Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Abdurrahim Karakoç şiirleri (1 Kullanıcı)

selimoglu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
1 Ara 2006
Mesajlar
504
Tepki puanı
0
Puanları
0
İSYANLI SÜKUT

Gitmişti makama arz-ı hâl için,
'Bey' dedi, yutkundu, eğdi başını.
Bir azar yedi ki oldu o biçim...
'Şey' dedi, yutkundu, eğdi başını.

Kapıdan dört büklüm çıktı dışarı,
Gözler çakmak çakmak, benzi sapsarı...
Bir baktı konağa alttan yukarı,
'Vay' dedi, yutkundu, eğdi başını.

Çekti ayakları kahveye vardı,
Açtı tabakasın, sigara sardı.
Daldı.. neden sonra garsonu gördü,
'Çay' dedi, yutkundu, eğdi başını.

İçmedi, masada unuttu çayı;
Kalktı ki garsona vere parayı,
Uzattı çakmağı ve sigarayı,
'Say' dedi, yutkundu, eğdi başını.

Döndü, gözlerinde bulgur bulgur yaş,
Sandım can evime döktüler ateş.
Sordum: 'memleketin neresi gardaş? '
'Köy' dedi, yutkundu, eğdi başını.

Yürüdü, kör-topal çıktı şehirden,
Ağzına küfürler doldu zehirden;
Salladı dilini... vazgeçti birden,
'Oy' dedi, yutkundu, eğdi başını.

ABDURRAHİM KARAKOÇ

 

Kur'ana sevdalı

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Ara 2008
Mesajlar
2,706
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
48
Yüreğine sağlık koca şairin,sizinde emeğinize sağlık kardeşim.

Biraz azim, biraz gayret” derim ha

“Delinir karanlık, sabret” derim ha

“Şanlı mazi döner elbet” derim ha

Oy güzel vatanım, oy Anadolu..

 

selimoglu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
1 Ara 2006
Mesajlar
504
Tepki puanı
0
Puanları
0
Benzettiler

Benzettiler

Yeni bir afyondur yenen her lokma
Biber avrupalı,tuz avrupalı.
Gülücükler sahte kirpikler takma
Dudak Avrupalı,göz Avrupalı.

Bebeklikte benliğini yitiren
Tepe tepe tepemizde oturan
Bizi çıkmazlara alıp götüren
Ayak Avrupalı,iz avrupalı.

Birisi diskoda içer kıvırır
Birisi kulüpte konken çevirir
Yapmasını bilmez ki yıkar devirir
Ana avrupalı,kız avrupalı.

Kalıba uydurdu uyduklarımız
Yazmakla bitmez ki duyduklarımız
Paris modasıdır giydiklerimiz
Astar avrupalı,yüz avrupalı

En mahrem yerlerin kalktı örtüsü
Beş santim tırnaktır ellerin süsü
Bütün bunlar medenilik ölçüsü
Cilve avrupalı naz avrupalı

İster sari deyin isterse ırsi,
Büyük revaç buldu makbulün tersi
Duyduğumuz 'okey,adiyös,mersi'
Ağız avrupalı söz avrupalı

Her gün karşımıza on zıpır çıkar
Bağırır,çağırır,devirir yıkar
Dinler kulağımız gözümüz bakar
Şarkı avrupalı,saz avrupalı.

Başımız ayıkmaz binlerce halttan
Örf,adet gemimiz delindi alttan
Analar Muğla'dan Van'dan Tokat'tan
Bebek avrupalı bez avrupalı

Sahnede ekranda hıyar dinleriz
Deliye,densize uyar dinleriz
Saçma çığlıkları duyar dinleriz
Şarkı avrupalı saz avrupalı

Herkes soyunuyor açılmıyor ki
Sokakta boynuzdan geçilmiyor ki
Müslüman gavurdan seçilmiyor ki
Şekil avrupalı,poz avrupalı

Türklük bu mu desem bu diyecekler
Şampanyayı sorsam su diyecekler
Bir gün kökümüze hu diyecekler
Kabuk avrupalı,öz avrupalı.

ABDURRAHİM KARAKOÇ
 

selimoglu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
1 Ara 2006
Mesajlar
504
Tepki puanı
0
Puanları
0
Giden Bayramlardan almadık bir tad

Gardaş bu senenin bayramı nasıl?

Şenay’larda bayram her gün, her saat

Elif’in, Döne’nin bayramı nasıl?



İçinde boğulduk derdin, acının

Uykusu bitmedi şeyhin, hacının

Üç gardaşı şehit veren bacının

Oğulsuz ananın bayramı nasıl?



Neşe topuğumda, elem boyumda

Sen çoğunu anla, ben az deyim de

Kim öldü, kim kaldı garip köyümde

Ya bizim hanenin bayramı nasıl?



Dert deşmek değildir gayem, niyetim

Düşündükçe sızlar kemiğim, etim

Gelini dul kalmış, torunu yetim

Ak saçlı ninenin bayramı nasıl?



Hangi eller sürer suçluyu suça

Güdümlü başların destesi kaça

Kimler zorlanıyor gönülsüz göçe

Boş kalan binanın bayramı nasıl?



İşkence altında ezilir canlar

Masum yiğitlerle dolu zindanlar

Ses verin mezardan ulu sultanlar

Yusuf-u Kenan’ın bayramı nasıl?



Bizden sandığımız bize yabancı

Görünen simalar göze yabancı

Kabukta bayram var, öze yabancı

Söyleyin, mânânın bayramı nasıl?



Sabahtan haber yok, ufuklar kara

Semerkant kan ağlar, yanar Buhara

Keşmir, Kâbil, Kerkük hasret bahara

Kudüs’ün, Sina’nın bayramı nasıl?



Ayşe’nin bayramı gözyaşı, firak

Sultan’ı derdiyle baş başa bırak

Sormadan geçemem, etmişim merak

Nükhet’in, Nana’nın bayramı nasıl?



Mücahit, maddeye yapar akını

Devrimci, soygundan tutar yükünü

Biz toprağa verdik Hikmet Tekin’i

Kotil’in, Zana’nın bayramı nasıl?



Doğduğundan beri çamlar deviren

Ekranda iftira, yalan savuran

Salyası, ülkeyi göle çeviren

Boynuzlu dananın bayramı nasıl?


Abdurrahim KARAKOÇ
 

selimoglu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
1 Ara 2006
Mesajlar
504
Tepki puanı
0
Puanları
0
Üstad Abdurrahim KARAKOÇ yoğun bakımda ve durumu hakkında iyi haberler gelmiyor..

Kardeşler,Dualarımızla üstadın yanında olalım..
 

sahaff

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Kas 2009
Mesajlar
276
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
Dinime taş atan dini güdüğe,
Irkıma küfreden iğrenç düdüğe,
Davasız, gayesiz şo pis hödüğe,
Şo sözden cayana gardaş mı deyim?


Allah razı olsun üstad..

(Bu mısraları paylaşmam lazım)
 

selimoglu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
1 Ara 2006
Mesajlar
504
Tepki puanı
0
Puanları
0
"Arı dil", "Öz Türkçe" deyip durursun,
Kabuk Türkçe var mı ulan boynuzlu?
Akıl'ı beğenmez ,"us" uydurursun,
Bir değil, beş değil hilen boynuzlu.

Lokantanın adı "sosyal otlangaç",
Ana "doğuraç"mış, baba "doğurgaç"...
Zehirin seksen küp , boynun kırk kulaç!
Yoktur senin gibi yılan boynuzlu.

Mecburiyet "zorun", mesele "sorun";
Dedenin dilinden anlamaz torun.
Bölünsün mü yani dün ile yarın,
Tarihlere karşı gelen boynuzlu?

Boynuzlusun amma değilsin boğa.
Sence şuur "bilinç", tabiat "doğa".
Ağzından düşmüyor "emekçi ,ağa",
Milleti ikiye bölen boynuzlu.

Hostes "gök götürü konuksal avrat".
Hadi "tilcik" taze, kelime bayat...
Bu ne nane ,bu ne turşu be gavat?
Var mı manasını bilen ,boynuzlu?

İstiklal Marşı'na neden ötürü,
Bir "ulusal" soktun bir de "düttürü"?
Ve derken "bağımsız" eyledin hürü..
Her gün bir havadan çalan boynuzlu.

Eser neden "yapıt", şiir neden "yır"?
Cümle neye "sözcük" olsun be hınzır?
Bu ağaçta dal koymadın kır ha kır..
Nazımoftan arta kalan boynuzlu.

Psikolojiye "ruhbilim" diyen,
Sonra "zivindirik bilek" eyliyen.
"İlginç" etiketli binbir b.. yiyen,
Hep sen değil misin gülen boynuzlu?

Refakatinde mi?"Eşliğinde" mi?
Gidersin azıya almış da gemi.
Her nerede görsem tanırım seni,
İçin yalan dışın yalan boynuzlu.

Örnekler saymakla bitecek olsa,
Verdiğim ders sana yetecek olsa,
"Koşullar" müsade edecek olsa,
Derdim filan,filan,filan boynuzlu
.

Şair Abdurrahim Karakoç
 

_YUSUF_

Yönetici
Katılım
26 Haz 2008
Mesajlar
4,070
Tepki puanı
1,043
Puanları
113
Yaş
42
Üstadımızın bugun hakka kavuştuğunu öğrendik.
Allah celle celaluhu üstadımıza rahmeti ile muamele etsin inşaAllah
 

sahaff

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Kas 2009
Mesajlar
276
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
Üstad Abdurrahim Karakoç'a Allahtan rahmet diliyorum.


Ben Milletim uğruna adamışım kendimi
Bir doğrunun imanı, bin eğriyi düzeltir.
Zulüm Azrail olsa, hep Hakk'ı tutacağım
Mukaddes davalarda ölüm bile güzeldir.


Abdurrahim Karakoç
 

selimoglu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
1 Ara 2006
Mesajlar
504
Tepki puanı
0
Puanları
0
Dik duruş ve tevazu sembolü Karakoç'u uğurlarken..

Romantikler, Mihriban'ı ile tanır.

"Lâmbamda titreyen alev üşüyor"un, "Ayrılıktan zor belleme ölümü" sözlerinin derin anlamını tefekkür ederek.

Ben, daha ortaokul yıllarımda, "Kuşların göz bebeğine, Hak yol islam yazacağız" şiiri ile tanıdım.

Sadece kuşların gözbebeğine değil..

Memurların masasına..

Zenginlerin kasasına..

Masonların locasına da, "Hak yol islam yazacağız" diyordu, Abdurrahim ağabey..

akit'te yıllarca yazdı..

Gazetedeki yazıları da, şiir gibiydi..

akit'le ilgisi sadece "yazmak" değildi..

Gönülden seviyordu akit'i...

Tek sebebi vardı; akit'e yönelik sevgisinin: "dik durmak"

Bunu şöyle ifade etmişti, akit'teki ilk yazısında..

Önce kendisi sormuştu:

"Neden başka bir gazete değil de akit?"

Ve kendisi bu soruyu, şöyle cevaplamıştı:

"Ben korkakların tarlasına dahi adım atmaktan korkarım..."

Evet, Abdurrahim ağabeyin, korkaklarla hiç işi olmadı..

Hep dik durdu.

Dik duranlarla birlikte oldu.

Mahkemelerdeki savunmalarını da, hiç eğip bükmeden, "O yazıyı, ben yazdım. Bugün aynı olay yaşansın, yine aynısını yazarım" netliği ile yapıyordu.

Kimler mi dava açmadı?

Hahambaşından tutun. Hahambaşının özel olarak dolaşıp talimat verdiği kartel kalemşörleri mi?

Hedef gösterdiler..

Savcılar, zaten dünden hazırdı..

Hemen açtılar davayı..

Abdurrahim ağabeyin İsrail aleyhine yazdığı bir yazıdan dolayı..

İsrail'in, Filistinlilere yönelik katliamını eleştiriyor, "Hitler, bugünleri mi görmüştü" hatırlatması yapıyordu..

Hitler'e de karşı idi.. Şaron'a da..

Hitler ve "Hitler zamanının Şaronları" için; birine "dinsiz", diğerine "imansız" benzetmesi yapmıştı.

"Dinsizin hakkından, imansız gelir" demişti..

Onun Hitler karşıtlığını gizleyip, "Yahudileri kötülüyor" diye suç isnat ettiler..

Başaramadılar..

Beraat etti, Abdurrahim ağabey.

Mahkemelerdeki savunmasında, oğlu Türkislam Karakoç yılların avukatı olmasına rağmen, ona dahi imkan vermez, "Ben yapacağım savunmamı" derdi..

Başörtü aleyhine gösteri yapan kadınlar için, "Azgın kadınlar festivali" başlığı ile bir yazı kaleme almıştı.

O kadınlardan bazıları dava açtılar..

"Uzlaşmak istemiyorum" dedi ve savunmasını şöyle yaptı: "Kadınlara özgürlük istenilen bir gösteride, kadınlara yönelik bir giysinin yasaklanmasının istenmesi, çok garip bir tutarsızlıktır. Bugün o gösteri yapılsın, yine aynı yazıyı yazarım!"

Hakim bey, bu kararlı duruşu, adeta işlenen suçun kararlılığı olarak yorumlayıp, verdiği cezada indirime gidilmemesine de sebeb olarak gösterdi..

Ama, Yargıtay bozdu o kararı..

Böylesine tavizsiz idi, Abdurrahim ağabey..

akit'le gönül bağını perçinleyen bir olayı, 2004'de kendisi şöyle anlatıyordu:

"akit gazetesi, ağır bir bedel ödedi. O günlerde bana karşı açılan bir tazminat davasının ilk duruşmasına çıkmıştım.. Davacı avukat, duruşma hakimine hitaben; 'Efendim, kendileri akit gazetesi yazarıdır' diye, bir ifade kullandı.. Ben ise; 'akit gazetesinde yazı yazmak bir suç mudur? Gözünüz aydın, kapandı' dediğimde, hakim bey; 'Kapandıysa bir daha açarsınız' tavrıyla kanaatini belirtmiş oldu..

Daha o anda davayı kaybedeceğimi anlamıştım.. Nitekim öyle oldu ve hiçbir suç unsuru bulunmayan sözümden dolayı tazminat ödemeye mahkûm edildim..

Bazı mahfillerde bazı kişilerin akit gazetesine olan alerjilerini biliyordum, fakat bu kadar açıktan, adı parola gibi kullanılarak zanlı veya suçlu mevkiine taşınacağını tahmin etmiyordum.."

Böyle anlatıyordu Abdurrahim ağabey, 28 Şubat'ta sembol olmuş, akit'in dik duruşunu..

O dik duruşun bazı mahfillerde, "cezalandırma" için nasıl parola olduğunu bizzat görmüş, yaşamış ve tarihe not etmişti..

Abdurrahim ağabey, dün Hakk'a kavuştu..

Allah rahmet eylesin..

Tevazusu ile örnek idi..

Dürüstlüğü ile, tavizsizliği ile örnek idi..

Ailesine ve tüm sevenlerine, başsağlığı diliyorum..



Ali Karahasanoğlu - Yeni Akit
 

selimoglu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
1 Ara 2006
Mesajlar
504
Tepki puanı
0
Puanları
0
HASAN'A MEKTUP


Ya... işte böyledir kardeşim Hasan

'Kazan ver, yiyelim, sen bak' diyorlar.

Yiyince dursalar gam değil amma,

Üstelik, adama 'ahmak' diyorlar.



Tecavüze uğrar din, ahlâk, töre

De gel haber anlat sağıra, köre

Utanmadan bir de göz göre göre,

Herifler, boynuza 'kulak' diyorlar.



Yıkıp devirmektir tek çabaları

Menfaatsiz olmaz merhabaları

Bir kızıl baykuşun kör hempaları

Ayağa 'baş', başa 'ayak' diyorlar.



Sen ak'a ak dersin, onlar 'kara' der

Sen Allah dedikçe, onlar 'para' der

Bilemedik gitti bu ne biçim yer

Namusun kirine 'kaymak' diyorlar.



Gayeleri gedik açmak her safta

Gezer ellerinde kirli bir yafta

Aldatamazlarsa 'mürteci', softa

Aldananlara da 'salak' diyorlar.



Bunlar sosyal adaletin tellâlı

Bunlar sol açık'tır, sola sevdalı

Bunlar su içerken ıslık çalmalı

Öyle ya vatana 'otlak' diyorlar.



Söyletme be Hasan, dert kucak kucak..

Sardılar her yeri köşe ve bucak

Yetmez mi, kemiğe dayandı bıçak?

Ayının postuna 'bayrak' diyorlar.



Derler ki: Siz susun biz söyleyelim;

Hep biz yönetelim, hep biz yiyelim.

Artık bu oyuna hayır diyelim

Biz sustukça onlar, 'korkak' diyorlar...

Abdurrahim Karakoç
 

selimoglu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
1 Ara 2006
Mesajlar
504
Tepki puanı
0
Puanları
0
Bayramlar Bayram Ola -

Ana, bu bayram mı? . Aman çok ayıp
Çocukken gördüğüm bayramlar hani?
Mübarek elleri öpüp, koklayıp
Yüzüme sürdüğüm bayramlar hani?

Hani ya o özlem, hani ya o tad?
Ne dışım kaygusuz, ne içim rahat
Haftalar öncesi her gün, her saat
Babamdan sorduğum bayramlar hani?

Nur yağan geceler, gündüzler nerde?
Neşe paylaştığım öksüzler nerde?
Dost yollar, dost evler, dost yüzler nerde?
Huzura erdiğim bayramlar hani?

Kar çiçeğim solmuş kar yatağında
Can verir ırmağın dar yatağında
Arife gecesi yer yatağında
Üstüme serdiğim bayramlar hani?

Bayram demek takvimdeki yazı mı?
Bayram hasret, bayram ağrı, sızı mı?
Açıp yüreğimi, yumup gözümü
Özüne girdiğim bayramlar hani?

Bayram af günüdür, barış günüdür
Bayramlar rahmete giriş günüdür
Bayram, Hak menzile varış günüdür
Gönlümü verdiğim bayramlar hani?


Suları Islatamadım(sh.68)

Abdurrahim Karakoç
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt