Masumane çocuk duygularının kurbanı,Soraj Gulam Habib'in oyuncak sandığı
bomba hayatını karartmıştı.
Bir gün, kuzenlerimle birlikte parkta piknik yapmaya gittim. Afganistan yeni yılının başlangıcı idi. Eve dönerken yolun kenarında sarı bir kutu gördüm. Elime aldım ve açmak istedim. Yere attığımda patladı." Bu sözler Afganistanlı bir gence, Soraj Gulam Habib'e ait. 10 yaşındayken her çocuğun merakını uyandıracak bir kutuyu eline alınca iki bacağını kaybetmiş: "Çok tehlikeli bir bomba, fakat bakınca güzel gözüküyordu. Bir çocuk için çok ilginçti."
ABD uçaklarının havadan attığı acil gıda yardımları da sarı renkteydi. Ancak Habib'e denk gelen sarı kutu aslında bir "BLU-97"ydi. Yani ABD'nin Afganistan'da Taliban'a karşı düzenlediği hava bombardımanlarında kullandığı, patlayınca dağılan küçük misket bombalarından.
Hastaneye götürdüklerinde doktorlar ağır yaralı olduğu için ilk önce iğne yaparak öldürmek istemişler: "Böyle yaşaması onun için ileride iyi olmaz. Ölmesine izin verin." Doktorların varlık nedenlerine tezat bu kararına isyan edip, oğlunu kurtarmaları için yalvaran baba sayesinde Habib hayata döndürülmüş.
Sadece Habib değil, "oyuncak buldum" diye sevinip bacaklarını kaybeden ve geri kalan "değersiz" hayatını tekerlekli sandalyede geçiren yüzlerce Afgan çocuğu var. Ayrıca Afganistan'da tekerlekli sandalye bizim buranın Fiat Palio'su gibi bir şey. O yüzden arkadaşlarına sürünerek yetişmeye çalışan yine yüzlerce çocuk var. Uluslararası örgütler, misket bombaları mağdurlarından yüzde 60'ının çocuk olduğunu söylüyor.
Soraj Gulam Habib, şimdi bir delikanlı ve çocukların hayatını karartan bu tür ölümcül silahlara yasak getirilmesi için mücadele ediyor. Akabinde, misket bombalarının yasaklanması için Dublin'de toplanan 109 ülkenin yetkililerine de destek veriyor.