şaşkınlık geçirirken “allah allah” diyoruz, kelimeler çabuk çabuk... sinirlenmek üzere olduğumuzda da “allah allah” diyoruz, son a’yı dört elif miktarı çekerek... bir terslik olduğu vakit “allah” diyoruz, l’deki şeddeyi abartarak...
fırsat elimize geçtiğinde “allah” diyoruz, allaaaah! aşka geldiğimizde “allah” diyoruz, hecelere basa basa... canımız yandığında da “allah” diyoruz, “yandım allah!” ölmeye giderken de allah, allah, allah, allah!
ilencimizde, sevincimizde, hayretimizde, nefretimizde, iniltimizde, sızıltımızda, ibadetimizde, saadetimizde; allah, duygularımızı imar eden lisanımızın her hece taşında...
nazardan esnerken allah, korkudan sıçrarken allah, hoşumuza giderken allah, boşumuza gelirken allah, kandırmaya çabalarken allah, inandırmaya çalışırken allah...
allah’a düşkün, allah’a müptela böyle bir türkçe’ye sahipken allahsız olmak mümkün mü? allahsız kalmak?
allah’ın patlıcanını, kabağını yarıp içinde zoraki allah yazısı arayıp bulmaktan ya da arılara peteğe allah yazmaları için psikopatça arıcılık teknikleri uygulamaktan çok, bana türkçe’deki allah lafzının bereketi daha mucizevi geliyor... zorlamasız; apaçık ortada. yediden yetmiş yediye hepimizin dilinde. öylesine kolay, öylesine manidar...
ben türkçe yazıyorum, siz türkçe okuyorsunuz... türkçe anlaşıyoruz... hiç düşündünüz mü acaba, türkçe’de allah kelimesinden daha zengin çağrışımlar yapabilecek kuvvette bir başka kelime mevcut mu?
fırsat elimize geçtiğinde “allah” diyoruz, allaaaah! aşka geldiğimizde “allah” diyoruz, hecelere basa basa... canımız yandığında da “allah” diyoruz, “yandım allah!” ölmeye giderken de allah, allah, allah, allah!
ilencimizde, sevincimizde, hayretimizde, nefretimizde, iniltimizde, sızıltımızda, ibadetimizde, saadetimizde; allah, duygularımızı imar eden lisanımızın her hece taşında...
nazardan esnerken allah, korkudan sıçrarken allah, hoşumuza giderken allah, boşumuza gelirken allah, kandırmaya çabalarken allah, inandırmaya çalışırken allah...
allah’a düşkün, allah’a müptela böyle bir türkçe’ye sahipken allahsız olmak mümkün mü? allahsız kalmak?
allah’ın patlıcanını, kabağını yarıp içinde zoraki allah yazısı arayıp bulmaktan ya da arılara peteğe allah yazmaları için psikopatça arıcılık teknikleri uygulamaktan çok, bana türkçe’deki allah lafzının bereketi daha mucizevi geliyor... zorlamasız; apaçık ortada. yediden yetmiş yediye hepimizin dilinde. öylesine kolay, öylesine manidar...
ben türkçe yazıyorum, siz türkçe okuyorsunuz... türkçe anlaşıyoruz... hiç düşündünüz mü acaba, türkçe’de allah kelimesinden daha zengin çağrışımlar yapabilecek kuvvette bir başka kelime mevcut mu?