Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Akıl olmadan imân olmaz!.. (1 Kullanıcı)

نعىمة

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
2 Ara 2007
Mesajlar
2,969
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
41
akıl sınırlı bir varlıktır. insan beyninde değişik duyu merkezleri var. görme ,duyma gibi bunlar sadece gözün gürdüğü kulağın işttiği bazı şeyleri duyabiliyor ve görebiliyor.

bir de kalb gözü var kalb kulağı. bunu Kurandan öğreniyoruz.

onuniçin Hak Teala zalimlerin akıllarını değil de kalblerini mühürlüyor.

siz delilik sebebini biliyor musunuz? akıldan kaynaklanan bir sebeb değildir.
insan içindeki ruhun arayıp bulamaması sebebiyle çıkmazlar sokağına girmesidir.

"ala bizikrillahi tatmainul kulub/ Allahın zikri ile gönüller tatmin olurlar"

"ben bir yere sığmam ancak mümin kulumun kalbine sığarım"
arifler bu hadisi kudsini tefsirinde "kalb bir aynadır" der.

bunun için gönüle beytullah da denmiştir.

İslam dini esası gönül yolculuğudur. "her gönülde Allaha varan yol vardır" Peygamberimiz (sav) Allahtan bir ayet olarak Ummi/okuma yazma bilmeyen idi. bezmi Elestte Allahı görenler ruhlar idi. o zamanar akıl yaratılmış değildi.

bunlar akıl denen nimetin inkarı değildir. İMAN HAKİKATININ GÖNÜL İLE YAŞANIYOR.
GÖNÜL SELİM OLDUKTAN SONRA AKIL DE SELİMDİR. DİĞER ORGANLAR DA.
 

نعىمة

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
2 Ara 2007
Mesajlar
2,969
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
41
Ruh Eleste Bezminde Misali Olmayan Güzeller Güzelini Görmüş.
emir vermeden Dahi Vecd Ile Secde Ettiren O Misalsiz Allahi. Mutlak Mabudu."allah Göklerin De Yerlerin De Nurudur"

Allahtan Bir Sir Olan Ruh Bu Aleme Verdiği Misakin /yeminin Sebebiyle Gönderilmiş. Gözlerini Bu Dünyaya Açtiği Andan Itibaren Aci Bir Firkati Yaşiyor. Ariyor. O Misalsizi. Gözleri O Yüzden Hep Güzellere Meylediyor. Ama Hep Aradiğim Bu Değildi. Hayal Kirikliğini Yaşiyor. Bütün Hüzün şarkilarda Bu Hasreti Söylüyor.

Kalblerini Allah Zikri Ile Ihya Edenler Namazda Bir Buluşma Yaşiyor.
"namaz Müminin Miracidir" Buna Inşirahi Kalb De Denir. Gönül Genişlemesidir. Allah Hepimize Nasib Eylesin.

Ruhu Sahibine Kavuşturmak Gerek.
 

nakşibendi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Mar 2006
Mesajlar
1,946
Tepki puanı
0
Puanları
0
نعىمة;583107' Alıntı:
akıl sınırlı bir varlıktır. insan beyninde değişik duyu merkezleri var. görme ,duyma gibi bunlar sadece gözün gürdüğü kulağın işttiği bazı şeyleri duyabiliyor ve görebiliyor.

bir de kalb gözü var kalb kulağı. bunu Kurandan öğreniyoruz.

onuniçin Hak Teala zalimlerin akıllarını değil de kalblerini mühürlüyor.

siz delilik sebebini biliyor musunuz? akıldan kaynaklanan bir sebeb değildir.
insan içindeki ruhun arayıp bulamaması sebebiyle çıkmazlar sokağına girmesidir.

"ala bizikrillahi tatmainul kulub/ Allahın zikri ile gönüller tatmin olurlar"

"ben bir yere sığmam ancak mümin kulumun kalbine sığarım"
arifler bu hadisi kudsini tefsirinde "kalb bir aynadır" der.

bunun için gönüle beytullah da denmiştir.

İslam dini esası gönül yolculuğudur. "her gönülde Allaha varan yol vardır" Peygamberimiz (sav) Allahtan bir ayet olarak Ummi/okuma yazma bilmeyen idi. bezmi Elestte Allahı görenler ruhlar idi. o zamanar akıl yaratılmış değildi.

bunlar akıl denen nimetin inkarı değildir. İMAN HAKİKATININ GÖNÜL İLE YAŞANIYOR.
GÖNÜL SELİM OLDUKTAN SONRA AKIL DE SELİMDİR. DİĞER ORGANLAR DA.

İnsanı insan yapan, onun her türlü faaliyetlerine mânâ kazandıran ve ilâhî emirler karşısında insanın yükümlülük ve sorumluluk altına girmesini sağlayan akıldır.
Akıl, Allah-u Teâlâ’nın kullarına lütfettiği en büyük nimetlerden birisidir. Buna rağmen vahiy nuru, peygamber nuru olmadan hakikatı bilemez, doğru yolu bulamaz.
Aklı göze benzetirsek, din güneş mesabesindedir. Göz ne kadar keskin olsa da, gece karanlığında hiçbir yeri göremez, hiçbir işe yaramaz.
Aklın en büyük desteği dindir. Akl-ı selim, din ile birleştiği zaman, Hakk ve hakikatı tasdik eder ve Allah-u Teâlâ’nın methine mazhar olur.
“O kullarım ki, sözü işitip de onun en güzeline uyarlar. İşte bunlar Allah’ın kendilerine hidayet ettiği kimselerdir. İşte bunlar öz akıl sahiplerinin tâ kendileridir.” (Zümer: 18)
Onlar nefislerinin arzularına kapılmayıp, dünya saâdetinin ahiret selâmetinin yolunu takip etmeye devam edip dururlar.
Akıl ancak; İslâm dinine uymakla, Allah-u Teâlâ’nın emirlerini yapıp nehiylerinden kaçınmakla, Resulullah Aleyhisselâm’ın emir ve izinden yürümekle Hakk’ın sevgisini kazanır.
Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’sinde buyurur ki:
“Resulüm! Onlara söyle: Eğer Allah’ı seviyorsanız bana tâbi olun ki, Allah da sizi sevsin.” (Âl-i imran: 31)
Kalplerinizden perdeleri kaldırsın, aşırılıklarınızı gidersin, sizi cennetlerine yaklaştırsın ve katında sizlere yer hazırlasın.
Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz ise Hadis-i şerif’lerinde şöyle buyuruyorlar:
“Sünnet-i seniyyeme sarılan mümin cennete girer.” (Münâvî)
Yani ancak Resulullah Aleyhisselâm’a uymakla Allah sevgisi kazanılır, aksi halde mümkün değildir.
Dinin kılavuzluğundan uzak kalan akıl ise, güneş olmadığı için göremeyen göz gibidir. Hakikatı idrâk edemez. Allah-u Teâlâ onlardan akıl ismini almış ve Âyet-i kerime’lerde onlar hakkında şöyle buyurmuştur:
“Aklınızı kullanmıyor musunuz?” (Bakara: 44)
Nedir bu yaptığınız hareketler?
“Böyle yapmaları, akıl erdirmeyen bir topluluk olmalarındandır.” (Mâide: 58)
Çünkü aklı başında olan her insan geleceğini düşünür, ona göre tedbirini alır, tedarikini yapar.
“Onların çoğunun akılları ermez.” (Mâide: 103)
Yaptıkları işin asılsız olduğu hususunda akıllarını kullanmazlar.
“Onların çoğunu hakikaten söz dinlerler, yahut akıllanırlar mı sanıyorsun?” (Furkan: 44)
Çünkü onlar hak ve hakikatı işitmek için kulak vermiyorlar, düşünmek için akıllarını kullanmıyorlar. Ne delil, ne şahid, ne de hak ve hakikat tanıyorlar.
İlâhî bir lütuf olan aklını, vicdanını suistimal ederek Hakk’tan ayrılan, Hakk ve hakikatı kabul etmeyen, bâtıl peşinde koşup duran kimseler, cezâ günü geldiğinde pişmanlık ve hasretler içinde kendilerini kınayacaklar.
Âyet-i kerime’de şöyle buyuruluyor:
“Onlar diyecekler ki: ‘Eğer biz dinler yahut akıl eder olsaydık şu çılgın cehennem ehli ile beraber olmazdık.’” (Mülk: 10)
Demek ki bizler ne söz dinleyen, ne de aklını kullanan kimseler değilmişiz. Yazıklar olsun bize!


*Allahü Alem Kardeşim..İnşaAllah konuyu daha fazla uzatmak gibi bir niyetim yok.Şayet başarabildiysek neyin ne olduğunu, neden olduğunu ve nasıl olması gerektiğini ; bu sadece Allâh istediği ve muvaffak kıldığı; insanların bu bilgilere ulaşmasını murad ettiği içindir!.. Başarılı olamadıysak, kusur elbette bizim yetersizliğimizdendir. İyi niyetimiz gözönüne alınarak, kusurlarımız bağışlana!..Duayla kal inşaAllah..Akıl Tam Olunca Söz Azalırmış "Hz.Ali (R.A.)


*Son olarak şunu belirtmekte fayda görüyorum; bir insanın evrenin ve kendisinin yaratılmış olduğunu kavrayabilmesi için aslında çok fazla bilgiye ihtiyacı yoktur. Küçük bir çocuk da, yetişkin bir insan da kendi vicdanı ve aklı ölçüsünde yaratıldığını kavrayabilir. Bu konuda Kuran'da geçen Hz. İbrahim'in konuşması çok güzel bir örnektir.
Hz.İbrahim Allah'a iman etmeyen, putlara tapan bir kavim içinde yaşıyordu. Kendisine Allah'ın varlığı ile ilgili hiçbir bilgi öğretilmediği halde aklı ve vicdanı ile yaratıldığını, üstelik gökleri ve yeri yaratan Allah tarafından var edildiğini kavramıştı. Kuran'da bu konu şöyle anlatılır:

Gece, üstünü örtüp bürüyünce bir yıldız görmüş ve demişti ki: "Bu benim rabbimdir." Fakat (yıldız) kayboluverince: "Ben kaybolup-gidenleri sevmem" demişti. Ardından ay'ı, (etrafa aydınlık saçarak) doğar görünce: "Bu benim rabbim" demiş, fakat o da kayboluverince: "Andolsun" demişti, "Eğer Rabbim beni doğru yola erdirmezse gerçekten sapmışlar topluluğundan olurum." Sonra güneşi (etrafa ışıklar saçarak) doğar görünce: "İşte bu benim rabbim, bu en büyük" demişti. Ama o da kayboluverince, kavmine demişti ki: "Ey kavmim, doğrusu ben sizin şirk koşmakta olduklarınızdan uzağım." "Gerçek şu ki, ben bir muvahhid olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana çevirdim. Ve ben müşriklerden değilim." (Enam Suresi, 76-79)
 

نعىمة

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
2 Ara 2007
Mesajlar
2,969
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
41
"tefekkür Edin Ya Ululalbab "
Kelimesinin Tefsiri "gönül Sahibleri"

"tefekkür Edin Ey Gönülsahibleri"

Imami Rabbani Der Ruhun 3 özelliği Vardir: Tefekkür
Gadab
şehvet

Insan Ruhu Kabzedildiği Zaman Geriye Ne Kaliyor?
 

nakşibendi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Mar 2006
Mesajlar
1,946
Tepki puanı
0
Puanları
0
نعىمة;583137' Alıntı:
"tefekkür Edin Ya Ululalbab "
Kelimesinin Tefsiri "gönül Sahibleri"

"tefekkür Edin Ey Gönülsahibleri"

Imami Rabbani Der Ruhun 3 özelliği Vardir: Tefekkür
Gadab
şehvet

Insan Ruhu Kabzedildiği Zaman Geriye Ne Kaliyor?


Söz Gümüş Sükut Altındır..Allah ilmini genişletsin ..Es-Selamun Aleyküm.
 

zeynep03

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Şub 2008
Mesajlar
22
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
“Bu kesinlikle, böyledir!..” diyerek bir konuda değer yargısına erişmek, basit insanın işidir, işlevidir ALLAH RAZI OLSUN ÇOK GÜZEL Bİ YAZI OLMUŞ.
 

talipamca

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Eki 2007
Mesajlar
1,472
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
66
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]"BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM"[/FONT]

[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]34 - Firavun çevresinde bulunan ileri gelenlere: "Bu dedi, herhalde çok bilgili bir sihirbaz!" [/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]35 - "Sizi sihriyle yurdunuzdan çıkarmak istiyor. Şimdi ne buyurursunuz?" [/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]36 - Dediler ki: "Bunu ve kardeşini eğle, şehirlere de toplayıcılar gönder."[/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]37 - "Bütün bilgiç sihirbazları sana getirsinler."[/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]38 - Böylece, sihirbazlar belli bir günün tayin edilen vaktinde bir araya getirildi. [/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]39 - Halka, "Siz de toplanıyor musunuz? (Haydi çabuk olun)" denildi. [/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]40 - "Üstün gelirlerse herhalde sihirbazlara uyarız" dediler. [/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]41 - Sihirbazlar geldiklerinde Firavun'a "Şayet biz üstün gelirsek, muhakkak bize bir ücret vardır, değil mi?" dediler. [/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]42 - Firavun cevaben: "Evet, o takdirde hiç şüphe etmeyin, gözde kimselerden olacaksınız" dedi. [/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]43 - Musa onlara "Atın, ne atacaksanız" dedi. [/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]44 - Bunun üzerine iplerini ve değneklerini attılar ve "Firavun'un kudreti hakkı için şüphesiz elbette bizler galip geleceğiz" dediler.[/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]45 - Ardından Musa asâsını attı; bir de ne görsünler, onların uydurduklarını yutuyor! [/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]46 - Sihirbazlar derhal secdeye kapandılar. [/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]47 - "İman ettik, dediler, Âlemlerin Rabbine " [/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]48 - "Musa ve Harun'un Rabbine!" [/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]49 - Firavun (kızgınlık içinde) dedi ki: "Ben size izin vermeden O'na iman ettiniz ha! Anlaşıldı ki o size sihri öğreten büyüğünüzmüş! Ama şimdi bileceksiniz: Andolsun, ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama ke stireceğim, hepinizi çarmıha gerdireceğim!" [/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]50 - "Zararı yok dediler nasıl olsa biz Rabbimize döneceğiz." [/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]51 - "Herhalde biz müminlerin evveli olduğumuzdan dolayı, Rabbimizin bize mağfiret buyuracağını ümit ederiz"[/FONT]
ŞUARA SURESİ: 34-51 NCİ AYETLER

EsSelamuAleykümVeRahmetullahiVeBerekatuhu

firavun bu hadise karşısında dahi geri adım atmadı..Küfründe sabit kaldı..

Ya Sihirbazlar ?..halbuki sonucunda ikram ve taltif bekledikleri bir durumun ardından nasıl oldu da imana geldiler..

Bu hadise ne kadar sürmüştür ?..Bir dakika..beş dakika..bilemedin hadi diyelim "BİR SAAT"..

Ne oldu da..neyi "AKLETTİLER Kİ" imana geldiler..
Hatta "ŞEHİD EDİLMEYİ" göze aldılar..

Sihirse..kendileri bu konunun önde gelenleri..akıllarının üstünde bir "AKLIN" varlığını idrak etmiş olmasınlar ?..

Katkısı olur inşaAllah..konunun anlaşılması için..
bir misaldir..konuyu uzatmamak adına son örnek..

Allah(CC) idrak sahibi..akleden ve iman yolunda sabreden kullarından eylesin cümlemizi inşaAllah..

Selam ve baki dualarımla Musa(A.S.)'nın ve
Hz.Muhammed(SAV) Efendimizin..Alemlerin Rabbi Allah(CC)'a emanet olunuz..
 

nakşibendi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Mar 2006
Mesajlar
1,946
Tepki puanı
0
Puanları
0
AKILLIYA GEREKEN..İnsan ilk başta nefsine bakmalı; yapılışını incelemeli. Kainatta mevcut olan harikalara göz atmalı. Onları bir bir tetkik etmeli. Bundan sonra Yaradanın (CC) varlığını istidlal eylemeli. Çünkü kainatta bulunan bütün varlıklar Allah’a (CC) götüren birer yoldur. O’nun (CC) kuvvetini, kudretini belirten birer hikmettir. Güzel iş daima iyi bir ustaya delildir.
Bu manayı daha iyi anlatmak için İbn-i Abbas’ın (RA) bir açıklamasını anlatmak yerinde olur.
Önce bir avet-i kerime meali:
- “Allah (CC), yeryüzünde olanların hepsini hizmetinize verdi.”
Bu ayetin tefsirinde İbn-i Abbas (RA) şöyle der:
- “Her şeyde Allah’ın (CC) isminden bir tanesi vardır. Ve her şeyin ismi Allah’ın (CC) ismidir. Sen ise, o isim ve sıfatların içindesin. Dışta olanlar onun kudretiyle olur. İç alemde olanlar onun hikmetiyle olur.”
Allah (CC), Zatını sıfatlarla gizlemiştir. Sıfatını da işlerle örtmüştür. İlim, irade ile olur. İrade ise, hareketlerle ortaya çıkar. Sanat, yapanı sakladı. Sanat irade ile belirdi. O (CC) gizliliği içinde saklıdır. Nimetleri yeryüzünde zahirdir. Kudreti açıktır. Hiçbir şey O’na (CC) benzemez. O (CC), görür ve işitir.”
İbn-i Abbas (RA) Hz.leri burada marifet sırlarını açıklıyor. Bunları hiçbir yerde görmek mümkün değildir; bu gibi sözlere kolay rastlanılamaz. Bu büyük insana Peygamber (SAV) şöyle dua etmiştir:
- “Ya Rabbi (CC)! Sen onu dinde, fakiri yap, tevil yollarını ona öğret…”
Allah (CC), bizi onların hayrına erdirsin; onlar arasında toplasın.Es-Selamun Aleyküm..
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt