turk8487
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 23 Mar 2008
- Mesajlar
- 451
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 50
Anneniz Hâlâ Yaşıyor ve Sizinleyse!!!
«Kalbinizi dolduran duygular, yine kalbinizde kaldı...»
1 yaşınızdayken, sizi elleriyle besledi ve yıkadı. Bütün gece ağlayıp onu uyutmayarak teşekkür ettiniz.
2 yaşınızdayken, size yürümeyi öğretti. Size seslendiğinde odadan kaçarak teşekkür ettiniz.
3 yaşınızdayken, size özenle yemekler hazırladı. Tabağınızı masanın altına dökerek teşekkür ettiniz.
4 yaşınızdayken, elinize rengârenk kalemler tutuşturdu. Evin bütün duvarlarına resim yaparak teşekkür ettiniz.
5 yaşınızdayken, sizi cici kıyafetlerle süsledi. Gördüğünüz ilk çamur birikintisine atlayarak teşekkür ettiniz.
6 yaşınızdayken, okula kadar sizinle yürüdü. Sokaklarda 'GITMIYCEEEEEEEM' diye ağlayarak teşekkür ettiniz.
7 yaşınızdayken, size bir top hediye etti. Komşunun camını kırarak teşekkür ettiniz.
9 yaşınızdayken, size duâlar öğretti. Siz, her seferinde unutarak teşekkür ettiniz.
11 yaşınızdayken, sizi arkadaşınızla sinemaya götürdü. "Sen bizimle oturma!" diyerek teşekkür ettiniz.
12 yaşınızdayken, zararlı TV programlarını seyretmenizi istemedi. O evde değilken hepsini izleyerek teşekkür ettiniz.
19 yaşınızdayken, okul masraflarınızı karşıladı. Aizi arabayla kampusa götürdü ve eşyalarınızı taşıdı. Arkadaşlarınız alay etmesin diye kampus kapısında vedalaşarak teşekkür ettiniz.
21 yaşınızdayken, iş hayatı ve kariyerinizle ilgili size fikir vermek istedi. "Ben, senin gibi olmayacağım." diyerek teşekkür ettiniz.
22 yaşınızdayken, kep giyme töreninizde size gururla sarıldı. Avrupa seyahati için para isteyerek teşekkür ettiniz.
25 yaşınızdayken, düğün masraflarınızı karşıladı. Sizin için hem mutlu oldu, hem çok duygulandı. Siz, dünyanın bir ucuna taşınarak teşekkür ettiniz.
30 yaşınızdayken, bebek bakımı hakkında size akıl vermek istedi. "Artık bu ilkel yöntemleri bırak!" diyerek teşekkür ettiniz.
40 yaşınızdayken, sizi arayıp bir akrabanızın doğum gününü hatırlattı. "Anne, işim başımdan aşkın!" diyerek teşekkür ettiniz.
50 yaşınızdayken, o çok hastalandı. Hafta sonunda onu görmeye gittiğinizde mutlu oldu. O'na yaşlıların çocuk gibi nazlı olduğunu söyleyerek teşekkür ettiniz.
Derken, birgün..... O, öldü. O güne kadar onun için yapmadığınız ne varsa, o anda kalbinize bir yıldırım gibi duştu....
VE BİR HİKAYE:
Evin telefonu sabaha karşı üç buçukta çaldı. Uyku sersemi adam telefonu açtı. Telefondaki ses annesine aitti. Telaşlandı, korktu başlarına bir şey mi gelmişti? Annesi;
- Nasılsın oğlum, iyi misin? diye sordu.
Oğlu şaşkın bir ifadeyle;
- İyiyim anne, hayırdır bir şey mi oldu siz iyi misiniz? dedi. Annesi;
- Biz iyiyiz bir şeyimiz yok sadece sesini duymak istedim dedi. Oğlu da;
- Anne, bunun için mi aradın? Saat, sabahın üç buçuğu... Yarın da
konuşabilirdik deyince annesi de
- Rahatsız mı ettim oğlum? dedi. Oğlu,
- Evet anne, rahatsız ettin. deyince annesi
- 30 sene önce sen de beni bu saate rahatsız etmiştin, doğum günün kutlu olsun
EĞER HALA SİZİNLEYSE, ŞİMDİ ONU HER ZAMANKİNDEN DAHA ÇOK SEVİN
«Kalbinizi dolduran duygular, yine kalbinizde kaldı...»
1 yaşınızdayken, sizi elleriyle besledi ve yıkadı. Bütün gece ağlayıp onu uyutmayarak teşekkür ettiniz.
2 yaşınızdayken, size yürümeyi öğretti. Size seslendiğinde odadan kaçarak teşekkür ettiniz.
3 yaşınızdayken, size özenle yemekler hazırladı. Tabağınızı masanın altına dökerek teşekkür ettiniz.
4 yaşınızdayken, elinize rengârenk kalemler tutuşturdu. Evin bütün duvarlarına resim yaparak teşekkür ettiniz.
5 yaşınızdayken, sizi cici kıyafetlerle süsledi. Gördüğünüz ilk çamur birikintisine atlayarak teşekkür ettiniz.
6 yaşınızdayken, okula kadar sizinle yürüdü. Sokaklarda 'GITMIYCEEEEEEEM' diye ağlayarak teşekkür ettiniz.
7 yaşınızdayken, size bir top hediye etti. Komşunun camını kırarak teşekkür ettiniz.
9 yaşınızdayken, size duâlar öğretti. Siz, her seferinde unutarak teşekkür ettiniz.
11 yaşınızdayken, sizi arkadaşınızla sinemaya götürdü. "Sen bizimle oturma!" diyerek teşekkür ettiniz.
12 yaşınızdayken, zararlı TV programlarını seyretmenizi istemedi. O evde değilken hepsini izleyerek teşekkür ettiniz.
19 yaşınızdayken, okul masraflarınızı karşıladı. Aizi arabayla kampusa götürdü ve eşyalarınızı taşıdı. Arkadaşlarınız alay etmesin diye kampus kapısında vedalaşarak teşekkür ettiniz.
21 yaşınızdayken, iş hayatı ve kariyerinizle ilgili size fikir vermek istedi. "Ben, senin gibi olmayacağım." diyerek teşekkür ettiniz.
22 yaşınızdayken, kep giyme töreninizde size gururla sarıldı. Avrupa seyahati için para isteyerek teşekkür ettiniz.
25 yaşınızdayken, düğün masraflarınızı karşıladı. Sizin için hem mutlu oldu, hem çok duygulandı. Siz, dünyanın bir ucuna taşınarak teşekkür ettiniz.
30 yaşınızdayken, bebek bakımı hakkında size akıl vermek istedi. "Artık bu ilkel yöntemleri bırak!" diyerek teşekkür ettiniz.
40 yaşınızdayken, sizi arayıp bir akrabanızın doğum gününü hatırlattı. "Anne, işim başımdan aşkın!" diyerek teşekkür ettiniz.
50 yaşınızdayken, o çok hastalandı. Hafta sonunda onu görmeye gittiğinizde mutlu oldu. O'na yaşlıların çocuk gibi nazlı olduğunu söyleyerek teşekkür ettiniz.
Derken, birgün..... O, öldü. O güne kadar onun için yapmadığınız ne varsa, o anda kalbinize bir yıldırım gibi duştu....
VE BİR HİKAYE:
Evin telefonu sabaha karşı üç buçukta çaldı. Uyku sersemi adam telefonu açtı. Telefondaki ses annesine aitti. Telaşlandı, korktu başlarına bir şey mi gelmişti? Annesi;
- Nasılsın oğlum, iyi misin? diye sordu.
Oğlu şaşkın bir ifadeyle;
- İyiyim anne, hayırdır bir şey mi oldu siz iyi misiniz? dedi. Annesi;
- Biz iyiyiz bir şeyimiz yok sadece sesini duymak istedim dedi. Oğlu da;
- Anne, bunun için mi aradın? Saat, sabahın üç buçuğu... Yarın da
konuşabilirdik deyince annesi de
- Rahatsız mı ettim oğlum? dedi. Oğlu,
- Evet anne, rahatsız ettin. deyince annesi
- 30 sene önce sen de beni bu saate rahatsız etmiştin, doğum günün kutlu olsun
EĞER HALA SİZİNLEYSE, ŞİMDİ ONU HER ZAMANKİNDEN DAHA ÇOK SEVİN