Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Âlemlerin rabbinin kudretini anlayabilmek... (1 Kullanıcı)

Siyahgulsevdalisi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Haz 2006
Mesajlar
2,046
Tepki puanı
0
Puanları
0
Nefsimi kudret elinde tutan Zat'a kasem ederim ki, yedi sema ve yedi arz, Kürsî'nin yanında, çöle atılmış bir demir halkadan baka bir şey değildir. Arş'ın Kürsî'ye olan üstünlüğü de, tıpkı bu çölün o halkaya üstünlüğü gibidir.

Bütün hazırlıklar insan için yapılmaktadır. Allah Celle Celâluhu varlık âlemini insan için hazırlamaktadır. Varlık âlemi yaratılmadan önce var olan Allah Celle Celâluhu'dur. O'nun varlığının keyfiyeti, insan aklının alacağı bir şey değildir. "Hiç bir şey yokken Allah var idi." sözü Kâinatın Efendisi'ne de sorulmuş ve ondan bu konuda bilgi istenmişti:
"Ey Allah'ın Resûlü! Mahlûkatını yaratmazdan önce Rabbimiz nerede idi?" şu cevabı verdi:
"Amâ'da idi. Ne altında hava, ne de üstünde hava vardı. Arşını su üzerinde yarattı." (1)
Amâ'dan kasıt; O'ndan başka bir varlığın olmadığıdır.
Bir başka zamanda yine Kâinatın Efendisi'ne ilk yaratılışla ilgili sorarlar; o da şu cevabı verir:
"Bidayette Allah vardı, O'ndan önce başka bir şey yoktu. O'nun Arş'ı suyun üzerinde bulunuyordu. Sonra gökleri ve yeri yarattı. Sonra zikr (denen kader defterinde ebede kadar cereyan edecek) her şeyi yazdı." (2)
Konu ile ilgili elimizde hadisi şerifler ve Kur'anı Kerim'in dışında somut bilgiler mevcut değildir. Âyet ve hadislerden anlaşılan şu ki:
Hiçbir mahlûk yok iken, Allah var idi.
Allah Celle Celâluhu önce suyu ve su üzerinde Arş'ı yarattı.
Sonra gökleri ve arzı yarattı.
Sonra da meydana gelecek olayları, zerrelerden kürelere kadar her bir şeyi kader kitabında yazdı. Her bir hâdise bu kitapta yazıldığı üzere meydana gelmektedir. Bu kitaba şu da denilebilir: "Bütün yaratılmışların yol haritası."
Allah Celle Celâluhu yaratıklarını yaratmadan önce, onların yol haritalarını bir kitapta çizdi ve ondan sonra mahlûkatı yarattı.
Allah Celle Celâluhu'nun yarattığı Arş, Kürsî ve göklerle ilgili küçük bir bilgi verdikten sonra konumuza devam edeceğiz. Arş ve Kürsî hakkında Efendimizden bilgi sorarlar. Peygamber Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem Kürsî'nin, yedi semaya nazaran büyüklüğünü tasavvur edebilmemiz için şu teşbihte bulunur:
"Yedi sema, Kürsî içerisinde, bir kalkanın içine atılmış yedi adet dirhem gibidir."
Hâdisenin daha iyi anlaşılması için de İbn Abbas şu teşbihte bulunur:
"Eğer yedi sema ve yedi arz genişleyerek birbirlerine değecek hâle gelseler, Kürsî'nin genişliği yanında bunlar, çöle atılmış bir halka gibi kalır."
Kürsî'nin genişliği bu olursa, bir de Kürsî'yi kuşatmış olan Arş'ın büyüklüğünü varın siz hesap edin. Bir başka zaman yine Kâinatın Efendisi'ne sorarlar; o da şu cevabı verir:
"Nefsimi kudret elinde tutan Zat'a kasem ederim ki, yedi sema ve yedi arz, Kürsî'nin yanında, çöle atılmış bir (demir) halkadan başka bir şey değildir. Arş'ın Kürsî'ye olan üstünlüğü de tıpkı bu çölün o halkaya üstünlüğü gibidir." (3)
Evrende yüz milyarlarca galaksi, her bir galakside yüz milyarlarca yıldız ve bir o kadar da gök cismi bulunmaktadır. Bir cümle ile anlatmaya çalıştığımız bu büyük yaratılışı insan aklının anlaması mümkün değildir. Bütün evren Kürsî'nin yanında çöle atılmış bir demir halka misâlidir. Evren ve Kürsî de Arş'ın yanında aynı çöle atılmış demir halka misalidir.
Bir de bu dehşetli yaratılıştaki plan, proje ve tasarım mükemmelliğine bakınca Rabbimizin ne büyük bir güç ve kudrete sahip olduğunu daha iyi anlıyoruz.
Bu kadar büyük ve mükemmel bir yaratılışı yapan Zati Zülcelal, bunca yaratılışı hiç tesadüflere bırakır mı? Yani bundan sonra yaşanacakları bir kayıt altına almaz mı? Yaratıklarına bir yol haritası çizmez mi?
İşte Mevlâ'mız da bunu yaptı. Bu konuda şöyle haber verilmektedir:
"Yeryüzünde vuku bulan ve sizin başınıza gelen herhangi bir musibet yoktur ki, biz onu yaratmadan önce bir kitapta yazılmış olmasın. Şüphesiz bu, Allah'a göre kolaydır." (4)
"O, katımızda bulunan Anakitap'ta (Levhi Mahfuz'da) mevcut, yüce hikmetle dolu bir kitaptır." (5)
Allah Celle Celâluhu her şeyi bir kitapta yazdı.
İnsanın
yaratılacağı
haberi
Zaman bu şekilde akıp gidiyordu. Bir vakit geldi âlemlerin Rabb'i meleklere şöyle bir tebliğde bulundu:
"…Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım." Melekler bu beklemedikleri haber karşısında şaşırdılar:
"Bizler hamdınla seni tesbih ve seni takdis edip dururken, yeryüzünde fesat çıkaracak, orada kan dökecek insanı mı halife kılıyorsun?"
Meleklerin bu seslenişine:
"Sizin bilemeyeceğinizi herhâlde ben bilirim" buyurdu.
(Devam Edecek)



CİNLER

Cinlerin yaratılması ile ilgili "Ruhu'lBeyan" tefsirinde şöyle denilmektedir: "İnsanın atası Âdem Aleyhisselâm ise, cin taifesinin atası da Cann isimli cindir. Cinler Âdem Aleyhisselâm yaratılmadan yaklaşık olarak altmış bin sene önce yaratıldı. Cann'ın yaratılmasının ardından yedi bin sene geçti, bu yedi bin sene içinde çoğaldılar ve sayıları hızla arttı. Yerde ve semada yaşantıları güzel bir şekilde devam ederken, zamanla aralarında fitne, fesat ve kıskançlık yüzünden anlaşmazlıklar çıktı. Birbirlerini öldürmeye, birbirlerine zulmetmeye başladılar. Onların bu yaptıkları sebebiyle Allah Celle Celâluhu birinci kat semadaki meleklerini onlara müdahale için görevlendirdi. Bu meleklerin başına, reis olarak cinlerden biri olan, aynı zaman da âlim ve bilgin olan İblis vardı.
İblis emrindeki meleklerle, isyancı cinlere karşı büyük bir ıslah hareketi başlattı. Cinler bozguna uğradı, bir kısmı denizlerdeki adalara, bir kısmı da dağların tepelerine sürüldü. Ve böylece yeryüzü sakinleşti. İblis cinlere reislik yapmaya başladı. Allah Celle Celâluhu İblis'e birçok nimet bahşetmişti. İblis ibadetini, yeryüzünde yapıyor, semada yapıyor, cennete bile istediği zaman girip çıkabiliyordu. Allah Celle Celâluhu İblis'e saltanat vermişti.



MELEKLER

İşte bundan sonra sırasıyla melekler yaratıldı. Melekler, lâtif cisimler olup, şekilden şekle girebilmektedirler. Meleklerin sayısı konusunda değişik rivayetler vardır. Sayıları konusunda bize kadar ulaşan bilgilere göre; sayıları rakamlarla ifade edilemeyecek kadar çoktur. Yani onların sayılarını sayabilecek rakamlarımız mevcut değildir.
Rivayet edildiğine göre, insanoğlu cinlerin onda biri, cinler ile insanlar, yeryüzündeki diğer canlıların onda biri. Bunların hepsi, kuşların onda biri. Bunların hepsi, deniz canlılarının onda biri. Bunların hepsi, yeryüzündeki meleklerin onda biri. Bunların hepsi dünya semasındaki meleklerin onda biri ve bunların hepsi de üçüncü kat gökteki meleklerin onda biri kadardır. Bu yedinci kat göğün meleklerine kadar böyle gider. Sonra bütün bunların hepsi Kürsî meleklerine nispeten pek az kalırlar. Sonra bütün bunların hepsi, Arş'ın, sayısı yetmiş bin olan perdelerinden her bir perdesinde görevli meleklerin onda biri kadardır ki her bir perdenin uzunluğu, genişliği ve yüksekliği ile gökler, yerler ve bunlar arasında bulunan şeyler karşılaştırıldığı zaman bütün bunlar o perdenin yanında pek az ve küçük kalırlar. Gökte adım atılacak hiçbir yer yoktur ki, orada ya secde eden, ya rükûya varan yahut da kıyamda duran bir melek bulunmasın.
Meleklerin, Cenâbı Allah'ı tesbih ve takdis etmekten meydana gelen nağmeleri vardır. Sonra ise, bütün bunlar Arş'ın etrafında dönen meleklere nispetle denizdeki bir tek damla kadardır. Onların sayısını ancak Allah Teâlâ bilir. (6)
Meleklerle ilgili bilgi Kur'anı Kerîm'de verilmektedir:
"Rahman (olan Allah, melekleri) evlât edindi, dediler. Hâşâ! O, bundan münezzehtir. Bilâkis (melekler), lütuf ve ihsana mazhar olmuş kullardır." (7)
Âyeti kerimenin başında, Allah'a iftira atıldığından haber veriliyor ve bu iftiralarında ne kadar sapıklık içine düştükleri anlatıldıktan sonra melekler hakkında bilgi veriliyor: "Melekler, Allah Celle Celâlunu'nun lütuf ve ihsanına mazhar olmuş kullardır."
"O'ndan (emir almadan) önce konuşmazlar; onlar, sadece O'nun emri ile hareket ederler." (8)
Melekler, Allah Celle Celâluhu'nun dilemesinin dışında konuşmazlar, sadece O'nun emri ile hareket ederler.
"Allah, onların önlerindekini de, arkalarındakini de (yaptıklarını da yapacaklarını da) bilir. Allah rızasına ulaşmış olanlardan başkasına şefaat etmezler. Onlar, Allah korkusundan titrerler." (9)
Âyeti kerimede geçen "onlar lütuf ve ihsana mazhar olmuş kullardır." Bu lütuf ve ihsan neticesi meleklere şefaat hakkı verilmiştir; ancak onlar bu şefaatlerini Rablerinin izni ve rızası olmadan kullanamazlar. Bu mânada meleklerin, Allah'ın sevgili kullarına salât ettikleri, selâm verdikleri, dualarda bulunduklarını bütün İslâm kaynakları haber vermektedir. Melekler insana kıyasla çok daha fazla hakikate bizzat şahit olduklarından, bu hakikatleri yaşadıklarından, Rablerinden o kadar korkarlar ki korkudan titrerler:
"Onlardan her kim "Tanrı O değil, benim!" derse, biz onu cehennemle cezalandırırız. İşte biz, zalimlere böyle ceza veririz." (10)
Melekler, itaatli kullar olarak yaratılmalarına rağmen yine de içlerinden isyana yönelen ve "Ben tanrıyım!" diyenler çıkarsa, onların varacağı yer de cehennemdir.
 

gurbetten

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
31 Tem 2006
Mesajlar
1,474
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
45
Konum
ALMANYA/MANISA
RE: Âlemlerin rabbinin kudretini anlayabilmek...

SEVGILI SIYAH GÜL SEVDALISI KARDES HIKAYEDEN COK ETKILENDIM BEN YURT DISINDA YASIYORUM BU KONUDA ESIMLE ELIMIZDEN GELENI YAPIYORUZ.INAN YILLARDAN BERI BIRAK BIRINE HIDAYETE ERMEYI TEKLIF ETMEYI,KENDIMIZI BILE IFADE EDEMEMISIZ MÜSLÜMAN ALEMI OLARAK. BANA SORULAN ILK SORU SIZ 4 KUMA BIR ARADAMI YASIYORSUNUZ,ESIME ISE SIZIN DININIZ NIYE HEP ÖLDÜRMEYI EMREDIYOR.KUR-AN I KERIM DE SIZDEN OLMAYANI BULDUGUNUZ YERDE GIRTLAKLAYIN YAZIYOR DIYOR.COK ÜZÜLÜYORUZ ANLATMAYA CALISIYORUZ.BU ARADA HIDAYETE ERMIS BI ARKADASIMA ILK NAMAZINI KILDIRMAYI ALLAH NASIP ETTI.EVINDE BASÖRTÜSÜ YOKTU BASIMDAN CIKARIP ONA TAKTIM BENDE MASA ÖRTÜSÜNÜ TAKTIM IDARE ETTIK COK GÜZEL BIR DUYGUYDU.4COCUKLA KILMASI ZOR OLDU AMA OLDU. YAZILARININ DEVAMINI BEKLIYORUM.ALLAH A EMANET OL
 

Siyahgulsevdalisi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Haz 2006
Mesajlar
2,046
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Âlemlerin rabbinin kudretini anlayabilmek...

a.s sevgili ablacıgım abla diyoum çünki yaşınız kaç bilmiyorum ama nikah büyüklüğünüz var (tükr toplumunun güzel bi adeti) öncelikle allah razı olsun inş. yazılarım devam edicek Bir abim şöyle buyurmuştu Oğlum dogru bilgiyi menşeine bakılmaksızın al... bu söze efendimizin bir hadiside ışık tutuyor İlim yitik malınızdır nerde görürseniz onu alınız. Bir İslam Dört eşliliği kabul eder mubah görür ancak islam zoraki durumlarda buna izin verir islam aslında tek eşlilik üzeridir örnek savaşta ve o eş edinilen hanımın sahibsiz kalmaması adına bununla ilgili int bazı sitelerde yazılar var onları okuyunuz inş. kuranda yazılan her şey i okundugu gibi algılamamak lazım indigi zaman ve yere göre değişir hükümler bunun açıklamasını yapmanız gerekir bir müslüman olarak. hidayete vesile olmak ne güzel inş. devamı gelir sevgili kardeşim. artı olarak yaşadıgınız masa örtüsü olayı çok güzel ve çok özel bi durum maşlllah kalbinizin nuru daim olsun inşallah...
 

gulderen

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Haz 2006
Mesajlar
41
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Âlemlerin rabbinin kudretini anlayabilmek...

B)B)Allah razı olsun kardeşim.Ben de bu konu üzerine bazı bilgiler edinmiştim hemen hemen aynı tabi bu kadar ayrıntılarına kadar bilmiyordum.İsabet oldu birçok insanın ilgisini çeken konulardan birisini seçmişsiniz.Emeğinize ve yüreğinize sağlık.B)B)
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt