aliye_aliye
Altın Üye
- Katılım
- 25 Eki 2006
- Mesajlar
- 16,828
- Tepki puanı
- 4
- Puanları
- 38
- Konum
- ~* پایتخت آن بهشت *~
- Web Sitesi
- www.fizikist.com
İnsanın hem yücelerin yücesine çıkış yolu, hem de aşağıların aşağısına iniş yolu açıktır. Yani Peygamberlere komşu olacak makama kadar yükselebilir, melekleri bile geçebilir. Aynı insan, hayvanlardan daha da değersizleşebilir, hatta şeytanlaşabilir. Gaflet perdesiyle kapalı olan gözü, dünyadan başka şey görmez. Hep madde, hep para, pul, servet, makam, mevki, zevk, keyif ve eğlence peşinde helal haram dinlemeden Şeytanın askeri olur. Ancak Rabbini bilen, Onun kulu olduğunu unutmayan, Peygamber çizgisinden sapmayan, yaratılış amacının dışına çıkmayan yüksek ruhlular da, melekleri dâhi imrendiren mânevî derecelere ulaşabilirler. Melekler ise, yaratılış çizgisini sürdürürler. Ne aşağıya düşerler, ne de makamlarını yüceltebilirler. Hangi kulluk çizgisinde yaratıldılarsa, o çizgide devam ederler. Çünkü ne daha fazla ibadet edebilirler, ne de günah işleyip kayba uğrarlar. Bu sebeple meleklerin makamı sabittir, değişmez. Sadii Şiraziye şeytanlaşmış bir insanla, Şeytanın mukayesesini sormuşlar. Şu cevabı vermiş: 'Ey bana insan ve Şeytandan hangisinin daha hayırsız olduğunu soran! Bilmez misin ki, Şeytan, Kuran okumaktan kaçar, insanoğlu ise, Mushafı çalar götürür!' 'Yaratılmışların en üstünü olan insan', kötü bir seçimle, aşağıların aşağısına yuvarlanabilir. En şerefli olmak vasfını, öyle bir pislikle değiştirir ki, canavarlar bile ondan iğrenirler. Böylesine yaratılış istikametinden çıkmış olan bir insan, Şeytanı çok sevindirir. Şeytan bu insanlar sebebiyle çok rahat eder, çok dinlenir ve etki alanını durduk yere genişletir. Zira bu şeytanlaşmış insanlar, Şeytana yapacak bir iş bırakmazlar. Hatta bazen şerlerinden Şeytan bile çekinir. Halk arasından, bu tip insanlara, 'Şeytana pabucunu ters giydirir.' derler.
-İnsanı böylesine alçaltan nedir?
-Hiç şüphesiz ki, nefsidir. Nefsine uyması, iman zayıflığına düşmesi, insanı alçaltır, onu gönül özürlü yapar. Hz. Yusuf (as) gibi bir büyük Peygamber dahî, 'Rabbim rahmetiyle beni korumasaydı, ben de nefsime uyabilirdim.' demiştir. Sürekli kötülükleri emreden bu nefis, içimizdeki asıl düşmandır. Nefis, Şeytanın işbirlikçisi ve casusudur. Nefis ve Şeytan işbirliği, en çirkini en güzel gösterebilir. Kötüyü iyi, yanlışı doğru, zararlıyı faydalı göstermekte mahirdirler. Bu güçlü işbirliğinin hilesinden kurtulmak için, iman şuuru lazımdır. Hakîkatine varılmış bir imandan hâsıl olan nur ile insanın kalp gözü açılır. Mümin olmayanların göremediklerini görürler, hayrı şerden ayırırlar. Hem hayrı, iyiyi, doğruyu fark ederler, hem de o doğrultuda yaşama azim ve iradesini gösterirler. Kalp gözünü kapayan bir yığın gaflet sebebi vardır. Ancak insanı gerçeklerden uzaklaştıran, gönül özürlü yapan en mühim unsurlardan biri, belki de birincisi, gururdur.
Vehbi Vakkasoğlu
-İnsanı böylesine alçaltan nedir?
-Hiç şüphesiz ki, nefsidir. Nefsine uyması, iman zayıflığına düşmesi, insanı alçaltır, onu gönül özürlü yapar. Hz. Yusuf (as) gibi bir büyük Peygamber dahî, 'Rabbim rahmetiyle beni korumasaydı, ben de nefsime uyabilirdim.' demiştir. Sürekli kötülükleri emreden bu nefis, içimizdeki asıl düşmandır. Nefis, Şeytanın işbirlikçisi ve casusudur. Nefis ve Şeytan işbirliği, en çirkini en güzel gösterebilir. Kötüyü iyi, yanlışı doğru, zararlıyı faydalı göstermekte mahirdirler. Bu güçlü işbirliğinin hilesinden kurtulmak için, iman şuuru lazımdır. Hakîkatine varılmış bir imandan hâsıl olan nur ile insanın kalp gözü açılır. Mümin olmayanların göremediklerini görürler, hayrı şerden ayırırlar. Hem hayrı, iyiyi, doğruyu fark ederler, hem de o doğrultuda yaşama azim ve iradesini gösterirler. Kalp gözünü kapayan bir yığın gaflet sebebi vardır. Ancak insanı gerçeklerden uzaklaştıran, gönül özürlü yapan en mühim unsurlardan biri, belki de birincisi, gururdur.
Vehbi Vakkasoğlu