Vaktiyle siyasilerden biri, etrafında toplanmış olan kimselerle beraber, gece yarısı bir kabristanlığın yanından geçiyorlarmış, Sayıları yirmi beş-otuz civarında imiş. Bu siyasi zat geriye dönerek arkasındakilere şöyle seslenmiş:
-İçinizde Yasin bilen var mı?
-Yok, demişler.
Tekrar sormuş:
-İçinizde Elham bilen var mı?
Yok, demişler.
Bir daha sormuş:
-Pekala içinizde Kulhüvellahü Ehad'ı bilen var mı?
Yine yok, cevabını vermişler. Bunun üzerine adamın canı sıkılarak :
-Herkes iki eline birer taş alsın diye emretmiş. Onlar da büyükçe birer taş almışlar. Tekrar emir vermiş :
- Haydi hepiniz dört ayaklı olun. Ayaklarınızı ve elinizdeki taşları yürürken yere pekçe vurun da hiç olmazsa burada yatan ölüler merkep (eşşek) sürüsü geliyor, sansınlar demiş.
-İçinizde Yasin bilen var mı?
-Yok, demişler.
Tekrar sormuş:
-İçinizde Elham bilen var mı?
Yok, demişler.
Bir daha sormuş:
-Pekala içinizde Kulhüvellahü Ehad'ı bilen var mı?
Yine yok, cevabını vermişler. Bunun üzerine adamın canı sıkılarak :
-Herkes iki eline birer taş alsın diye emretmiş. Onlar da büyükçe birer taş almışlar. Tekrar emir vermiş :
- Haydi hepiniz dört ayaklı olun. Ayaklarınızı ve elinizdeki taşları yürürken yere pekçe vurun da hiç olmazsa burada yatan ölüler merkep (eşşek) sürüsü geliyor, sansınlar demiş.