Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Ah Min'el Aşk. (2 Kullanıcı)

KatRE Diyarı

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Mar 2009
Mesajlar
57
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
♥Ahh!...züleyha....♥

♥Ahh!...züleyha....♥

Her aynada bir yüz unuttum
her kıyıda bir göz
bastırdıkça yanan yüreğimin üstüne ellerimi
iliklerime dek ürperdim
sıcak bir cehennem oldu dünya
anladım ki hiç bir mevsimde yeşermiyor acı
ve hiç bir acıyı alıp götürmüyor ırmaklar


Gözleri öksüz bir çocuk gibi yaşıyorum şimdi
yedi kat yerin dibine düştü hayallerim
sevinçlerim uzak bir kıyıda rehin kaldı
sevdalarım dalgalı bir denizde...
hüzün kokuyor şimdi öptüğüm bütün maviler...


İhanetler kuyusu bu kuyu ahhh! Züleyha
dikenli teller yırttı yüreğimi
hergün böyle paramparça acılarla boğuşmaktayım
kör karanlıklardayım sesimi kimse duymuyor
gücüme gidiyor ihanetler, bu zindan, bu kör kuyu
tut ki, ellerimden bütün acılar ağlasın,
utansın ihanetler....


varsın hasretler dağlasın,
sevgiyle kavrulsun yüreğim
azad eyle beni ey gözleri öksüzüm
ihanetine uğradığım dünyanın,
bütün kapılarını kapadım üstüme...
Yusuf’ gibi kuyulardayım
zindanlarda esir kaldı yüreğim.
tut ki, ellerimden bütün bulutlar ağlasın...
utansın ihanetler....


bilmem bu kaçıncı kez hasretimi yaktığım
boyun büküp melül mahzun baktığım
acıları yıkadığım göz yaşlarımla...
ihanetler kuyusu bu kuyu ahhh! Züleyha
ihanetler kuyusu bu kuyu...
biliyorum inmemeliydim bu kadar derine
insan oğluna güvenmemeliydim bu kadar
kervan geçmez, kuş uçmaz bir kıyıda...


Azad eyle beni ey gözleri öksüzüm
sonbahar da geçip gitti, kar yağıyor işte
ellerim üşüyor, yüreğim üşüyor.
bırakıp burda beni umarsız,
son kervanda geçip gitti ey zülfü perişanım! ..
vurdukça vur başını taşlara şimdi…


Bir şiir kaldı yüreğimde ihanet etmeyen
bir de sen gözleri öksüzüm
ağrıdıkça yüreğimi saran,
koruyan beni, soluyan...
ağladıkça ağlayan...


Örselenmiş bir geceyim artık
yıkılmış bir hayatın eteklerinde
her gün böyle hasretini yudumlayarak,
kanayarak geçip gidiyor günlerim
varsın acıyla bitsin bu masalın son cümlesi
en karanlık gece olsun ayrılığım
varsın ıssız kuyularda öksüz kalsın umudum
yeterki, vurmasın yarama bıçağını hayat
ömrümün en amansız telindeyim tut elimden
yüreğimde şiir ol ışıt beni
koru beni, sar beni, solu beni, anla beni...
NURİ CAN
 

yarensin

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Eyl 2008
Mesajlar
978
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
42

Aslı Yolunda Kerem Meyli midir AŞK?

Eftelya'ya

Koyup herşeyi bir yana
çekip ellerini hayatımdan
git
artık ne kaybedecek
ne de konuşacak bir şeyimiz kaldı
bütün sözler tükendi...

Gözlerini
ıstırabımı
hicranımı
seven yanımı
hayatımdan al git
sar git yüreğimdeki yarayı
say ki, hiç yaşamadık bu aşkı
sevişmedik geceler boyu
varsın bütün şiirler,
bütün şarkılar yarım kalsın
neyin varsa topla git

Git
mim koyup efkarıma
bir güvercin gibi
kanadımda taşırım ateşimi
bir mecnun gibi çölde de yaşarım
Leyla'ysa aşkım
yeterki,
düştüğüm yerden
vurmasın sırtımdan hayat


Zaten ben bu ihanet kokan dünyanın
bu yeryüzünün kara sevdalısıyım
iflah olmam
yüreğimi kimsesiz sevgilere bırak git
varsın tüm köşe başlarında yalnız kalayım
bütün elveda istasyonlarında ben ağlayayım
yüreğimdeki ağrıları al git

Alevler içinde tutuşan iksirler istiyorum artık
değilmi ki,
her aynaya baktığımda
niftrit asit ter döküyorum bardak bardak

Git
oklarını
duygu bahçemden topladıklarını
ve yüreğimden kopardıklarını bırak
koy bir yana sancılarımı
kelepçeni vur git hayatıma
ihanet prangaları vur git bu sevdaya

Bırak çözülsün dizlerimin bağı
hasret dilimin ucunda
suküt gibi naçar
susku gibi suküt kalsın

Bırak beni hayat aşkın oklarıyla
vursun vuracaksa
tam orta yerinden kalbimin
sevda bahçelerinde gül toplarken
kışları bana bırakıp
alıp yanına tüm baharları
viran şehirler gibi gibi terkedip git beni.

Git
indir yükünü duygularımın
bir avuç ateş değil midir? aşk
gömülüp soluğuna hasretin
bırak yaksın kanatlarımı
varsın acıdan parça parça olsun yüreğim
açmasın bir daha hiç bir çiçek
bütün kuşlar terkedip gitsin bahçemi
al yanına tüm baharları
sonbaharda sarı bir yaprak gibi kalayım

Git
mevsimlere yazarım adını, sonbaharlara
bulutlara yazarım, yağmurlara, yalnızlıklara
bir veda sözcüğü düşer gibi uçurumdan
rüzgarlara saklayıp adını giderim ben de

Aslı yolunda Kerem meyli değil midir AŞK?




Nuri CAN

BİRDE BEN ŞİİR EKLEYEYIM KONUNUZA GÜZEL OLMUŞ KONUNUZ EMEĞİNE SAĞLIK
 

KatRE Diyarı

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Mar 2009
Mesajlar
57
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35

Aslı Yolunda Kerem Meyli midir AŞK?

Eftelya'ya

Koyup herşeyi bir yana
çekip ellerini hayatımdan
git
artık ne kaybedecek
ne de konuşacak bir şeyimiz kaldı
bütün sözler tükendi...

Gözlerini
ıstırabımı
hicranımı
seven yanımı
hayatımdan al git
sar git yüreğimdeki yarayı
say ki, hiç yaşamadık bu aşkı
sevişmedik geceler boyu
varsın bütün şiirler,
bütün şarkılar yarım kalsın
neyin varsa topla git

Git
mim koyup efkarıma
bir güvercin gibi
kanadımda taşırım ateşimi
bir mecnun gibi çölde de yaşarım
Leyla'ysa aşkım
yeterki,
düştüğüm yerden
vurmasın sırtımdan hayat


Zaten ben bu ihanet kokan dünyanın
bu yeryüzünün kara sevdalısıyım
iflah olmam
yüreğimi kimsesiz sevgilere bırak git
varsın tüm köşe başlarında yalnız kalayım
bütün elveda istasyonlarında ben ağlayayım
yüreğimdeki ağrıları al git

Alevler içinde tutuşan iksirler istiyorum artık
değilmi ki,
her aynaya baktığımda
niftrit asit ter döküyorum bardak bardak

Git
oklarını
duygu bahçemden topladıklarını
ve yüreğimden kopardıklarını bırak
koy bir yana sancılarımı
kelepçeni vur git hayatıma
ihanet prangaları vur git bu sevdaya

Bırak çözülsün dizlerimin bağı
hasret dilimin ucunda
suküt gibi naçar
susku gibi suküt kalsın

Bırak beni hayat aşkın oklarıyla
vursun vuracaksa
tam orta yerinden kalbimin
sevda bahçelerinde gül toplarken
kışları bana bırakıp
alıp yanına tüm baharları
viran şehirler gibi gibi terkedip git beni.

Git
indir yükünü duygularımın
bir avuç ateş değil midir? aşk
gömülüp soluğuna hasretin
bırak yaksın kanatlarımı
varsın acıdan parça parça olsun yüreğim
açmasın bir daha hiç bir çiçek
bütün kuşlar terkedip gitsin bahçemi
al yanına tüm baharları
sonbaharda sarı bir yaprak gibi kalayım

Git
mevsimlere yazarım adını, sonbaharlara
bulutlara yazarım, yağmurlara, yalnızlıklara
bir veda sözcüğü düşer gibi uçurumdan
rüzgarlara saklayıp adını giderim ben de

Aslı yolunda Kerem meyli değil midir AŞK?




Nuri CAN

BİRDE BEN ŞİİR EKLEYEYIM KONUNUZA GÜZEL OLMUŞ KONUNUZ EMEĞİNE SAĞLIK

Allah(c.c) razı olsun:)
 

KatRE Diyarı

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Mar 2009
Mesajlar
57
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Hudut Taşları

Hudut Taşları

Bu bulanık hava,bu toprak bu su
Beni benden beni senden ayırır
Bu sabahsız gece bu düş bu uyku
Beni benden beni senden ayırır

Doğmadık güneşin aydınlığında
Uzarsa gölgeler dost kılığında
Şüphe keleplenir gönül çığında
Beni benden beni senden ayırır

Doğrultmak istersem kırılır dallar
Sınadım zamana sığmadı yıllar
Bu dikenli yollar bu taşlı yollar
Beni benden beni senden ayırır

Sevgi bulutundan rahmet damlası
Düşmeden ayrılık doldurur tası
Yoğun maddelerin ince manası
Beni benden beni senden ayırır

Sen aşka hiç dersin bense hayata
Kimbilir belki de bendedir hata
Bu dalgalı deniz bu yanlış rota
Beni benden beni senden ayırır

ABDURRAHİM KARAKOÇ
 

KatRE Diyarı

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Mar 2009
Mesajlar
57
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Leyla

Leyla

Bu akşam rüyamda Leyla'yı gördüm
Derdini ağlarken yanan bir muma;
İpek saçlarını elimle ördüm,
Ve bir kemend gibi taktım boynuma
Bu akşam rüyamda Leyla'yı gördüm.

Leyla... Ela gözlü bir çöl ahusu
Saçları bahtından daha siyahtır.
Kurmuş diye sevda yolunda pusu
Döktüğü gözyaşı, çektiği ahtır.
Leyla... Ela gözlü bir çöl ahusu.

Bir damla inciydi kirpiklerinde,
Aşkın ızdırapla dolu rüyası
Bir başka güzellik var kederinde
Bir başka alem ki ruhunun yası
Sessiz incileşir kirpiklerinde.

AHMET HAMDİ TANPINAR
 

KatRE Diyarı

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Mar 2009
Mesajlar
57
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Alaca Karanlığında Aşk Yokuşunun

Alaca Karanlığında Aşk Yokuşunun

Alaca Karanlığında Aşk Yokuşunun

Bulutlar dağlarda örgütleniyor
Yırtılan göklerin gazabından korkuyorum.
Zaman çentik çentik tükeniyor
Çaresizliğin azabından korkuyorum.

Yârin adıyla ıslatıyorum dudaklarımı
Yüreğimde renk renk çiçekler açıyor.
Bir yâr ki yüzünü saklar haramdan
Süzülür prizmamdan al, yeşil, mor.

Cuma günleri gibi en uzun yağmur saçlı
Hasret kokar, sıla kokar, sevgi kokar.
Kabımla kapçığımla ülfeti yoktur
Bakınca daima özüme bakar.

Bir çakır doğandır aşkın sıtması
Geyikler koşuşur damarlarımda.
Körelmiş tırnaklarını rüzgârla sivriltir dağlar
Biraz daha viranız her yitik baharda.

Bulutlar dağlarda örgütleniyor
Dağlardan, çığlardan, sellerden korkuyorum.
Ölü denizlere hicreti anlatmak zor
Aldığını vermeyen yıllardan korkuyorum.

En arkalarda kalmış topal bir bulut
Vadimizin üzerinden seke seke geçip gitti.
Çengelsiz bir türküyle seslendim arkasından
Filim oracıkta bitti…

BAHATTİN KARAKOÇ

(Leyl ü Nehar Aşk –Türkiye Diy. Vak. Yay. ANKARA / 1977)
 

yarensin

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Eyl 2008
Mesajlar
978
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
42
İki kalp arasındaki en gizli konuşmanın bile paralelinde Allah vardır.
O aşka o kadar çok değer verir ki iki karıncanın aşk fısıltılarını bile dinler..

İsmail Acarkan / Ölümü Özlemeyen Aşkı Anlayamaz
 

KatRE Diyarı

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Mar 2009
Mesajlar
57
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Kim düştü kuyuya, Yûsuf mu?.. Yakub mu?.. Züleyha mı?.

Kim düştü kuyuya, Yûsuf mu?.. Yakub mu?.. Züleyha mı?.

Mülk gibi söz de, ne senin ne benim..

Cümle gibi aşk da ne senin ne benim..

Söz de,

Aşk da,

Ne benim ne senin..

Bir yaz sabahına doğan ve su değdiğinde kokusunu salan kırmızı sardunya,

Ağustos göklerinde başımın üzerinden geçen bulut,

Mayıs gülü,

Işıklı nisan yağmuru

Ne kadar Allah’tansa,

Mülk gibi söz de ve aşk da

O’ndan..

“Sen” tahtına yazıcı kimi oturtsa da,

beşerî bir sevgili ya da cismanî bir aşk gibi görünen,

hiçbir yol O’ndan özgeye çıkmıyor aslında..

“Gönül tahtına O’ndan özge sultan” olmuyor..

Değil mi ki herşey O’ndan,

Gidecek yer yok O’ndan başka.. Gelinen yer yok O’ndan başka..


İnsan o ki, O’ndan başkasını sevemez sevginin mahiyeti icabı..

O’ndan başkasını bilemez bilginin mahiyeti icabı..

Işık ki tek kaynaktan dağılır;

Işığa yakın olan aydınlık, uzakta kalan karanlıktır..

Herşeyin O’ndan olması ve ışığın tek kaynaktan dağılıyor olması O’ndan başkasının bilinme ve sevilme ihtimalini tümden yok eder..


Kimi zaman sevdiğimizin ne olduğunu bilmeden severiz..

Ve insan henüz neyi sevdiğini bilmediği böyle zamanlarda,O’ndan başkasını sevdiğini zannedebilir:

Bir çiçeği, bir kuşu,

Denizi, yağmuru,

Gökyüzünü, yazıyı,

Yazıyı yazanı, kalemi tutanı,

Bir yaratılmışı hasılı....

Söz gelimi Leylâ Mecnun’u, Şirin Ferhad’ı, Züleyha Yûsuf’u sevdiğini zannedebilir.

Oysa sevmek, en fazla, neyi sevdiğini fark etmek demektir ve seven biraz da neyi sevdiğini bilendir..

Çünkü ışığın kaynağı tektir ve, kim aydınlığının kendinden menkul olduğunu iddia edebilir?..

Her aşk O’na çıkar sonunda..

O’ndan başkasını sevmek imkansız gibidir..

Seven neyi sevdiğini bilse de bu böyledir..

Bu yüzden değil mi ki kendini kaybetmek gibi görünen aşk, aslında kendini bilmek..

İstese de insan O’ndan özgeyi sevme şansı yok..

Şans sözcüğü yok lügatlarda bundan böyle,

O’ndan özgeyi sevme ihtimali yok..

Ve neyi sevdiğini bilenle bilmeyen arasındaki fark, sadece bilmenin bilincinden ibaret..

Küçük bir biliş farkı,

Mülk gibi aşk da Allah’tan..

Ruhun da O, kalbin de O, aklın da O..

Tenin de O, canın da O, cismin de O..

Ve aradan perdeleri kaldırarak O’nu bilmek olarak tanımlanan şey, bu seyr-ü sefer, sadece O’nu bilmeyi bilmenin sancısından ibaret..


Sevginin yanılgısı yok..

Yanlış olan, neyi sevdiğini bilmemek ve yolu yanlış çizmek..

Hangi kaynaktan geldiğini suyun, hangi dağın üstünden döküldüğünü aydınlığın, bilmemek.. Bilmemek yanlış kılar sevgiyi..


Züleyha ki Yûsuf’u sevdi. İbtida, neyi ve kimi sevdiğini bilmedi..

Sonra aşkın kaynağını bildi;

Yûsuf’u değil, Yûsuf’ta tecellâ eden nuru sevdiğini farketti..

Yûsuf da, ki rüyasında güneş, ay ve on bir yıldız O’na secde etmişti, bir kuyuya atılmış ve kendisine zindanda rüya yorumu verilmişti, önce aşkın kaynağını bildi, sonra nurun Züleyha sûretinde tecellâ ettiğini fark etti..

Biri sûretten nura yükselirken, diğeri nurun sûrette tecellâ ettiğini idrak etti..


İşte bütün hikaye...

Kim düştü kuyuya, Yûsuf mu?.. Yakub mu?.. Züleyha mı?..

Zindan kimin kaderi?...

Yûsuf’un mu?.. Yakub’un mu?.. Yoksa Züleyha’nın mı?..

Yûsuf, Yakub ve Züleyha yok aslında...

Hepsi BİR,

Hepsi O BİR..

Hepsi TEK BİR...

Söylenmemiş Mesnevi kalmadı yer yüzünde. Her Yûsuf u Züleyha, bir öncekinin hem aynı hem başkası. Bu nasıl mazmun diyor ya, kalbi dipsiz derinliklerde çoğalan Fuzuli, Farsça Divan’ının önsözünde, yani ki Mukaddime’sinde. Hiç kullanılmamış, diye kaldırıp atıyor ya bir imgeyi uykusuz kaldığı gecelerin sabaha değdiği yerde. Sonra aynı gecelerin aynı sabahlara değdiği yerde, bu kez, bu nasıl mazmun, diye yırtıyor ya kullanılmış olan bir başka mazmunu. Hem bilinen hem bilinmeyen, hem kullanılmış bir imge hem kullanılmamış bir imge; böyle olmalı ki sözün hükmü tam olsun. Eski zincire bağlanan bir halka, ama yeni, böyle olsun ki zincir kuvvetli olsun.

Bu kez birkaç kitap
yine aynı ayna
ve birkaç ruh
hepsinin içinde mevcûd
züleyha’nın acısı acının Züleyha’sı
 

KatRE Diyarı

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Mar 2009
Mesajlar
57
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Gerçek aşıklara sala denildi
Dertli olan gelsin dermanı buldum
Ah ile vah ile cevlan ederken
Canımın içinde cananı buldum

Akar gözlerimden yaş yerine kan
Zerrece görünmez gözüme cihan
Deryalar nuş edip kanmaz iken can
Aşıklar kandıran ummanı buldum

Aşıklar meydana doğru varırlar
Erenler cem'olmuş verir alırlar
Cümle evliyalar divan dururlar
Cevahir bahşolan dükkanı buldum

Açılmış dükkanlar kurulmuş pazar
Canlar mezad olmuş dellaller gezer
Oturmuş ümmetin beratın yazar
Hakk'a mahbub olan sultanı buldum

Emir Sultan der ne hoş pazar imiş
Aşıklar meydan edip gezer imiş
Cümlenin maksudu ol didar imiş
Hakk'a karşı duran divanı buldum

EMİR SULTAN
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt