Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Ağlamak (1 Kullanıcı)

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
43
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
aglmkk.jpg


Ağlamak büyük bir meziyetir. Her yürek ağlayamaz bazen bir kuran okuyuşuna, bazen de günahların affına bazen de insan kardeşleri için ağlar. ALLAH katında makbul insanlar, Allahu tealayı anıp gözyaşı döken insanlardır.


Allahu teala şöyle buyurmuştur:

"Ağlayarak yüzüstü kapanırlar. Kur'an onların huşuunu arttırır" (İsra suresi/109)
"Siz bu kurana mı taaccüb ediyorsunuz? Ona mı gülüyor da ağlamıyorsunuz?" (Necm suresi/59-60)


Kalbin yumşaklığının, şevkatin ve kalpteki imanın işaretidir ağlamak.

Ebu Ümame Sudayy b. Aclan el-Bahiliden (r.a ) Rasulullah'ın (s.a ) şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:
"ALLAH'ın katında iki damla ve iki izden daha sevimli şey yoktur. ALLAH korkusundan dolayı dökülen gözyaşı ile ALLAH yolunda akıtılan kan damlaları. İki ize gelince; ALLAH yolunda harbederken alnan yara izleri ile, ALLAH'ın farzlarından birini ifa ederken meydana gelen izler." (Tirmizi)

Ebu hureyre'den (r.a ) rasulullahın (s.a ) şöyle buyrulduğu rivayet edilmiştir;
"Yedi sınıf insan vadırki, kendi gölgesinden başka gölgenin olmadığı bir günde ALLAH onları arşının gölgesi altında gölgelendirir: Bunlar, Adaletli devlet başkanı, ALLAH'a ibadetle yetişen genç, Kalbi mescitlere tutkun kimse! ALLAH rızası için birbirini sevip, bu sevgi ile bir araya gelip, bu sevgi ile ayrılan iki kişi, mevki sahibi güzel bir kadının zina teklifine "ALLAH'tan korkarım" diye cevap veren kimse, sağ elinin verdiğini sol eli duymayacak şekilde gizli sadaka veren kimse, kendi başına kaldığı zaman ALLAH'ı anarak gözyaşı akıtan kimse" (Buhari ve Müslim)


Bazen hangimiz istemeyiz ki Rabbe yalvarmak yalvarırkende hıçkırıklra boğulmak: Doyasıya ağlamak hıçkırmak. Rabbimiz bizi bilen bizi duyandır. İnşALLAH o affettiği kullar zümresine bilerde dahil oluruz.


Abdullah b eş-Şıhhır (r.a ) der ki,

"Peygamberimizin yanına gelmiştim, namaz kılıyordu. Ağladığından, göğsünden kaynayan tencere sesi gibi bir ses geliyordu" (Tirmizi ve Ebu Davud)


O ki Peygamber, o ki böyle ağlarsa bizler nasıl dayanalım bizler affımız için nasıl ağlamıyalım?


Gözlerimizdeki akan her yasin yüregimizdeki yangini söndürmesi duasi ile.
 

berat05

Yönetici
Katılım
26 Eki 2007
Mesajlar
7,767
Tepki puanı
1,044
Puanları
163
Yaş
49
Konum
Gönlün olduğu yerde





Kalbin yumşaklığının, şevkatin ve kalpteki imanın işaretidir ağlamak.

Ebu Ümame Sudayy b. Aclan el-Bahiliden (r.a ) Rasulullah'ın (s.a ) şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:
"ALLAH'ın katında iki damla ve iki izden daha sevimli şey yoktur. ALLAH korkusundan dolayı dökülen gözyaşı ile ALLAH yolunda akıtılan kan damlaları. İki ize gelince; ALLAH yolunda harbederken alnan yara izleri ile, ALLAH'ın farzlarından birini ifa ederken meydana gelen izler." (Tirmizi)

Ebu hureyre'den (r.a ) rasulullahın (s.a ) şöyle buyrulduğu rivayet edilmiştir;
"Yedi sınıf insan vadırki, kendi gölgesinden başka gölgenin olmadığı bir günde ALLAH onları arşının gölgesi altında gölgelendirir: Bunlar, Adaletli devlet başkanı, ALLAH'a ibadetle yetişen genç, Kalbi mescitlere tutkun kimse! ALLAH rızası için birbirini sevip, bu sevgi ile bir araya gelip, bu sevgi ile ayrılan iki kişi, mevki sahibi güzel bir kadının zina teklifine "ALLAH'tan korkarım" diye cevap veren kimse, sağ elinin verdiğini sol eli duymayacak şekilde gizli sadaka veren kimse, kendi başına kaldığı zaman ALLAH'ı anarak gözyaşı akıtan kimse" (Buhari ve Müslim)
 

_ZÜMRA_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Eki 2007
Mesajlar
9,962
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
46
Selamün aleyküm kardeşim paylaşımın için Allah razı olsun. Rabbimin sevgisiyle kalplerimiz ürpersin gözlerimizden yaşlar gelsin inşallah.

ağlamak isteyenleri hatim duamıza davet ediyoruz. az önce koydum. 28.hatim duasını. müsaitseniz sesli olarak okursunuz. hüzünlenmemek elde değil.

bi link veriyorum burda da hatim var birinci cüzü biraz dinlemenizi çok isterim.

Kabe İmamları Hatim, Kur'an-ı Kerim Hatmi Şerifi, Cüz, Cüzler, Online Hatim Dinle, Kuranıkerim Dinle, Online Hatim Kur'an Seti

Allaha emanet olun. hayırlı cumalar.
 

Erzurumli

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Ağu 2007
Mesajlar
1,455
Tepki puanı
1
Puanları
0
Esselamu aleykum,

Allah-u Teala Ona (c.c) kullukta yarışan kullarından etsin bizi kardeşim ne güzel bir konu açmışsın,Allah Teala cümlemizi mahşerde huzuruna memnun olduğu bir şekilde kabul etsin...
 

Erzurumli

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Ağu 2007
Mesajlar
1,455
Tepki puanı
1
Puanları
0
Selamün aleyküm kardeşim paylaşımın için Allah razı olsun. Rabbimin sevgisiyle kalplerimiz ürpersin gözlerimizden yaşlar gelsin inşallah.

ağlamak isteyenleri hatim duamıza davet ediyoruz. az önce koydum. 28.hatim duasını. müsaitseniz sesli olarak okursunuz. hüzünlenmemek elde değil.

bi link veriyorum burda da hatim var birinci cüzü biraz dinlemenizi çok isterim.

Kabe İmamları Hatim, Kur'an-ı Kerim Hatmi Şerifi, Cüz, Cüzler, Online Hatim Dinle, Kuranıkerim Dinle, Online Hatim Kur'an Seti

Allaha emanet olun. hayırlı cumalar.


Ve alaykum selam değerli hatimci kardeşim sebebine ne güzel hallere kavuşuyoruz,Allah Teala çalışmalarını bereketlendirsin ve en güzel hediyeleri ile şereflendirsin,ayrıca kabe imamlarını dinleyince insan hani yani keşkem bizim dilimizde arapça olaydıda bizlerde böyle anlayarak okusaydık demiyor değilim...
 

gülsengül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eyl 2008
Mesajlar
5,816
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Resulullah Aleyhissalâtü Vesselâm buyurdular ki:

'Melekler, ağlıyan adama dua ederler ve: 'Allahım! ağlıyanı, ağlamıyanlara şefaatçı kıl.' derler.'

(Gözü yaşlı, dili dualı mü’minlerin, gaflet ve günahlar içinde yuvarlanan diğer mü’minlere dünyada azabın gelmemesi için şefaatçılık yapacakları ve onların dualarının diğerlerinin de azaptan affına vesile olacağı bu hadisten anlaşılmaktadır

selamünaleyküm kardeşim emeğine sağlık Rabbim razı olsun çok güzel bir paylaşım...

Gözleri Allah korkusundan ağlayanlardan olmak ümidiyle..

selam ve dua ile kalın...

 

_ZÜMRA_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Eki 2007
Mesajlar
9,962
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
46
Ve alaykum selam değerli hatimci kardeşim sebebine ne güzel hallere kavuşuyoruz,Allah Teala çalışmalarını bereketlendirsin ve en güzel hediyeleri ile şereflendirsin,ayrıca kabe imamlarını dinleyince insan hani yani keşkem bizim dilimizde arapça olaydıda bizlerde böyle anlayarak okusaydık demiyor değilim...[/color][/b]
amin kardeşim inşallah. cümlemize de. arapça bilmek başka olur mutlaka. fatiha suresini dünden beri defalarca dinledim. iyyakenabudu de (Rabbimiz!) Ancak sana kulluk ederiz takılp kalması beni çok etkiledi. arapça bilmesek bile Rabbim kalbimizde hissettirdi hamd olsun. bu konuda -ağlamak-tevafuk oldu hamd olsun sizlerle paylaşmak istedim. belki gözlerimizden bir damla yaş akarda hepimiz arşın altında gölgeleniriz orda buluşuruz diye.
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
33,159
Tepki puanı
8,250
Puanları
163
Yaş
54
Konum
Alanya
Selamünaleykum...Hayırlı Cumalar...

Selamünaleykum...Hayırlı Cumalar...

Gözlerimizdeki akan her yasin yüregimizdeki yangini söndürmesi duasi ile.
adszfk1.png
 

yalniz_yolcu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Şub 2008
Mesajlar
634
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
ne güzel duygu ağlamak rahman cümlemize ağayabilen kalpler nasip eylesin...selametle kardeşim emeğinize sağlık...
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
43
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
Ağlamak;
Rahmandan kuluna bir armağan, bir rahmet!...
Ağlamak;
İçteki sıkıntıları dışa atmaktır...

sıkıntılardan arınmaktır!...
Bazen sevgiliye naz!

Bazen sitemdir!

Bazen de anlaşılamamaktır...
Bazen pişmanlığın ifadesi...
Ağlamak;
Kaybedilene ağıt!

Hüznün doruk noktası...
Resulün kaybettiği oğluna hediyesi ...



Ya Resulallah!

Sen de mi?

Dedirten inci taneleri...
Bazen Rab'be yöneliş!...
Bazen af dileme!...
Bazen acının inci inci dışa vurumu!
Adeta acının yıkanması...

toprağa karışıp yok olması...
Bazen sevincin gözlere yığılması,

ardından göz pınarlarından süzülen daneler...

Yürekte sevinç fırtınaları koparken, gözlerin mahzunluğu!
Söylemek !

hissettiklerini ifade etmek insana uzakken, süzülen damlalarla bunları tek tek yazmak!

İçteki gök gürültüsünün adeta yağmuru davet edimi...
Yakubun Yusu fa özleminin ifadesi!...

Net, yalın, riyasız hiçbir kelime telaffuz etmeden tüm çıplaklığıyla, duyguların ifadesi...
Ve ağlayabilmek;
Gece yarısı mahlukat uyurken, seccadesinde Rab bine huşuyla yönelmiş, alın secdede, Rabbi ile buluşmanın doruk noktasında...

bir müminin gözlerinden süzülen damlalar!

Belki de diğerlerinin kurtuluşuna mütesebbib!...

Rabbinden rahmet olarak....
Bir annenin yavrusuna özlemi, hasretinin ifadesi!...
Duygular kumkuması içindeyken kalbin birden infilak etmesi...
Ve gözyaşı;
Rabbinden rahmettir mü'mine!...
Bir tesellidir anneye! Sevgiliye sığınak!...
Mecnundan Leyla' ya kalan hatıra!...

ve Resul'den ümmetine merhamet!..
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
43
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
Ağlamak Anlamaktır! ..

Ağlamak,
Anlamaktır.
Anlayan insan ağlar.
Anlamayan insan,
Göstereceği tepkinin boyutunu
Ve buutunu bilemediği için ağlayamaz.

Ağlamak;
Düşüncenin dillenmesidir.
Gerçekle buluşan aklın,
Duygularla kucaklaşmasıdır.

Vakıaya vakıf olan, ağlar.
Ârif ve âkif olanlar ağlar.
Anlamanın ve düşünmenin ürünü olduğu için,
Temiz tefekkürle yakın akrabadır.
Bir fantezi değil,
Gerçek bir vakarlılık hâlidir.
Ağırbaşlı insanların ağırlıklı hâlidir.

Prensip
Ve prestij meselesi haline getirilemez ağlamak.
Çocuk da,
Genç de,
Köle de,
İmparator da ağlar, zaman zaman.
Ağlamakta hesap yoktur.

Zora talip olanlar ağlar.
Sadece darda kalan,
Zorluk içerisinde bunalanlar ağlamaz.
Sevinçten ağlayan insanlar da olduğuna göre,
Ağlamak korkaklık,
Yahut ürkeklik hâli de olamaz.

Ağlamak;
Yakarışın,
Yalvarışın,
Buluşun,
Görüşün,
Görkemin,
Kendi lisanınca iç dökmesi,
Hakikati gözyaşlarına sararak
Yüreklere ve yüreği olanlara uzatmasıdır.

Bu hâliyle ağlamak, cesaret işidir.
Yüreksizler ağlayamazlar,
Gerçeği kabullenemeyecek kadar korkak oldukları için.

Ağlamak, gönüllerin gönüllere selamı
Ve saygısıdır.
Samimiyet hâlidir,
Sadakat hâlidir.

Ağlayamamak illetine batmış
Yarı insan,
Yarı hayvan varlıklar bu huzurdan uzaktırlar.

Ağlayamamak;
Ruhi boşluğun,
Maddi sarhoşluğun,
Kendini ve kendi benini beğenemişliğin tezahürüdür.
Kalbin katılaşması,
Gözün çok gözlü gerçeklerden uzaklaşmasıdır.

Ağlayamamak;
Hafızası kaybolmuş,
Şirazesi kopmuş,
Dünyanın çarkları arasında
Benliğini yitiren “insancıklar”ın görünmeyen sonudur.

Bünyesi de,
Künyesi de yararsız fikirlerin bataklığına batmış,
Aklının randımanı kalmamış
İnsan suretindeki yılanlar ağlayamazlar.

Ağlayamayan insan,
Sürekli bir iç darlığı yaşar.
Duygusal yokluk tarafından kuşatılır çepeçevre.
Var olması,
Varlıklı olması
Ağlayabilecek kadar vakarlı olamadığı için,
Onu içinde bulunduğu ruhi bunalımdan,
Karışıklıktan
Ve manevi boşluktan kurtaramaz.

Kısacası ağlamak,
Her insanın gerçekleştiremeyeceği kadar soylu
Ve zorlu bir gerçektir.
 

_YUSUF_

Yönetici
Katılım
26 Haz 2008
Mesajlar
4,070
Tepki puanı
1,043
Puanları
113
Yaş
43
Allah razı olsun hanımefendi kardeşim
mevlam o şekilde ağlayacak imanı cümlemize nasip eylesin
Selametle kalın
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
43
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
Ağlamak fıtrî bir haslettir Ancak ince bir duygu, ince bir düşünüş ve ince bir ruha sahip olanlar ağlayabilirler Heybet, sevgi, korku, merhamet ve şefkat gibi kalbî hasletler olmadan içten gelen ağlayış mümkün değildir Bu da imanın yakîn ve kuvvetiyle ilgilidir Kur'an-ı Kerim böylesine yakîn sahiplerini anlatırken: “Onlar, Allah'ın ayetlerini duydukları zaman çeneleri üstü yere kapanırlar” (İsra, 107) buyurur Bir başka yerde ise, “az gülsünler, çok ağlasınlar” (Tevbe, 82) diye ihtar ederek, ölüm ve sonrasında başımıza gelecekleri tefekküre sevk eder
İnce duygu ve düşünce sahiplerinin bam teline dokunacak şeyler her zaman mevcuttur Hz Ebubekir ra, kendisine takdim edilen bir bardak soğuk suyu içtikten sonra, hıçkırıklarını tutamayıp ağlamıştı Kendisine niçin ağladığı sorulduğunda, bütün nimetlerden hesaba çekileceğini hatırladığını söylemişti
Hz Ömer ra ise, bir gün ak saçlı, ak sakallı bir papazı görmüş, ağlamaya ba şlamıştı Niye ağladığını soranlara, papazın dünyadaki perişanlığı yanı sıra, ahirette çekeceği ebedi azabı düşündüğü için ağladığını söylemişti
Onlar bazen bir ayet dinlediklerinde yıkılıp gidiyor, bazen de rikkatli bir hadise karşısında hıçkırıklara boğuluyorlardı
Bir garipsin şu dünyada
Gülme gülme, ağla gönül
Derdin dahi çoktur senin
Gülme gülme, ağla gönül
------------------------------
Kalp kasveti gözyaşının düşmanıdır Kayalardan su çıkar, ama kalbi kasvetle katılaşan kimselerin gözünden bir damla yaş akmaz Kur'an-ı Kerim bu hususu şöyle ifade etmektedir:
“Sonra kalpleriniz yine katılaştı Taş gibi, veya daha da katı oldu Çünkü taşlardan öylesi var ki, içinden ırmaklar kaynar Öylesi de var ki, çatlar da ondan su fışkırır Taşlardan bir kısmı da Allah korkusuyla yukarıdan aşağı yuvarlanır” (Bakara, 74)
Hz Mevlâna'nın buyurduğu gibi, susuz ve aciz kişinin ağlayışı manevidir, doğrudur İçten gelmeden soğuk ağlayışsa, o azgının yalanından ibarettir Kimi yaşlar, timsah gözyaşı gibi acımasızdır Kimi yaşlar yalan ve hileden ibarettir Yusuf'un kardeşlerinin ağlamaları gibi illetle doludur Kimi yaşlar, günahlara karşı içinde bir ürperti, iç murakabe, sevgi ve sadakat taşımayan kimselerin başka şeylere döktüğü gözyaşlarıdır Bunlar makbul ve meşru değildir
Kalp katılığının ilacı Allah dostlarını sık ziyaret etmek, onların sohbetini yapmak, kalbî bir rabıtayla onlara bağlanmak ve Allah'ı zikretmektir Bunların yanı sıra, ölümü düşünüp, tûl-i emel denilen dünyayla ilgili ardı arkası kesilmeyen hayallerden uzaklaşmak, eşya ve hadiselere ibret nazarıyla bakmak icab eder
-----------------------
Allah Rasulü buyuruyor: “İki göz cehennem ateşi görmez: Düşmana karşı nöbet bekleyen ve Allah korkusundan ağlayan gözler”
Efendimiz sav bu ve benzeri hadisleriyle, dışa karşı mücadele ve mücahede eden insanın bu durumuyla, içe karşı mücadele yapan ve nefsiyle yaka paça olan, bu yüzden de gözyaşı döken insanın amelini aynı mütalaa ediyor
Diğer bir hadîs-i şerifte: “Sinek başı kadar bile olsa, gözünden Allah korkusuyla yaş çıkan ve bu yaşı yanak yumrusuna değecek kadar akan hiçbir mümin kul yoktur ki, Allah onu (ebedi) ateşe haram etmesin”
Yine Efendimiz'in buyurduğu gibi, memeden çıkan sütün tekrar geriye dönmesi nasıl imkansız ise, Allah korkusundan ağlayan gözün cehenneme girmesi o derece imkansızdır Allah yolunda üstü başı toz toprak içinde kalan bir insanın durumu da bundan farklı değildir Çünkü Allah Rasulü, bu toz ve toprağın cehennem ateşiyle asla bir araya gelmeyeceğine dair birçok beyanda bulunmuşlardır
-------------------------
Yeryüzünde ilk ağlayan Adem babamızdır (Aleyhi's-selam) O, Hz Mevlâna'nın deyimiyle, mahzun bir şekilde ağlamak, inleyip feryad etmek için dünyaya gönderilmişti Biliyordu ki, tevbekârların nefesi ıslak gözyaşlarıdır Gözyaşı dökene acınır Her ağlamanın sonu gülmektir Sonunu gören adam, mübarek bir kuldur Akar su nerede ise orası yeşerir; nereye gözyaşı dökülür ise oraya rahmet nazil olur
Bu yüzden Adem as yaş yerine kan akıtıp ağlamış ve Allah'ın itabından kurtulmuştu Aslında Cennetten ayrılıp dünyaya indirilmekle, O'nun ağlayacak çok sebebi vardı Tam vuslata ermişken ayrılık kapıya dayanıp yine firkate düşmüştü Denizin suları gibi buharlaşıp, bulutların üzerine çıkabilmek için yine yaş gerekiyordu Yunus'un feryadıyla:
Ağla gözüm ağla gülmezem gayri
Gönül dosta gider gelmezem gayri
Yansın canım yansın aşkın oduna
Aksın kanlı yaşım silmezem gayri
---------------------------------------
Adem de ağlar, alem de ağlar, melek de ağlar, hayvan da ağlar Ağlamaya değer bütün hadiseler karşısında varlık ağlar Hurma kütüğü, Hz Rasulullah'ın ayrılığına dayanamayıp nasıl da ağlamıştı Kur'an-ı Kerim'de Firavun ve bağlılarının denizde boğuluşu anlatılırken: “Gök ve yer onların ardından ağlamadı” (Duhan, 29) buyrulmaktadır
Demek ki yer, gök ve ruhanilerin ağlayacağı kimseler vardır Ölen yavrusunun elemiyle acı acı miyavlayan bir kedinin ağlayışını hissetmemeye imkan var mı? Ya da dünyaya ilk gelişi esnasında feryad eden bebeğin gözyaşlarında gurbet ellere düşmenin ıstırabını duymamak mümkün mü?
----------------------------
Allah Rasulü de dünyaya gelirken ağlamıştı Ama onun ağlayışı bir başkaydı Figanında “ümmetim, ümmetim!” feryadı duyuluyordu Elini açtığı zaman: “Ürpermeyen kalpten, ağlamayan gözden sana sığınırım Allahım” diye dua ederdi
Bir gece teheccüde kalktığında “Göklerin ve yerin yaradılışında, gece ve gündüzün ayrılmasında, aklı başında kimseler için gerçekten açık ibretler vardır” (Âl-i İmran, 190) mealindeki ayet-i kerimeyi okuduğu zaman hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamıştı
Savaş meydanlarında O'nun gibi cengâver biri yoktu Korku nedir bilmezdi Cihad esnasında Sahabe daraldığı zaman, Efendimiz'in yanına sığınırlardı Fakat O nerede bir kalbi kırık görse oturur çocuk gibi ağlar, etrafını da ağlatırdı
Bir keresinde Kızı Zeyneb'in çocuğu hastayken kucağına almış, ağlamış ve şöyle demişti: “Bu, Allah'ın merhametli kullarının gönüllerine koyduğu rahmettir Cenab-ı Hak, bu rahmeti kullarından şefkatli olanlara ihsan eder”
Bir gün hutbede şöyle hitab etti: “Allah'a yemin ederim ki, eğer benim bildiğimi bilseydiniz, çok ağlar, az gülerdiniz” Hadisin diğer kaynaklardaki devamında: “Zevcelerinizin yataklarını terk eder, dağlarda ve çöllerde çığlık çığlık Allah'a yalvarırdınız”
Bu sözleri duyan sahabilerin hepsi başlarına cüppelerini çekmiş, ne olacak halimiz diye ağlaşıyorlardı

iktibas
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
43
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
Ağlayabilseydik saadetin kapısından içeriye adımımızı atmış olacaktık.
Ağlayabilseydik kurtuluş gemisine binip selamete ulaşanlardan olacaktık.
Ve ağlayabilseydik nur bahçelerinden açan çiçek olacaktık.
Allah’ım bize ağlamayı öğret!..
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
43
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
"Ağlayarak yüzüstü kapanırlar. Kur'an onların huşuunu arttırır" (İsra suresi/109)
"Siz bu kurana mı taaccüb ediyorsunuz? Ona mı gülüyor da ağlamıyorsunuz?" (Necm suresi/59-60)
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
43
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
Ağla bu gece ey nefsim. Ağlayacak neyin mi var? Neyin yok ki? Ağlamaya sebep mi ararsın ey nefis.

Ağla o zaman, herşeye bulduğun o vakti, namazlarına bulamadığın için ağla.

Ağla bu gece ey nefsim, her gece 8-10 saat keyfince uyuyup da, seni yalnızca Rabb’inin göreceği bir vakitte, riyadan uzak, gecenin en koyu bir zamanında duasız gecelerine ağla.

Ağla bu gece ey nefsim, ağzından çıkanı kulağının duymadığı zamanlarda, kırdığın kalplere ağla. ‘İyiliği emredip, kötülükten sakındırmakla’ görevli olan dudaklarının hakkı haykırmadığına ağla.

Ağla bu gece ey nefsim, ‘Mü’min örnek olandır’ düsturunca ne eşine, ne anne-babana, ne de evlatlarına hakiki bir örnek olamadığına ağla.

Ağla bu gece ey nefsim, Peygamberimiz’in ‘Cennet onların rızasındadır.’ buyurduğu anne-babanı hor görmene, onları terk etmene, arada bir dahi olsa onları aramamana ağla.

Ağla bu gece ey nefsim, her gün saatlerce izlediğin televizyona karşılık, gözlerini Kur’an’la buluşturmadığına ağla.

Ağla bu gece ey nefsim, dünyada kalacakmışçasına yaşayıp da ölümü hiç düşünmediğine, kabri aklına getirmediğine ağla.

Ağla bu gece ey nefsim, çeklerinin, senetlerinin, paralarının, yatının, katının hesabını yaptığın kadar; namazının, orucunun, kulluğunun hesabını yapmadığına ağla.

Ağla bu gece ey nefsim, Efendiler Efendisi (sas), hiç bir günahı olmamasına rağmen, Rabbisinden her gün yüzlerce ‘af’ dilemesine karşılık, tövbenin, senin aklına günde bir kere bile gelmemesine ağla.

Ağla bu gece ey nefsim, İslam büyükleri, imkanları olmadığı zamanlarda dahi, zekat verebilmek için çeşitli yollar aramalarına mukabil, sen, olduğu halde vermemek için ‘yükümlü değilim’ bahanesine sığınmana ağla.

Ağla bu gece ey nefsim, yaşlılarımızı küçümseyerek onlara karşı sıla-i rahim görevimizi yapmadığımıza ağla.

Ağla bu gece ey nefsim, sahabe-i kiram efendilerimizin ellerine geçen bir malı, kendi ihtiyaçları olmasına rağmen, hemen tasadduk etmelerine karşılık, senin özel günlerde dahi sadaka vermediğine ağla.

Ağla bu gece ey nefsim, ‘Komşusu açken, tok yatan bizden değildir’ prensibince, hangi komşunun ‘aç’ yattığını dahi bilemeyecek kadar ‘egoistçe’ yaşamana ağla.

Ağla bu gece ey nefsim, dünyanın dört bir yanında Hakk’a hizmet için çırpınan kalpler, binbir meşakkatle yoğrulurken, sen ‘oturduğun yerden ahkâm kesmene’ ağla.

Ağla bu gece ey nefsim, fuhşiyatın binbir çeşidi kol gezerken, kendini koruyamadığına ağla.

Ağla bu gece ey nefsim, Kainatın Rahmet Peygamberi’nin (sas), lanetlemesine karşılık, ‘yapan, ölü kardeşinin etini yemiş gibidir’ buyurduğu gıybeti, bırakamadığın için ağla. Kardeşinin, dostunun, amirinin gıybetini yapmayı devam ettirmene ağla.

Ağla bu gece ey nefsim, en çok da bütün bunlara rağmen kendini ‘haklı’ görmene ağla.

Ağlamaya sebep mi aramıştın ey nefis! Al işte, bir çırpıda söylenecek uyarılar. Fakat bilmem ki, Yüce Rabbimiz’in (cc) ve Peygamber’in (sas) sözlerinin ‘tesir etmediği’ sana bu uyarılar etki eder mi?

Hem öyle yalvaralım ki bu gece, Peygamber Efendimiz (sas), bizlere, burada rüyalarımızda, ötelerde de cennetinde kucağını açsın ve bizleri huzuruna mutlulukla çağırsın.

Gel ey nefsim, bu geceyi Kur’an’la dopdolu geçirelim ve okuduğumuz ayetler, kabir aleminde nur olsun bizlere.

Gel ey nefsim, Rabb’imizden, hakiki kurtuluşu, Hak yoluna infak edeceğimiz helal rızkı, dine hizmet edecek sıhhati, insanlığa Allah’ı ve Rasulü’nü sevdirecek aileyi isteyelim.

Ya Rabbi! Bu mübarek günlerde Efendiler Efendisi’nin istediği bütün güzellikleri istiyoruz bizlere nasip eyle, kaçındığı bütün kötülüklerden de uzaklaşmak istiyoruz muhafaza eyle Ya Rabbi. (Amin)
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
43
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
Gözyaşı ihlâs ve samimiyet sahibi bağrı yanık ciğeri dağlanan insanlar için bir boşalma ameliyesidir. O dünyâda gönülde dayanılmaz hale gelen aşk ateşinin ızdırabını bir nebze dindirirken ahirette Cehennem'in alevlerini söndürecek tek iksir olacaktır. Onun içindir ki Allah Rasûlü (sav) bu mevzûda şöyle buyurur: "Mahşerde Cehennem kıvılcımlarının insanları kovaladığı hengâmda Cebrail Aleyhisselâm elinde bir bardak suyla görünür. Ona "Bu ne?" diye sorarım ve bana şöyle cevap verir: "Bu mü'min kulların Allah korkusuyla ağlayıp gözlerinden döktükleri göz yaşlarıdır ve şu korkunç kıvılcımları söndürecek tek şeydir."

Yine bir başka hadîslerinde Efendimiz (sav) Allah korkusuyla göz yaşı dökmeyi cephede düşmanı kollayıp içimize sızmasına engel olan mücahidin nöbetine denk tutar. "İki göz Cehennem'i görmez" buyurur ve devam eder: "Biri Allah korkusundan ağlayan göz diğeri de memleketin içine düşebileceği tehlikeler karşısında yüreği atan ve nereden hangi gedikten düşman içimize sızacak hangi plânda bizi tahrip edip çürütecek diye nöbet bekleyen göz." Dışarda dışı içerde içi gözetleyen gözler. Evet iç fetihle dış fetih birbirine müsavîdir.

Kur'ân-ı Kerim de yer yer bu işi tebcil ve takdir ederek: "Onlar Allah'ın âyetlerini duydukları zaman çeneleri üstü yere kapanırlar"(İsrâ 17/107) buyurur. Bir başka yerde ise "Az gülsünler çok ağlasınlar" (Tevbe 9/82) ihtarında bulunur. Bu bir nevi "Düşünün ve bir sürü kazandığınız şeyler karşısında yürekleriniz hoplasın.! Ölüm ve sonrasında başınıza gelecekleri ve hesap yerindeki durumunuzu tefekkür edin de az gülün çok ağlayın" demektir. Bu yönü ile göz yaşı Cennet kevserlerine müsavî tutulur.. ve Efendimiz "Ürpermeyen kalbden yaşarmayan gözden sana sığınırım Allah'ım" diye yalvarır. Kalbleri kaskatı olmuş duyguları örümcek bağlamışlarda göz yaşı görülmez.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt