Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Aklinizi kiraya vermeyin! (1 Kullanıcı)

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
41
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
Ali Küçük


“ALLAH, “Sizden önce geçmiş cin ve insan üm-metleriyle beraber ateşe girin.”der. Her ümmet gir-dikçe kendi yoldaşına lânet eder. Hepsi birbiri ardın-dan cehennemde toplanınca, sonrakiler, öncekiler için “Rabbimiz! Bizi sapıtanlar işte bunlardır, onlara ateş azabını kat kat ver." derler, ALLAH, "Hepsinin kat kattır, ama bilmezsiniz." der."(7 A'raf, 38)
Evet Rabbimiz buyuracak ki onlara: Haydi baka-lım girin cehenneme. Sizden önce insanlardan ve cin-lerden sizin gibi düşünen, sizin gibi inanan, sizin gibi yaşayan, sizinle beraber aynı günahları işleyen, aynı zulümleri irtikap edenlerle beraber girin cehenneme denilecek onlara. İnsanlığın yeryüzünde boy göster-diği Hz. Âdem (a.s.) döneminden sizin geberdiğiniz güne kadar cinlerden ve insanlardan ateşi boylayan-larla beraber siz de ateşe yuvarlanın denecek ve Hz. Âdem'den bu yana cinlerden ve insanlardan tüm müşrikler, tüm zâlimler, kendilerini ALLAH'a kulluk ma-kamından koparıp ALLAH'tan başkalarına kulluk orta-mında tutmaya çalışan tüm müşrik ve zâlimler, Al-lah'ın yasalarını beğenmeyerek, ALLAH'ın âyetlerini reddederek keyiflerince bir hayat yaşayan tüm müş-rikler, ALLAH'a iftira eden, ALLAH'ı ve ALLAH'ın âyetlerini yok farz ederek hevâ ve hevesleri istikâmetinde bir hayat yaşamaya çalışan tüm zâlimler cehennemde bir arada toplanacaklar.
Onlardan her bir ümmet, her bir grup oraya gir-dikçe, cehennemi boylayıp ateşle kucaklaştıkça ken-di kardeşini lanetleyecek, kendi arkadaşına lanet yağdıracak. Yâni dünyada aynı kategoride olanlar, dünyada aynı safta bulunan, aynı günahları işle-yen, aynı günah ve zulüm çukurlarına birlikte ba-tan, aynı naneleri birlikte yiyen, aynı zulümleri bir-likte gerçekleştiren günah arkadaşına lanetler yağ-dıracak.
Evet lanetleşecekler. “Sen yaptın! ALLAH belânı versin, sen teşvik ettin! Sen yönlendirdin! Keşke se-ni dinlemeseydim!”diye birbirlerini suçlayacaklar.
Evet ayrı ayrı her nesil için her kuşak için işledik-leri günahlardan dolayı iki kat ceza vardır. Çünkü birinci ceza kendilerinin işlediklerinden ötürü, ikin-ci ceza da kendilerinden sonraki nesillerin kendile-rini örnek alarak günah işlemiş olmalarından dolayıdır. Bundan dolayı selef olanlar yâni önce-kiler kendi yaptıkları günahlardan dolayı sorumlu olacakları gibi sonrakilere kötü örnek olmaların-dan dolayı da sorumlu olacaklardır.
Meselâ birisi zinanın, zina evinin ilk baniliğini ya-par, zina adına ilk çığırı açmışsa, veya futbol saha-larının yollarını, sinemanın, faizin, içkinin, kumarın yollarını gösterirse, bu konuda ilk çığırı açarsa kı-yamete kadar o yoldan gidecek tüm zinacıların, tüm faizcilerin, içkicilerin günahları onlarınkiler ek-silmeksizin bu ilk çığır açan kişiye yüklenecektir. Faizin, içkinin tanıtımını yapanlar da aynen bunun gibidir. Ya da barı, pavyonu evin içine taşıma adına video ve televizyon teminine yardımcı olanlar da onu seyredenlerin günahlarının bir mislini yükle-neceklerdir. Hattâ yeryüzünde ilk adam öldürme çı-ğırını açtığı için Hz. Âdem'in oğlu Kâbil kıyamete kadar adam öldürenlerin günahlarının bir mislini sırtına yüklenecektir.
Ama kim de iyi bir çığır açmışsa kıyamete kadar o yoldan giden insanların sevaplarının bir misli onun defterine yazılacaktır. İnsanların müslüman-laşması, insanların İslâm'a, Kur'an ve sünnete yö-nelmeleri adına kim bir çığır açarsa, kim bir adım atarsa bilelim ki, onlarda meydana gelen değişim-lerin sevaplarının bir misli o kişinin defterine yazı-lacaktır.
Evet insanlar hangi yolda çığır açmışlarsa, o çı-ğırdan gidenlerin sevap ya da günahları onları ilgi-lendirmektedir.
Demek ki insanın yaptıkları sadece kendisiyle sınırlı kalmamaktadır. Kafasında ve vücudunda ta-şıdığı virüsü kendisinden başka çocuklarına ve da-ha sonraki nesillere de aktarmaktadır. Dolayısıyla bu eyleme adalet gereği ceza ya da mükafatın tak-diri de ancak gelecek nesillere intikali ve yaptığı tesirlerle ancak hükme bağlanabilecektir
Sonrakiler, öncekilere diyecekler ki, yâni cehen-neme önce girip yerleşenlere sonradan gelenler di-yecekler ki, ya da mus'tazaflar müstekbirlere, tâbi olanlar tâbi olunanlara, ya da arkadan gidenler ön-derlerine diyecekler ki: Ya Rabbi! İşte bizi saptıranlar bunlardır! Bizi dosdoğru yoldan bunlar saptırdı. Bizi senin yolundan, senin kitabının yolundan, senin elçilerinin yolundan ve cennet yolundan saptırarak buraya kadar getirenler, işte bunlardır! Bizim yazımızı değiştirenler bunlardır. Biz bunlar yüzünden kitabımızı tanıyamadık! Bizim kılık kıyafetimizi bunlar değiştirdiler. Biz senin istediğin gibi giyinemedik! Bi-zim hukukumuzla bunlar oynadılar! Senin hukukunla amel edemedik! Bizim eğitimimizi bunlar bozdular, biz senin dinini öğrenemedik! Senin dinini, senin ha-yat programını bunlar ilga edip kendi yasalarını onun yerine ikâme ettiler, biz senin hayat tarzını yaşaya-madık! Bizi saptıranlar bunlardır! Eğer bu adamlar olmasaydı biz senin istediğin gibi yaşayacak ve şimdi bu cehenneme gelmeyecektik! Binaenaleyh ya Rab-bi bunlara azabın iki katını ver! diyecekler.
Evet kendilerine ALLAH'ın âyetlerini anlatmayan, kendilerini ALLAH'ın kitabıyla tanıştırmayan babala-rını, kocalarını, hocalarını, üstadlarını, komşularını, liderlerini arayacak insanlar onları ayaklarının altına almak için. Kendilerine kötü çığırlar açan, kendile-rine kötü miraslar bırakan ve böylece kendilerinin şirke düşüp cehenneme yuvarlanmalarına sebep olan öncülerini önderlerini arayacak insanlar. Cehen-neme yuvarlanmak üzere gittikleri kötü çığırı açıp on-lara miras bırakanları arayacaklar.
Yâni eğer bizim sapıklığımız bizden öncekilerin bi-ze bıraktıkları bozuk miras yüzündense, hep bundan şikâyet ediyorsak, peki o zaman söyleyin biz, bizden sonrakilere ne bırakıyoruz? Nasıl bir miras bırakı-yoruz çocuklarımıza. Bizler şu anda bizden sonra ya-şayacak çocuklarımıza nasıl bir yol bırakıyoruz? Ar-kamıza bıraktığımız yol, çoluk çocuğumuza bıraktı-ğımız usul, onlara gösterdiğimiz din, onlara örnekle-diğimiz kulluk, çevremize ulaştırdığımız teklifler aca-ba yarın karşımıza nasıl bir sonuç çıkaracak? Acaba bizim arkamızdan gelenler de ya Rabbi bizi bunlar saptırdı. Bize öyle bir yol, öyle bir din bıraktılar ki biz de onu gerçek yol zannettik. Onu gerçek din zannet-tik. Bize öyle bir hayat anlayışı, öyle bir mal anlayışı, öyle bir kazanma - harcama anlayışı, öyle bir gece ha-yatı, öyle bir gündüz hayatı örneklediler ki biz de onu gerçek bir hayat zannettik. Bizi başkası değil bunlar saptırdı ya Rabbi demeyecekler mi acaba? Çocuk-larımızdan torunlarımızdan bu şikâyetlerle bu lanet-lerle karşılaşmayacak mıyız acaba? Bu âyetler ışığın-da ALLAH için kendimizi sorgulamak zorundayız.
 

Sebahat.28

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Ağu 2008
Mesajlar
160
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
50
Selamün aleyküm
Allah razi olsun hakikaten güzel bir paylasim. Yazini dikkatle okudum. Söyle bir yapip ettiklerimi gözden gecirdim. Anladim ki yani bir kisiyi vaktiyle bir kötü seye alistirmis olsak, ve sonra tövbe etsek dahi o kisinin isledigi günahlardan kurtulamiyoruz. Bunu duymustum ama ciddi sekilde düsünmemistim. Malesef ben de önceden güzel bir hayat sürmemis, bazi kisileri kötülüge tesfik etmisimdir. Üstelik o kisiler de müslüman dahi degil ve ancak umarim ki onlar da müslüman olur ve tövbe ederler. Alakami kesmistim onlarla ama hemen arayip bulup buna gayret edecegim, yoksa yandim, mahvholdum. Gercekten aklimi kiraya vermisim. Umarim bu gayretimde basarili olurum umarimki tüm Muhammed Ümmeti güzel cigirlar acarlar.
Tekrar tesekkür ederim. Cok güzel bir yazi olmus insanin kendi yaptiklarini gözden gecirmeye sevkediyor. Bunun güzel karsiligini cennette bulmani dilerim.
 

Sebahat.28

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Ağu 2008
Mesajlar
160
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
50
Döndüm dolastim düsündüm yine geldim. Bu yazin beni cok etkiledi. Unuttugum islemis oldugum günahlarimi hatirladim. Ümitsiz olmamak gerek bu bir müjde de olabilir. Birinci, insan hatasini bilirse onu düzeltme sansi olur, ikinci de belki böyle iyi bir cigir acacak gayret icine girebilir. InsAllah güzel amelleri tavsiye eden bir cigir acmak hepimize nasip olur.
 

ferahhfeza

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
10,922
Tepki puanı
8
Puanları
0
Yaş
46
Web Sitesi
ferahhfeza.blogcu.com
Evet ayrı ayrı her nesil için her kuşak için işledik-leri günahlardan dolayı iki kat ceza vardır. Çünkü birinci ceza kendilerinin işlediklerinden ötürü, ikin-ci ceza da kendilerinden sonraki nesillerin kendile-rini örnek alarak günah işlemiş olmalarından dolayıdır. Bundan dolayı selef olanlar yâni önce-kiler kendi yaptıkları günahlardan dolayı sorumlu olacakları gibi sonrakilere kötü örnek olmaların-dan dolayı da sorumlu olacaklardır.


_______selamun aleykum kardeşim
tek kelime ile güzel bir yazı .. rabbim gaflete düşürmesin bizleri..
selam ve dua ile__________
 

nuresma

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Eki 2006
Mesajlar
2,975
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Konum
ankara
selamun aleykum
Allah razı olsun. düşündürücü bir yazıydı.
unutmayız inşaallah.
selametle...
 

ş-e-v-v-a-l

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Ara 2008
Mesajlar
167
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
47
Allah razı olsun kardeşim,
Emeğinize sağlık
Selam ve baki dua ile kalın.
 

imported_mehmet__

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
1 Eyl 2008
Mesajlar
18
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
42
Allah razı olsun kardeşim insanı gerçekten düşünmeye itiyor, ve geçmişle yüzleştiriyor.
 

_YUSUF_

Yönetici
Katılım
26 Haz 2008
Mesajlar
4,070
Tepki puanı
1,043
Puanları
113
Yaş
42
Selamün Aleyküm hanımefendi kardeşim
Çok güzel bir konuya değindiniz
Allah'u teala razı olsun ecrini bol versin inşaAllah

Okuyanı gerçekten hakikatlerle buluşturan Ali Küçük hocayı yakından tanımak isteyenler için kendi ağzından tanıyalm...


.........................

Hamd bizi insan olarak yaratan, bizi muhatap kabul ederek kita­bını gönderen, bizi vahyiyle, mutlak bilgisiyle şereflendiren âlemle­rin Rabbine aittir. Salât u selâm kulluk örneğimiz, pîşdâ­rımız, sevgili efendimiz Hz. Mu­hammed Mustafa (s.a.v) efendi­mize ve onun pak ashabına aittir.



İmam Hatip yıllarında direk ve en direk Kur’an’ı anlatan Arapça ve Türkçe kitaplara yö­neldim. Kulluk kitabımızı ve onun pratiği olan Resûlullah efendimizin sünnetini tanımadan Allah’ın istediği kul­luğu yaşayabilmemin imkânsızlığına olan kesin inancım, beni yoğun bir şekilde vahye yönlendirdi. Kur’an’la alâkalı bir altyapımın oluşması için önce çeşitli meâllerden sayısını şu anda hatırlayamayacağım ka­dar hatim indim. Her hatmimde Besâir olan kitabımız bana derin ufuklar ve bakış açıları kazandırdı. Bu arada Kur’an’la beraber başta kütüb-i sitte olmak üzere hadis kitaplarını okudum. Sünnetin, Kur’an’ın ikinci derecede müfessiri ve beyân edicisi olduğuna inan­cım, beni yoğun bir şekilde sünnetle meşguliyete yönlendirdi. Sün­netle beraberliğim Kur’an’ı daha güzel anlamama yardımcı oldu. Daha sonra Arapça Türkçe bugüne kadar yazılmış tefsir kitaplarını okumaya çalıştım. Bende kitabımızla alâkalı bir alt yapının böylece oluştu­ğunu hisseder etmez, hemen çevrem­den gruplar kurup anlat­maya başladım. Öğren-diğim bölümleri ders grupla­rıma anlatmaya baş­ladıktan sonra kitabımıza vukufiyetim daha da derinleş­meye baş­ladı. Anlatarak daha güzel öğrenme imkânına ulaşmayı bizzat tec­rübe ettim.



Bunun için her yıl anlattığım grupları artırdım. Kitabımızı bö­lümlere ayırarak 40-45 civarın­daki gruplarıma anlatmayı yoğunlaştır­dım. Bu arada ders grupla­rından bazı arkadaşlar bu dersleri kasetlere alarak daha geniş kitlelere ulaştırmayı denediler. İlk planda 40 kadar kaset piyasaya yayıldı. Dinleyenlerden memnuniyet beyanları gel­meye başlayınca, bir 40 kaset daha yapıldı. Daha sonra baştan sona Bakara sûresi çıktı. Bu kasetler pek çok müslümanın evine girdi, bir çok radyo bu kasetleri yayınladı. Allah’ın yar­dımıyla pek çok müslü-man Kur’an ve sünnete yöneldi. Okuyanlar, araştır­maya yöne­lenler çoğaldı.



Daha sonra pek çok müslümandan bu derslerin kitap ha­line getiril­mesi ve bilhassa ders yapan müslümanların istifadesine sunul­ması konu­sunda yoğun talepler geldi. Hattâ bizzat ya da telefonla bana ulaşan bir çok kardeşimiz çevrelerine Kur’an anlatmaya başla­dıklarını, bu kasetleri yazıya aktarıp istifade etmek için uğraştıklarını, kasetlere alınan bu sohbetlerin ya­zıya dökülmesinin kendileri için çok yardımcı olacağını söylediler. Bunu ciddi ciddi dü­şündüm. Zaman za-man vahiy öğrenip, onunla kendilerini diriltip, et­raflarının dirilişini de kendilerine dert edinmiş samimi Müslümanlara teşvik olsun diye ça­lışma notlarımdan fotokopiler gönderdim. Ama çok uzaktaki Müslü­manların bu bilgilerin kitap haline dönüşmesi talebi ısrarla devam etti. Oturup bir kenarda donuk bir kitap yazmayı sevmediğim için kitabın bu derslerden oluşmasını uygun gördüm. Çünkü erke­ğiyle-kadınıyla, genciyle-yaşlısıyla, talebesiyle-esnafıyla her sınıf insanın arasında, onların hayatlarına indirgeyerek, örnekleyerek oluşacak bir kitabın da-ha güncel, daha canlı ve kalıcı olabileceğini düşündüm.



Ders grubu arkadaşlarımın arasında en az beş kere anlattı­ğım ve her anlatışımda biraz daha olgunlaştırdığım her bir Kur’an bölü­münü altıncı veya yedinci anlatışımda cebimde taşıdığım teyibe kay­dettim. Bu kasetleri yine burada şükranla yad ettiğim bir grup talebe kar­deşim büyük bir gayret ve samimiyetle çözüp kâğıda aktardılar. Rabbim hepsinden razı olsun. Yazıya aktarılan bu metinler üzerinde bilgisayarda çok az bir tashih çalışması yap­tıktan sonra Rabbime sonsuz şükürler ol­sun ki, siz değerli Kur’an dostlarına bir kitap halinde sunmaya bizleri muvaffak kıldı. Sadece bir tek Müslüman’ın bile bu çalışmam vesîlesiyle hidâyete ulaşması, benim için dünya ve içinde­kilerin tamamına sahip olmaktan daha büyük mutluluk sebebi olacak­tır.



Bizden önce bu kitabı anlamaya çalışmış, anladıklarını bizimle payla­şarak bizim dirilişimize sebep olmuş selefimizden Allah razı ol­sun. Bizler sadece onların kitaplarını okuyarak kitabımızı öğrenmeye, öğrendiklerimizle kendimizin ve çevremizin dirilişine vesile olmaya ça-lıştık. Her Müslüman’ın görevi budur. Her Müslüman vahyi okumak, öğrenmek, kendinin ve ulaşabil­diği çevresinin dirilişine vesile olmakla mükelleftir. Ben sadece kitabımızla alâkalı söz söyleme yetkisine sa­hip olan selefimizin yazdığı kitaplar aracılı­ğıyla, kitabımızın bana söylediklerini sesli düşünerek çevremdekilerle pay­laşmaya çalıştım. Pek tabiidir ki bunlar benim kitabımın bana söyledikleridir. Bunlar be­nim kitabımdan anladıklarımdır. İnşallah sizler de okuyun, sizler de başvurun kitabınıza, sizin kitabınız da size benim anladıklarımdan çok daha mükemmel anlayışlar kazandıracaktır. Değilse yirmi yıldır Kur’an anlatmaya çalıştığım hiçbir Müslüman’ı kendi anlayışıma ça­ğırmadım. Hiç kimseye; “Benim gibi düşünün, benim gibi anlayın, be­nim gibi yaşayın, beni örnek alın, beni takip edin” demedim. Ömrüm boyunca Allah kullarını vahye çağırdım. Ben bu kitabı ve bu kitabın pratiği olan Resûlullah efendimizin sünnetini okuyup öğrenmeye çalı­şıyorum. Gelin siz de mutlak doğru olan Allah kitabına ve yasal örne­ğimiz olan peygambere yönelin. Bizi ve bizim gibileri örnek alırsa­nız, biz de çakılır kalırsınız. Ancak bizim kadar Müslüman olabilir, bizi bir adım öteye geçemezsiniz dedim.


Yıllardır Müslümanların arasında yaptığım Kur’an sohbetlerim­den olu­şan bu kitabım elbette temel değildir, eksiksiz, kusursuz değil­dir. Elbette benim anlayışımın dışında da çok güzel anlayışlar vardır. Müslümanların di­nine zarar verecek bir yanlışımı tespit eden kardeş­lerimin Allah için kardeşini uyarmaları bir kardeşlik görevidir.



ALİ KÜÇÜK


KONYA
..............................



Sohbetleri gerçekten dinlemenizi öneririm.Dinimiz adına bizlere çok şey katacaktır.Mutlaka dinlemenizi tavsiye ederim


Linkten ulaşabilirsiniz.










 

IMEN

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Şub 2008
Mesajlar
201
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
selamun aleyküm
kalemine sağlık Rabbim bizi hep hayırla anılanlardan eylesin zira ademiz ve çok hatamız var bizi günaha vesile kılmasın Rabbim
selam ve dua ile
 

hayri07

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Şub 2009
Mesajlar
1,455
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
51
RABBİM razı olsun kardeşim negüzel bir paylaşım tşkr.
 

elif07

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Mar 2009
Mesajlar
6
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
42
allah razı olsun çok güzel bir paylaşım.
 

Hasıl ı Kelam

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Ağu 2008
Mesajlar
2,034
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Bizler şu anda bizden sonra ya-şayacak çocuklarımıza nasıl bir yol bırakıyoruz? Ar-kamıza bıraktığımız yol, çoluk çocuğumuza bıraktı-ğımız usul, onlara gösterdiğimiz din, onlara örnekle-diğimiz kulluk, çevremize ulaştırdığımız teklifler aca-ba yarın karşımıza nasıl bir sonuç çıkaracak? Acaba bizim arkamızdan gelenler de ya Rabbi bizi bunlar saptırdı. Bize öyle bir yol, öyle bir din bıraktılar ki biz de onu gerçek yol zannettik. Onu gerçek din zannet-tik. Bize öyle bir hayat anlayışı, öyle bir mal anlayışı, öyle bir kazanma - harcama anlayışı, öyle bir gece ha-yatı, öyle bir gündüz hayatı örneklediler ki biz de onu gerçek bir hayat zannettik. Bizi başkası değil bunlar saptırdı ya Rabbi demeyecekler mi acaba? Çocuk-larımızdan torunlarımızdan bu şikâyetlerle bu lanet-lerle karşılaşmayacak mıyız acaba? Bu âyetler ışığın-da ALLAH için kendimizi sorgulamak zorundayız.

Allah celle celalüh razı olsun.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt