Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Aileyi sarsan mail çet ve cep mesajları.. (5 Kullanıcı)

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
CEMİL TOKPINARAile hayat...

Aileyi sarsan

mail çet ve cep mesajları...

Teknolojinin son gözdesi olan internet, bütün dünyanın en yaygın iletişim ağı olurken, yanlış kullanmaktan kaynaklanan olumsuzluklarla yuvamızın saadetini tehdit ediyor, eşler arasındaki diyalogu azaltıyor ve tarafları ihanet boyutuna varan bir "aldatma tuzağı"na düşürebiliyor.
İnternet ağıyla bütün dünyanın bilgisi parmaklarınızın ucuna gelmiş durumdadır. Sayısız kişi, kuruluş, şirket, okul, kurum internet yoluyla size kendisini ve faaliyetlerini tanıtıyor. Bunun için internete bağlı bir bilgisayarınızın olması yeter. Hatta bir dost ve akrabanızdan ya da bir internet kafeden faydalanarak "sanal dünya" ile irtibat kurabiliyorsunuz.
Yarım asır öncesini hafızamızda canlandırdığımızda, sırasıyla radyo, pikap, teyp ve televizyonun aile içi eğitimi, iletişimi ve tabiî ki mutluluğu etkilediğini görmekteyiz. İçlerinde televizyonun tartışılmaz bir saltanatı var. Şimdi ise bunlara yeni araçlar eklendi. Cep telefonu ve internet, bunlardan ikisi. Kullanım hatasından kaynaklanan öyle olumsuzlukları var ki, "biz bize" yaşadığımız mutlu yuvamızda huzursuzluk ve ihanet rüzgârları estirebiliyorlar.
Yıkılan yuvalar, tükenen sevdalar, boşanan eşler, ihanete uğrayan saymakla bitecek gibi değil. İnternetteki e-mailleşme ve çet problemi, eşleri, nefis ve vicdanları arasında çaresiz bırakıyor. Bazen nefis galip geliyor ve toplumun temeli olan bir aile daha yıkılıyor; geride şefkat ve ilgiden mahrum çocuklar kalıyor.


BU TUZAĞA
DİKKAT:
"DOSTUZ
DERTLEŞİYORUZ"
Telefonla arayan evli bir hanım, bir gençle çette tanıştıklarını, onu sevdiğini, ancak vicdan azabı duyduğunu, çocuklarının ve eşinin yüzüne bakamadığını, yaptığından utandığını söylemişti. Çetleşme ile başlayan tanışma, daha sonra telefon görüşmelerine dönüşmüş. "Aramayacağım diyorum, ama yapamıyorum, yine arıyorum, aramazsam o beni arıyor" diyerek çaresizliğini ve ne yapacağını sormuştu.
Kendisine, vicdanının sesine kulak vermesini söyledim. En doğrusu, bir daha hiç aramaması, gelen telefonları reddetmesi, hatta o genci terslemesi, azarlaması ve telefon numarasını değiştirmesini altını çizerek söyledim. Davulun sesi uzaktan tatlı geliyordu. Oysa bu kadının aradığı cennet kendi yuvasında duruyor da farkında değildi. Bir kere o genç, bu kadınla evlenemezdi. Yaş farkının yanında ortada iki de çocuk vardı. Evlenmek istese bile, ailesi razı olmazdı, zorla vazgeçirirlerdi. Zaten kadının da, eşinden boşanmak, çocuklarını bırakmak gibi bir düşüncesi yoktu.
Peki, niye konuşuyordu?
O gençle konuşması için geriye bir şık kalıyordu: gençle görüşmelerini ilerletip, zaman zaman eşini aldatmak ki, kadın bunu da kesinlikle düşünmüyordu. Zaten bu durum, iffetli, namuslu ve vicdan sahibi bir insanın kesinlikle kabul edemeyeceği bir durumdu.
Tabiî, internette yabancı bir kimseyle çetleşenlerin uydurdukları bir züğürt tesellisi var. Yaptıkları yanlışa isyan eden vicdanlarını susturmak için, "Biz kötü bir şey konuşmuyoruz. Sadece dostuz, dertleşiyoruz" diyorlar. Bu sözler, nefis ve şeytanın tuzağına yavaş yavaş düşüşün ifadesinden başka bir şey değildir. Nasıl oluyor da, bir erkek veya kadın, kendi eşine, çocuğuna, anne babasına, arkadaşına açamadığı bir derdini, hiç tanımadığı yabancı bir kimseyle paylaşıyor? Karşısındakinin samimî ve iyi niyetli olup olmadığını nereden biliyor?


DİKKAT EDİN VE
TİTREYİN İnternette namahremlerle duygusal içerik taşıyan yazılı, sözlü veya görüntülü çet yapanlar, e-mailleşenler veya cep mesajları çekenler! Yanlış yoldasınız. Aradığınız huzur ve mutluluk sarayı, uzaklarda değil, yanı başınızdadır. Eşinizi ve yuvanızı keşfedin. Hiç tanımadığınız kişilerin uzaktan ışıltılı görünen dünyaları, renkli mutluluk lâmbalarından oluşmuyor; ihanet, aldatma, yalan, sahtekârlık ateşleridir onlar. İyice yaklaşınca yuvanızı saran zehirli alevleri hissedersiniz, ama korkarım iş işten geçmiş olur. Dikkat edin, titreyin, kendinizi yoklayın, tedbir alın ve tuzağa düşmeyin. Ve unutmayın: Peygamberlerden başka hiç kimse korunmuş değildir. Her an ayağınız kayabilir, kendinizi imtihan ateşinin alevleri içinde bulabilirsiniz. Hiç tanımadığın birine, sahtekâr mı, namussuz mu, ne olduğunu bilmediğin birine sıkıntılarını döküp rahatlamayı düşünüyorsunuz da, nefis putlarını kırıp, eşinizin saadet sarayının paspasını temizlemiyorsunuz. Yazık çok yazık…

İBRETLİK
HADİSELER
Evli ve üç çocuk sahibi bir erkek, bir bayanla çetleşiyor. Sonra cep mesajına dönüyor iş. Dostluk, kardeşlik, dertler, sıkıntılardan söz ediliyor. Siz şeytanın tuzağına bakın, nasılda kuruyor tezgâhını. Erkek diyor ki, "Kadın çok iyi niyetli. Kocası yoğun işinden kendisiyle ilgilenmiyor. Ben de derdini dinliyorum. Derdine ortak olmak kötü mü?" Ya sonrası? Kadın aşktan, sevgiden bahsetmeye başlıyor. "İçimdeki ateş yanıyor, yanıyor ve gittikçe büyüyor." diyor. Ne ateşidir yanan? Hani dostluk, kardeşlik, dertleşme idi?
Oysa erkeğin ciddi bir niyeti yok. Öylesine gönül eğlendiriyor. Karşı tarafta ise, çocuklu ve evli bir kadın var. Ve hepsinden acısı, eşine güvenen, "Benim hanımım ALLAH'tan korkar, namahremle çetleşmez" diyen, gece gündüz onların rızkı için çırpınan masum bir erkek var. Şimdi bu hanımın yaptığı, hangi ahlaka, hangi vicdana, hangi insanlığa sığar?

* * *
Bir başka olay: Evli bir kadın, çette bir bekârla tanışıyor. İş yavaş yavaş sevdaya dönüşüyor. Bana soruyor: "Hocam, yaptığım caiz mi?" Nasıl caiz olabilir? İster evli ol, ister bekâr. Bir namahremle, nikâh bağı olmadan duygusal amaçlı konuşman doğru olur mu? "Peki, ne yapayım" diyor. Çok basit: Hiç arama ve ararsa reddet. Çünkü evlisin ve bu yanlışın tamiri ve telâfisi yok.
Elbette bir kez gönül verdinse, vazgeçmek zor olacak, ama birkaç gün ağlayacaksın, birkaç kez acı çekeceksin. Sonra rahatlayacaksın. Ya sürdürürsen? Ya ihanet çemberini genişletirsen? Olabilecekleri tahmin edebiliyor musun? Telefon konuşmaları, görüşmelere, buluşmalara, ihanetlere dönüşürse, bunun vebalini dünyada ve ahirette ödeyebilecek misin?
On yıllık evli birisinin iki çocuğu var. Eşini hiç sevmiyormuş, zorla evlendirilmiş. İki buçuk yıldır birisiyle çet yapıyormuş. O bekârmış, ona ilgi duyuyormuş. "Zorla evlendirilme" yanlışını bir kenara bırakırsak, on yıldır iki çocuğuyla mutluluğu keşfedemeyen birisi, internet yoluyla aradığı huzuru bulabilir mi? Hata hatayı doğuruyor.

* * *
Ve son bir örnek: Yaşı kırkı aşmış, evli, üç çocuklu bir erkek, bir gün çet yaparken dul bir bayanla tanışıyor. Daha sonra buluşup, konuşuyorlar. Birbirlerinden hoşlanıyorlar ve dinî nikâh kıydırıp karı koca hayatı yaşamaya başlıyorlar.
Tabiî ki ilk eşinin ve çocuklarının haberi yok. Sonucu belirsiz, karışık, sorunlar yumağı bir durum. Erkek ikisinden de vazgeçmiyor. İkinci kadınla aralarında çok büyük bir yaş farkı da var. Bir dizi yanlış, bir dizi sorun ve çözümü zor bir olay.

HERKES TUZAĞA
DÜŞEBİLİR Öncelikle şu gerçeğin altını bir kez daha çizelim: Hiç kimse, "Bende veya eşimde şu şu sorunlar olmaz. Kendime ve eşime bu konuda son derece güveniyorum" garantisi vermesin. Çünkü herkes, her türlü aile sorununu yaşayabilir. Hiçbirimiz peygamberlere has olan "ismet", yani "günahsızlık" niteliğine sahip değiliz. Bunun için harama giden yolları çok iyi bilmek, kendimizi ve eşimizi korumak için tedbirler almak zorundayız.
Bunu derken, gece gündüz eşinizden şüphelenin, onu evhamlarınızla bunaltın demiyorum. Söylediğim şu: Dinimizin, namahremlerle ilgili emir ve yasakları, koyduğu kurallar ve çizdiği sınırlar, hepimiz için geçerli. "Ben kendime güvenirim, o yasak niyeti temiz olmayanlar için" gibi eğip bükmelere gitmeyelim. Emir ve yasakların ilk muhatabı Peygamberimiz sallALLAHu aleyhi ve sellem değil mi? Ve en iffetli, en temiz niyetli, en güvenilir kişi yine o değil mi?
Yüce Efendimiz sallALLAHu aleyhi ve sellem, ALLAH'tan gelen emir ve yasaklara en evvel ve en titiz uyan kişidir. Gerçek bu iken, biz kim oluyoruz ki, kendimizi dinî sınırların dışında tutmaya çalışıyoruz? Bunun için diyorum ki, kendinizi ve eşinizi iffetsizlikten, haramdan, ateşten koruyun.
 

huzunlu_gurbet

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2007
Mesajlar
1,098
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Konum
belçika
Allah razi olsun kardesim emegine saglik cok onemli bir paylasimdi gercekten .... Rabbim bizi ve nefislerimizi bu turlu tuzaklara ve yanlislara dusmekten korusun insallah amin selam ve dua ile....
 

dinci

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Ara 2006
Mesajlar
2,686
Tepki puanı
1
Puanları
0
selamün aleyküm kardeşim önemli bir konuya deyinmişsin sana birşey söylüyeyim içi kötü olan insan çet yapar bunuda açıkça söylüyorum başka çetleşmeye bir kılıf bulamıyorum bizde giriyoruz internete msn lazım olunca açıyorum ailemle görüşüp tekrar kapatıyorum ne çetleşmek gibi bir arayış içindeyim nede böyle bir işe kalkışırım
 

sefilkull

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
29
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
işte sırf bu yanlışlar yüzünden nice yuvalar dağılıyor, Rabbim böyle yanlışlara düşmekten bizleri korusun boş ve çirkin işler..
 

MyKaBuS

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Nis 2008
Mesajlar
1,131
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
37
S.Aleyküm...

Teşekkür Ederim... Aydınlatıcı Bir Konuya Değinmişsiniz Kardeşim... Emeklerinize Sağlık... Allah Razı Olsun...

Hayırlı Akşamlar
 

Hasıl ı Kelam

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Ağu 2008
Mesajlar
2,034
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
DİKKAT EDİN VE
TİTREYİN İnternette namahremlerle duygusal içerik taşıyan yazılı, sözlü veya görüntülü çet yapanlar, e-mailleşenler veya cep mesajları çekenler! Yanlış yoldasınız. Aradığınız huzur ve mutluluk sarayı, uzaklarda değil, yanı başınızdadır. Eşinizi ve yuvanızı keşfedin. Hiç tanımadığınız kişilerin uzaktan ışıltılı görünen dünyaları, renkli mutluluk lâmbalarından oluşmuyor; ihanet, aldatma, yalan, sahtekârlık ateşleridir onlar. İyice yaklaşınca yuvanızı saran zehirli alevleri hissedersiniz, ama korkarım iş işten geçmiş olur. Dikkat edin, titreyin, kendinizi yoklayın, tedbir alın ve tuzağa düşmeyin. Ve unutmayın: Peygamberlerden başka hiç kimse korunmuş değildir. Her an ayağınız kayabilir, kendinizi imtihan ateşinin alevleri içinde bulabilirsiniz. Hiç tanımadığın birine, sahtekâr mı, namussuz mu, ne olduğunu bilmediğin birine sıkıntılarını döküp rahatlamayı düşünüyorsunuz da, nefis putlarını kırıp, eşinizin saadet sarayının paspasını temizlemiyorsunuz. Yazık çok yazık…
 

Hasıl ı Kelam

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Ağu 2008
Mesajlar
2,034
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
Dinimizin, namahremlerle ilgili emir ve yasakları, koyduğu kurallar ve çizdiği sınırlar, hepimiz için geçerli. "Ben kendime güvenirim, o yasak niyeti temiz olmayanlar için" gibi eğip bükmelere gitmeyelim. Emir ve yasakların ilk muhatabı Peygamberimiz sallALLAHu aleyhi ve sellem değil mi? Ve en iffetli, en temiz niyetli, en güvenilir kişi yine o değil mi?


Sayın Cemil Tokpınar dan da bu konuyu paylaşan Vakti Leyl kardeşimizden de Allah celle celalüh razı olsun...
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt