Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Allah’ın Görmesi ve İşitmesi, Allah’ın Es-Semî’u, El-Basîru İsimleri (4 Kullanıcı)

muhsin iyi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Tem 2011
Mesajlar
132
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
55
Allah’ın (c.c.) işitmesi ve görmesi yaratılmış varlıkların işitmesi ve görmesi gibi değildir. İnsanlar ancak dikkatlerini yönelttikleri varlıkların seslerini işitebilirler, kendilerini görebilirler. Ama böyle anlarda bile bazen algı yanılmaları ve yetersizlikleri yaşayabilirler. Allah (c.c.) yarattığı her şeyi her an sınırsız bir dikkatle görür ve işitir. Bunda da bir zayıflık ve kusur olmaz. İnsanların işitmeleri ve görmeleri için kulak ve göz duyu organlarına ihtiyaçları vardır. Allah’ın (c.c.) işitmesi ve görmesi için herhangi bir organa gereksinimi yoktur. İnsan belli bir frekans arasındaki sesleri işitir. Görmesi için de nesnenin gözler önünde bulunması ve havada belli bir derecede ışığın olması gerekir. Allah (c.c.) her frekanstaki sesi işitir ve zifiri karanlıktaki görüntüyü bile görür. Dolayısıyla insanda işitme ve görme yetisi sınırlı ve belirli bir ölçüde iken Allah’ta (c.c.) bu özellikler sınırsız olgunlukta ve tüm yaratıkları her yönüyle kuşatacak boyuttadır.

Allah’ın (c.c.) el-Habîr (her şeyden haberi olan), el-Alîm (her şeyi bilen) gibi güzel isimleri de varlıkların her halinden bilgi sahibi olduğuna işaret etmektedir. Öyle ki bu güzel isimlerle Allah (c.c.) kullarının zihnindeki düşünceleri, kalbinde geçirdiği niyetleri, duyguları da en ince ayrıntısına kadar bilmekte ve haber almaktadır. Bu durum işitme ve görmeden daha kapsamlı bir özellik göstermektedir. Çünkü insanlar içlerindekini her zaman söylemezler ve eyleme dökmezler. Çoğu kez gizlerler. Öyle ise Allah (c.c.), es-Semî’ (her şeyi işiten), el-Basîr (her şeyi gören) güzel isimlerini niçin belirtme gereği duymuş olabilir? Elbette bunun pek çok hikmeti olabilir. Biz bunlardan sadece üç tanesini belirteceğiz.

Birincisi, insanların konuştuklarına ve yaptıklarına dikkat etmelerini sağlamaktır. Zaten insanın da sorumluğu söyledikleri ve yaptıkları ile sınırlıdır. Kafasında, kalbinde geçirdiği şeylerle insan ne hukuk önünde ne de ahirette hesap görülürken sorumlu tutulmamaktadır. Tabii şu altın kuralı unutmamak gerekir ki, testi içindekini sızdırır. Bu açıdan kafasında, gönlünde güzel şeyleri geçiren birisi elbette güzel şeyler konuşacak ve yapacaktır. Allah’ın es-Semî’, el-Basîr olduğunun bilincinde olan birisi her sözüne, her hareketine dikkat eder, Allah’ın (c.c.) rızasını gözetir; O’nun hoşlanmayacağı sözleri söylemez, hareketlerden kaçınır. Aşağıdaki ayet-i kerimede bu anlam dolaylı bir biçimde çıkarılabilir: “Kendilerine gelmiş kesin bir delil olmaksızın Allah’ın ayetleri hakkında münakaşa edenler var ya, hiç şüphe yok ki, onların kalplerinde asla yetişemeyecekleri bir büyüklük hevesinden başka bir şey yoktur. Sen Allah’a sığın. Kuşkusuz O Semî’, Basîr’dir (Mümin suresi, ayet 56).”

Yüce Allah’ın (c.c.) es-Semî’, el-Basîr olduğunu belirtmesinin ikinci hikmeti, zorluk ve sıkıntı içerisinde bulunan, haksızlığa ve zulme uğrayan insanları gördüğünü ve şikâyetlerini işittiğini vurgulamaktır. Bu, böyle durumda bulunan müminlere büyük bir manevi güç verir. Kadere rıza göstermelerini sağlar. Allah’a (c.c.) dayanıp ona tevekkül etmelerine vesile olur. Şu ayet-i kerime bu hikmeti çok açık bir biçimde içermektedir: “Kocası hakkında seninle tartışan ve Allah’a şikâyette bulunan kadının sözünü Allah işitmiştir. Allah sizin konuşmanızı işitir. Çünkü Allah Semî’dir, Alîm’dir (Mücadele suresi, ayet 1).”

Yüce Allah’ın (c.c.) es-Semî’, el-Basîr olduğunu belirtmesinin üçüncü hikmeti, kullarının ibadetlerde en büyük makama ulaşmalarını sağlamaktır. Dinin direği ve ibadetlerin en büyüğü, feyizlisi olan namaz, kulun kendisini huzurda, yani Allah’ın (c.c.) karşısında hissetmesidir. Ama bu öyle kolay kolay gerçekleşmez. Çünkü başka zaman değil de tam namaz sırasında nefis ve şeytan olmayacak vesveselerle insanın Allah (c.c.) karşısındaki bu huzurunu bozmaya, başka şeylerle gönlünü ve kafasını meşgul etmeye çalışırlar. İşte Allah’ın (c.c.) es-Semî’, el-Basîr olduğunun bilincinde olan bir mümin, Allah (c.c.) huzurunda bulunmanın edebini daha iyi sağlar ve korur. Meşhur Cibrîl hadisinde peygamberimiz ihsan makamını bu hikmete uygun bir biçimde açıklamıştır: “İhsan, senin Allah’ı görüyormuş gibi O’na ibadet etmendir. Her ne kadar sen O’nu görmüyorsan da O seni görmektedir.”

Allah’ın (c.c.) es-Semî’ ve el-Basîr güzel isimleri kulda kendisinin her sözünü Allah’ın (c.c.) işittiği ve yaptığı her işi Allah’ın (c.c.) gördüğü biçiminde bir bilinç ve otokontrol mekanizması oluşturmalıdır.
Muhsin İyi
 

Kaim

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
11 Ocak 2010
Mesajlar
2,197
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
42
Allahın kulağı ve gözü yok (nerden biliyon ? Yarattılarından hiçbirine benzememesi ve hemde hiçbir en ufak bir benzerlik bulunmayan Allah)

Allahın gözü yok göz retinası yok insan gibi yada bir mahluk gibi düşünürseniz yanılırsınız.

biz canlılar Retinamıza ışık düşer beynimiz algılar ve görürüz

Allahın görmesi ise ışığa dahi Muhtac olmaksızın karaklıkta aydınlıkta nettir.

Allahın görüşünden hiçbirşey kacmaz.

eskiler diyor ya :

Gece karanlıkta kara taşta yürüyen karıncayı görür.

bu benzetme aslında iyi değildir.

ne karanlık nede küçük olması Allahın görüşü için bir engel değildir cünkü.

Allah ; Atomların içindeki nötrinoların fırlamasını elektronların dalga dalaga yada fotonom olarak yayılmasını görür.

Bu taneciklerin zikrettiklerini görür. Biz göremeyiz gözümüzle

Allahın kulağı yok

Bizim ise kulagımız var iç kulakta belirli frekans aralığındaki sesleri duyabiliriz yanlız.

Allah ise Es Semi dir.

Bütün mahlukların sesini işitir.

Bir yunusun sonar sesini ; Yarasanın yön bulma dalga seslerini

bir böceğin ayak seslerini

Bunları biz duyamayız

Sonar sesi yüksek ferekans digeride cok düşük desibel.

Allah; ses Dalga titresim şeklinde Algılamaya muhtaclık duymadan cıkardıkları her sesi duyar.

bizim duyduklarımız sınırlı mesela köpek düdüğünün sesini biz duymayız ama köpek cok yüksek bir ses duyar.

