammed sav gibi olabilmek...Taifte taşlanırken vucüdü kan revan içinde kaldığı zaman bile ellerini kaldırıp "Ya Rabbi onlar bilmiyorlar, eğer asırlar sonra bile olsa onların içinden bir müslüman çıkacaksa onları helak etme " diye dua etmesi,
Rasullah'ın ümmetine olan düşkünlüğü, kıyamette tüm peygamberlerin nefsi nefsi dediği günde Rsaullah'ın ümmetim ümmetim!!! Ya Rabbi ümmetimsiz neyleyim cenneti demesi,
Ve Rasullah'ın sav Rabbine olan teslimiyeti , ölüm meleği yanına geldiği zaman ondan ruhunu almak için izin istediği zaman..Rasulullah'ın ona ya Azrail beni Rabbime kavuştur demesi değil midir Aşk...
Rabbim cümlemize hakiki aşkı yaşamayı, hakiki aşkla yanmayı nasip etsin...