muhammed25
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 7 Kas 2008
- Mesajlar
- 879
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 32
Âhırette kalb selâmeti isterler
Mevlânâ MUHAMMED Emîn, ağır bir hastalığa tutulmuştu. Bu hastalığı epey bir zaman devam etti. Doktorların tedâvisinden bir fâide görmedi. İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin "kuddise sirruh" büyüklüğünü duyunca, tam bir yalvarma ile mektup yazıp, şifâ ve devâ olan duâlarını istirhâm edip, teberrüken bir elbise göndermelerini de yalvararak istedi. İmâm-ı Rabbânî hazretleri "kuddise sirruh" onun arzusu üzerine merhamet edip, bir mektûbu ve teberrüken bir gömleklerini gönderdi.
Mektup şöyledir:
"Kıymetli oğlum! Kendi üzerinize şefkatli bir anne gibi titremeniz ne zamana kadar sürecek? Kendiniz için üzülmeniz, dertlenmeniz, ne kadar devam edecek! Kendini ve herkesi ölü olarak düşünmek, hissiz ve hareketsiz şeyler gibi bilmek lâzımdır. "Elbette sen öleceksin, o kâfirler de ölecekler..." (Zümer-30) âyet-i kerîmedir. Bu birkaç günlük dünyâ hayâtında, çok zikr ederek, kalb hastalığından kurtulmak en mühim iştir. Bu kısa zamanda ma'nevî hastalıkların ilâcı, ALLAHü teâlâyı hatırlamaktır. Maksadların en büyüğü olan kalb, ALLAHtan başkasına tutulursa, ondan ne hayır gelir. Âhırette kalb selâmeti isterler. Rûhun, ALLAHtan başka şeylerden kurtulmasını ararlar. Bizim gibi dar düşünceliler, dâimâ kalb ve rûhumuzu başka şeylere bağlamak için sebepler aramağı düşünürüz. Heyhat' Heyhat! Ne yapalım. Âyet-i kerîmede meâlen; "ALLAH onlara zulm etmez, onlar kendilerine zulm ederler" (Âl-i İmrân-117) buyuruldu. Zâhiren olan hastalığınızdan merak etmeyiniz, inşâALLAH sıhhate kavuşup tamâmiyle iyi olacaksınız. Bu fakîrden elbise istemiştiniz. Bir gömlek gönderdim. Giyiniz ve çok bereketli olan netice ve semerelerini bekleyiniz. ALLAH yolunda gidenlere selâmlar olsun. Fârisî beyt tercemesi:
"Efsâne gibi okuyanlara efsânedir
Kıymetini bilene, bahâsız hazînedir."
alıntı
Mevlânâ MUHAMMED Emîn, ağır bir hastalığa tutulmuştu. Bu hastalığı epey bir zaman devam etti. Doktorların tedâvisinden bir fâide görmedi. İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin "kuddise sirruh" büyüklüğünü duyunca, tam bir yalvarma ile mektup yazıp, şifâ ve devâ olan duâlarını istirhâm edip, teberrüken bir elbise göndermelerini de yalvararak istedi. İmâm-ı Rabbânî hazretleri "kuddise sirruh" onun arzusu üzerine merhamet edip, bir mektûbu ve teberrüken bir gömleklerini gönderdi.
Mektup şöyledir:
"Kıymetli oğlum! Kendi üzerinize şefkatli bir anne gibi titremeniz ne zamana kadar sürecek? Kendiniz için üzülmeniz, dertlenmeniz, ne kadar devam edecek! Kendini ve herkesi ölü olarak düşünmek, hissiz ve hareketsiz şeyler gibi bilmek lâzımdır. "Elbette sen öleceksin, o kâfirler de ölecekler..." (Zümer-30) âyet-i kerîmedir. Bu birkaç günlük dünyâ hayâtında, çok zikr ederek, kalb hastalığından kurtulmak en mühim iştir. Bu kısa zamanda ma'nevî hastalıkların ilâcı, ALLAHü teâlâyı hatırlamaktır. Maksadların en büyüğü olan kalb, ALLAHtan başkasına tutulursa, ondan ne hayır gelir. Âhırette kalb selâmeti isterler. Rûhun, ALLAHtan başka şeylerden kurtulmasını ararlar. Bizim gibi dar düşünceliler, dâimâ kalb ve rûhumuzu başka şeylere bağlamak için sebepler aramağı düşünürüz. Heyhat' Heyhat! Ne yapalım. Âyet-i kerîmede meâlen; "ALLAH onlara zulm etmez, onlar kendilerine zulm ederler" (Âl-i İmrân-117) buyuruldu. Zâhiren olan hastalığınızdan merak etmeyiniz, inşâALLAH sıhhate kavuşup tamâmiyle iyi olacaksınız. Bu fakîrden elbise istemiştiniz. Bir gömlek gönderdim. Giyiniz ve çok bereketli olan netice ve semerelerini bekleyiniz. ALLAH yolunda gidenlere selâmlar olsun. Fârisî beyt tercemesi:
"Efsâne gibi okuyanlara efsânedir
Kıymetini bilene, bahâsız hazînedir."
alıntı