Kullarının bile duyma aralıkları farklıdır.

Lakin Allah ise herşeyi sınırsız, Ansız işitir.
 

Kaim

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
11 Ocak 2010
Mesajlar
2,197
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
42
Allah ; Öyle Semi ki sen ses cıkarmasanda sesini duyar Ses dalgasına Muhtac değildir o Rahman.

içinizden gecerirek dua ettiğinizde hiç ses cıkmaz ama Allah duyar

Hemde kalpten geceirdiğin sesi sadece ve sadece Allah duyar Yanındaki melekler dahi duymazlar.

Lakin melekler ise içinizden gecirdiğiniz duayı Mahfuzdan baska yerden okuma imkanları kalmaz.

Samimi olun Ve için için dua edin.

Ve bilinki Sadece Allah ve sen biliyorsun bunu.
 

Kaim

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
11 Ocak 2010
Mesajlar
2,197
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
42
peygamber Efendimiz ;

sahabelerden birine tavsiye veriyor

Aksam yatağına yattıgında sadece içinden kalbinden gecirerek yanlız Allahın duyacağı sekilde aracısız Allah a dua et. diyor.

Bu tavsiyeyi sizde uyun

Yanlız Allahın duydugunu sen de bilirsen hissedersen İman kuvvetlenir.
 

Kaim

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
11 Ocak 2010
Mesajlar
2,197
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
42
düşünsene Arada melekler dahi yok Allahla baş başasın

Kalbinden gecirdiğin zaman Yanlız Allah duyar

Aklınızdan gecenleri melekler okuyabilirler.

Ama kalp ise ne melek ne seytan ne baska biri kimse duymaz.

Allahla senin arandaki bir özeldir cünkü o.

Allahla konuşun Rabbim diye seslenin

"duacının duasına İçabet ederim ben" buyurmuş kuranda

buyur kulum buyurur ve bütün melekler meraklanır ve insan olarak yaratılmadıkları icin seni kıskanırlar.
 

sahaff

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Kas 2009
Mesajlar
276
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
eskiler diyor ya :

Gece karanlıkta kara taşta yürüyen karıncayı görür.

bu benzetme aslında iyi değildir.

ne karanlık nede küçük olması Allahın görüşü için bir engel değildir cünkü.

Allah ; Atomların içindeki nötrinların fırlamasını elektronların dalga dalaga yada fotonom olarak yayılmasını görür.

Bu taneciklerin zikrettiklerini görür. Biz göremeyiz gözümüzle

Sizin yanlış bulduğunuz ''Gece karanlıkta kara taşta yürüyen karıncayı görür.'' sözü söylendiği dönemlerde acaba

atomların içindeki nötrinoların fırlamasını ortaya çıkaran teknoloji varmıydı ?
 

Kaim

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
11 Ocak 2010
Mesajlar
2,197
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
42
yanlış buldum demedim dikkat edin!

iyi bir örnek değil dedim.

Bilginin kıt oldugu bir devirde aslında iyi bir örnek olabilir.

Bu teknoloji yaratılısın basından beridir vardı

Lakin biz yeni biliyoruz.

Allah daha kim bilir neleri Ne alemleri görüyordur.

Allah görmek icin ışık üzmesine muhtac değildir.

Işık olmasada görür.

En gizli duvarların ardına saklanılsa duvarda görmesi için engel değildir.

bizim için engel olan seyler bunlar.
 

firdes

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 May 2007
Mesajlar
1,974
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
17
Konum
½ $@K@RY@'dannn:D *1984*
aslında en güzeli Rabbimizin azameti önünde boyun eğip-kulluğunun gerektirdiği gibi ömrünü tamamlamaya çalışmaktır.
Rabbimizin tüm noksanlıklardan münezzeh olduğunu kabullenmek , bu tip insani vasıflı suallere gerek duymamaya yardımcı olur.

selam ve baki dualarımla
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt