ferahhfeza
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 18 Ağu 2007
- Mesajlar
- 10,922
- Tepki puanı
- 8
- Puanları
- 0
- Yaş
- 47
- Web Sitesi
- ferahhfeza.blogcu.com
Peygamberimiz Gibi Değerlendirelim
Peygamber Efendimiz (sav)’in Şaban’ın onüçüncü gecesi yaptığı dua üzerine ulu Allah'ın kendisine ümmetinin üçte biri üzerine şefaat yetkisi verdiğini, ondördüncü gecesi yaptığı dua üzerine kendisine ümmetinin üçte ikisi üzerine şefaat yetkisi verdiğini ve onbeşinci gecesi dua etmesi üzerine ısrarla Allah'ın emrinden kaçanlar dışında kalan bütün ümmeti üzerine şefaat yetkisi verildiğini bildiren bir rivayete dayanarak, Şabanın onbeşinci gecesine “Şefaat Gecesi” adı verilmiştir.
Hadis-i şeriflerde geçtiği gibi Peygamber Efendimiz (sav) Şaban ayı ve berat gecesine çok önem vermiştir.
Şaban ayının içindeki berat gecesinde Peygamber Efendimiz (sav) günümüz insanları gibi oturup, yiyip içmemiş, ibadetten uzak durmamıştır. Biz de berat gecesinde vaktimizi ibadetle geçirmek suretiyle Peygamber Efendimiz (sav)'e mutabaat edelim.
Hz. Aişe (ra) anlatır: “Resulullah (sav) geceleyin kalkıp namaza durdu. Secdeyi o kadar uzattı ki, ruhunu teslim ettiğini zannettim. Onu böyle hareketsiz görünce kalkıp başparmağını hareket ettirdim, hareket edince geri yerime döndüm ve secdesinde şöyle dua ettiğini işittim;
“Azabından affına sığınırım, gazabından rızana sığınırım, senden yine sana sığınırım. Ben seni senin kendini övdüğün gibi övemem.”
Başını secdeden kaldırıp namazdan ayrılınca: “Ey Aişe! -Bir rivayete göre Humeyra!- Resulullah (sav)’in senin hakkını yerine getirmediğini mi zannettin? Buyurdu. Ben: “Hayır, vallahi Ya Resulallah! Secdeyi uzatmandan dolayı ruhunun kabzedildiğini zannettim.” dedim.
Bunun üzerine Resulullah (sav): “Bu gece hangi gecedir, biliyor musun?” dedi. Ben: “Allah ve Resulü daha iyi bilir” deyince şöyle buyurdu: “Bu Şaban’ın onbeşinci gecesidir. Allah -Azze ve Celle- Şaban’ın onbeşinci gecesinde kullarının haline muttali olur (değerlendirir), bağışlama dileyenleri bağışlar, yardım dileyenlere yardım eder, kin tutanları oldukları gibi mağfiretinden geri bırakır.” (Beyhaki)
Resulullah (sav) Efendimiz şöyle buyurdu: “İki bayram gecesini, Şaban ayının ortasındaki onbeşinci geceyi ibadetle kim canlandırırsa, kalplerin öldüğü gün, onun kalbi ölmez.” (İbn Mace)
Hz. Aişe (raa) şöyle anlattı: Resulullah (sav) Efendimiz şöyle buyurdu: “Şaban ayının onbeşinci gecesi olduğu zaman, yüce Allah dünya semasına nüzul tecellisi eyler, Beni Kelb Kabilesi’nin koyunlarının tüyleri sayısı kadar kimseyi bağışlar; hatta daha da fazlasını.” (Beyhaki)
Resulullah Efendimizin, diğer kabileleri değil de, özel olarak Beni Kelb kabilesini anlatması şu sebebe dayanır; onlar, hem şahıs olarak, hem de sürü olarak diğer kabilelerden daha fazladır.
Bu mübarek gecenin duası şöyledir:
“Allahumme in kûnte ketebte ismî şegiyyen fî divan'il-eşgiyâi femhuhu vektûbni fî divan'is-suadâi ve in kûnte ketebte ismî saîden fî divân'is-suadâi fesbuthu feinneke gulte fî kitâbik'el-kerîmi: Yemhullâhu ma yeşâu ve yusbitu ve indehû ummul-kitâb”
Bu duanın manası şöyledir:
“Allah’ım. İsmimi bahtsızlar (şakiler, günahkârlar) divanında (defterinde) bahtsız olarak yazmış isen, onu sil; beni mutlular (saidler, iyi kişiler, sana lâyık olan kullar) divanına yaz. Eğer ismimi mutlular divanına mutlu olarak yazmış isen, orada sabit tut; bırak. Sen Kur'an-ı Kerimin de, Ra’d Suresi’nin 39. ayetinde şöyle buyurdun: “Allah, dilediğini siler: dilediğini de sabit tutup olduğu gibi bırakır.” (Ra’d; 39) (Bu dua, Aliyyü’l-Kari'den alınmıştır.)
Allah-u Zülcelâl hepimize Şaban ayını ve Berat gecesini ibadetle, zikirle geçirmeyi ve Peygamber Efendimiz (sav)'e tam manasıyla mutabaat etmeyi nasip etsin.
Peygamber Efendimiz (sav)’in Şaban’ın onüçüncü gecesi yaptığı dua üzerine ulu Allah'ın kendisine ümmetinin üçte biri üzerine şefaat yetkisi verdiğini, ondördüncü gecesi yaptığı dua üzerine kendisine ümmetinin üçte ikisi üzerine şefaat yetkisi verdiğini ve onbeşinci gecesi dua etmesi üzerine ısrarla Allah'ın emrinden kaçanlar dışında kalan bütün ümmeti üzerine şefaat yetkisi verildiğini bildiren bir rivayete dayanarak, Şabanın onbeşinci gecesine “Şefaat Gecesi” adı verilmiştir.
Hadis-i şeriflerde geçtiği gibi Peygamber Efendimiz (sav) Şaban ayı ve berat gecesine çok önem vermiştir.
Şaban ayının içindeki berat gecesinde Peygamber Efendimiz (sav) günümüz insanları gibi oturup, yiyip içmemiş, ibadetten uzak durmamıştır. Biz de berat gecesinde vaktimizi ibadetle geçirmek suretiyle Peygamber Efendimiz (sav)'e mutabaat edelim.
Hz. Aişe (ra) anlatır: “Resulullah (sav) geceleyin kalkıp namaza durdu. Secdeyi o kadar uzattı ki, ruhunu teslim ettiğini zannettim. Onu böyle hareketsiz görünce kalkıp başparmağını hareket ettirdim, hareket edince geri yerime döndüm ve secdesinde şöyle dua ettiğini işittim;
“Azabından affına sığınırım, gazabından rızana sığınırım, senden yine sana sığınırım. Ben seni senin kendini övdüğün gibi övemem.”
Başını secdeden kaldırıp namazdan ayrılınca: “Ey Aişe! -Bir rivayete göre Humeyra!- Resulullah (sav)’in senin hakkını yerine getirmediğini mi zannettin? Buyurdu. Ben: “Hayır, vallahi Ya Resulallah! Secdeyi uzatmandan dolayı ruhunun kabzedildiğini zannettim.” dedim.
Bunun üzerine Resulullah (sav): “Bu gece hangi gecedir, biliyor musun?” dedi. Ben: “Allah ve Resulü daha iyi bilir” deyince şöyle buyurdu: “Bu Şaban’ın onbeşinci gecesidir. Allah -Azze ve Celle- Şaban’ın onbeşinci gecesinde kullarının haline muttali olur (değerlendirir), bağışlama dileyenleri bağışlar, yardım dileyenlere yardım eder, kin tutanları oldukları gibi mağfiretinden geri bırakır.” (Beyhaki)
Resulullah (sav) Efendimiz şöyle buyurdu: “İki bayram gecesini, Şaban ayının ortasındaki onbeşinci geceyi ibadetle kim canlandırırsa, kalplerin öldüğü gün, onun kalbi ölmez.” (İbn Mace)
Hz. Aişe (raa) şöyle anlattı: Resulullah (sav) Efendimiz şöyle buyurdu: “Şaban ayının onbeşinci gecesi olduğu zaman, yüce Allah dünya semasına nüzul tecellisi eyler, Beni Kelb Kabilesi’nin koyunlarının tüyleri sayısı kadar kimseyi bağışlar; hatta daha da fazlasını.” (Beyhaki)
Resulullah Efendimizin, diğer kabileleri değil de, özel olarak Beni Kelb kabilesini anlatması şu sebebe dayanır; onlar, hem şahıs olarak, hem de sürü olarak diğer kabilelerden daha fazladır.
Bu mübarek gecenin duası şöyledir:
“Allahumme in kûnte ketebte ismî şegiyyen fî divan'il-eşgiyâi femhuhu vektûbni fî divan'is-suadâi ve in kûnte ketebte ismî saîden fî divân'is-suadâi fesbuthu feinneke gulte fî kitâbik'el-kerîmi: Yemhullâhu ma yeşâu ve yusbitu ve indehû ummul-kitâb”
Bu duanın manası şöyledir:
“Allah’ım. İsmimi bahtsızlar (şakiler, günahkârlar) divanında (defterinde) bahtsız olarak yazmış isen, onu sil; beni mutlular (saidler, iyi kişiler, sana lâyık olan kullar) divanına yaz. Eğer ismimi mutlular divanına mutlu olarak yazmış isen, orada sabit tut; bırak. Sen Kur'an-ı Kerimin de, Ra’d Suresi’nin 39. ayetinde şöyle buyurdun: “Allah, dilediğini siler: dilediğini de sabit tutup olduğu gibi bırakır.” (Ra’d; 39) (Bu dua, Aliyyü’l-Kari'den alınmıştır.)
Allah-u Zülcelâl hepimize Şaban ayını ve Berat gecesini ibadetle, zikirle geçirmeyi ve Peygamber Efendimiz (sav)'e tam manasıyla mutabaat etmeyi nasip etsin.