AcizBirKul.
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 3 Ağu 2012
- Mesajlar
- 635
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 34
Hz. Ali, Peygamber Efendimizin amcası Ebû Tâlib’in oğluydu. Ebû Tâlib, maddi durumu iyi olmamasına rağmen, uzun yıllar Peygamber Efendimizi ken*di yanında büyüttü. Hattâ o sofraya gelmeden ailesinden kimseyi yemeye baş*latmazdı. Çok tecrübelerle, Peygamberimizin “bereket sebebi” olduğunu biliyor*du.
Re*sû*lul*lah (a.s.m.), Hz. Hatice’yle evlendikten sonra, “amcasının yükünü hafif*let*mek ve ona minnet borcunu ödemek” düşüncesiyle Hz. Ali’yi yanına aldı. O sı*ralar Hz. Ali henüz 4-5 yaşlarında bir çocuktu. Bu sebeple, çocukluk yılları Pey*gamber Efendimi*zin terbiyesi altında geçti.
Kâinatın Efendisi peygamberlikle vazifelendirildiğinde, Hz. Ali 10 yaşında bulunuyordu. Ona ilk iman etme şerefine, kadınlardan Hz. Hatice, çocuklardan da Hz. Ali ermişti.
Hz. Ali bir gün Peygamberimizle Hz. Hatice’yi namaz kılarken görmüş, hay*ranlıkla seyre koyulmuştu. Namaz bitince hayranlığını gizleyemeyerek çocuk*su bir edayla, Peygamberimize:
“Nedir bu yaptığınız?” diye sordu. Peygamber Efendimiz:
“Ey Ali!” dedi, “Bu, Allah’ın beğendiği dindir. Seni, bir olan Allah’a imana davet edi*yorum. İnsanlara ne faydası, ne de zararı dokunmayan putlara tapmaktan sakındırıyorum!”
Böyle bir teklifle karşılaşan Hz. Ali:
“Bunu babam Ebû Tâlib’e bir danışmam gerekir.” dedi.
Fakat Peygamberimiz henüz davasını açıklamakla emredilmemişti. Bunun duyulmasını istemiyordu:
“Yâ Ali, söylediğimi kabul edersen et, etmezsen kimseye söyleme!” buyurdu.
O geceyi düşünerek geçiren Hz. Ali, sabah olunca Re*sû*lul*lah’ın huzuruna çıktı ve yaşından beklenmeyecek bir şekilde şöyle dedi:
“Allah beni yaratırken Ebû Tâlib’e sormadı ki, ben de O’na ibadet etmek için gidip babama danışayım!”
Hz. Ali bu sözleriyle, Re*sû*lul*lah’ın terbiyesinde yeti*şen bir kişiden beklenen olgunluğu göstererek imanla şereflendi.
Re*sû*lul*lah (a.s.m.), Hz. Hatice’yle evlendikten sonra, “amcasının yükünü hafif*let*mek ve ona minnet borcunu ödemek” düşüncesiyle Hz. Ali’yi yanına aldı. O sı*ralar Hz. Ali henüz 4-5 yaşlarında bir çocuktu. Bu sebeple, çocukluk yılları Pey*gamber Efendimi*zin terbiyesi altında geçti.
Kâinatın Efendisi peygamberlikle vazifelendirildiğinde, Hz. Ali 10 yaşında bulunuyordu. Ona ilk iman etme şerefine, kadınlardan Hz. Hatice, çocuklardan da Hz. Ali ermişti.
Hz. Ali bir gün Peygamberimizle Hz. Hatice’yi namaz kılarken görmüş, hay*ranlıkla seyre koyulmuştu. Namaz bitince hayranlığını gizleyemeyerek çocuk*su bir edayla, Peygamberimize:
“Nedir bu yaptığınız?” diye sordu. Peygamber Efendimiz:
“Ey Ali!” dedi, “Bu, Allah’ın beğendiği dindir. Seni, bir olan Allah’a imana davet edi*yorum. İnsanlara ne faydası, ne de zararı dokunmayan putlara tapmaktan sakındırıyorum!”
Böyle bir teklifle karşılaşan Hz. Ali:
“Bunu babam Ebû Tâlib’e bir danışmam gerekir.” dedi.
Fakat Peygamberimiz henüz davasını açıklamakla emredilmemişti. Bunun duyulmasını istemiyordu:
“Yâ Ali, söylediğimi kabul edersen et, etmezsen kimseye söyleme!” buyurdu.
O geceyi düşünerek geçiren Hz. Ali, sabah olunca Re*sû*lul*lah’ın huzuruna çıktı ve yaşından beklenmeyecek bir şekilde şöyle dedi:
“Allah beni yaratırken Ebû Tâlib’e sormadı ki, ben de O’na ibadet etmek için gidip babama danışayım!”
Hz. Ali bu sözleriyle, Re*sû*lul*lah’ın terbiyesinde yeti*şen bir kişiden beklenen olgunluğu göstererek imanla şereflendi.