Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Amel imandan parça değildir (2 Kullanıcı)

mektubat

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eki 2006
Mesajlar
2,308
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Konum
İstanbul
Web Sitesi
www.caglarnetwork.com
Amel imandan parça mıdır, yani bir farzı yapmayan veya bir haramı işleyen kâfir olur mu?
CEVAP
Hayır, kâfir olmaz. Amel imandan bir parça olsaydı, her günah işleyen kâfir olurdu. Hiç müslüman kalmazdı.

Mutezile ile Vehhabiler ve diğer bazı bidat fırkaları, (Amel, imandan parçadır) demişlerse de, amel, imanın parçası değildir. Küfrün zıddı iman, günahın zıddı ise ibadettir. İmanı bırakan kâfir olur, ibadeti terk eden günahkâr olur. Amelsiz iman makbuldür, imansız amel ise makbul değildir. Kadınların muayyen hallerinde olduğu gibi, namaz, oruç gibi ibadetleri bırakmak caiz ve gerekirken, imanı hiçbir zaman bırakmak caiz olmaz.

Yalnız iman ile Cennete girilirse de, yalnız amel ile Cennete girilmez. Amelsiz iman makbul, imansız amel ise makbul değildir. İmanı olmayanların yaptığı ibadetler, ahirette hiçbir işe yaramaz. İman başkasına hediye edilmez, fakat amelin sevabı, başkalarına hediye edilir. İman vasiyet edilmez, fakat kendi için amel yapılması vasiyet edilir. Ameli terk eden kâfir olmaz ise de, imanı terk eden hemen kâfir olur. Özrü olan kimseden amel affolur ise de, iman kimseden affolunmaz.

İmam-ı Gazali hazretleri buyuruyor ki:
Sapık fırkalar, (Onlar, iman edip salih amel işlediler) mealindeki (Rad) suresinin 29.âyet-i kerimesini delil gösterip, (Amel imanın parçasıdır) dediler. Halbuki bu ve benzeri âyetler, amelin, imanın içinde değil, dışında olduğunu gösterir. Eğer aksi olsaydı, (ve amilussalihat) sözü lüzumsuz tekrar edilmiş olurdu. Mutezile fırkasının [ve vehhabilerin], günah işleyenlerin ebedi Cehennemde kalacağını söylemesi yanlıştır. Çünkü hadis-i şerifte, (İkrar ettiği şeyi, inkâr etmeyen, kâfir olmaz) buyuruldu. Günah işleyen, tasdik ettiği imanın esaslarını inkâr etmiş olmaz. Ahirette yalnız imansızlara şefaat edilmez. Bu da, şefaat edilen günahkârların kâfir olmadığını gösterir. Hadis-i şerifte, (Büyük günah işleyenlere şefaat edeceğim) buyuruldu. Ebüdderda hazretleri, (Ya Resulallah, zina ve hırsızlık eden de, şefaate kavuşacak mıdır?) diye sual etti. Cevabında, (Evet zina ve hırsızlık edene de şefaat edeceğim) buyurdu. İman ile ölen herkes, er geç Cennete girer.

Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

(Şirk üzere ölmeyen her mümine şefaat edeceğim.) [Bezzar, Hakim, Beyheki]

(Zina etmiş, hırsızlık yapmış, içki içmiş mümin de Cennete girer.) [Buhari]

(Kalbinde zerre kadar imanı olan Cehennemde kalmaz.) [Buhari]

(Büyük günah işleyen her mümine şefaat edeceğim.) [Nesai, Tirmizi]

(İmanla ölen günahkârlara şefaat edeceğim.) [Buhari, Müslim]

Günahkâr mümin, cezasını çektikten sonra, Cennete girer. (Zina edenden, içki içenden iman çıkar) hadis-i şerifi, günahkârların kâmil mümin olmadığını bildirmektedir. (İman, kalb ile tasdik, dil ile ikrar ve azalarla ameldir) sözünün manası şudur: İnsanda iman, vücuttaki baş gibidir. El kol gibi uzuvlar da ameller gibidir. Elsiz, kolsuz insan olursa da, başsız insan olmaz. Normal bir insan tarif edilirken, bütün azaları ile tarif edilir. Yani bazı azaları eksik olsa bile insan yine insandır. Bunun gibi, kâmil mümin tarif edilirken, amel de dahil edilmiştir. Eli ayağı kesik kimseye (yaşayan ölü) dendiği gibi, büyük günah işleyene de, kâmil mümin değil manasına "mümin değildir" buyurulmuştur. (İhya)
.............
 

mektubat

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eki 2006
Mesajlar
2,308
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Konum
İstanbul
Web Sitesi
www.caglarnetwork.com
Sual: Günah işleyen müslümanlara kâfir denir mi?
CEVAP
Günah işleyen müslümana kâfir denmez. Çünkü Ehl-i sünnete göre, bir insan günah işlemekle kâfir olmaz. Bazı bid'at fırkaları, günah işleyene, kendileri gibi düşünmeyen müslümanlara kâfir demek sapıklığında bulunmuşlardır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Mümine kâfir diyenin, kendisi kâfir olur.) [Buhari]

Müslümanım diyen, kelime-i şehadet söyleyen kimseye kâfir denmez. Bir savaşta, kelime-i şehadet getiren birisini öldüren kimseye, Resulullah efendimiz, (Kelime-i şehadet söyleyen kimseyi niçin öldürdün?) buyurdu. O da, dili ile söylüyordu ama kalbi ile inkâr ediyordu dedi. (Kalbini yarıp da baktın mı?) diyerek onu tekdir buyurdu.

Onun için mümine kâfir demekten sakınmalıdır.
 

mektubat

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eki 2006
Mesajlar
2,308
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Konum
İstanbul
Web Sitesi
www.caglarnetwork.com
Şarap içeri, iman dışarı mı?

Şarap içeri, iman dışarı mı?


Sual: İslam Ahlakı kitabında, Hazret-i Osman'ın, "Allahü teâlâya yemin ederim ki, bir kimse, şarap içerken, iman o şaraba der ki, ey melun dur, ben çıkayım da ondan sonra sen gir" dediği bildiriliyor. Bir de bu anlamda hadis-i şerifler de var:
(İnsan, mümin olduğu halde içki içemez.) [Nesai]
(Şarap içenin imanı, gömleğin sırttan çıktığı gibi çıkar.) [Hakim]
(İçki ile iman, bir arada bulunmaz, biri, diğerini uzaklaştırır.) [Beyheki]
(İçki içenin kalbinden iman nuru çıkar.) [Taberani]
Sualim, şarap içenin imanı çıkıyor mu, yani kâfir mi oluyor?
CEVAP
Hayır. Dinimizde amel imandan parça değildir, yani şarap içen veya başka günah işleyene kâfir denmez. Amel imandan bir parça olsaydı, her günah işleyen kâfir olur, hiç müslüman kalmazdı. Hatta (amel imandan parçadır, günah işleyen kâfir olur) diyen sapıklar da, müslüman olamazdı. Çünkü masum yani günahsız olmak Peygamberlere mahsustur.

İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
İmam-ı azam hazretleri, "Mümin büyük günah işlese de imanı gitmez, kâfir olmaz buyurdu. Günahı çok olan bir mümin, tevbesiz ölmüş ise, Allahü teâlâ dilerse, günahlarının hepsini affeder, dilerse günahları kadar azap eder; fakat sonunda yine Cennete koyar. Ahirette kurtulmayacak olan yalnız kâfirlerdir. Zerre kadar imanı olan kurtuluşa erer. (2/67)

İmam-ı Gazali hazretleri yukarıdaki hadis-i şerifleri açıklarken, (Kâmil iman sahibi içki içemez, içenin imanı zayıftır) buyuruyor. Bir hadis-i şerif meali de şöyledir:
(Cebrail aleyhisselam, Allah'a şirk koşmadan ölen her Müslüman Cennete girer dedi. Ben hırsızlık ve zina etse de mi? dedim evet dedi. Bunu üç kere sordum. Evet şarap içse de, Cennete girer dedi.) [Buhari, Tirmizi]
Dinimiz İslam .:.: www.dinimizislam.com :.:.
 

cakdoc

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Eki 2008
Mesajlar
1,507
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
rabbim cok comert, hepimizi insallah son nefeste imanla can verenlerden eylesin.. amin..
 

belgin

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Ağu 2006
Mesajlar
250
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
39
selamun aleyküm paylaşım için Allah razı olsun inşallah Rabbim cümlemize kendisine hakiki manada kulluk yapabilmemizi nasip etsin amin Allah'a emanet olun
 

mektubat

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eki 2006
Mesajlar
2,308
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Konum
İstanbul
Web Sitesi
www.caglarnetwork.com
selamun aleyküm paylaşım için Allah razı olsun inşallah Rabbim cümlemize kendisine hakiki manada kulluk yapabilmemizi nasip etsin amin Allah'a emanet olun

Amin ablacım Allahü teala sizden de bizden de razı vede memnun olsun İnşallahü teala.Allahü teâlâ, Peygamberlerin en üstünü hurmetine “aleyhi ve alâ âlihissalevâtü vetteslîmât” size selâmet ve âfiyet versin!Evvelimiz ve sonumuz selâmetde olsun!

Niçin küfrân eder insân, Hudâ ni’met verir iken,
Utanmayıp eder isyân, kamûyu ol görür iken.
Beher an hamdü şükretmez, dahî ihsânı fikretmez,
Hergün Hakkı zikretmez, bedende cân durur iken?
 

Ebu_Enes

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2009
Mesajlar
3
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45

Mutezile ile Vehhabiler ve diğer bazı bidat fırkaları, (Amel, imandan parçadır) demişlerse de, amel, imanın parçası değildir.
.............

Hamd yalnız Allah'a mahsusdur. O'nun Rasûlüne, ailesine, ashabına ve onu dost
edinenlere de selât ve selâm olsun.

Ameli imandan bir parça olarak kabul eden fırkalara bidat fırkaları demişsiniz. O halde hep birlikte bakalım bu bidat fırklarının imamları kimlermiş ve ne demişler:

Emîru’l-Mü’minîn Ali b. Ebî Tâlib radıyallahu anh şöyle demiştir:

“Sabrın îmândaki yeri, başın vücuttaki yeri gibidir. Sabrı olmayanın îmânı da olmaz.”(Sabır Allah'u Tealanın izniyle salih bir ameldir.)

Büyük sahâbi Abdullah b. Mes‘ûd radıyallahu anh şöyle demiştir:

“Allah’ım! Îmânımızı, yakînimizi ve fıkhımızı artır.”

Abdullah b. Abbas, Ebu Hureyre ve Ebu’d-Derda radıyallahu anhum:
“Îmân artar ve eksilir” derlerdi.

İmâm Veki’ b. el-Cerrâh rahimehullah şöyle demiştir:

“Ehl-i Sünnet: Îmân, söz ve ameldir, der.”

Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat’in imâmı, İmam Ahmed b. Hanbel rahimehullah şöyle demiştir:

“Îmân artar ve eksilir; amelle artar, ameli terk etmekle
eksilir.”

İmâm Hasan el-Basrî rahimehullah şöyle der:

“Süslenip püslenmeyle ve temennilerle îmân olmaz.Îmân kalpte yerleşen ve amellerin tasdîk ettiği şeydir.”

İmâm Şafi‘î rahimehullah şöyle der:

“Îmân söz ve ameldir. Artar ve eksilir. İtaatle artar, masiyetle eksilir.” Sonra şu âyeti okudu: “Îmân edenlerin de îmânını artırsın.”

İmâm el-Hâfız Abdullah el-Humeydî rahimehullah şöyle demiştir:

“Îmân söz ve ameldir. Artar ve eksilir. Amelsiz sözün faydası yoktur. Niyetsiz amelin ve sözün faydası yoktur. Sünnete uygun olmayan söz, amel ve niyetin de faydası yoktur.”

el-Hâfız Ebu Ömer b. Abdilberr rahimehullah şöyle demiştir:

“Fıkıhçılar ve hadisçiler îmânın söz ve amel olduğunda icma ettiler. Niyetsiz amel olmaz. Onlara göre îmân itaatle artar masiyetle eksilir. Onlara göre Allah’a itaatlerin hepsi îmândır.”

“Bir kısım insanlar, müminlere: “Düşmanlarınız
olan insanlar, size karşı asker topladılar; aman
sakının onlardan!” dediklerinde bu, onların îmânlarını
bir kat daha arttırdı ve “Allah bize yeter. O
ne güzel vekildir!” dediler.” [Al-i İmran: 173].


(İman, kalb ile tasdik, dil ile ikrar ve azalarla ameldir) sözünün manası şudur: İnsanda iman, vücuttaki baş gibidir. El kol gibi uzuvlar da ameller gibidir. Elsiz, kolsuz insan olursa da, başsız insan olmaz. Normal bir insan tarif edilirken, bütün azaları ile tarif edilir. Yani bazı azaları eksik olsa bile insan yine insandır. Bunun gibi, kâmil mümin tarif edilirken, amel de dahil edilmiştir. Eli ayağı kesik kimseye (yaşayan ölü) dendiği gibi, büyük günah işleyene de, kâmil mümin değil manasına "mümin değildir" buyurulmuştur.
.............

Sana bir soru baş el kol gibi uzuvlar aynı vücuttaysa sen bunları nasıl bir birinden ayırıyorsun. Bunlar aynı kanı paylaşan bir birinden ayrılmaz parçalar. Verdiğin örnek üzerinden gidersek, eli, kolu veya bir ayağı olmayan nasıl eksik bir insan ise, salih amel işlemeyen insanında imanı eksiktir. Salih amel imanı arttırır, günahlar ise imanı azaltır. Eğer günah küfür ise iman gider. Amel ile iman artıp eksiliyor ise amel imandan bir parçadır.

Rabbim sen bizi mürci fikirlerden koru.Sen bize salih amel ile imanımızı arttırmayı nasip et ve Cennet ile aramızdaki engelleri kaldır.(Amin)
 

mektubat

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eki 2006
Mesajlar
2,308
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Konum
İstanbul
Web Sitesi
www.caglarnetwork.com
Hamd yalnız Allah'a mahsusdur. O'nun Rasûlüne, ailesine, ashabına ve onu dost
edinenlere de selât ve selâm olsun.

Ameli imandan bir parça olarak kabul eden fırkalara bidat fırkaları demişsiniz. O halde hep birlikte bakalım bu bidat fırklarının imamları kimlermiş ve ne demişler:

Emîru’l-Mü’minîn Ali b. Ebî Tâlib radıyallahu anh şöyle demiştir:

“Sabrın îmândaki yeri, başın vücuttaki yeri gibidir. Sabrı olmayanın îmânı da olmaz.”(Sabır Allah'u Tealanın izniyle salih bir ameldir.)

Büyük sahâbi Abdullah b. Mes‘ûd radıyallahu anh şöyle demiştir:

“Allah’ım! Îmânımızı, yakînimizi ve fıkhımızı artır.”

Abdullah b. Abbas, Ebu Hureyre ve Ebu’d-Derda radıyallahu anhum:
“Îmân artar ve eksilir” derlerdi.

İmâm Veki’ b. el-Cerrâh rahimehullah şöyle demiştir:

“Ehl-i Sünnet: Îmân, söz ve ameldir, der.”

Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat’in imâmı, İmam Ahmed b. Hanbel rahimehullah şöyle demiştir:

“Îmân artar ve eksilir; amelle artar, ameli terk etmekle
eksilir.”

İmâm Hasan el-Basrî rahimehullah şöyle der:

“Süslenip püslenmeyle ve temennilerle îmân olmaz.Îmân kalpte yerleşen ve amellerin tasdîk ettiği şeydir.”

İmâm Şafi‘î rahimehullah şöyle der:

“Îmân söz ve ameldir. Artar ve eksilir. İtaatle artar, masiyetle eksilir.” Sonra şu âyeti okudu: “Îmân edenlerin de îmânını artırsın.”

İmâm el-Hâfız Abdullah el-Humeydî rahimehullah şöyle demiştir:

“Îmân söz ve ameldir. Artar ve eksilir. Amelsiz sözün faydası yoktur. Niyetsiz amelin ve sözün faydası yoktur. Sünnete uygun olmayan söz, amel ve niyetin de faydası yoktur.”

el-Hâfız Ebu Ömer b. Abdilberr rahimehullah şöyle demiştir:

“Fıkıhçılar ve hadisçiler îmânın söz ve amel olduğunda icma ettiler. Niyetsiz amel olmaz. Onlara göre îmân itaatle artar masiyetle eksilir. Onlara göre Allah’a itaatlerin hepsi îmândır.”

“Bir kısım insanlar, müminlere: “Düşmanlarınız
olan insanlar, size karşı asker topladılar; aman
sakının onlardan!” dediklerinde bu, onların îmânlarını
bir kat daha arttırdı ve “Allah bize yeter. O
ne güzel vekildir!” dediler.” [Al-i İmran: 173].



Sana bir soru baş el kol gibi uzuvlar aynı vücuttaysa sen bunları nasıl bir birinden ayırıyorsun. Bunlar aynı kanı paylaşan bir birinden ayrılmaz parçalar. Verdiğin örnek üzerinden gidersek, eli, kolu veya bir ayağı olmayan nasıl eksik bir insan ise, salih amel işlemeyen insanında imanı eksiktir. Salih amel imanı arttırır, günahlar ise imanı azaltır. Eğer günah küfür ise iman gider. Amel ile iman artıp eksiliyor ise amel imandan bir parçadır.

Rabbim sen bizi mürci fikirlerden koru.Sen bize salih amel ile imanımızı arttırmayı nasip et ve Cennet ile aramızdaki engelleri kaldır.(Amin)

Kafanıza göre yorum yapmışsınız kardeşim.İman azalır diyen ehl-i sünnet alimlerinin olduğunu biz de biliyoruz.O Büyüklerin sözleri başımızın tacıdır.Fakat sizin değil Ehl-i Sünnet alimlerinin muradının ne olduğu önemli olduğundan aşağıda açıklandı.
Günah işleyenin imanı gider mi?
Yorum yapmadan önce iyi okuyun yazıdaki muradın ne olduğunu anlamaya çalışın.
Selametle kalın.

İman azalıp çoğalır mı?
İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
İman kalbin tasdiki ve yakîni olduğundan, azalması, çoğalması olmaz. Azalıp çoğalan bir inanış, iman olmaz. Buna zan denir. İbadetleri, Allahü teâlânın sevdiği şeyleri yapmakla iman cilalanır, nurlanır, parlar. Haram işleyince, bulanır, lekelenir. O halde, çoğalmak ve azalmak, amellerden, işlerden dolayı, imanın cilasının, parlaklığının değişmesidir. Kendisinde azalıp çoğalmak olmaz. Cilası, parlaklığı çok olan imana çok dediler. Bunlar, sanki, cilalı olmayan imanı, iman bilmedi. Cilalılardan bazısını da, iman bilip, fakat az dedi. İman, parlaklıkları başka başka olan, karşılıklı iki ayna gibi oluyor. Cilası çok olup, cisimleri parlak gösteren ayna, az parlak gösteren aynadan daha çoktur demeye benzer. Başka birisi de, iki ayna müsavidir. Yalnız, cilaları ve cisimleri göstermeleri, yani sıfatları başkadır demesi gibidir. Bu iki adamdan birincisi, görünüşe bakmış, öze, içe girmemiştir. (Ebu Bekir’in imanı, ümmetimin imanları toplamından daha ağırdır) hadis-i şerifi, imanın cilası, parlaklığı bakımındandır. (Mektubat, m.266)
 

Ebu_Enes

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2009
Mesajlar
3
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Kafanıza göre yorum yapmışsınız kardeşim.İman azalır diyen ehl-i sünnet alimlerinin olduğunu biz de biliyoruz.O Büyüklerin sözleri başımızın tacıdır.Fakat sizin değil Ehl-i Sünnet alimlerinin muradının ne olduğu önemli olduğundan aşağıda açıklandı.
Günah işleyenin imanı gider mi?
Yorum yapmadan önce iyi okuyun yazıdaki muradın ne olduğunu anlamaya çalışın.
Selametle kalın.

İman azalıp çoğalır mı?
İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
İman kalbin tasdiki ve yakîni olduğundan, azalması, çoğalması olmaz. Azalıp çoğalan bir inanış, iman olmaz. Buna zan denir. İbadetleri, Allahü teâlânın sevdiği şeyleri yapmakla iman cilalanır, nurlanır, parlar. Haram işleyince, bulanır, lekelenir. O halde, çoğalmak ve azalmak, amellerden, işlerden dolayı, imanın cilasının, parlaklığının değişmesidir. Kendisinde azalıp çoğalmak olmaz. Cilası, parlaklığı çok olan imana çok dediler. Bunlar, sanki, cilalı olmayan imanı, iman bilmedi. Cilalılardan bazısını da, iman bilip, fakat az dedi. İman, parlaklıkları başka başka olan, karşılıklı iki ayna gibi oluyor. Cilası çok olup, cisimleri parlak gösteren ayna, az parlak gösteren aynadan daha çoktur demeye benzer. Başka birisi de, iki ayna müsavidir. Yalnız, cilaları ve cisimleri göstermeleri, yani sıfatları başkadır demesi gibidir. Bu iki adamdan birincisi, görünüşe bakmış, öze, içe girmemiştir. (Ebu Bekir’in imanı, ümmetimin imanları toplamından daha ağırdır) hadis-i şerifi, imanın cilası, parlaklığı bakımındandır. (Mektubat, m.266)

Ben senin mesnetsiz yazını bir tamam okudum hiç merak etme. Ebu Hanife(rahimehullah) ve onun ekolünden gelenler dışında ameli imanın dışında tutan ehli sünnet alimi olmamıştır. Sen asıl okuduysan benim yazımı bidat ve sapık dediğin insanlar içinde Sahabe(radiyallahu anh) ve Büyük İmamlar Ahmed(rahimehullah),Şafii(rahimehullah) ve Malik (rahimehullah) var. Sen diğer mezheplerdeki insanların tümüne sapık diyorsun o zaman.Hadi bunu dahada özelleştirelim.Ben hanbeliyim ve İmam Ahmed(rahimehullah) amel imandan bir parçadır demiştir.Senin gözünde ben ve bütün hanbeliler sapık ve delalet ehli öyle mi? Bu vebali almak ancak cahilin işidir.
 

_YUSUF_

Yönetici
Katılım
26 Haz 2008
Mesajlar
4,070
Tepki puanı
1,043
Puanları
113
Yaş
43
İnsanın imanı dercesinde, ameli artar.
Cok ımanı olan cok amel ısler,
az imanı olanda az amel işler
 

mektubat

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eki 2006
Mesajlar
2,308
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Konum
İstanbul
Web Sitesi
www.caglarnetwork.com
Ben senin mesnetsiz yazını bir tamam okudum hiç merak etme. Ebu Hanife(rahimehullah) ve onun ekolünden gelenler dışında ameli imanın dışında tutan ehli sünnet alimi olmamıştır. Sen asıl okuduysan benim yazımı bidat ve sapık dediğin insanlar içinde Sahabe(radiyallahu anh) ve Büyük İmamlar Ahmed(rahimehullah),Şafii(rahimehullah) ve Malik (rahimehullah) var. Sen diğer mezheplerdeki insanların tümüne sapık diyorsun o zaman.Hadi bunu dahada özelleştirelim.Ben hanbeliyim ve İmam Ahmed(rahimehullah) amel imandan bir parçadır demiştir.Senin gözünde ben ve bütün hanbeliler sapık ve delalet ehli öyle mi? Bu vebali almak ancak cahilin işidir.

Tabii mesnetsiz oldu işine gelmeyince yazılar.Bak kardeşim İmam-ı Ahmed İbni Hanbel(Rahmetullahi aleyh)hazretleri nin sözleri başımızın üzerine.Lakin sen üslubunla mezhepsizlik kokuları yayıyorsun.Uydur uydur söyle nerede yazıyor bu?söyle bakalım hele.

Ben hanbeliyim ve İmam Ahmed(rahimehullah) amel imandan bir parçadır demiştir.Senin gözünde ben ve bütün hanbeliler sapık ve delalet ehli öyle mi?

Demişsin o zaman sen de senin mezhebine göre günah işleyenlere kafir mi diyorsun?

İman da 4 mezhepte ittifak vardır.
Günah işleyen kafir olmaz kardeşim bu nasıl anlayıştır..Namazda ittifak yoktur.Bugün bu anlayışla kimsede iman nuru bırakmıyorsunuz.Sokağa çıkıp haram görmeyen var mı?Ortalık açık kadın dolu.Elhamdülillah ehl-i sünnet alimleri sizin gibi yolunu şaşırmışlara yol göstermede usta kılavuzlardır.İnşallahü teala idrak eder ve amel edersiniz.

Amel imandan parça değildir


Sual: Amel imandan parça mıdır, yani bir farzı yapmayan veya bir haramı işleyen kâfir olur mu?
CEVAP
Hayır, kâfir olmaz. Amel imandan bir parça olsaydı, her günah işleyen kâfir olurdu. Hiç müslüman kalmazdı.

Vehhabiler diyor ki:
(Amel [ibadet], imanın parçasıdır, azalır çoğalır. Bir farzı yapmayan, mesela farz olduğuna inandığı halde, tembellikle namaz kılmayan kâfir olur. Bu öldürülür, malları vehhabilere taksim edilir.)
CEVAP
İbadetin vazife olduğuna inanmak imandandır. İnanmak başka, yapmak başkadır. Bunları birbirlerine karıştırmamalıdır. İnandığı halde, tembellikle yapmayan kâfir olmaz. Vehhabiler, “Müslümanlar şirk üzere yaşadılar, bu yüzden, ölenleri müşriktir yani kâfirdir” diyorlar. Bir müslümana kâfir diyenin kendisi kâfir olur. Aslında bu itikadları yüzünden, yani vehhabi olmayan müslümanlara kâfir demeleri yüzünden bunlara cevap vermeye lüzum yok ise de, müslümanların bunları yakından tanımaları için bu hususlara açıklık getiriyoruz.

İmam-ı a’zam Ebu Hanife hazretleri, ameller imandan parça değildir buyurdu. İman, inanmak demektir. İnanmakta azlık çokluk olmaz. İbadetler, iman olsaydı, iman azalıp çoğalırdı.

Âyet-i kerimelerde, imanı olanlara, ibadet yapmaları, günahtan sakınmaları emrediliyor.
(Ey iman edenler, rüku edin; secde edin; Rabbinize ibadet edin.) [Hac 77]

(Ey iman edenler, Cuma günü namaz için ezan okununca, Allah’ı anmaya koşun.) [Cuma 9]

(Ey iman edenler, faiz yemeyin.) [Al-i imran 130]

(İman edip salih ameller işleyen kimseler için mağfiret ve bol rızık vardır.) [Hac 50]

(İman edip salih amel işleyenlere kesintisiz mükafat vardır.) [İnşikak 25]

(İman edip salih ameller işleyenlere Cennetler vardır.) [Tin 11]
Bu âyetler, imanın ibadetten başka olduğunu göstermektedir.

Şu âyet-i kerime de, amellerin imandan ayrı olduklarını açıkça göstermektedir:
(Erkek veya kadın, mümin olarak, iyi amel işleyeni mutlaka güzel bir hayata kavuşturacağız.) [Nahl 97]

İman edip, hiç ibadet yapamadan, hemen ölenin, mümin olduğu söz birliği ile bildirilmiştir. Cibril hadisinde de imanın [Amentü’deki altı esasa] inanmak olduğu bildirilmiştir.

Meşhur (Emali kasidesi) 43. beytinde diyor ki:
(Farz olan ibadetler, imandan sayılmaz.)

Ehl-i sünnet âlimlerinden bazıları, şu âyet ile hadis-i şerifi delil getirerek, iman [yani imanın nuru] artar eksilir dediler:
(Müminler ancak, Allah’ın âyetleri okunduğunda imanlarını artıran kimselerdir.) [Enfal 2]

(İman artarak, sahibini Cennete götürür. Azalarak da, Cehenneme sürükler.) [M. Nasihat]

İmam-ı a’zam hazretleri, bu âyet ve hadis-i şerifi şöyle açıkladı:
İmanın artması, devam etmesi, çok zaman sürmesi demektir. İmanın çok olması, inanılacak şeylerin çoğalması demektir. Mesela, Eshab-ı kiram, önce az şeylere inanırlardı. Yeni emirler gelince, imanları çoğalırdı. İmanın artması demek, kalbde nurunun artması demektir. Bu parlaklık, ibadet ile artar. Günah işlemekle azalır. (Şerh-ı Mevakıf , Cevheret-üt-tevhid)

Mutezile ile Vehhabiler ve diğer bazı bid’at fırkaları, (Amel, imandan parçadır) demişlerse de, amel, imanın parçası değildir. Küfrün zıddı iman, günahın zıddı ise ibadettir. İmanı bırakan kâfir olur, ibadeti terk eden günahkâr olur. Amelsiz iman makbuldür, imansız amel ise makbul değildir. Kadınların muayyen hallerinde olduğu gibi, namaz, oruç gibi ibadetleri bırakmak caiz ve gerekirken, imanı hiçbir zaman bırakmak caiz olmaz.

Yalnız iman ile Cennete girilirse de, yalnız amel ile Cennete girilmez. Amelsiz iman makbul, imansız amel ise makbul değildir. İmanı olmayanların yaptığı ibadetler, ahirette hiçbir işe yaramaz. İman başkasına hediye edilmez, fakat amelin sevabı, başkalarına hediye edilir. İman vasiyet edilmez, fakat kendi için amel yapılması vasiyet edilir. Ameli terk eden kâfir olmaz ise de, imanı terk eden hemen kâfir olur. Özrü olan kimseden amel affolur ise de, iman kimseden affolunmaz.

İmam-ı Gazali hazretleri buyuruyor ki:
Sapık fırkalar, (Onlar, iman edip salih amel işlediler) mealindeki (Rad) suresinin 29.âyet-i kerimesini delil gösterip, (Amel imanın parçasıdır) dediler. Halbuki bu ve benzeri âyetler, amelin, imanın içinde değil, dışında olduğunu gösterir. Eğer aksi olsaydı, (ve amilussalihat) sözü lüzumsuz tekrar edilmiş olurdu. Mutezile fırkasının [ve vehhabilerin], günah işleyenlerin ebedi Cehennemde kalacağını söylemesi yanlıştır. Çünkü hadis-i şerifte, (İkrar ettiği şeyi, inkâr etmeyen, kâfir olmaz) buyuruldu. Günah işleyen, tasdik ettiği imanın esaslarını inkâr etmiş olmaz. Ahirette yalnız imansızlara şefaat edilmez. Bu da, şefaat edilen günahkârların kâfir olmadığını gösterir. Hadis-i şerifte, (Büyük günah işleyenlere şefaat edeceğim) buyuruldu. Ebüdderda hazretleri, (Ya Resulallah, zina ve hırsızlık eden de, şefaate kavuşacak mıdır?) diye sual etti. Cevabında, (Evet zina ve hırsızlık edene de şefaat edeceğim) buyurdu. İman ile ölen herkes, er geç Cennete girer.

Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Şirk üzere ölmeyen her mümine şefaat edeceğim.) [Bezzar, Hakim, Beyheki]

(Zina etmiş, hırsızlık yapmış, içki içmiş mümin de Cennete girer.) [Buhari]

(Kalbinde zerre kadar imanı olan Cehennemde kalmaz.) [Buhari]

(Büyük günah işleyen her mümine şefaat edeceğim.) [Nesai, Tirmizi]

(İmanla ölen günahkârlara şefaat edeceğim.) [Buhari, Müslim]

Günahkâr mümin, cezasını çektikten sonra, Cennete girer. (Zina edenden, içki içenden iman çıkar) hadis-i şerifi, günahkârların kâmil mümin olmadığını bildirmektedir. (İman, kalb ile tasdik, dil ile ikrar ve azalarla ameldir) sözünün manası şudur: İnsanda iman, vücuttaki baş gibidir. El kol gibi uzuvlar da ameller gibidir. Elsiz, kolsuz insan olursa da, başsız insan olmaz. Normal bir insan tarif edilirken, bütün azaları ile tarif edilir. Yani bazı azaları eksik olsa bile insan yine insandır. Bunun gibi, kâmil mümin tarif edilirken, amel de dahil edilmiştir. Eli ayağı kesik kimseye (yaşayan ölü) dendiği gibi, büyük günah işleyene de, kâmil mümin değil manasına "mümin değildir" buyurulmuştur. (İhya)

İmam-ı Rabbani hazretleri de buyurdu ki:
İbadetler, imandan, parça değildir. Fakat ibadetler, imanın kemalini artırır. İmam-ı a’zam hazretleri, "İman artmaz ve azalmaz" buyurdu. Çünkü iman, kalbin tasdiki, kabul etmesi, inanması demektir. İnanmanın azı, çoğu olmaz. Azalan ve çoğalan inanışa, iman değil, zan ve vehim denir. Mümin büyük günah işlese de imanı gitmez, kâfir olmaz.

Günahı çok olan bir mümin, tevbe etmeden ölmüş ise, Allahü teâlâ dilerse, günahlarının hepsini affeder, dilerse günahları kadar azap eder; fakat sonunda yine Cennete koyar.
Ahirette kurtulmayacak olan yalnız kâfirlerdir. Zerre kadar imanı olan kurtuluşa kavuşur. (M. Rabbani 2/67)
 

mektubat

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eki 2006
Mesajlar
2,308
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Konum
İstanbul
Web Sitesi
www.caglarnetwork.com
İcma olan hususlar

İcma olan hususlar

İcma nedir? İcma’ı inkâr küfür müdür? Birkaç örnek verilebilir mi?
Eshab-ı kiramın sözbirliğine icma denir. Tabiinin de icma’ı delildir. Bir âyet-i kerime meali:
(Müminlerin yolundan ayrılanı Cehenneme atarız.) [Nisâ 115]

İki hadis-i şerif meali:
(Ümmetimin âlimleri, dalalette birleşmez.) [İbni Mace, İ. Ahmed, Taberani]

(Allahü teâlânın rızası, icmadadır.) [İbni Asakir]

İcma’ın dereceleri vardır: Eshab-ı kiramın, açıkça ve her asrın icması ile haber verilmiş olan icmaları, âyet-i kerime ve mütevatir olan hadis-i şerif gibi kuvvetlidir, inkâr eden kâfir olur. Eshab-ı kiramdan bazısının icma edip, diğerlerinin sükut ettikleri icma da, kesin delildir, ama inkâr eden kâfir olmaz. Eshab-ı kiramın ihtilaf ettikleri bir hükümde, sonra gelenlerde hasıl olan icma olup, haberi vahid ile bildirilen hadis-i şerif gibidir. Bununla amel vacib ama, iman vacib değildir.

Bir asırdaki müctehidlerin bir kısmının ictihadına, diğerleri işitince susup reddetmezlerse, Hanefi’de icma olur, Şafii’de icma olmaz. İcma delil değildir diyen kâfir olmaz; bid’at sahibi olur. Dinde zaruri olan, [cahillerin de bildikleri icma bilgilerine] inanmayan kâfir olur. Bir sözün küfür olduğunda, âlimlerin söz birliği yoksa, o söze küfür denmez.
İcma ile bildirilen hükümlerden bazıları şöyledir:
1- Nass veya icma ile bildirilen bir haramı inkâr küfürdür.

2- Dört mezhebin icmaına inanmayan kâfir olur. (Redd-ül-muhtar, Mektubat)
3- İbadetler imandan parça değildir. Namazı terk etmekte icma hasıl olmadı.
4- Kütüb-i sittedeki hadis-i şeriflerin hepsi sahihtir.

5- Kâinattaki her şey, sonradan yaratıldı, inkâr eden kâfirdir

6- Kerametin hak olduğu icma-i ümmet ile sabittir.

7- Cemaat ile yirmi rekat teravih kılmak sünnettir.

8- Yayılan bid'atin kötülüğünü Müslümanlara duyurmak farzdır.

9- Müta nikahı haram olduğunda icma hasıl oldu.

10- İlk iki büyük halifenin halifeliklerine sahih değil demek küfür olur. Dört büyük halifenin üstünlükleri halifelik sırasına göredir.

11- Kabr-i şerifte, Resulullahtan yardım istemeyi inkâr, sahabenin icma’ını inkâr olur.

12- Kur'an-ı kerimin bir harfini bile değiştirmek veya musiki aletleri ile okumak haram olduğu gibi, bugün mevcut olan Mushaftan başkasını okumak da haramdır.

13- Namazda ayakta, âyetleri Arapçadan başka dil ile okumak caiz değildir.

14- Cemaatle namazı terk etmeyi âdet edinmek günahtır

15- Kadınların başlarını açmaları haramdır, inkâr eden kâfirdir. Sadece kulaklarından sarkan saçlarını örtmeleri farz değildir diyen âlimler de vardır

16- Dört mezhepten birine uymak vaciptir. Bu konuda icmâ hasıl oldu. Dördü birleştirilip bir mezhep haline getirilemez. (Tahrir, Mugîs-ül-Hak fî İhtiyârî Ehak)

Dört mezhepten birine uymayan, bid'at ehli olup Cehenneme gider. (Tahtavi)
 

Ebu_Enes

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2009
Mesajlar
3
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Ben sana İmam Ahmed(rahimehullah) ameli imandan sayıyor diyorum sen ne diyorsun. Gelip bana İmam Rabbani'den İmam Ebu Hanife(rahimehullah)'dan örnek veriyorsun. Ayrıca ben sana diyorum ki; Günah işleyen kafir olmaz, aslında çok açıkta bir cümle günah işleyen kafir olmaz, tekfir edilmez. Yazdığım yazımın neresinden çıkardın içki içen, zina eden kafir olur dediğimi. Ben sadece Allahu Teala'ya ortak koşan, Peygamber sallallahu aleyhi vesellemi red eden kafir olur dedim. Bir insan hayatı boyunca zina işlese, Allahu Teala'ya ortak koşmadığı müddetçe imanını kaybetmez. 4 imam (Allah hepsinde razı olsun) akidede aynı bazı ameli noktada ayrılığa düşmüşlerdir. Akidede ise tek bir nokta var buda amel imandandır der Ebu Hanife(rahimehullah) dışındakiler.

Bir de bu dinimizislam ama dini ne olduğu belli olmayan bir kesimin sitesinden alıp bu siteye kopyaladığın iftira yazılarla büyük vebal altına giriyorsun.

"Ey iman edenler! Size bir fasık bir haber getirirse, bilmeyerek bir topluluğa zarar verip yaptığınıza pişman olmamak için o haberin doğruluğunu araştırın."(Hucurat,6)

Birçok şey yazmışında bu yenilir yutulur değil:

Kabr-i şerifte, Resulullahtan yardım istemeyi inkâr, sahabenin icma’ını inkâr olur

Ne demek kabirdeki Peygamber sallallhu aleyhi vesseleme sığınmak, ondan yardım için ona dua etmek. Hıristiyanların İsa aleyhi selam'a sığındıkları, ona ibadet ettikleri ve onu Allahu Teala'nın oğlu olduğunu iddia ettikleri için kafir olmadılar mı? Sen her namazında Fatiha suresini okurkan sadece sana sığınır sadece senden yardım dilerim demiyormusun? İstisna getirip arada Peygamber sallallahu aleyhi vessellem mi diyorsun?

Peygamber sallallahu aleyhi vessellem dedi ki: "Peygamberlerinin mezarlarını ibadet edilecek yerler haline getirdikleri için, Allah yahudi ve hıristiyanları lanetlesin"(Buhari,Ayşe Radiyallahu anh'dan rivayet ile(2472))

Bir başka rivayette:

Ayşe Radiyallahu anh dedi ki: Peygamber ölümcül hastalığı sırasında dediki: "Allah yahudileri lanetlesin.Onlar peygamberlerinin mezarlarını ibadet edilecek yerler haline getirdiler." Ve Ayşe Radiyallahu anh ekledi "Bu yüzden onun mezarı dikkat çekici yapılmamıştı.Fakat O mezarının ibadet edilcek bir yer olmasından korkuyordu."(Buhari,5725)

Seninle tartışmaya girecek değilim, buda son mesajım.Bana mezhepsizde diyebilirsin çünkü sen Allah şahidimdir ki iftiracısın. Bana vekil olarak Allahu Teala yeter senin bana muhalefetin hiçbir şeyi değiştirmez.Elbet din günü geldiğinde bazı yüzler ağıracak bazılarıda kararacak.

Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem dedi ki: "Ümmetimden bir kesim hak üzere muzaffer kalmaya devam edecektir. Onlara muhalefet edenin, onlara zararı olmayacaktır. Şanı yüce ve mübarek Allah'ın emri gelinceye kadar (bu böyle olacaktır)"Buhârî, IV, 187; Muslim, VI, 52-53; Ebu Dâvûd, IV, 97-98; Tirmizî, IV, 574; İbn Mâce, I, 5; Müsned, IV, 101; Darimi, II, 132
 

imported_ilkay_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Nis 2009
Mesajlar
2
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
Ben sana İmam Ahmed(rahimehullah) ameli imandan sayıyor diyorum sen ne diyorsun. Gelip bana İmam Rabbani'den İmam Ebu Hanife(rahimehullah)'dan örnek veriyorsun. Ayrıca ben sana diyorum ki; Günah işleyen kafir olmaz, aslında çok açıkta bir cümle günah işleyen kafir olmaz, tekfir edilmez. Yazdığım yazımın neresinden çıkardın içki içen, zina eden kafir olur dediğimi. Ben sadece Allahu Teala'ya ortak koşan, Peygamber sallallahu aleyhi vesellemi red eden kafir olur dedim. Bir insan hayatı boyunca zina işlese, Allahu Teala'ya ortak koşmadığı müddetçe imanını kaybetmez. 4 imam (Allah hepsinde razı olsun) akidede aynı bazı ameli noktada ayrılığa düşmüşlerdir. Akidede ise tek bir nokta var buda amel imandandır der Ebu Hanife(rahimehullah) dışındakiler.

Bir de bu dinimizislam ama dini ne olduğu belli olmayan bir kesimin sitesinden alıp bu siteye kopyaladığın iftira yazılarla büyük vebal altına giriyorsun.

"Ey iman edenler! Size bir fasık bir haber getirirse, bilmeyerek bir topluluğa zarar verip yaptığınıza pişman olmamak için o haberin doğruluğunu araştırın."(Hucurat,6)

Birçok şey yazmışında bu yenilir yutulur değil:

Kabr-i şerifte, Resulullahtan yardım istemeyi inkâr, sahabenin icma’ını inkâr olur

Ne demek kabirdeki Peygamber sallallhu aleyhi vesseleme sığınmak, ondan yardım için ona dua etmek. Hıristiyanların İsa aleyhi selam'a sığındıkları, ona ibadet ettikleri ve onu Allahu Teala'nın oğlu olduğunu iddia ettikleri için kafir olmadılar mı? Sen her namazında Fatiha suresini okurkan sadece sana sığınır sadece senden yardım dilerim demiyormusun? İstisna getirip arada Peygamber sallallahu aleyhi vessellem mi diyorsun?

Peygamber sallallahu aleyhi vessellem dedi ki: "Peygamberlerinin mezarlarını ibadet edilecek yerler haline getirdikleri için, Allah yahudi ve hıristiyanları lanetlesin"(Buhari,Ayşe Radiyallahu anh'dan rivayet ile(2472))

Bir başka rivayette:

Ayşe Radiyallahu anh dedi ki: Peygamber ölümcül hastalığı sırasında dediki: "Allah yahudileri lanetlesin.Onlar peygamberlerinin mezarlarını ibadet edilecek yerler haline getirdiler." Ve Ayşe Radiyallahu anh ekledi "Bu yüzden onun mezarı dikkat çekici yapılmamıştı.Fakat O mezarının ibadet edilcek bir yer olmasından korkuyordu."(Buhari,5725)

Seninle tartışmaya girecek değilim, buda son mesajım.Bana mezhepsizde diyebilirsin çünkü sen Allah şahidimdir ki iftiracısın. Bana vekil olarak Allahu Teala yeter senin bana muhalefetin hiçbir şeyi değiştirmez.Elbet din günü geldiğinde bazı yüzler ağıracak bazılarıda kararacak.

Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem dedi ki: "Ümmetimden bir kesim hak üzere muzaffer kalmaya devam edecektir. Onlara muhalefet edenin, onlara zararı olmayacaktır. Şanı yüce ve mübarek Allah'ın emri gelinceye kadar (bu böyle olacaktır)"Buhârî, IV, 187; Muslim, VI, 52-53; Ebu Dâvûd, IV, 97-98; Tirmizî, IV, 574; İbn Mâce, I, 5; Müsned, IV, 101; Darimi, II, 132


siz sadece isinize gelen hadisleri mi okuyorsunuz ? nasil hirstiyanlarla kiyaslamaya curet edersin ? hristiyanlarin baba ogul ve ruh diye uclu tanriya kendi elleri ile cizdikleri ikonlara heykellere haca taptiklarini mi bilmiyorsun

Peygamberimiz ise sav insanliga tevhid ile geldi Allaha kullugu ogretmeye geldi


«Cuma günleri bana salâvat getirin, okunan salâvat bana hemen bildirilir. Ben öldükten sonra da bildirilir. Çünkü toprağın peygamberleri çürütmesi haram kılındı. Onlar öldükten sonra da diridirler rızıklandrılırlar.»
«Peygamberler kabirlerinde diridirler, namaz kılarlar.»
«Kabrimin başında söylenen salâvatı işitirim, uzaktan söylenen salâvat bana bildirilir.»
Sehidler olmez `Rahmanin yaninda riziklandiriliyorlar`

Iman eksilir ve artar bu konuda hem ayetler var hemde hadisler
`Elbiselerinizin yiprandigi gibi imaniniz da yipranir la ilahe illallah diyerek imaninizi tazeleyin` imanin gidasi zikiridir ve ibadettir

zehiri ise isyan ve gunahtir ` bir kul gunah isledigi zaman kalbinde kara lek olusur tevbe etmezse bu leke buyumeye baslar...` diye bir hadis var
sonra o kalb tas kesilir ustune de muhur vurulur

isyanda gunahta israr etmek imani tehlikeye sokar onun icin bir an once tevbe edip bu masiyetleri terk etmek gerekiyor

Dinin diregi olan namaz hakkinda ki onu yikan dinini yikmistir

“Onlar suçlulara sorarlar: Sizi Sakar cehennemine sürükleyen nedir? Suçlular şöyle cevap verirler: “Biz namaz kılanlardan değildik” (el–Müddessir, 74/40–43). “Onlardan sonra öyle bir nesil geldi ki, namazı terk ettiler, heva ve heveslerine uydular. Onlar bu taşkınlıklarının cezasını yakında göreceklerdir. Fakat tövbe edip, iman eden ve salih amel işleyen bunun dışındadır” (Meryem, 19/59, 60). “Vay o namaz kılanların haline ki, onlar kıldıkları namazdan habersizdirler” (el–Mâûn, 107/4–5). Hz. Peygamber (s.a.s) de şöyle buyurmuştur: Bilerek namazı terkeden kimseden Allah ve Resulünün zimmeti kalkar” (Ahmed b. Hanbel, IV, 238, VI, 461). Kim ikindi namazını terkederse ameli boşa gitmiş olur” (Buhârî, Mevâkît,13, 34; Nesâî, Salât,15). Kim, önemsemeyerek üç cuma namazını terkederse, Allah Teâlâ onun kalbine mühür vurur” (Nesâî, Cumâ, 2; Tirmizî, Cuma 7; İbn Mâce, İkâme, 93).
 

mektubat

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eki 2006
Mesajlar
2,308
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Konum
İstanbul
Web Sitesi
www.caglarnetwork.com
Ben sana İmam Ahmed(rahimehullah) ameli imandan sayıyor diyorum sen ne diyorsun.

Kardeşim ben sana kaynak göster diyorum sen hala ne sayıklıyorsun.

Gelip bana İmam Rabbani'den İmam Ebu Hanife(rahimehullah)'dan örnek veriyorsun.

Kusura bakma ya Vehhabi olan Necdli Muhammed'den kaynak gösteremiyoruz biz kaynak olarak onu kabul etmediğimiz için sizin gibi.Bu durumda mutabık kalamıyıcaz zaten.

Ayrıca ben sana diyorum ki; Günah işleyen kafir olmaz, aslında çok açıkta bir cümle günah işleyen kafir olmaz, tekfir edilmez. Yazdığım yazımın neresinden çıkardın içki içen, zina eden kafir olur dediğimi.

Süphanallah.Hem amel imandan parçadır de hem de günah işleyen kafir olmaz tekfir edilmez de,bu ne perhiz bu ne lahana turşusu.

Ben sadece Allahu Teala'ya ortak koşan, Peygamber sallallahu aleyhi vesellemi red eden kafir olur dedim. Bir insan hayatı boyunca zina işlese, Allahu Teala'ya ortak koşmadığı müddetçe imanını kaybetmez. 4 imam (Allah hepsinde razı olsun) akidede aynı bazı ameli noktada ayrılığa düşmüşlerdir. Akidede ise tek bir nokta var buda amel imandandır der Ebu Hanife(rahimehullah) dışındakiler.

Kaynak göster buna tekrar söyletme.

Bir de bu dinimizislam ama dini ne olduğu belli olmayan bir kesimin sitesinden alıp bu siteye kopyaladığın iftira yazılarla büyük vebal altına giriyorsun.

Yukarıda yazmışsın Allah'a(Celle Celalu)ortak koşan Efendimiz(Aleyhisselam)'ı red eden kafir olur diye.Bunların hangi yazısından çıkardın da kendini müslüman dinimizislam'ı kafir ilan ettin.Müslüman'a kafir diyenin kendisi kafir olur hatırlatırız.

"Ey iman edenler! Size bir fasık bir haber getirirse, bilmeyerek bir topluluğa zarar verip yaptığınıza pişman olmamak için o haberin doğruluğunu araştırın."(Hucurat,6)

Eh sitemizdeki kardeşlerimiz az çok bizi tanırlar.Sizin ne olduğunuz ortaya çıkıyor yavaş yavaş.Dinimizislam'a dini belli olmayan kesim demenize sebep olan kişi,site,kitap,yazar bunları siz bir araştırın bakalım.Namaz kılıyorlar mı açıktan günah işliyorlar mı.Yukarıdaki Ayet-i kerimeyle amel ediyorsunuz ya hani ondan sebep söylüyorum.
Birçok şey yazmışında bu yenilir yutulur değil:

Kabr-i şerifte, Resulullahtan yardım istemeyi inkâr, sahabenin icma’ını inkâr olur
Ne demek kabirdeki Peygamber sallallhu aleyhi vesseleme sığınmak, ondan yardım için ona dua etmek. Hıristiyanların İsa aleyhi selam'a sığındıkları, ona ibadet ettikleri ve onu Allahu Teala'nın oğlu olduğunu iddia ettikleri için kafir olmadılar mı?

Az çok kaynakların belli oldu zaten Kabir ziyareti yapan ölüden mi yardım istiyor.Buna kargalar güler.Vehhabilerin kitaplarının zararından siz de nasibinizi almışsınız maalesef.Hristiyanlar İsa (Aleyhisselam)'a tapınır.Resulullah(Aleyhisselam)'ın kabrinde Allahü tealadan istemek Ehl-i sünnet olmanın alametidir.Dikkatinizi çekerim Allahü teala'dan istemek diyoruz.

Sen her namazında Fatiha suresini okurkan sadece sana sığınır sadece senden yardım dilerim demiyormusun?
İstisna getirip arada Peygamber sallallahu aleyhi vessellem mi diyorsun?

Peygamber sallallahu aleyhi vessellem dedi ki: "Peygamberlerinin mezarlarını ibadet edilecek yerler haline getirdikleri için, Allah yahudi ve hıristiyanları lanetlesin"(Buhari,Ayşe Radiyallahu anh'dan rivayet ile(2472))

Bir başka rivayette:

Ayşe Radiyallahu anh dedi ki: Peygamber ölümcül hastalığı sırasında dediki: "Allah yahudileri lanetlesin.Onlar peygamberlerinin mezarlarını ibadet edilecek yerler haline getirdiler." Ve Ayşe Radiyallahu anh ekledi "Bu yüzden onun mezarı dikkat çekici yapılmamıştı.Fakat O mezarının ibadet edilcek bir yer olmasından korkuyordu."(Buhari,5725)

Sen şimdi bunlara uydurma damgasını vurursun gerçi ama ben öğrenmek isteyen kardeşlerim için burada naklediyim.
Hadis-i şeriflerin kaynakları karşılarına yazılmıştır:

1- (Kabrimi ziyaret edene şefaatim vacip oldu.) [İbni Huzeyme, Bezzar, Dare Kutni, Taberani]

2- (Sadece beni ziyaret için gelen, kıyamette şefaatimi hak etmiş olur.) [Müslim, Taberani]

3- (Hac edip kabrimi ziyaret eden, beni diri iken ziyaret etmiş gibi olur.) [Taberani, Dare Kutni, Beyheki, İbni Cevzi]

4- (Sevap umarak beni ziyaret eden, kıyamette bana komşu olur.) [Mevahib-i Ledünniyye]

5- (Hac edip de beni ziyaret etmeyen, bana eza cefa etmiş olur.) [Dare Kutni, İmam-ı Malik, İbni Neccar, Mevahib-i Ledünniyye]
Bak şimdi şefaat yok diyiceksin dimi.Bu hadis-i şerifler uydurulmuş diyiceksin.

Seninle tartışmaya girecek değilim, buda son mesajım.

Gölge etme başka ihsan istemem..

Bana mezhepsizde diyebilirsin çünkü sen Allah şahidimdir ki iftiracısın.

Allahü teala'ya sığınırız iftiradan.Ama mahşer günü kimin iftira ettiği açığa çıkacak bekle bakalım bu Kul hakkıyla o büyük günü.

Bana vekil olarak Allahu Teala yeter senin bana muhalefetin hiçbir şeyi değiştirmez.Elbet din günü geldiğinde bazı yüzler ağıracak bazılarıda kararacak.
Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem dedi ki: "Ümmetimden bir kesim hak üzere muzaffer kalmaya devam edecektir. Onlara muhalefet edenin, onlara zararı olmayacaktır. Şanı yüce ve mübarek Allah'ın emri gelinceye kadar (bu böyle olacaktır)"Buhârî, IV, 187; Muslim, VI, 52-53; Ebu Dâvûd, IV, 97-98; Tirmizî, IV, 574; İbn Mâce, I, 5; Müsned, IV, 101; Darimi, II, 132

İşte o hak üzere muzaffer kalan kesim sensin öyle mi.
Kabrimi ziyaret edene şefaatim vacip oldu.) [Beyheki, Dare Kutni, Taberani]

(Kabrimi ziyaret edene şefaatim helal oldu.) [Bezzar]

(Sadece beni ziyaret için gelen, kıyamette şefaatimi hak etmiş olur.) [Müslim]

(Medine’ye gelip kabrimi ziyaret eden, Kıyamette komşum olur, ona şefaat ederim.) [Şir’a]

(Hac edip kabrimi ziyaret eden, beni diri iken ziyaret etmiş gibi olur.) [Taberani, Dare Kutni, İbni Cevzi]

(Hac edip de, beni ziyaret etmeyen, beni incitmiş olur.) [Dare Kutni, İ.Malik]

(İmkan bulup da mazeretsiz beni ziyaret etmeyen bana cefa etmiş olur.) [İbni Neccar]

(Vefatımdan sonra beni ziyaret eden, hayatımda ziyaret etmiş gibidir.) [Beyheki]

(Kabrimin yanında, benim için okunan salevatı işitirim. Uzak yerlerde okunanlar bana bildirilir.) [İbni Ebi Şeybe]

[Bu müjdelere kavuşabilmek için elbette Ehl-i sünnet itikadında olmak şarttır. Bid’at ehlinin veya gayri müslimlerin yaptığı hiçbir ibadet kabul olmaz.]

İmam-ı Kastalani hazretleri, (Mevahib-i ledünniyye) kitabında buyuruyor ki:
Resulullah efendimizin kabr-i şerifini ziyaret etmek, taatlerin en büyüklerinden ve ibadetlerin en şereflilerindendir. Bunun aksini iddia eden, Allahü teâlâya, Resulüne ve müslümanlara muhalefet etmiş, İslam ipini koparmıştır.

Peygamber mi diri, şehid mi?
Hacca gidip gelen herkes bilir ki, Vehhabiler, Resulullah efendimizin kabri şerifini ziyaret edip "Şefaat ya Resulallah" diyenlere, (Ya hacı, şirk şirk...) diyerek Müslümanlara müşrik diyorlar. Resulullahın ümmetinden olan şehidlere diri dedikleri halde, Resulullah efendimize ölü demeleri âyetlere de, hadis-i şeriflere de aykırıdır.

Tibyan’da bildiriliyor ki:
Bedir’de falanca filanca öldü gitti denildiği zaman, Allahü teâlâ, şehidler için ölü denmesini yasaklayıp buyurdu ki:
(Allah yolunda öldürülenlere ölü demeyin. Bilakis onlar diridir, ama siz bunun şuurunda değilsiniz.) [Bekara 154]

Hadis-i şerifte de buyuruluyor ki:
(Uhud’da şehid olan kardeşlerinizin ruhları yeşil kuşlarla Cennete gitmiştir. Onlar Cennetin ırmaklarından su içer, meyvelerinden yiyip Arş’ın gölgesinde asılı altın kandillerle giderler, istirahat ederler. Yiyecek, içeceklerin lezzetini ve orada yaşanan hayatın güzelliklerini tattıkları zaman, “Allahü teâlânın bize neler verdiğini kardeşlerimiz bilselerdi de cihattan çekinmeselerdi” dediler. Allahü teâlâ da, ben onlara, sizin durumunuzu bildiririm buyurdu.) [Müslim, Tirmizi, İbni Mace]

Bu konu ile ilgili âyet-i kerime meali de şöyledir:
(Allah yolunda öldürülenleri ölü sanmayın, onlar, Rableri indinde diridir ve Allah’ın bol nimetinden sevinç içinde rızıklanırlar, arkalarından kendilerine ulaşamayan [henüz şehid olmamış] kimselere, kendilerine korku olmadığını ve kendilerinin üzülmeyeceklerini müjdelemek isterler.) [Al-i İmran 169]

Birinci âyette, Allah yolunda öldürülenlere ölü demeyin, onlar diridir diye ikaz ediliyor. İkinci âyette de, Allah yolunda öldürülmüş olanların diri olduğu ve yiyip içtikleri bildiriliyor.

Şimdi vehhabilere soruyoruz: Şehid mi üstün, yoksa Peygamber mi?
Şehid sıradan bir Müslümandır. Savaşta ölenin imanı varsa şehid olur. Attan düşüp ölen bile şehiddir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Suda boğulan, yangında ölen, enkaz altında kalarak ölen şehiddir.) [İbni Asakir]

(Abdestli yatıp da ölen şehiddir.) [Deylemi]

(Mütteki müezzin, şehid gibidir. Ölürse kabrinde kurtlanmaz.) [Taberani]

(Allahü teâlâdan sıdk ile ihlas ile şehidlik isteyen, yatağında ölse bile, şehid olur.) [Müslim]

Allah yolunda ölen şehide ölü demek caiz değil iken, bütün ömrünü Allah’ın emrine uyarak Allah yolunda geçiren Peygamber efendimize ölü demek nasıl caiz olur?
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Her Peygamber, kabrinde diri olup namaz kılar.) [Beyheki, Ebu Ya’la]

(Peygamberlerin vücudunu toprak çürütmez. Bir mümin salevat okuyunca, bir melek bana haber verir, "Falan oğlu filan, sana selam söyledi" der.) [İbni Mace, Ebu Davud]

İki âyet-i kerime meali şöyledir:
(Peygamber, müminlere kendi canlarından üstündür.) [Ahzab 6]

(Bütün dinlerden üstün kılmak üzere, Resulünü hidayet ve hak din ile gönderen Odur.) [Fetih 28]

Bu iki âyetten anlaşıldığı gibi, Peygamberimizin dini diğer dinlerden üstün olduğu gibi, kendi de herkesten üstündür. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Ben bütün insanların efendisiyim.) [Buhari]

Şehidlerin ruhu yaşıyor da, âlemlere rahmet olarak gönderilen Resulullahın ruhu yaşamıyor mu? Ruh ölmez, kâfirlerin ruhu bile ölmez. Peygamberin Allah yanında bir şehid kadar da kıymeti yok mu?

Şehid diri oluyor da, Peygamber niye diri olmasın? Şehid cennette rızıklandırılıyor da Peygamber niye rızıklandırılmasın? Peygamber hâşâ Allah yolunda olmazsa, şehid Allah yolunda nasıl olur?

Peygamber diri olmazsa şehid nasıl diri olur? Peygamber işitmezse, şehid nasıl işitir? Halbuki şehidin, Müslümanlığı da şehidliği de bu Peygambere iman etmeye bağlıdır.

Peki şehidler Allah yolunda da, hâşâ Peygamberler, sıddıklar, ulema-i rasihin ve emr-i maruf yapanlar şeytanın yolunda mıdır? Bu ne çirkin suçlamadır öyle? Resulullah şehid değil midir? Resulullah, son hastalığında, (Hayber’de yediğim zehirli etin acısını hâlâ hissediyorum. Zehrin tesirinden aort damarım, bıçak gibi kesiliyor) buyurdu. (Buhari)

İbni Mesud hazretleri ve diğer Eshab-ı kiram, (O zehirli etin tesiriyle Resulullah şehid oldu) buyurdu. Peygamberlik şehidlikten üstündür. Fakat şehid olmak da bir nimettir. Allahü teâlâ Resulüne bu nimeti de vermek için son hastalığında bu zehrin etkisini göstermiştir. (Mevahib-i ledünniyye)


Halife Mansur, (Ziyarette, kabr-i şerife mi, kıbleye mi döneyim?) diye sorunca, imam-ı Malik hazretleri, (Fahr-i kâinat, sana ve baban Hazret-i Âdem'e kıyamette şefaatçidir. Ona arka dönülmez) buyurdu.
4 mezhebi kabul ediyorsun ya hani.Al sana Hüccet İmam-ı Malik(Rahmetullahi Aleyh)hazretleri.
Ama yook sen ondan da iyi biliyorsun.
Şu fârisî beyt ne güzel söylenmişdir. Beytin tercemesi:
Arabistândan doğan, Muhammed “aleyhisselâm”
İki cihânda, üstün Odur, hemân!
Kara toprak altında kalsın, her an,
Onun kapısında, toprak olmıyan!
Fârisî iki beyt tercemesi:

Bir câhil bu büyüklere dil uzatırsa,
Cevâb vermeğe değmez dersem iyi olur.
Hep aslanlar, bu zincire bağlanmışlardır,
Kurnaz tilki bu zinciri nasıl koparır?
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt